İş yaşamında son 10 yıl içinde her türlü hesap değişti. Verimli ve
rekabetçi olabilmek için gereken ideal şirket ölçeği de çok sayıda
sektörde farklılaştı. Bugün otomotivdeki bir üreticinin rekabetçi
olabilmesi için ulaşması gereken minimum üretim adedi 200 bin. Halıdaki
ideal rakam ise 1 milyon metrekare satış. İlaçta ulaşılması gereken ciro
50 milyon dolar... Tüm bu rakamlar farklı sektörlerdeki ideal ölçek
eşiklerini gösteriyor. Rakamların 10 yıl öncesine göre ciddi biçimde
değiştiği dikkat çekiyor. Ortalamada ise yüzde 100’ün üzerinde ölçek
büyümesi söz konusu. Hatta bazı sektörlerde yüzde 1.000’i geçen bir
artış var. İşte sektörlerin son 10 yılda değişen ideal ölçekleri. Son 10
yılda global iş dünyasında yaşananlar tüm normalleri, idealleri sarstı.
Güçlenen Çin faktörü, keskinleşen rekabet ve daralan kâr marjları gibi
gelişmeler her türlü rakam ve hesabı da değiştirdi. İdeal ciro ve üretim
ölçekleri de değişimden nasibini alanlar arasında.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. Çok
değil, 10 yıl önce organize perakendedeki bir şirket için ideal ölçek
1,4 milyar dolarken, bugün bu rakamın 3,5 milyar dolara çıktığı
görülüyor. Lojistikte rekabet için ise 10 yıl öncesinin 100 araçlık
filosu yetmiyor, en az 300 araç gerekiyor... Leasingde yüzde 150, halıda
ise yüzde 100’lük değişim var. Sadece onlarda değil, diğer birçok
sektörde aynı eğilimi görmek mümkün, Tabii değişimin gözlenmediği
sektörler de yok değil, Demir çelik ve salça üreticilerine bakıldığında,
pazardaki büyümenin de kısıtlı olmasından dolayı ideal ölçeklerde bir
değişim olmadığı gözleniyor. Asıl soru ise uzmanların “ideal ölçek”
olarak tanımladıkları bu büyüklüklere kaç şirketin ulaşabildiği. Yanıt
bazı sektörler için çok da iç açıcı değil, Yüzlerce, hatta binlerce
oyuncunun olduğu bazı sektörlerde, ideal ölçeği yakalayanların sayısı
iki elin parmaklarını geçmiyor.
DEĞİŞİMİN İTİCİ GÜÇLERİ
Peki yaşanan bu değişimin nedenleri neler? Aslında söz konusu dinamikler
sektörlere göre farklılık gösteriyor, Son 10 yılda kazanılan ekonomik
istikrar, artan rekabet, sektörel gelişmeler bunlardan bazıları. Örneğin
mineral yağlar, plastik, kauçuk, ilaç, kozmetik, boya, gübre gibi alt
sektörlerden oluşan kimyadaki ideal ölçekler birbirinden farklılık
gösteriyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği
(İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz’e göre ortalama yüzde 30
civarında olan değişimin nedenleri şöyle:~
“Ekonomik büyümeyle birlikte şirketlerin ölçekleri de 10 yıl önceye göre
büyüme göstermiş durumda. Büyüme oranları her sektörde farklılık
gösterse de ideal ölçeklerin 10 yıl önce bu oranların yüzde 30 altında
olduğunu söyleyebiliriz.” 10 yıl öncesine göre ideal ölçeği yüzde 200
oranında büyüyen lojistikteki durumu, sektör uzmanı Atilla Yıldıztekin
özetliyor:
“2003’ten bu yana lojistik pazarı çok ciddi biçimde büyüdü. Bu durum
şirket ölçeklerini de büyüttü. O zamanki ilk 20 şirket için ekonomik
ölçeklere baktığımızda depo büyüklüğü en az 50 bin metrekareydi. Bugün
ikiye katlandı. Araç sayısı da 100’den 300’e çıktı. Sektörümüzde ideal
ölçek olarak net bir kriter vermek zor. Ama başarılı ve verimli olmak
için gereken minimum düzey için ilk 20 şirketin ölçekleri baz
alınabilir.”
Kuyum sektöründeki değişimi ise pazarın önde gelen oyuncularından
Altınbaş’ın yönetim kurulu başkanı İmam Altınbaş anlatıyor: “Bundan 10
yıl önce sektör üretim ve toptan satış ağırlıklı çalışıyordu. Son 10
yılda üretim, tasarım, markalaşma ve organize perakende alanında önemli
değişimler yaşandı. Bunun sonucunda ideal ölçeklerde de değişim meydana
geldi.”
SEKTÖRLERİN YENİ NORMALİ!
Şirketlerin ulaşması gereken ideal ölçekler de sektörlere göre
değişiyor. Medical Park CFO’su Levent Özdemir, özel sağlıktaki en önemli
kriterin mali performans olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektörümüzde
ortalama FAVÖK’ün (Faiz, Amon-tisman ve Vergi Öncesi Kâr) yüzde 17
olması beklenir. 200-300 yatak arası idealdir. Burada önemli olan 20 bin
metrekareden büyük hastane olması ve doğru zamanda doğru doktor
alımının çok iyi yapılmasıdır.”
Kuyumda ise ideal ölçek rakamı perakende veyaüretim ayaklarında olup
olmamaya göre değişiyor. Altınbaş YKB İmam Altınbaş, “O yüzden herkes
için geçerli bir ideal ölçekten bahsetmek imkansız. Buna rağmen orta
ölçekli bir imalat için yıllık 500 kg, toptan ticaret için yıllık 2-3
ton altın, zincir mağazacılık için yıllık 20 milyon dolar ciro ve
bireysel mağazacılık için de mağaza başına yıllık 600 bin dolar ciro
ideal ölçek olarak alınabilir” diyor, Çilek Mobilya Genel Müdürü
Muzaffer Çilek ise “Herhangi bir üründe yıllık 1.000 adet rakamı
aşıldığında ölçek ekonomisinden faydalanılmaya başlanabilir ama ideal
seviye 3-4 bin adet seviyeleri diye düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.
yüzde 150 büyümeyle de organize perakende ve leasing izliyor.~
“Bugün küçük ölçekte mobilya üreticileri için en az 15,5 milyon TL (28
milyon dolar) ciroyu, teknolojik ve iktisadi sürdürülebilirlik bakımdan
ideal ölçek kabul edebiliriz” diyen Mobilya Sanayicileri Derneği
(MOS-DER) Başkanı Ahmet Güleç, bu rakamın orta ölçekte bir şirket için
yıllık 50 milyon TL olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektör bilanço
verilerini göz önünde bulundurduğumuzda bu ölçek 10 yıl önce yaklaşık
3,8 milyon TL (o yılın ortalama dolar kuruyla 2,5 milyon dolar) idi.
Ciddi bir artış söz konusu. Nedeni ise öncelikle Türkiye ekonomisinde
yaşanan gelişim. Ayrıca iç Otomotivdeki kriterler ise biraz daha farklı.
KPMG Otomotiv Sektör Lideri Ergün Kış, rekabetçilik için gereken
minimum ölçeğin 200 bin adet olduğunu, bunu da 3 oyuncunun karşıladığını
söylüyor.
Kış’ın değerlendirmesi şöyle: “200 bin adet üretim olması gereken
minimumdur. Tabii ki ideali üzerine çıkmak. Ama pazardaki tüm oyuncuları
topyekûn kıyaslamak da çok sağlıklı olmayabilir. Çünkü toplam 15
oyuncunun hepsi farklı araçlar üretiyor. Mesela yılda 20 bin otobüs
üretimi ciddi bir rakamdır ama binek araç için çok küçüktür. Böyle
bakınca 200 binin altında olsa da 15 oyuncunun 10’unun kendi istedikleri
noktada olduğunu söyleyebilirim.”
EN HIZLI BÜYÜYENLER
Son 10 yıllık verilere bakıldığında ideal ölçek eşiği en fazla artan
sektörün, dolar bazında yüzde 1.020, TL bazında ise yüzde 1.216 büyüme
gösteren mobilya olduğu gözleniyor. Onu, yüzde 200 büyümeyle lojistik,
ve dış mobilya pazarındaki büyüme, keskinleşen rekabet, sektörün nitelik
yönünden gelişimi, AR-GE ve teknoloji yatırımları bu büyümeyi getirdi.”
