Denizlerde liderlik ikinci kuşakta

Bir gemi kendini en fazla 5 yılda finanse ediyor. Hurdası bile dolarla ifade edildiğinden cazibesini hiç kaybetmiyor...-

1.04.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Denizlerde liderlik ikinci kuşakta


"1960'lı yıllarda 'Armatörlüğe girelim' dedim. Babam kabul etmedi. O dönemde döviz serbest değildi. 'Gemi bir yerde arıza yaparsa nasıl ve hangi dövizle gidip müdahale  edeceksiniz.' diyerek talebimi reddetti."
Bu sözler Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç'a ait. Babası Vehbi Koç ile iş hayatındaki en büyük tartışmalardan birini denizcilik konusunda yapan Koç, o hayattayken armatörlük için gerekli izni alamadı.
 Ancak babasının vefatından sonra çok sevdiği denizcilikle uğraşmaya başladı. Tuzla'daki RMK Tersanesi'ni kurdu. Ardından Tüpraş'ı satın aldıktan sonra hammaddesini taşıyan Ditaş'ın da sahibi oldu. Ancak hiçbir zaman çok istediği armatörlük mesleğini yapamadı. Koç'un armatörlük işine girmek istediği 1970'lerin sonunda Geden Lines'ı kuran Çukurova Holding'in patronu Mehmet Emin Karamehmet ise kısa sürede Türkiye'nin en büyük armatörü oldu. Bugün 34 gemisi ile sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda dünyanın da en büyük armatörleri arasında. Son 10 yılda Karamehmet'i takip edip sektöre dışarıdan giren patronların sayısı da hızla arttı. 1999'da Sabancı Holding'den emekli olduktan sonra YaSa'yı kuran Yalçın Sabancı, dünyanın en büyük 93'üncü, Türkiye'nin ise en büyük 2'nci armatörü oldu. Sadece onlar değil, Ömer Sabancı'dan Turgay Ciner'e ve İmam Altınbaş'a kadar Türkiye'nin en büyük patronları gemi satın alıp armatörlüğü seçti. Bu büyük ilgi arasında bazıları yüksek performans gösterip Türkiye'nin en büyük 20 armatörü arasına girdi, bazıları da geriledi.

2010 verilerine göre Türkiye'deki en büyük armatör sıralaması için görsele tıklayın

50 MİLYAR DOLARLIK PAZAR

Dünya ticaretinin yüzde 95'i deniz yoluyla yapılıyor. Dünyadaki toplam gemi taşımacılığının kapasitesinin 1,2 milyar deadweight ton (dwt) olduğu tahmin ediliyor. Türk armatörleri ise 17 milyon dwt gemi taşıma kapasitesi ile dünyada 15'inci sırada. Bunun 9 milyonu Türk bayraklı, geri kalanı da Türk armatörlerin yabancı bayraklı gemilerine ait. 2011 sonuna kadar yeni gemilerin teslim alınmasıyla Türk bayraklı gemilerin taşıma kapasitesinin 11 milyon dwt'ye çıkması bekleniyor. Sektörün 2020 hedefi ise dünyada ilk 10'a girmek. Ciro olarak bakıldığında ise armatörlük işinin büyüklüğü Türkiye'de 50 milyar dolar seviyesinde. Ortalama 50 ila 100 gemilik filoya sahip armatörlerin cirosu birkaç milyar doları bulabiliyor. Akmar Holding Genel Müdürü Özgür Aksoy, Türkiye'deki 15 büyük armatörün geçen yılki cirosunun, ortalama 1,5 ila 2 milyar dolar arasında gerçekleştiğini söylüyor.

2010 verilerine göre Türkiye'deki en büyük armatör sıralamasının devamı için görsele tıklayın


YATIRIMIN ALTIN YILLARI
Türkiye'de armatörlerin altın çağını yaşadığı dönem 2003 ile 2007 yılları arası. Dış ticaretin arttığı bu dönemde navlun fiyatlarının hızla yükselmesi armatörlerin hemen hepsinin yüklü miktarda gemi siparişi vermesine yol açtı.~
 2008 krizi ise tam tersine yeni gemi siparişlerini iptal etmek ya da ertelemek zorunda kalan armatörlerin kira gelirlerini önemli ölçüde azalttı. 2007'de orta büyüklükteki bir kuru yük gemisinin günlük kirasının 60 bin dolara kadar çıktığını krizde ise bu rakamın 5 bin dolara gerilediğini söyleyen Denizhaber.com'un genel müdürü Recep Canpolat şöyle konuşuyor: "Sektör 2009'da dibi gördü. 2010'da ekonominin toparlanmasıyla yeniden yükselişe geçti ve yatırımcılar için cazip hale geldi." Bugün ise orta büyüklükteki kuru yük gemisinin günlük kirası 35 bin ila 40 bin dolar arasında değişiyor. Dünyada artan ticaret hacmi ve taşıma bedellerinin yükselecek olması da sektöre yeni girişleri destekliyor.
2010 verilerine göre Türkiye'deki en büyük armatör sıralamasının devamı için görsele tıklayın

SIRALAMA HIZLI DEĞİŞİYOR

Geçmişe göre sektördeki en büyük değişim büyük sermaye gruplarının denizciliğe girerek eski armatörleri geride bırakması oldu. 30 yıl öncesinin en büyük armatörleriyle bugünküler oldukça farklı. Kalkavan, Kıran, Kaptanoğlu, Cerrahgil ve Deval gibi bir dönemin en büyük armatörleri artık büyük sermaye gruplarının gerisinde kalıyor. 2010 sonu verilerine göre Türkiye'nin en büyük armatörü unvanını, sektöre 1979'da giren Turkcell'in patronu Mehmet Emin Karamehmet elinde tutuyor. Denizcilik şirketi Geden Lines ile Türkiye'nin en büyük filosunu elinde bulunduran Karamehmet'in 34 gemisinin toplam kapasitesi 3 milyon dwt düzeyine ulaştı. Türk bayraklı gemilerin toplam kapasitesinin 9 milyon dwt olduğunu düşünülürse Karamehmet, tek başına Türk denizcilik filosunun 3'te 1'ine sahip. Karahmehmet'i 1,6 milyon dwt ve 25 gemilik filoyla Yalçın Sabancı izliyor. Sabancı'nın ardından Türkiye'nin en zenginleri listesinde 29'uncu sırada bulunan Azeri asıllı işadamı Mübariz Gurbanoğlu (Mansimov) geliyor. Sonradan armatör olup liderliği alan büyük sermaye gruplarının hızlı büyümesinin en temel nedeni, kolayca yeni gemi alıp filolarını geliştirmelerinden kaynaklanıyor. Denizcilikte büyük gemi alıp dwt kapasitesini artıranlar öne geçiyor. 100 yıldan fazla süredir bu işi yapan köklü armatör aileler arasında en büyüğü ise Beşiktaş Group'un sahibi İhsan Kalkavan. Türkiye'nin en büyük armatörleri arasında 4'üncü olan Kalkavan'ı sırasıyla Kıran, Kaptanoğlu ve Arkas aileleri izliyor. Bunların en önemli özellikleri ise Arkas'ın sahibi Lucien Arkas hariç hepsinin Rizeli ve tersane sahibi olması. Kalkavanlar Beşiktaş, Kıran'lar Tuzla, Kaptanoğulları ise Desan Tersanesi'nin sahibi.

2010 verilerine göre Türkiye'deki en büyük armatör sıralamasının devamı için görsele tıklayın

AVANTAJI ÇOK BÜYÜK

Son dönemde farklı alanlardan yatırımcıları çeken armatörlüğün en cazip tarafı ise yatırımın geri dönüşünün diğer sektörlere göre çok daha hızlı olması. "Bugün gemi alırsınız, yarın para gelmeye başlar" diyen Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Danışmanı Adil Göksu, bir geminin 4-5 yılda kendini amorti ettiğini söylüyor. "Dünyada böyle bir yatırım yok" diyen Göksu, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Denizcilik, yatırımın geri dönüşünün en hızlı olduğu sektör. Gemi, pervanesi döndükçe sermayedir. Bunun için armatörlük her zaman cazip bir iş oldu." Yatırımın hızlı dönüşü kadar sektöre yeni yatırımcıların girmesinin en önemli nedenlerinden biri de krizle birlikte gemi fiyatlarının ciddi biçimde ucuzlaması. ~
Kriz öncesinde 60 milyon dolara satılan gemilerin fiyatları 40 milyon dolara kadar geriledi. Gemi fiyatlarının düşük olmasının yatırımcılara cazip geldiğini söyleyen Beşiktaş Denizcilik Genel Müdürü Yavuz Kalkavan, "Gemilerin kolay alınıp satılabilmesi de nakit parası olan yatırımcıların sektöre girişini hızlandırıyor" diyor. Kalkavan'a göre sektöre ilgi duyan yatırımcıların fazla beklemeden sektöre girebilmesi ve denizciliğin yüksek prestijli ve dünyaya entegre bir iş olması da patronların bu alana ilgisini artıyor. Göksu da armatörlüğe girenlerin hiçbir zaman zarar etmeyeceği görüşünde. Ona göre gemilerin fiyatları kriz dönemlerine göre değişmesine rağmen her zaman alıcı buluyor.

HEDEF FİLOYU BÜYÜTMEK
Sektördeki hemen hemen bütün armatörlerin yeni yatırım planları var. En büyük yatırım bütçeleri ise sektöre yeni giren gruplara ait. Bunların öncelikli hedefi filolarına yeni gemiler katıp taşıma kapasiteleri artırmak olduğu için tek bir yatırımda 60 milyon dolar yatırım yapmaktan çekinmiyorlar. Sonuçta birkaç gemilik yeni bir yatırımın maliyeti birkaç yüz milyon doları buluyor. Önümüzdeki dönemde en fazla yeni gemi siparişi verenler arasında ise Yasa'nın sahibi Yalçın Sabancı ile Densa'nın patronu Ömer Sabancı var. "Denizcilik kârlı bir sektör" diyen Yalçın Sabancı'nın 2'si tanker, 3'ü kuru yük gemisi olmak üzere toplam 5 yeni gemi siparişi bulunuyor. Yeni siparişlerle birlikte Yasa'nın toplam taşıma kapasitesi 2 milyon tona yaklaşacak. Sabancı, tüm gemilerini Japonya'da yaptırıyor. Densa Denizcilik'in sahibi Ömer Sabancı'nın ise bu yıl teslim alacağı 7 yeni gemi bulunuyor. Densa 2012'de de 9 yeni gemiyi bünyesine katacak. Sektörün potansiyelinin büyük olduğunu söyleyen Densa Genel Müdürü Cemil Gücüyener, "2012'de 1,5 milyon dwt'lik büyüklüğe ulaşacağız" diyor. Böylece Densa sektörde de yeni bir rekorun da sahibi olacak. 3 yıl gibi kısa sürede kapasitesini 1,5 milyon dwt'ye çıkaracak. Sektördeki eski armatörler ise daha çok bekle gör politikası izliyor. Ya tek bir gemi siparişleri bulunuyor ya da yatırımı yapmamayı tercih ediyorlar. Böyle düşünenlerden biri de Akmar Holding. Piyasadaki oynaklık sona erene kadar yatırımlarını beklemeye aldıklarını söyleyen Aksoy, "Halihazırda Kore'nin Sung-dong Tersanesi'nde inşası devam eden 82 bin tonluk kuru yük gemimiz var" diyor.

YENİ YATIRIMCILAR GELECEK
Son dönemde armatör olanlar arasında sadece Ömer Sabancı yok. Hacıoğlu Lahmacunları'nın sahibi Nuri Sonay'dan Ciner Holding'in patronu Turgay Ciner'e kadar pek çok ünlü işadamı var. Turgay Ciner'e ait Ciner Denizcilik ise bir yıl önce Güney Kore'deki Sambo Tersanesi'ne her biri 24,5 milyon dolarlık, 4 adet 35 bin 200 dwt'lik dökme kuru yük gemisi siparişi verdi. Gemilerinin ikisini bu yılın başında alan Ciner, diğer iki gemiyi de bu yıl sonunda almış olacak. Ciner'in 2013 yılına kadar 6 yeni gemi siparişi daha var. TOBB Denizcilik Komitesi Başkanı Erol Yücel de önümüzdeki dönemde daha fazla sayıda büyük sermaye grubunun denizcilik sektörüne gireceğini söylüyor. Gelecek yıllarda sektörde konsolidasyon da bekleyen Yücel'e göre yeni yatırımların sektöre olumlu etkileri olacak. Armatörlükle ilgilenen ancak henüz gemi siparişi vermeyen büyük gruplardan biri de Göcek'te marinası olan Yıldız Holding. Murat Ülker'in, özellikle İstanbul Deniz Otobüsleri'nin (İDO) özelleştirmesiyle ilgilendiği belirtiliyor. İDO ile ilgilenen holding sahiplerinden biri de Yılmaz Ulusoy Holding'in patronu Yılmaz Ulusoy. Ro-Ro işletmeciliği yapan Ulusoy, önümüzdeki 5 yıl içinde denizcilik, turizm ve enerjiye 500 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor. Armatörlükte büyümeyi hedefleyen Ulusoy'un 6 kuru yük gemisi siparişi bulunuyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz