Küresel eğitim sisteminde köklü bir dönüşüm yaşanıyor. Ezberci modellerin ötesine geçen eğitim anlayışı, yapay zeka destekli ve bireye özel çözümlerle yeniden şekilleniyor.
OECD’nin 2024 tarihli “Daha Uzun Çalışma Hayatları İçin Daha İyi Kariyer Seçimlerini Teşvik Etmek” raporuna göre, bireylerin kariyerleri süresince ortalama 12 kez mesleki dönüşüm geçirmesi bekleniyor. Bu veriler, eğitimin artık yaşam boyu süren, kişiselleştirilmiş ve esnek bir süreç olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Eğitimde yaşanan bu paradigma değişimini hızlandıran en önemli etkenlerden biri ise yapay zeka teknolojileri. Öğrenme deneyimleri, artık bireylerin hızına, ilgi alanlarına ve potansiyeline göre şekilleniyor.
Veriler Geleceği Gösteriyor
HolonIQ’nun 2025 Eğitim Trendleri Raporu, küresel eğitim sektörünün 2030 yılına kadar 10 trilyon dolarlık bir hacme ulaşacağını öngörüyor. Bu büyümenin temel dinamiklerini ise erken çocukluk eğitimi ve iş gücü yetkinliklerine yapılan yatırımlar oluşturuyor. Aynı rapora göre, 2025 sonunda eğitim teknolojileri pazarının 404 milyar doları aşması bekleniyor.
IDC verileri, dijital beceri geliştirme alanında 2024 itibarıyla yapılan yatırımların 500 milyar dolara ulaştığını gösteriyor. Yapay zeka becerilerine sahip bireylerin, sadece akademik dereceye sahip olanlara kıyasla ortalama %23 daha yüksek maaş aldığı da dikkat çeken bulgular arasında. Tüm bu göstergeler, yetkinlik temelli, kişiselleştirilmiş ve teknoloji destekli eğitimin artık geleceğin değil, bugünün gerçeği olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.
“Eğitim, Kendini Keşfetme Yolculuğudur”
Yeni nesil eğitim platformu UpLife Academy'nin kurucusu Nilay Arslan, bu dönüşüm sürecini şöyle değerlendiriyor: “Eğitim yalnızca bilgi aktarmak değil, bireyin kendi potansiyelini fark etmesine aracılık etmektir. UpLife olarak biz, bireylerin kendi yollarını keşfetmelerine ve bu yolda dönüşmelerine rehberlik ediyoruz.”
İnsan odaklı bir eğitim yaklaşımını benimsediklerinin altını çizen Arslan, teknolojinin bu sürecin sadece bir aracı olduğuna dikkat çekiyor: “Eğitimdeki en büyük fırsat, teknolojiyi insanın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirebilmekte yatıyor. Yapay zeka ve veriyle desteklenen, ancak merkezinde insan olan bir öğrenme modeli inşa ediyoruz. Kişiselleştirilmiş öğrenme, yalnızca teknolojiyle değil; empati, anlayış ve içgörüyle mümkündür.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?