Siemens Leasing Genel Müdürü Bülent Taşar, finansta ideal ölçek
tanımlamasının çok zor olduğunu, ancak rekabetçi olabilmek için gerekli
minimum yıllık iş hacminden söz edilebileceğini söylüyor:
“BDDK, bir leasing şirketi kurmak için asgari 20 milyon TL ödenmiş
sermaye istiyor. Finans kesiminde kaldıraç oranları yüksektir.
Sermayenin 8-10 katı borçlanma yapılır ve iş hacmi yaratılır. 150-200
milyon TL iş hacmine ulaşan şirketler için ortalama bir ölçek
diyebiliriz. Ben yıllık iş hacmi 100 milyon doların altında iş
yapanların kârlılık sıkıntısı yaşayacağını düşünüyorum. Bu rakam 10 yıl
önce 40-50 milyon dolardı.”~ İDEALİ YAKALAMAK KOLAY MI?
Peki uzmanların rekabette söz sahibi olabilmek için gerekli gördüğü bu rakamları kaç şirket yakalıyor? Ba-
zı sektörler var ki pazardaki tüm oyuncular, güçlü ve rekabetçi şekilde
ilerliyor ve “ideal ölçekte” var oluyorlar. Ama bazılarında durum hiç de
öyle değil, Örneğin çimento ve demir çelikte pazarın yüzde 50’den
fazlası ideal sınırlarda ilerliyor. Türkiye Demir Çelik Üreticileri
Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, şunları söylüyor:
“Sektörümüzdeki ideal ölçek 10 yıl önce yaklaşık 800 bin ton ila 1
milyon ton aralığında değişiyordu, Bugün 1-1,2 milyon tona çıkmış
durumda. Bugün pazarda ham çelik üretimi yapan 30 şirket faaliyet
gösteriyor. 15’i ideal ölçek ve üzerinde üretim gerçekleştiriyor. 2000
yılında, o günün şartlarına göre ideal ölçekte üretim yapan şirket
sayısı 9 idi.” Mobilya, özel hastane, organize perakende sektörlerindeki
durum ise tam aksi. Yüzlerce oyuncunun faaliyet gösterdiği bu
sektörlerde ölçeği yakalama oranı yüzde 1’in altında.
Pazarda 450 civarında özel hastanenin hizmet verdiğini söyleyen Medical
Park CFO’su Levent Özdemir, “Sektörde ideal ölçek yakalamış oyuncuların
sayısı 3’ü geçmez. Bu ölçeği yakalayanların tamamı İstanbul bölgesinde
faaliyette olanlardır” diyor. Salçada da ideal büyüklüğü yakalayan
şirket sayısı düşük. Deneks Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat
Savaşkan’ın yorumu şöyle:
“İdeal ölçek kavramı üretici şirketin pazar payı ve satış durumuna göre
değişir. Pazarda irili ufaklı yaklaşık 75 üretici var. Türkiye ortalama
250 bin ton salça üretiyor. 10 yıl önce de bugünkü üretimden farklı bir
durum yoktu. Kaç üretici ideal ölçeği yakalamıştır diye sorarsanız, bu
soruya cevap vermek zor. Ancak sayısı 5’i geçmez.”
İDEAL OLMANIN AVANTAJLARI
Peki ideal ölçeği yakalamak şirketlere ne kazandırıyor? Tabii ki ilk
faydası rekabette bir adım önde olmak. İK-MİB Başkanı Murat Akyüz,
“Belli bir büyüklüğe sahipseniz pazardaki gücünüz ve hareket
kabiliyetiniz artıyor. Bir diğer konu ise markalaşma eğiliminin
yükselmesi. Böylece markaya yapılan yatırımlar da artıyor. İdeal ölçeğe
ulaşmış şirketler ayrıca devlet teşviklerinden ve AR-GE merkezlerinden
de daha fazla faydalanabiliyor. Ayrıca yabancı yatırım çekme
potansiyelleri de artıyor” diyor.~
Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, “Öncelikle ideal ölçek
sektörde daha düşük maliyetli üretim fırsatı sunar. Bu da önemli bir
rekabet avantajıdır” derken, Atlas Halı Genel Müdürü Meriç Bebitoğlu
şöyle konuşuyor: “Bence ideal ölçekte olan şirketler ölçek ekonomisi
kavramının getirdiği avantajlardan yararlanabilirler. Belirli bir
metrekareye kadar bazı maliyetlere katlanmanız gerekiyor ancak o eşik
aşıldığında cironuz ve dolayısıyla kârlılığınızın daha hızlı artması
mümkün oluyor.”
Karakaş Kuyumculuk YKB Kamil Karakaş da rekabet avantajına vurgu
yapanlardan. Karakaş, “İdeal ölçekteki işletmelerin ürün ve hizmet
çeşitliliği bakımından müşteri beklentilerini karşılama oranı daha fazla
olur. Stoku fazla olduğundan, müşterisine daha hızlı servis verir.
Ayrıca sermaye gücü işletmenin her konuda daha rahat hareket etmesine
olanak tanır. Sermayenin olduğu yerde de yatırım gücü esnekliği bir o
kadar kuvvetlidir” diyor. Siemens Leasing Genel Müdürü Bülent Taşar da
diğer yöneticilerle aynı fikirde. Taşar’ın yorumu şöyle: “İdeal ölçekte
olmak hem pazar payını, hem maliyetleri, hem kârlılığı kontrol etmek
açısından önemli bir avantaj. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta kârlı
büyüme olmalı. Yoksa büyük iş hacimlerine rağmen kâr oluşmaz ve hatta
riskli portföylerle kötü kredi olasılıkları artar. ”
SERVET TOPALOĞLU / AMPD DANIŞMA KURULU BAŞKANI
PERAKENDEDE KİMLER YAKALADI?
İDEAL ÖLÇEK 3,5 MİLYAR DOLAR
Perakende konusunda uzman ve deneyimli bir danışman olan Servet
Topaloğlu’na göre organize perakendedeki bir oyuncu için ideal ölçeğin
en az 3,5 milyar dolar olması gerekiyor. Retail News ve Maptriks
işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye Ulusal Market Zincirleri” haritasına
göre ise Türkiye’de yerel ve ulusal toplam 462 zincir bulunuyor. Ancak
Topaloğlu’nun bahsettiği 3,5 milyar dolarlık ideal ölçeğe ulaşan sayısı
sadece 2. Onlar da 2012 yılsonu cirosu yaklaşık 5,5 milyar dolar olan
BİM ile 3,6 milyar dolar olan Migros. BÜYÜMEK ŞART
Servet Topaloğlu, şöyle konuşuyor: “Ülkemizdeki bir organize
perakendeci, uzun vadede kalıcı olmak ve pazarı yönlendirmek istiyorsa,
ister tek ister multi-formatta olsun, mutlaka bu ölçeğe çıkabilmeli.
Veya bu ölçeğe ulaşmak isteyen diğer perakende kuruluşlarıyla organik
birleşmeye gitmelidir.~ AVANTAJLARI NELER?
İdeal ölçeğe ulaşırsanız pazarı yönlendiren şirketlerden biri olursunuz.
Pazarda beğenilen konseptinizi ve dolayısıyla markanızı geniş müşteri
kitlelerine sunabilir, operasyonel verimliliği daha rahat
yakalayabilirsiniz. Ayrıca gerek tedarik, gerek insan kaynakları, gerek
mali piyasalardan en mükemmel hizmeti daha düşük bedellerle
alabilirsiniz. Tercih edilen birinci adres olma şansını yakalarsınız."
FİNANSTA DURUM NASIL?
FAKTORİNGDE İDEAL NE?
Finans sektöründe ideal ölçekten bahsetmek çok zor. Bu durum, faktoring
sektörü için de geçerli. Faktoring Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ZAFER
ATAMAN şunları söylüyor: “Halihazırda yüzde 5,7 olan GSMH’dan aldığımız
payı orta vadede yüzde 10’a çıkartmayı hedeflediğimiz bu noktada,
sektörün özkaynaklarına göre borçlanma oranının da yüzde 4,5-5’lere
yükselmesinin ideal olduğunu düşünüyorum. Bu durumda şirketlerin
özkaynaklarının 30-50 milyon TL bandında olması ve aldıkları kredilerin
özkaynaklarına oranlarının, kısaca mali kaldıraç oranlarının, sadece
yurtiçi işlem yapanlarda yüzde 4,5-5, hem yurtiçi hem uluslararası işlem
yapan şirketlerde ise yüzde 7-8’ler olması idealdir. Bugün yüzde 3-3,5
olan sektördeki mali kaldıraç ortalaması, 10 yıl önce yüzde 2
seviyelerindeydi." ÖLÇEK DEĞİL PORTFÖY
Işık Sigorta Genel Müdürü RECEP KOÇAK, finans sektöründe ideal ölçek
kavramlarının tartışmalı olduğunu belirtiyor ve şu bilgileri veriyor:
“Örneğin, dünyada bankacılık sektöründe optimal büyüklüğün var olup
olmadığı konusu hala açıklanabilmiş değil. Günümüzde aynı ölçekteki iki
sigorta şirketinden birinin kâr, diğerinin zarar ettiği göz önüne
alındığında, ideal ölçeğin şirketlerin portföy özelliğine göre farklılık
gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Burada vurgulanması gereken,
sigortacılıkta ideal ölçeğin, şirketin prim üretiminin hasar, komisyon
ve genel giderleri karşıladığı ölçek olduğu, bunun da prim büyüklüğüyle
doğrudan bir ölçüsünün bulunmadığı hususudur. Özetle sektörümüzde ideal
ölçek belli bir büyüklükle değil, dengeli portföy yapısı ve olumlu
teknik sonuçlarla bir bütün olarak değerlendirilmeli." BES’TE SON DURUM
Geçmişi çok eski olmayan bireysel emeklilik sistemindeki 10 yıllık
değişimi ise pazarın önde gelen oyuncularından AvivaSA’nın CEO’su MERAL
EREDENK değerlendiriyor: “Bireysel emeklilik sektöründe faaliyet
gösteren bir şirket için ideal ölçeği bulabilmede kâra geçiş sürecine
bakmamız gerekir. Ancak 10 yıl önce şirketler henüz kâra geçmeye
başlamadıkları için ideal bir ölçekten söz etmek ve ölçek kıyaslaması
yapmak çok zor. Yine de sistem başladığında yapılan projeksiyonlara göre
bir şirketin ortalama kâra geçiş süresi 7 yıldı. Bugün ise yılbaşında
yapılan fiyat düzenlemeleriyle 8-9 yıla ulaştı diyebiliriz.”~ BURHAN KARAÇAM / BK PARTNERSHIP YÖNETİM KURULU BAŞKANI
10 YILDA COK SEY DEĞİŞTİ
HER ŞEY FARKLI
Son 10 yılda bankacılık sektörü İçin çok büyük değişimler oldu.
Bankacılıktaki İş yapış biçimleri, gelir kalemleri, kâr kaynakları
değişti. O yüzden sanayi veya üretimde olduğu gibi bankacılık sektöründe
10 yıl öncesinin değerleriyle bugünü kıyaslamak çok sağlıklı
olmayacaktır. İdeal ölçek açısından da... O yıllarda yüksek bir
enflasyon vardı. Ciddi şekilde faiz gelirleri elde ediliyordu. Yüksek
enflasyon döneminde kâr eden bankalar, düşük enflasyon döneminde etmez
oldu. İDEALİ, HİZMET GELİRİ
Bugün en sağlıklı banka, en ideal banka, işletme ve personel
giderlerini, hizmet ve komisyon gelirleriyle en fazla karşılayan
bankadır. İdeal olan bunun başarılmasıdır. Oysa 10 yıl önce gelirlerin
çok büyük kısmı faizden sağlanıyordu. Şunu çok net söyleyebilirim: Bugün
bir banka 10 yıl önceki net faiz gelirini temin etmek için 10 kat daha
büyük olmak zorunda.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?