İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson: AB sizi bürokrasiye hapseder

“AB sizi bürokrasiye hapseder” diyen Boris Johnson, Türkiye ile İngiltere arasında daha güçlü iş birlikleri çağrısı yaptı.

2.06.2025 16:50:120
Paylaş Tweet Paylaş
İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson: AB sizi bürokrasiye hapseder

 Tuba İlze / CAPİTAL

Geçtiğimiz günlerde Maliye Hesap Uzmanları Vakfı (HUV) tarafından düzenlenen “Yeni Dünya Düzeninde Değişen Jeopolitik ve Ekonomik Dinamikler” başlıklı panelde konuşan Birleşik Krallık eski başbakanı Boris Johnson, yalnızca siyasi deneyimlerini değil yeni dünya düzenine dair çarpıcı görüşlerini de paylaştı. Uluslararası kurumların hantallığından Batı’nın stratejik yön kaybına, Çin’in ekonomik gücünden Türkiye’nin diplomatik esnekliğine kadar pek çok başlıkta net ve doğrudan mesajlar verdi. “Sistemler çöker ama insanlar çözüm bulur” diyen Johnson özellikle Türkiye’ye yaptığı çağrılarla dikkat çekti: “AB sizi esnekliğinizden eder ama biz size hareket alanı öneriyoruz” diyerek İngiltere ile Türkiye’nin çok daha fazla iş birliği yapması gerektiğinin altını çizdi.

ABD hegemonyası tamamen bitmedi

Johnson’a göre ABD hala küresel güç dengesinin merkezinde. Ancak bu hegemonya artık daha paylaşımcı ve daha koalisyon bazlı ilerlemek zorunda. “Ben ABD olsam rahat hissederdim. Bence ABD hegemonyasının bittiği fikri tamamen yanlış. Uzun vadeli tüketim gücü, nüfuz alanı ve teknoloji liderliği halen ellerinde” dedi. Bununla birlikte, ABD’nin Ukrayna savaşındaki ekonomik yükünü eleştiren Johnson, “Amerikalılar çok çalışıyorlar ve şu andaki çalışma tarzıyla Avrupa’yı sübvanse ediyorlar. Amerikalı vergi mükellefleri Avrupa’nın güvenliğini finanse ediyor” diyerek mevcut dengenin sürdürülemez olduğunu belirtti. Trump’ın ekonomi temelli pazarlık çıkışlarını ise “sert ama stratejik” olarak yorumladı. “Trump’ın tarifelerdeki mantığını anlamamız lazım. Vergi ve tarife tehdidiyle ABD’de yatırımı teşvik etmek istiyor. Zaten seçmenlerine bunu vaat etmişti. Ancak yine de ticarette atılan adımları bir mantıkla açıklayabilmeniz gerekir” ifadesinde bulundu.

“Çin’i dışlayamayız, onunla yaşamayı öğreneceğiz”

Johnson, Çin konusunda klasik Batılı liderlerden farklı olarak savunmacı değil, dengeleyici bir dil kullandı. “Çin’i dışlayamayız, onunla yaşamayı öğrenmeliyiz. Ekonomik ağırlığı önemli ama bu ağırlığı yönetebiliriz” dedi. Çin’in küresel ekonomideki yeri artarken, Batı’nın daha akılcı ve içeriden etkileyen bir strateji izlemesi gerektiğini savundu. ABD-Çin geriliminde aşırı kutuplaşmanın zarar getireceğini belirten Johnson, Türkiye gibi dengenin merkezindeki ülkelerin bu tabloda kritik bir pozisyonda olduğunu vurguladı.

“AB sizi esnekliğinizden eder”

Johnson AB’ye karşı olmadığını ama özellikle Türkiye gibi esnek yapılara sahip ülkeler için uygun bir model olmadığını ifade etti. “AB sizi kendi müktesebatıyla içeri çeker. Esnekliğinizi kaybedersiniz” dedi. COVID döneminde AB içindeki ağır işleyen mekanizmaların üyelere baskı yarattığını örnek gösterdi. “Ben anti-AB değilim ama Birleşik Krallık doğru karar verdi” diyerek Brexit’i savundu. Johnson’a göre Türkiye’nin çok yönlü dış politikası ve jeopolitik konumu, onu yeni kurulan düzenin merkezine yerleştiriyor. “NATO üyeliği, Rusya ile diyaloğu, Orta Doğu’daki etkinliği ve Çin ile ekonomik temasları sayesinde Türkiye, masada olmak için gereken her şeye sahip. Altyapı, teknoloji ve istihbarat gibi alanlarda Türkiye ile daha derin iş birlikleri kurabiliriz” diyen Johnson, savunma alanında da şöyle konuştu: “Türk savunma sanayii potansiyeli İngiltere’ye göre bile ileri gidiyor. Neden daha fazla ortaklık yapmıyoruz?” AB yerine Avrupa Atlantik Serbest Ticaret Anlaşması yapmak için çağrıda bulunarak Atlantik ortaklıklarının daha esnek ve kârlı olduğunu savunan Johnson, Türkiye’ye “Bize katılın” çağrısı yaptı.

"Boğaz'ı geçmek istiyordum ama izin vermediler"

"Birleşik Krallık ve Türkiye olarak ilişkilerimizde özgüvenli hareket etmeliyiz. Çok sayıda Türk İngiltere'de yaşıyor. Sadece bu yıl Türkiye'ye 5 milyon İngiliz gelecek" diyen Johnson, kişisel bir not da paylaştı. İstanbul Boğazı'na duyduğu ilgiyi dile getirdi Ağustos ayında iki kardeşinin Boğaz'dan yüzerek geçeceğini söyleyerek kendisinin de bu deneyimi yaşamak istediğini ancak güvenlik gerekçesiyle izin verilmediğini esprili bir dille anlattı. "Eğer mümkün olursa bunu yapmaktan büyük mutluluk duyarım" sözleri salonda tebessümle karşılandı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz