CEO'nun önlem planı

Enflasyon, birçok ülkede son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı...

26.09.2022 09:34:000
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'nun önlem planı

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Pandemi ve buna bağlı nedenlerle zaten kaosa sürüklenmiş olan tedarik zincirleri, Batı’nın Rusya’ya yaptırımlarıyla küresel ticareti daha da çıkmaza soktu. İşte bu ortamda tüm dünyada CEO’ların ajandasını, enflasyonist ortamı nasıl yöneteceklerine dair başlıklar dolduruyor. Tedarik zinciri yönetimi, işletme sermayesinin küçültülerek nakit akışını hızlandırmak ve çalışanların alım gücünü koruyacak politikalarsa Türkiye’deki liderlerin enflasyona karşı aldığı önlemler olarak ön plana çıkıyor.

Ekonominin kısa dönemde gidişatını anlamak enflasyonist dönemde oldukça güç. Bu ortamda şirket bünyesindeki pek çok “defonun” daha net görülmeye başlaması da dikkat çekici. Şişen bilançolar, borçlulukta alarm veren seviyeler, alacaklarda yanlış vadeleme, yanlış fiyat uygulamaları, gereksiz stok maliyeti, hareketsiz kalmış tedarikçilere sahip olmak artık daha vahim sonuçlar doğrabiliyor. Tüm bunların yanlış yönetimi, şirketlerin piyasadan silinmesine bile neden olabiliyor. Her şeyin “iyi” gittiği dönemlerde hatalar su yüzüne çıkmazken, enflasyonist ortamda rekabetten sıyrılmanın, hatta ayakta kalmanın yolu enflasyona endeksli süreçleri iyi yönetmekten geçiyor. Aslında Türkiye’de büyük ölçekli şirket CEO’larının çoğu, enflasyonist ortama yabancı değil. Bu dönemde hızlı karar almanın önemini tecrübelerine dayanarak biliyorlar. Hatta krizi fırsata çevirmenin enflasyonist ortamda mümkün olduğunun da farkındalar. İşte bu nedenlerle pek çok şirket CEO’su, doğru önlemler alarak rekabetten sıyrılmak için çalışıyor. Ajandalarındaki en önemli konu “enflasyon yönetimi”. Her birinin kendi şirketine özel bu kaotik ortam için farklı önlem planları var. Ancak tedarik zinciri yönetimi, nakit akışı planlaması, ince bilanço yaratmak, özsermayeye, borçluluk seviyesine dikkat etmek gibi konularda birleşiyorlar. 

BİLANÇOYA DERİN BAKIŞ 

Ekonomik kriz dönemleri şirketlere bilançoya çok daha derinlemesine bakma fırsatı veriyor. Bu konuya son dönemde daha fazla dikkat eden isimlerden biri de Anadolu Grubu İcra Başkanı Hurşit Zorlu. Zorlu, işlerin iyi gittiği zamanlara dikkat çekiyor. Bu dönemde önemsenmeyen veya şirketi o kadar etkilemeyen rakamsal hataların bilançoları şişirebildiğini belirtiyor. Bu durumda alacakların, stokların büyüdüğüne vurgu yapıyor ve ekliyor: “İşler iyi gittiği zaman bu süreçlere bağlanan paralar da çok dert olmuyor. Ama işler sıkıştığında bilançoyu daha iyi yönetmek gerekiyor. Biz de bu kültürü şu anda tüm grup şirketlerine merkezden veriyoruz. İşletme sermayesini azaltarak ince bilançoya ulaşıyoruz.” Enflasyonist dönemde üzerinde durdukları temel kriterlerin, serbest nakit yaratma ve dolayısıyla borçluluk seviyelerini düşürmek, yabancı para cinsinden borçları azaltmak ve mümkün olduğunca TL riski taşımak olduğunu söyleyen Zorlu, net borç/EBITDA oranlarını olabildiğince makul seviyelere çekmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Akça Kimya Genel Müdürü Alp Sarıcı, enflasyonist ortamda ne yapılması gerektiğini bilen bir jenerasyondan. Ancak şu anda kimya sektöründe enflasyon dışında başka parametrelerin de devrede olduğunu belirten Sarıcı, mevcut konjonktürü şöyle anlatıyor: “Enflasyon bir taraftan ürün ve hizmet maliyetlerini yukarıya çekerken diğer taraftan hızlı tüketimi ve artan fiyatlarla stok malzemesinin kârlılığını artırıyor. Fakat biz bu kârı sürreel ve köpük olarak görüyoruz. Enflasyon ortamında işlerimizi yönetirken baktığımız parametreler miktar bazında büyüme, fiyatlandırmada döviz ve vadeden arındırılmış kâr etkisi ve yerine koyma maliyeti olarak sıralanıyor.” 

TEDARİK ZİNCİRİ İLK SIRADA 

Liderlerin ajandalarının önemli başlıkları arasında tedarik zinciri genellikle ilk sırada yer alıyor. Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, tedarikte daha hızlı temin için alternatif arayışlara girdiklerini söylüyor. Siparişte çeşitliliği azaltıp koşan ürün siparişine geçtiklerini ve stok maliyetlerini kıstıklarını belirtiyor. Aydoğdu, “Zaten kıtlık yılı olduğundan birinci tercih ürün bulabilmek, fiyat ikinci öncelik oldu” diye devam ediyor. HPE Türkiye, Kazakistan ve Kırgızistan Genel Müdürü Güngör Kaymak, “Verilen tekliflerin geçerlilik süresi daha kısalırken, gelen siparişlerin çok hızlı işleme alınması, üretim ve nakliye süreçlerinde yaşanabilecek öngörülmeyen maliyet artışlarının minimize edilmesi olağanüstü önem kazandı. Tedarikçilerimizle uzun dönemli anlaşmalar yaparak belli ara malların temininde yaşanan darboğazlardan olabildiğince kaçınmaya çalışıyoruz” diyor. Ankutsan CEO’su Deniz Erdoğan, önceliklerinin hammadde tarafında tedarik zincirini korumak, kırılmalar yaşamadan operasyonun sürekliliğini sağlamak olduğunu belirtiyor. Erdoğan, aldıkları en önemli üç aksiyonu şöyle anlatıyor: “Etkili tedarik zinciri yönetimi, operasyonel ve finansal giderlerin kontrolü, fiyatlama gücünü korumak bu dönemde önemli. Global arz sorunları tüm tedarik zinciri operasyonlarında daha dikkatli davranmayı zorunlu kılıyor. Hammadde, lojistik, enerji gibi kalemlerin toplam maliyetler içindeki payı artıyor. Bu süreçlerde verimliliği en yüksek düzeyde tutmak için çalışıyoruz.” 

ALIM GÜCÜ ODAKTA 

Pek çok CEO y��ksek enflasyon ortamında hem tüketicilerinin hem çalışanlarının alım gücünü korumaya odaklandı. Boyner Büyük Mağazacılık CEO’su Eren Çamurdan, bu isimler arasında yer alıyor. “Bu süreçte müşterilerimiz de enflasyonist ortamın etkilerini yoğun bir şekilde hissediyor” diyen Çamurdan, önceliklerini şöyle anlatıyor: “Onları anlamaya ve bu durumdan en az etkilenecekleri şekilde işleyen farklı ödeme modelleri ve seçenekleriyle müşterilerimize destek olmaya çalışıyoruz. Öte yandan, enflasyonist ortam değişkenliğe hızlı bir şekilde reaksiyon vermeyi gerektiriyor. Eskiden sadece B planı çalışırken C, D hatta E planlarını masalarımızda hazır tutuyoruz.” Faik Sönmez CEO’su Mete Sönmez de müşterinin alım gücüne odaklı. Sönmez, “Fiyat artışlarını mümkün olan en az düzeyde yapmaya çalışıyor ve kampanyalarla müşterimizin birinci tercihi olmayı sürdürüyoruz” diyor. Sönmez ayrıca aldıkları önlemleri şöyle dile getiriyor: “Kur artışı riskimizi en aza indirgiyoruz. Maliyet kontrolünü sağlamaya çalışıyoruz. Tedarikçilerimizle peşin çalışıyoruz. Koleksiyon konusunda kâr marjı en yüksek ürünlere yöneliyoruz. Satışlarımızı sadece ciro değil adet bazında da değerlendirerek adetlerimizi düşürmemeyi hedefliyoruz.” 

NAKİT AKIŞI KRİTİK

Nakit akışını sağlamak enflasyonist dönemin en önemli mücadele yöntemlerinden biri. Eti CEO’su Hakan Polatoğlu, enflasyonist dönemi nakit ve işletme sermayesine dikkat ederek yönetmeye çalıştığını söylerken, “Ajandamda enflasyonist ortamda yönetimle ilgili ilk 3 madde maliyet artışları, faaliyet giderleri ve kârlılık. Kısa vadeli sorunlu alanların azaltılması için orta ve uzun vadeli çalışmalara odaklanıyorum” diyor. Doğanlar Mobilya Grubu CEO’su İsmail Doğan, “Maliyetler, döviz riski ve likiditeyi yönetmeye çalıştığını söylüyor. Doğan, “Maliyetleri yönetemezseniz rekabet kaybolur ve satışlar düşer. Benzer şekilde dövizdeki değer kaybı kambiyo giderlerinin artmasına neden olur. Bu ikisinin direkt etkisi olarak likidite üzerinde oluşacak baskıyı yakından takip ediyoruz. Bu maddelere odaklanarak rekabet gücümüzü korumaya, hammadde tedariğinde sürekliliği ve maliyet kontrolünü sağlamaya, stratejik büyüme hedeflerini gerçekleştirmeye, kambiyo giderlerini kontrol altında tutmaya ve likit kalmaya çalışıyoruz.” Soycan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Soycan, 70 yıla yakındır lojistikte faaliyet gösterdiklerinden dolayı tüm sektörlerle ilgili bilgi birikimine sahip olmanın kendilerini avantajlı kıldığını düşünüyor. Soycan, “Bu dönemde nakit akışını sağlamak, sermayede ve zamanda verimlilik ve maliyet kontrolüne odaklandık” diyor. 

GIDADA DENGE ARAYIŞI 

Küresel gıda fiyatları Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte rekor seviyelere yükseldi. Türkiye’nin arabuluculuğuyla Rusya ve Ukrayna’nın üzerinde anlaştığı tahıl ihracat koridoru, Rusya’nın anlaşma sonrası Odesa Limanı’nı bombalamasıyla tehlikeye girdi. Dünyanın en büyük emtia borsası Şikago’da da buğdayın kilo fiyatı yüzde 4 yükseldi. Oysa anlaşmayla buğday fiyatları yaklaşık yüzde 6 gerilemişti. Küresel gıda fiyatları krizi gıda sektörü liderlerinin işini bir hayli zorlaştırıyor. Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “Enflasyonist ortamın tüm emtia fiyatlarında oluşturabileceği dalgalanmalardan korunmanın yolu alım ve satım tarafını dengede tutmaktan geçiyor. Aksi durumda çok yüksek kârlılıklar olabileceği gibi ciddi zararlar da söz konusu olabilir” diyor. En büyük sıkıntılarının kur dalgalanmaları olduğunu söyleyen Hacıhaliloğlu, “Alım tarafında Ruble ile ödeme varsa USD/RUB kurunu, satış tarafında TL alacağımız oluşmuşsa USD/TL kurunu açık bırakmıyoruz. Ayrıca ekibimizin alım gücünü koruyabilmek için maaş iyileştirmeleri yapıyoruz” diye konuşuyor. Armada Foods CEO’su Fethi Sönmez, emtia bazlı çalıştıkları için alımlarının tutarını fiyat değişimlerinden asgari etkilenecek şekilde planladıklarını belirtiyor. “Tedarik zinciri yönetici rolümüzü de düşünerek maliyet artışlarını yansıtabilecek iş ilişkilerini oluşturmaya çalışıyoruz. Çalışanlarımızı enflasyon artışına karşı koruma amaçlı ara dönem zammı gündemimizde” diye belirtiyor. 

KÂR MARJI NASIL KORUNUYOR?

Liderlerin bu dönemde kâr marjını koruyacak çalışmalar da öncelikleri arasında yer alıyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, dinamik fiyatlamayı risk yönetimi ve ayakta kalmanın temel şartı olarak görüyor. Varlık’ın önemli bir diğer önceliğiyse gerek tasarım odaklı çalışmalar gerek inovasyonla reel olarak düşebilecek kâr marjlarının korunmasını ve iyileştirilmesini sağlamak. Varlık, şöyle açıklıyor: “Enflasyonist ortamda en zor olan, kâr marjlarının reel olarak korunması. Girdi ve enerji maliyetlerini anında müşterilere yansıtabilirsiniz ama kontrol edemediğiniz bir değişken bu konuda başarı yüzdenizi düşürebilir. Bu nedenle bu dönemlerde müşteriye yarar sağlayacak inovasyonlar, hep göz önünde kalmanızı ve rakipleriniz karşısında avantajlı konuma geçmenizi sağlar.” Saray Bisküvi Yönetim Kurulu Başkanı Samed Özdağ da bu süreçte inovasyona çok önem verdiklerini söylüyor. Özdağ, şöyle anlatıyor: “Çevik yönetim anlayışımızla yeni ürün lansmanından pazara giriş stratejisine, emtia fiyat riski yönetiminden tedarik zincirinin alternatiflerle genişletilmesine, müşteri memnuniyetinden sürdürülebilirliği, kalite ve inovasyona kadar birçok süreci daha sıkı izliyoruz. En önemli odak noktalarımız; nakit akışı, sürdürülebilir kârlılığı korumak, etkin maliyet yönetimi, çevik tedarik zinciri yönetimi, alım vadeleriyle satım vadelerinin arasında denge.”

FİYATLANDIRMA KRİTİK 

Pernod Ricard Türkiye CEO’su Selçuk Tümay, şirket kârlılığını korumak için gerektiğinde hacim kaybına katlanarak maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmayı hedeflediklerini söylüyor. Bunun yanı sıra yetenek çekmenin ve yetenekleri elde tutmanın önemine değiniyor ve “Çalışanlarımıza rekabetçi ücret ödemek ve onları enflasyona karşı korumak amacıyla ücret artışlarını daha sık yapmaya karar verdik. Yan haklarla ilgili daha cömert politikaları hayata geçirdik” diyor. Tümay, maliyet kontrolününse üçüncü altın kuralı olduğunu belirtiyor. Silverline Ankastre CEO’su Mustafa Laçin, yüksek enflasyon dönemlerinde fiyat politikalarını etkin yönetmenin her zamankinden daha önemli olduğuna değiniyor ve “Bunun için esnek maliyet ve fiyat yapısı sistemi kurduk” diyor. Etkin satın alma, satış vadeleri ve fiyatlarıyla ilgili ihtiyaca göre esneklik yapmanın önemli olduğunu düşünen Laçin, “Rekabet gücünü korumada bu faktörler çok kritik. Fiyat ve maliye politikalarımızı etkin yönetmeye, satın alma gücümüzü korumaya odaklandık” diye açıklıyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, yılın ikinci yarısında şartların daha da ağırlaştığını söylüyor. Çaycı, enflasyonist dönemde fiyatların hızlı değişmesi karşısında ücretlerin, imalat giderlerinin devamlı ayarlanma ve hesaplanma zorluklarının gündeminde ilk sırada yer aldığını belirtirken, “Devamlı değişen maliyetlerle satış fiyatlarının artması karşısında müşteriler büyük direnç gösteriyor. Yine fiyatların artmasına rağmen hammadde tedarikinde de sorunlar devam ediyor” diyor. 

SIKI TAKİP 

Biotrend Enerji CEO’su Osman Nuri Vardı, maliyetlerine odaklanarak alternatif tedarik yöntemleri bulduklarını söylüyor. Vardı, “Biyokütle yakıtları ve akaryakıtlardaki artışlar; maliyetimizin en önemli kalemlerini oluşturuyor. Bu giderler döviz ve enflasyona paralel artıyor. Bu nedenle bu alanda ikame ürün tedariği ve alternatif tedarik modelleriyle maliyet avantajı yakalamaya çalışıyoruz” diyor. Ariş Pırlanta CEO’su Kerim Güzeliş, üretim ve satış hacmini koruyabilmek için nakit akışı yönetiminin önem kazandığını vurguluyor. Güzeliş, “Verimlilik, kalite yönetimi ve yatırım planlaması da dikkat edilmesi gerenlerin başında geliyor” diyor.


“REEL BÜYÜMEYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR KÂRLILIK ÖNCELİĞİMİZ”
DR. MEHMET AKTAŞ YAŞAR HOLDİNG İCRA BAŞKANI

DOĞRU FİYAT
En doğru satış miktarı-fiyat seviyesini oluşturmaya çalışıyoruz. Hızlı maliyet artışları şirketlerimizde çalışma sermayesi ihtiyacını da artırıyor. Bu ihtiyacın finansal kesimden sağlanması durumunda da operasyonel maliyetlere finansal maliyetler ekleniyor. Şirketlerimizin ihtiyaçlarını nakit akışıyla sağlamaları bizim için önemli bir hedef. Reel büyümeyle sürdürülebilir kârlılığı bir arada sağlamaya çalışıyoruz.

MALİYETLER VE VERİMLİLİK Stokların tedarik risklerine karşı koruma sağlayacak ancak yüksek maliyet oluşturmayacak şekilde optimum dengede yönetimi gerekiyor. Bu dönemde, operasyonel ve finansal maliyetlerin etkin şekilde yönetimi, satın almadan başlayarak değer zincirindeki tüm süreçlerde yüksek verimlilik sağlanması, net çalışma sermayesinin stokların, piyasa risklerinin kontrolüyle etkin yönetimi odaklandığımız konular oldu.

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ Çoklu dengelerin bir arada yönetilmesini gerektiren enflasyonist dönemlerde, şirketlerin başarısında etkili olan unsurların başında çalışanların performansının geldiğine inanıyorum. Bu dönemlerde, enflasyonun etkisiyle çalışanların alım gücünün korunması için ücret ve yan hakları daha kısa aralıklarla gözden geçiriyoruz.



HAMMADDE TEDARİKİNİ ÖNE ALIYORUZ”
AHMET DÖRDÜNCÜ AKKÖK HOLDİNG İCRA KURULU BAŞKANI

TAHSİLAT YETENEĞİ 
Güncel durumda yalnızca kârlılık sağlamak yeterli değil. Tahsilat kabiliyetimizin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca nakit akışımızı da kontrol altında tutmalıyız çünkü nakit yönetimi ve özellikle hammadde tedarik zamanlaması epey kritik. Hammadde tedarikini mümkün olduğunca öne alarak fiyat artışlarının olumsuz etkisinden kaçınmayı amaçlıyoruz. Bu sırada da sermaye kontrolünü gözden kaçırmamak gerekiyor.

VUCA’DA ODAK Enflasyon kaynaklı zorlu makro şartlarda rekabet avantajı yaratmak için inovatif ürün ve teknolojiler geliştirmeye daha fazla odaklanıyoruz. Ayrıca nakit yönetimi, lojistik maliyetler ve hammadde fiyatlarındaki artışlarla kurda yaşanan dalgalanmalar da önemli gündem maddeleri arasında. Yeşil mutabakat dolayısıyla sanayi şirketlerinde iklim değişikliğine karşı alınacak tedbirler de önceliğini koruyor. Değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve bulanıklığı ifade eden ‘VUCA’ dünyasında şirketlerimizin kârlı ve değer yaratan kurumlar olmaya devam edebilmeleri için vizyon ve çevikliğe önem veriyoruz.



“ALIM GÜCÜ ETKİSİNİ YÖNETİYORUZ”
GÖKÇE ŞENOCAK PROMETEON TÜRKİYE AFME RUSYA CIS CEO’SU

HIZLI AKSİYON 
Enflasyonist ortamın etkilerini hem şirketimizin finansal tablolarına hem insan kaynakları ücretlendirmelerine etkisi bakımından ele alıyoruz. Yükselen maliyetleri dinamik bir şekilde takip ediyor; piyasadan önce aksiyon alıyoruz. Müşteri ve bayilerimizi düşünerek maliyet artışlarını ürün fiyatlarına optimum düzeyde ve kademeli olarak yansıtıyoruz. Enflasyonun insan kaynağımızın satın alma gücü üzerindeki etkisini de yönetecek şekilde ücretlendirmeleri dönemsel olarak gözden geçiriyoruz.

STOK VE TAHSİLAT Hem hammadde hem bitmiş ürün stoku için doğru stok seviyesini tespit etmek, stok maliyetlerini etkin yönetmek oldukça önemli. Borç ve alacak vadesinin iyileştirilmesi bir diğer önemli konu. Hem stok değerlemeleri hem borç/alacak değerlemeleri bilanço üzerinde net etkiler yaratacak.

MALİYET YÖNETİMİ Demirbaş alımlarında uzun süredir kiralama yönünde karar kullanırken, şimdi satın alma, kiralama ya da leasing alternatiflerinden hangisinin daha avantajlı olacağını dikkatle değerlendireceğiz. Kuruluşumuz ve çalışma arkadaşlarımız için maliyetlerimizi etkin şekilde kontrol ederek ciro, pazar payı ve kârımızı üçlü bir sac ayağında yönetmeye devam edeceğiz.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz