Kişi başına büyük hayal

Önümüzdeki 5 yılda Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolara çıkacağı ön görülüyor.

1.04.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kişi başına büyük hayal
Son 10 yılda Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 3 kat arttı. Gelecek 5 yılda ise kişi başı milli gelirin yüzde 50 artacağı tahmin ediliyor. Bu tahmin birçok sektörü harekete geçirdi. Aralarında hızlı tüketim ürünleri, sigorta, elektrikli ev aletleri ve mobilyanın da bulunduğu birçok sektör, gelir artışı karşısında en az yüzde 50'lik büyüme beklentisi içinde... Artan gelirden daha fazla pay alma hayalleri kuran çok sayıda şirket, büyüme planları yaparken yapılanmasını ve ürün gamını yeniden gözden geçiriyor. Gelir artışının sektörlerde AR-GE'ye ve markaya yatırım yapan şirketleri öne çıkaracağı dile getiriliyor. Önümüzdeki 5 yılda Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolara çıkacağı ön görülüyor. Sektörler de bu beklenti üzerinden kendi büyüme planlarını yapıyor. Kişi başına artan gelirin artışıyla birlikte nasıl bir değişim yaşayacaklarını şimdiden hayallerinde canlandırmaya çalışıyorlar. Sektör yetkililerinin açıklamalarına göre, kişi başına milli gelirin yüzde 50 oranında artması birçok alanda rekabeti daha da kızıştıracak, konsolidasyonlara neden olacak ve yatırımların rotasını da katma değerli ürünlere yöneltecek. İçlerinde hızlı tüketim ürünleri, sigorta, elektrikli ev aletleri ve mobilyanın da bulunduğu birçok sektör, gelir artışı karşısında en az yüzde 50'lik büyüme beklentisi içinde...
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
Artan talebin maliyetleri düşürürken kârlılığı artırmasını bekleyen çeşitli sektör oyuncuları, markalaşmanın ivme kazanacağını ve rekabette daha üst bir aşamaya geçileceğini düşünüyor. Bu beklentilerde son 10 yılda yaşanan kişi başı milli gelir artışının sektörlere yaptığı olumlu etki önemli rol oynuyor. Çok değil 10 yıl önce Türkiye'de kişi başı milli gelir 3 bin 500 dolardı. Bugün ise 10 bin 79 dolara ulaştı. Bu gelişme birçok sektörü hızla büyüttü. 2002'de 23 milyon olan GSM abone sayısı, şu an 65 milyonu aştı. Pazar gelirleri de 3,5 milyar TL'den 15 milyar TL'ye ulaştı. Sigorta sektöründe aradan geçen dönemde kişi başına sigorta primi 36 dolardan 128 dolara yükseldi. Özel okulda okuyan öğrencilerin oranı yüzde 1,7'den yüzde 2,8'e çıktı. Mobilya sektörü de 3 kat büyüdü ve 9 milyar TL'lik bir hacmi yakaladı. Peki bundan sonra neler olacak? Gelecek 5 yılda kişi başına düşen milli gelirin 15 bin dolara çıkması hangi sektörü nasıl etkileyecek?

SİGORTADA YARIŞ HİZMETE KAYACAK

Sigorta sektörünün bir ülkede gelişme göstermesinde ve toplumdaki sigortalı sayısının artmasında kişi başına düşen milli gelirin düzeyi çok önem taşıyor. Sektörün ancak daha fazla alım gücüne sahip kişilere ürün satarak büyüyebileceğini söyleyen Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, kişi başına düşen milli gelirin yüzde 50 artmasıyla sektörün yüzde 50 büyüyeceğini belirtiyor. "2011 yılında 130 dolar civarında olan prim tutarı en az yüzde 50 oranında büyüyecek. Türkiye'de sektörün milli gelirden aldığı pay yüzde 1,4. Kişi başı milli gelir yüzde 50 artarsa, bu oran yüzde 2,5'in üzerine çıkabilir. Şu anda 1,2 oranında olan kişi başına düşen poliçe sayısı da 27'ye yaklaşacaktır" diyor. Sektörlerde beklenen büyüme yaşandığı takdirde Türkiye pazarının yatırımcı açısından cazibesini artıracağı ve rekabetin de fiyattan hizmete kayacağı öngörülüyor.~
Şişmanoğlu, "Sigorta profesyonelleri olarak bizler, fiyatlarımızın yanı sıra müşteri memnuniyetini artıracak hizmetlerimizle yarışır duruma geleceğiz" diye konuşuyor. Anadolu Sigorta yetkilileri de pazarın büyümesinin yerli ve yabancı yatırımcılar için atıl bir kapasitenin değerlendirilmesi anlamını taşıdığına dikkat çekiyor. Yetkililer, "Daha çok yeni oyuncuyu sahada görme olanağımız olacak" diyor.

ÖZEL OKUL SEKTÖRÜ 3 KAT BÜYÜYEBİLİR"
UĞUR G
AZANKER / DOĞA KOLEJİ CEO'SU
ORAN YÜZDE 2,8'E ÇIKTI

Türkiye'de özel okul sektörünün payı yüzde 3 civarında. Biz bunun dünya ortalaması diyebileceğimiz yüzde 10 civarında olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu farkın bir sebebi kişi başına düşen milli gelir. Diğer bir faktör ise bu gelir artışının in
san davranışlarına yansıma süreci. Örneğin son 10 yılda kişi başına düşen milli gelir 3 kat artmasına rağmen özel okulda okuyan öğrencilerin oranı yüzde 1,7'den sadece yüzde 2,8'e çıktı. Yani 2 kat bile artmadı.
BİN OKUL AÇILACAK
Halbuki en az 3, hatta 5 kat artması gerekiyordu. Biz bu oranın 2-3 yıl içinde normal düzeye geleceğine inanıyoruz. Eğer özel okulda okuyan öğrencilerin oranı 2-3 yıl içinde tahmin ettiğimiz gibi yüzde 5'e ulaşırsa 300 bin öğrenci daha özel okullarda okur. Bu da yaklaşık 1,000 adet okul açılması ya da var olan okulların doluluk oranının yüzde 65 artması demek, Biz bunu görebiliyoruz.
KALİTE ARTAR
Bu yüzden 100 bin öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz. Bizim kadar olmasa da 10 bin civarında öğrencisi olan bazı okul markalarının da ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu da sektörün büyümesi, rekabetin ve kalitenin artması anlamına geliyor.Türkiye'nin kişi başına milli geliri yüzde 50 artar ve 15 bin dolar olursa bu özel okul sektörünün 2 kat, hatta 3 kat büyümesi anlamına gelir. Bu da özel okulda okuyan öğrencilerin oranının yüzde 10'a çıkması, yani 1,5 milyon öğrencinin özel okullarda okuması demek.

EV ALETLERİNİN GELECEĞİ

Beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektöründe de önemli bir yapısal değişim muhtemel görünüyor. BSH İcra Kurulu Üyesi Özcan Aydilek, kişi başı milli gelirde yüzde 50'lik artışla beyaz eşya sektöründe 6 milyon olan satış adetinin 7,5-8 milyona ulaşmasının mümkün olduğunu söylüyor. "Satın alma gücü arttıkça sektörde talep enerji verimliliği olan ürünlere yönelecek. Bugün Türkiye'de hala ailelerin yüzde 40'ının fırını ve bulaşık makinesi yok. Bu ürünlere talep de artacak" diyor. Küçük ev aletlerinde pazardaki penetrasyon oranlarının artışının yanı sıra ortalama fiyatların yükselmesi bekleniyor. Şu anda yaklaşık 1 milyar dolar olan pazarın, 1,5 milyar doları aşacağını belirten Homend Genel Müdürü Hakan Koçer, şöyle devam ediyor: "Ancak ortalama satış fiyatları da artacağından toplam satılan ürün sayısının yüzde 50'den daha az artacağını tahmin ediyoruz. Yani 1 milyar dolarlık pazar, 16 milyon adet ürün anlamına geliyorsa milli gelirin yüzde 50 artması durumundaadetlerin de yaklaşık yüzde 25'lik bir artışla 20 milyona ulaşacağını öngörüyoruz." Arzum'un genel müdürü Murat Kolbaşı da Koçer'le aynı görüşte. Kolbaşı, bugün 198 marka taşıyan sektörde büyümeyle birlikte marka sayısında daralma olacağını düşünüyor. Hızlı değişen fiyat politikalarının ve yoğun rekabetin oyuncu sayısında azalmaya neden olacağını söylüyor.~

KONSOLİDASYON BEKLİYORUZ"
HALE TUNABOYLU / YAPI KREDİ YATIRIMCI İLİŞKİLERİ VE STRATEJİK PLANLAMA DİREKTÖRÜ
AVRUPA'NIN ÇOK GERİSİNDE

Toplam banka kredilerinin milli gelire oranı. Türkiye'de yüzde 51 iken Avrupa'da yüzde 136, Toplam hanehalkı borcunun milli gelirdeki payı sadece yüzde 17 ve bu pay Avrupa'da yüzde 62, Macaristan ve Polonya'da yüzde 30. Mevduatın milli gelire oranına baktığımızda da yine benzer bir fark görüyoruz; Türkiye yüzde 52, Avrupa'da yüzde 115, Orta ve Doğu Avrupa'da ise yüzde 50 seviyelerinde.
2015'TE ULAŞACAK
Bizim tahminlerimize göre Türkiye'de kişi başına milli gelirin 15 bin dolar seviyesine ulaşması 2015 yılında olacak. Bu yükseliş beklentimiz doğrultusunda bankacılık sektörünün de oldukça olumlu yönde etkileneceğini düşünüyoruz. Beklentimiz, kredilerin milli gelir içindeki payının 2015'te yüzde 65 seviyelerine ulaşması yönünde.
KÂRLILIK BASKISI
Özellikle hanehalkına verilen kredilerin payının yüzde 17'den yüzde 25'lere çıkacağını öngörüyoruz. Sektörde rekabetin yoğunlaştığı ve kârlılık üzerinde baskının giderek arttığını ve sermayenin gittikçe daha değerli hale geldiğini görüyoruz. Böyle bir ortamda, ölçek ekonomisinin önemi artıyor ve kısa vadede olmasa bile orta vadede sektörde konsolidasyon bekliyoruz.

MOBİLYA VE HALI NE BEKLİYOR?

Mobilya ve halı sektörleri de kişi başı milli gelir artışından yüksek pay almayı hedefliyor. Bugün Türkiye'de kişi başı mobilya tüketimi 56 dolar. Bu rakamın yüzde 50 artışla 84 dolara çıkacağı hesaplanıyor. Tüketici davranışlarında da değişim bekleniyor. Boydak Holding yetkilileri bu konuda, "Gelirin artması tüketicilerin daha seçici olmasına yol açıyor. Müşteri beklentileri iş yapış şekillerini değiştiriyor. Çevre dostu ürünler öne çıkacak. İş yapış şeklini beklentilere göre değiştirebilenler pazar paylarını artıracak" diyor. Pazar büyüklüğü 1,5 milyar dolar olan halı sektörünün de 2,1 milyar dolarlık hacme ulaşacağı tahmin ediliyor. Sektördeki büyümenin kaliteyi ve markalaşmayı öne çıkarması bekleniyor. Halı sektöründe 140 şirketin faaliyet gösterdiğini belirten Atlas Halı Genel Müdürü Dr. Meriç Bebitoğlu, sektörün beklenen büyümeyi yakalamasıyla yatırımcılar için de cazibesinin artacağını söylüyor ve ekliyor: "Rekabetin artacak. Böyle bir rekabet ortamında inovasyona ve tasarıma önem veren başarılı olacak." Royal Halı ve Pierre Cardin Halı Yurt İçi Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Aydoğan Yıldır, sektörün üretim hacmi ve markalaşmasının artışıyla uluslararası pazarda yer bulan marka sayısının çoğalacağını ifade ediyor.

ABONE BAŞI GELİR ARTACAK

GSM sektörünün Türkiye'de pazar penetrasyonu yüzde 88'i yakaladı. Türkiye'de yaş dolayısıyla mobil telefon kullanmayan nüfus düşünüldüğünde, bu oran neredeyse yüzde 100'lere ulaşıyor. Bu nedenle kişi başına milli gelir artışının pazara etkisinin abone başına gelir üzerinden olması bekleniyor. ~
2011 sonu itibarıyla abone başı aylık gelirin Türkiye'de 11 dolar olduğunu hatırlatan Avea Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadir Boysan, "Şu anda 20 TL'lerde olan sektördeki abone başına gelirin, kişi başı gelirin 15 bin dolara gelmesiyle 25 TL üzerine çıkması mümkün. 15 milyar TL'lik pazar da 20-25 milyar aralığına çıkabilir" diyor. GSM'de gelir artışının sektör üzerinde önemli yansımaları olacak. Katma değerli servisler ve akıllı telefon satışlarının artması kaçınılmaz bulunuyor. Boysan, bu konuda olabilecek gelişmeleri şöyle anlatıyor: "Telekomu büyütecek başka sebepler de var. Artan akıllı telefon kullanımı mobil veri gelirlerini hızla artıracak. Abonelerin yeni mobil ürün ve servislere yönelmesiyle katma değerli servis gelirleri yükselecek." Sektör yüksek yatırım gerektirdiği için pazar büyümesinin oyuncu sayısını değiştireceği düşünülmüyor. Ancak mobil sanal operatörlerin pazara girebileceği tahmin ediliyor.

"KONUTTA ARZ AÇIĞI ARTAR"
KÜRŞAT TUNCEL / UKRA İNŞAAT CEO'SU
GELİRİN YÜZDE 30'U

Özellikle konut sektöründe aylık konut kredisi ödeyebilme sınırı, harcanabilir gelirin yaklaşık yüzde 30'u olarak hesaplanıyor. Böylece aylık taksitlerde kişilerin alabileceği konutun üst sınırını belirleniyor. Milli gelir yükseldikçe harcanabilir gelir de aylık taksit miktarı da artıyor. Dolayısıyla ödenebilecek maksimum fiyat yükseliyor.
KONUT ALABİLEN KİTLE
Mevcut durumda konut kredisi ödeyebilen kitle en fazla nüfusun yüzde 20'si olarak hesaplanıyor. Yani kalan yüzde 80'lik kısmın konut ödemelerini yapabilme kapasitesi yok. Dolayısıyla müşteri tabanı çok dar bir alana sıkışmış durumda. Buna karşın konut talebi olan ama ödeme gücü olmayan geniş bir kitle söz konusu. Milli gelir 15 bin dolara çıkarsa yılda ödenebilir konut kredisi tutarı 5 bin dolara yükselir. Yani 10 yıl vadeyle faiz ve anapara dahil 50 bin dolarlık bir konut kredisi ödenebilir. Hanehalkı için eşlerin her ikisi de çalışıyorsa bu tutarı 2 ile çarpabiliriz. Dolayısıyla konut sektöründe orta gelir grubunda henüz evi olmayan bu kitle çok büyük bir ivme yaratacak.
10 YILA İHTİYAÇ VAR
Halihazırda bir talep fazlası olan sektörümüzde 7 yılda 7 milyon konuta ihtiyaç duyuluyor. Ancak yılda en fazla 500 bin gibi bir üretim var. Dolayısıyla arz açığı yaşanıyor. Kişi başına milli gelir 15 bin dolara çıkarsa 7 milyon adetlik konut ihtiyacına 4 milyon adet daha ekleneceğini hesap ediyoruz. Bu şekilde orta gelir grubuna yönelik üretimin ve şirket sayısının artması beklenir. Mevcut açığın kapanması için 10 yıllık bir beklenti varken hızlı milli gelir artışı bu süreyi daha da uzatacak.

GİYİMDE TALEBİN ROTASI
Yapılan hesaplamalara göre 2011 sonunda Türkiye'de kişi başı hazır giyim harcaması 300 dolar düzeyinde... Gelirin 15 bin dolara ulaşmasıyla bu oranın da 480-500 dolar seviyesine çıkması muhtemel görünüyor. Şu anda kişi başı gelirin yaklaşık 3,4'ünün hazır giyime harcandığını belirten TGSD Başkanı Cem Negrin, "Refah arttıkça hazır giyim harcamalarının payı azalır. Harcamalar tüketici elektroniği ve mücevherat gibi daha pahalı ürünlere kayar. Alınan ürün sayısı aynı kalsa bile daha pahalı ürünler tercih edilir" diye konuşuyor. İpekyol Başkanı Yalçın Ayaydın da Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin artışıyla kendileri gibi fiyat segmenti yüksek olan markalara daha fazla talep olduğunu söylüyor.~
Bunun da kendileri için daha fazla müşteriye ve daha farklı bölgelere hizmet vermeleri anlamına geldiğini anlatıyor. Ayaydın, "Buna bağlı olarak satış noktalarımız da artış gösteriyor" diyor. Kişi başı gelirdeki yüzde 50'lik artışın deri sektöründe yüzde 20'lik büyüme yaratacağı tahmin ediliyor. Bu durumun yüksek kaliteli ürüne talebi artıracağını belirten Matraş Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Matraş, "Böylelikle son sistem üretim makinelerine yatırım tetiklenir. Kaliteli ve verimli insan gücü için eğitim çalışmaları artar" diye konuşuyor.

"ARTAN GELİR HİZMET SEKTÖRÜNÜ BÜYÜTÜR"
PROF. DR. RAMAZAN AKTAŞ / TOBB EKONOMİ VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ İŞLETME BÖLÜM BAŞKANI
LÜKS KONUT TALEBİ ARTAR

Kişi başı milli gelir arttıkça yani insanlar zenginleştikçe, daha lüks ürünlere kayış olur. inşatta bu durum daha lüks konutların ön plana çıkması anlamına geliyor. Son yıllarda bu yöndeki proje sayısında artış olduğunu görüyoruz. Gelecek birkaç yılda sektörde mimari ve estetik kaygılar daha da üzerinde durulacak konular olacak.
MARKALAR ÖNE ÇIKACAK
Öte yandan markalı tüketim ön plana çıkacak. Tekstil sektöründe de markalaşma önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacak. Tekstil şirketleri gelişmiş pazarlarda olduğu gibi üretim hatlarını emeğin ucuz olduğu yerlere taşıyacak. Katma değerli ürünlere odaklanacak. Kişi başı milli gelir artışı asıl etkisini hizmet sektöründe gösterecek. Artan gelir hizmet sektörünü büyütecek. Özel sağlık hizmetleri pazarı büyüyecek. Bankacılıkta da daha fazla yol alınacak.
OTOMOTİV GELİŞECEK
Otomotiv sektörü ciddi şekilde gelişecek. Dünyada sektördeki oyuncu sayısı birleşme ve satın almalarla azalıyor. Ekonomiler çok oyuncu kaldırmıyor. Türkiye'de de böyle olacak. Kişi başı gelirin artışıyla sektörlerde rekabet artarken, Türkiye'den daha çok sayıda çok uluslu şirket çıkacak. Türkiye'nin küresel şirketlere ihtiyacı artacak.
ODAKTA VERİMLİLİK VAR
Beyaz eşya sektöründe Türkiye çok önemli noktaya geldi. Baktığınız zaman katma değer açısından iyi bir noktada değiliz. Dünya çapında markalar yaratmak için inovasyona önem vermek gerekiyor. Bugünlerde şirketler verimliliğe odaklanıyor. Çünkü Türkiye'de verimlilik Avrupa'nın üçte biri kadar. Kişi başı gelir artışı bu duruma da önem kazandıracak. Şirketler Ar-Ge ve tasarıma daha çok önem vermek zorunda kalacak.

GIDA VE BAKIMIN FARKLI HESABI

Gıda ve kişisel bakım ürünlerini kapsayan hızlı tüketim ürünleri de artan kişi başı milli gelirin doğrudan büyüttüğü bir sektör. Kişi başına milli gelirdeki yüzde 50'lik artışın sektörde yüzde 50'nin üzerinde bir büyüme etkisi yaratması bekleniyor. Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, "Özellikle kozmetik e kişisel bakım gibi penetrasyonu düşük kategorilerde daha hızlı bir büyüme bekliyoruz" diyor. Bebek bezinde de tüketimin gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Kimberly Clark Pazarlama Direktörü Esra Selçuk Dedeköylü, bu durumda bebek bezi pazarında büyüme dağılımından kaynaklanan yüzde 20'lik ve kullanım frekansından kaynaklanan yüzde 30'luk büyüme yaşayacağını belirtiyor. Dedeköylü'ye göre pazardaki büyümeyle maliyetlerdeki düşüş fiyatlara tüketici lehinde yansıyacak.~
Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin ortalama 800 doları gıda için harcanırken, gelişmiş ülkelerde bu oran 4 kat daha fazla. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin milli gelirinin artmasına paralel olarak kişi başı gıda harcamasının 1.700-1.800 dolar olacağı tahmin ediliyor. Esas Holding Gıda Grup Başkanı Babür Çelebi, "Kişi başına düşen gelir ne kadar artarsa, nitelikli gıda tüketimi de o kadar artar. Katma değeri yüksek ürün üretebilecek şirketlerin sayısı yükselişe geçer" diyor.

YURTİÇİ TURLAR İKİYE KATLANIR
Türkiye'de sadece yüzde 5'lik bir kesim seyahat için tur paketi satın alıyor. Tur şirketleri kişi başı milli gelir 15 bin dolara çıktığında satışlarında yüzde 50'nin üzerinde bir artış yaşayacağını belirtiyor. Pronto Tour Pazarlama Müdürü Sarp Özkar, "Yurtiçi turlarda ise yüzde 100'lere varan artışlar yaşanabileceğini düşünüyorum" diyor. Jolly Tour Genel Müdürü Figen Erkan da bugün turla seyahat eden 4-5 milyonluk nüfusun kişi başı gelirin 15 bin dolara çıkmasıyla 15 milyona çıkacağını tahmin ediyor. "Ekonomik refahın ve kişi başı gelirin artması birçok sektör gibi turizmde de olumlu etki yaratacak. Hatta turizmdeki artış diğer sektörlere 2 kat verimlilik olarak dönecek. Çünkü turizmin oluşturduğu yapı çerçevesinde 54 sektör turizmdeki harcamalardan ve tüketimden fayda sağlıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin çarkı daha hızlı dönecek" diye konuşuyor. Milli gelir artışıyla birlikte tur operatörlüğü sektörüne de çok sayıda oyuncu girişi bekleniyor. Sarp Özkar, bu konuda beklediği gelişmeleri şöyle paylaşıyor: "Almanya, İngiltere ve Rusya'nın önemli operatörleri Türkiye'de ofis açıp yatırım yapar diye öngörüyorum. Şu an yurtdışı tur pazarında 6-7 tur operatörü varken bu sayı güçlü 15-20 tur operatörüne çıkabilir. Sadece tur operatörlüğü değil, uçak ve otobüs şirketlerinde de hızla büyümeler görebiliriz."

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz