En etkileyici tatil adresim

İş insanlarının en çok etkilendiği tatil yerleri ve bu kentlere dair önerileri...

1.11.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
En etkileyici tatil adresim
Setur Genel Müdürü Üstün Özbey’in aklı Kenya’daki Masai Mara turunda kalmış. Vahşi hayvanlar eşliğinde yapılan safari, onun “unutulmazlar” listesine çoktan girmiş bile. TNT Genel Müdürü Turgut Yıldız’ın favorisi de yine Afrika’dan. Tanzanya Serengeti’deki tatili hala unutamadığını belirtiyor. İşi gereği çok sık seyahat eden Ayşen Zamanpur’u en çok etkileyen tatil yeri ise Fransa’nın Leman Gölü kıyısındaki Ortaçağ kasabası Yvoire. Yılın 3 ayını yollarda geçiren Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ise çok uzaklara gitmiyor ve “Trabzon’daki Sümela görülmeli” diyor. İşte iş insanlarının en çok etkilendiği tatil yerleri ve bu kentlere dair önerileri...

SUMELA'NIN BÜYÜSÜ
Yılın 3 ayını seyahatlerde geçiren Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem, tatili de seyahati de seven yöneticilerden. “Bu seyahatler benim için hem tatil hem iş” diyen Suerdem, şimdiye kadar çok fazla yer gördüğünü, çok fazla insan tanıdığını belirtiyor. Ama onun için Türkiye’nin yeri her zaman bambaşka... Suerdem, kendisini en çok etkileyen tatil yörelerini ve buralara ait keyifle rotaları şöyle paylaşıyor: “Her bir kentin ayrı bir doğası ve güzelliği var. Bu hem yurtiçi hem yurtdışı için geçerli. Yurtdışında beni etkileyen yerler İsviçre’deki Lugano ve İtalya’daki Como’dur. Türkiye’de ise Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı, ‘İyi ki gördüm’ dediğim yerlerdendir. 1.150 metre yüksekliğindeki Karadağ’ın eteklerindeki kayalık üzerine kurulu. Halk arasında ‘Meryem Ana’ olarak adlandırılıyor. ‘Sümela’ adını siyah anlamına gelen ‘melas’ sözcüğünden aldığı söyleniyor. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’dan geldiği düşünülüyor. Bir efsaneye göre, manastır MS 365-395 tarihleri arasında Atinalı Barrnabas ile Sophronios adlı iki keşişin aynı rüyayı görmesiyle inşa edilmiş. Hikayesi de kendisi de çok etkileyici.

Maçka’da konaklamak isteyenler için pek çok alternatif var. Seçim yapmak ziyaretçilerin zevkine kalmış. Doğayla iç içe olmaktan keyif alanlar, yeşilin, temiz havanın, doğallığın hasretini çekenler için ideal bir yer. Oraya kadar gitmişken, birbirinden leziz Karadeniz yemeklerinin tadına bakmadan dönmek olmaz tabii ki. Mıhlama, kuru fasulye, Akçaabat köftesi, Hamsiköy sütlacı gibi pek çok yöresel lezzeti tatmanız mümkün. Trabzon’un tereyağlı levreği de mutlaka denenmeli.”

ASLANLARLA TANZANYA TURU
TNT Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, farklı coğrafyaları keşfetmeyi seven iş insanlarından. Son yıllarda onu en çok etkileyen yer ise Tanzanya olmuş. Bu gezinin detaylarını ve keyifli bir Tanzanya turunun inceliklerini şöyle anlatıyor: “Bugünkü Tanzanya, Tanganyika ve Zanzibar ülkelerinin birleşmesiyle oluşmuş bir ülke.~
Orada eşim ve oğlumla birlikte unutulmaz bir tatil geçirdik. Bu çarpıcı coğrafyayı görmeyi, imkanı olan herkese öneririm. Artık THY Tanzanya’ya direkt uçuyor. Ülkedeki yolların çoğu toprak. Asfalt yol sadece Darüsselam gibi büyük şehirlerde mevcut. Arusha bölgesi ve sonrasında Ngorongoro krateri, ilk birkaç gün içinde gezilmesi gereken yerler. Bu krater 26 km2’lik bir alanda ve içinde her türlü vahşi hayvanı ve yaşamı bulunduruyor. Burayı gezerken o anda doğum yapan antilopları, avlanan çitaları görmek inanılmazdı.

Ngorongoro’dan sonra Serengeti safari alanı daha büyük ve daha vahşi doğanın içinde bir yer. Kaldığımız çadırların yakınına kadar gelen aslanların kükremeleri bütün gece duyulmuştu. Gidilebilecek bir başka yer ise bilim insanlarının 1,7 milyon yıl önce insanlığın başladığına inandığı bölge. Tanzanya hükümeti buraya bir müze yapmış. Kalıntılar ve fosiller görülmeye değer.

Tanzanya’nın diğer bölümü ise Hint Okyanusu’nda dev bir ada olan Zanzibar. Onun yakınlarında minicik bir mercan adası var. İsmi Mmemba. Bizim favorimiz olmuştu. Sadece 10 bungalov bulunuyor... Bembeyaz kuma ve turkuaz bir denize sahip. Tanzanya’ya gelenlere sadece otellerde yemek yemelerini tavsiye ederim. Otellerdeki yemekler güzel ve lezzetli."

VİETNAM'I KEŞFETMEK...
Ode Yalıtım’ın kurucusu ve yöneticisi Orhan Turan da seyahat etmeyi sevenlerden. Kendisini en çok etkileyen tatil yerlerini sorduğumuzda “Kesinlikle Küba ve Vietnam" yanıtını veriyor. Nedenini ise şöyle anlatıyor: “Küreselleşen dünyada ülkeler de birbirlerine benzemeye başladı. Oysa bu iki coğrafya, kendilerine has güzelliklerini korumuşlar. Gerek mimarileri, gerek sosyal hayatları olsun son derece orijinaller. Örneğin Küba bana 1960’ların Türkiye’sini anımsattı. Gerçekten etkilendim. Açıkçası gittiğim ülkeleri turist gibi değil o ülkenin yerlisiymiş gibi yaşamayı tercih ederim. Sadece turistik yerleri ziyaret ettiğinizde pek çok değeri ıskalamış oluyorsunuz.

Oysa gerçek hayat sokaklarda... O sebeple en bilindik yerleri gezmek yerine oranın halkıyla birlikte şehri yaşamayı tercih ettim. Örneğin Vietnam’da yerli rehberimizin evine konuk olduk, onlarla akşam yemeği yedik. Tabii yabancı bir ülkede konaklarken güvenlik önemli bir kriter. Bu sebeple konaklamak için otelleri tercih ediyorum. Gündüz şehri keşfe çıktığım için oteli sadece geceleme için kullanıyorum diyebilirim."~
Orhan Turan’ın etkilendiği ve tavsiye ettiği diğer favori rotası ise Yunan adaları. “Ne kadar çok görmüş olsam da Yunan adalarında olmak beni hep iyi hissettirmiştir" diyor ve şu küçük öneriyi veriyor: “Her ülkenin
kendine ait yerel lezzetlerini tatmak gerekli. Ben de olabildiğince yeni tatlar denemekten keyif alıyorum. Kos’ta Fatma Hanım’ın işlettiği Caravelle’yi ve Kalimnos’daki Pan-deli Restoran’ı herkese tavsiye edebilirim.”

KENYA'DA SAFARİ MACERASI
Üstün Özbey, turizm sektörünün yakından tanıdığı bir isim. Setur’un genel müdürlüğünü yapan Özbey, işi gereği çok sık seyahat ediyor. Ama son 5 yılı düşündüğünde kendisini en çok etkileyen coğrafyanın Kenya olduğunu söylüyor. Nelerden etkilendiğini ise şöyle anlatıyor: “Kenya’nın safari merkezi sayılan Masai Ovası’ndaki Masai Mara, en kısa sürede, en çok hayvanı, en yakın mesafeden güvenle izleyebilme imkanı sunmasıyla beni çok etkilemişti. Afrika’nın ruhunu koklayabileceğiniz bu ovada, bölgenin yemeklerinden eğlencesine kadar kültürel yapısını da tanımak mümkün. Tuz Gölü ile aynı büyüklükte alana sahip olan Masai Mara’da size özel safari aracınızla dünyanın en önemli aktivitelerinden kabul edilen vahşi yaşam safarisini Kenya’da yaşayabiliyorsunuz. Kenya’nın yerli halkı olan Masai köylüleriyle tanışarak çok farklı bir kültürü tanıyabileceğiniz bambaşka bir tecrübe oluyor. Konaklamak için Sarova Mara Game Camp ya da Bateleur Camp’ı önerebilirim. Böylece yerel dokuyu da yaşayabilirsiniz.”

Üstün Özbey’in tavsiye ettiği restoran ise iddialı mönüsüyle safari turuna yakışır bir yemek isteyenler için ideal. Özbey’in restoran önerisi şöyle: “Dünyaca ünlü Carnivore Restaurant enfes bir ziyafet sunuyor. Burada timsah etinden devekuşu etine kadar birçok farklı et türünü yiyebilirsiniz. Mutlaka Tusker’ı, Mandazi’yi (lokma tatlısı) denemelisiniz.”

EĞLENCE DOLU NINGBO!
Kişiye özel otomobil tasarımı yapan Dizayn VlP’in yönetim kurulu başkanı Erdoğan Malkoç da gezmeyi seven genç iş insanlarından. Son 5 yılda en çok etkilendiği yeri sorduğumuzda, “Çin’in Zheijang bölgesindeki Ningbo şehri” yanıtını veriyor. Nedenlerini ise şöyle anlatıyor: “Oraya gittiğimde inanılmaz bir lüks görmüştüm. Bir akşam çıktığımızda Çin’in aklınıza gelebilecek en iyi yemeklerinin olduğu bir yerde, çok büyük bir masa kurmuşlardı. Yemeğinizden sadece bir kez yiyorsunuz, ikinci lokmayı almadan tekrar yeni servis açıyorlar. Çin’de böyle bir lüks olabileceğini hiç düşünmemiştim.”

Malkoç’a göre Ningbo şehrinin keyfini çıkarmak için görülmesi gereken yerleri ihmal etmemek lazım. İşte Malkoç’un Ningbo rotası: “Ningbo Müzesi mutlaka gezilmeli. Budizm ile ve Budist tapınağıyla ilgilenenler Tiantong Tapınağı’nı görmeli.~
Lunapark ve hız treni meraklıları için Harborland Tema Parkı’nı önerebilirim. Tabii Çin’e kadar gelmişken mutlaka Çin Seddi’nin görülmesini tavsiye ederim. Konaklamak için Ningbo bölgesinde inanılmaz çok seçenekler var. Burada herkesin bütçesine ve arzusuna uygun bir yer bulabileceğine inanıyorum. Normalde Çin yemeklerini pek beğenmem ama yerel lezzetlerin tadılmasını öneriyorum.”

Masai Mara'da unutulmaz safari
BOZULMAMIŞ BİR DOĞA

Kenya’yı favori listesine koyan yöneticilerden biri de Medline Sağlık Grubu CEO’su Gürkan Ergenekon. Masai Mara’dan nasıl etkilendiğini ve favori rotasını şöyle anlatıyor: “Nairobi’ye indikten sonra Masai Mara’ya başlayan yolculuğumuzda gördük ki içinde her gün sorunlarla boğuştuğumuz modern dünyadan farklı bambaşka bir dünya da var. Bozulmamış bir tabiatı, daha doğrusu insanoğlunun henüz tüketmediği bir tabiatı orada gördük.
GİDİLECEK YERLER
Kenya’yı büyük bir şehir olarak görecek olursak onun değişik yerleri olan Nairobi-Lake Nakuru-Lake Naivasha-Masai Mara bir bütün olarak mutlaka görülmesi gereken bölgeler. Nairobi dışındaki yerler el değmemiş vahşi doğayı keşfetmek, 21. yüzyılda hala devam eden kabile hayatını görmek açısından çok etkileyiciydi. Kendi ülkemizde işlenebilir toprak seviyesinin 1 metrenin altına düştüğü bir
durumda, oradaki toprak tabakasının 3 metre civarında olduğunu öğrenmek, başkent Nairobi’den uzaklaştıkça kulübemsi yerlerin üzerinde otel yazması, asfaltın hiç olmadığı yerleşim yerleri, yabani hayvanların yol boyunca görülebilmesi bizi inanılmaz etkiledi.
NEREDE KALINIR?
Buraya gitmek isteyenlere konaklamak için Sarova Otel zincirini öneriyorum. 5 yıldızlı hizmet sunan Sarova Otelleri, özellikle Avrupalı ve Amerikalı turistlerin kaliteli ve temiz hizmet ihtiyacını karşılamanın yanı sıra Nairobi dışında konaklamalarda damak tadımıza uygun lezzetli yemekleriyle ve otantik tarzıyla beğenimizi kazanmıştı. Buralara kadar gelmişken ‘yemeden gelmeyin’ diyeceğim yer ise Nairobi’nin ünlü Carnivore Restaurant’ı. Biraz pahalı da olsa et sevenler için mutlaka gidilmesi gereken bir mekan. Özellikle timsah etini tatmak ilginç bir deneyim olmuştu.

AYSEN ZAMANPUR / SILK & CASHMERE KURUCU VE CEO
"Fransa'da zaman tüneli"
NEDEN ETKİLENDİM?

Aslında benim favorim her zaman Roma olmuştur. Roma’yı düşündüğümde çocuklarımla yaptığım uzun yürüyüşleri ve tüm kenti gezdiğimiz seyahati unutamam.~
Ama son sevdiğim yeri paylaşmak isterim. Çünkü çok bilinmiyor ve bence bilinmeli. Ben ailemle gittim ve hepimiz çok sevdik. Fransa’daki Leman Gölü’nün kıyısında yer alan Yvoire adlı ortaçağ kasabasından çok etkilendim.
MUTLAKA GÖRÜLMELİ
Silk&Cashmere’in Cenevre mağazasının açılışı için Cenevre’ye gitmiştik. Oradan 2 saatliğine kaçtık ve bu çok şirin kasabaya geldik. Minik taş evlerle, çiçeklerle bezeli çok şirin bir yer. Temiz, sevimli, doğal ve medeni bir kasaba. Uzun süre kalınabilir mi bilemiyorum ama gidip gezmek için son derece ilginç. Çok güzel bir çiçek ve bitki labirenti var. Çarklı tekneyle göl turu da yapılabilir.
GÖL KIYISINDA KEYİF
Le Jules Verne adlı restoran muhakkak görülmeli. Harika deniz ürünleri var. Leman Gölü’nün o huzurlu havasında, göl balıklarından oluşan bir mönü alınabilir. Biz balık fileto ve deniz ürünleri almıştık. Çok da iyi bir beyaz şarapla servis edilmişti. Konaklamamıştık çünkü maalesef çok kısa kaldık. Ama Jules Verne Restoran’ın oteli de vardı. Bence konaklamak için tercih edilebilir. Sakin, huzurlu ve dingin bir tatil geçirilebilir.

FARUK GÜLLÜ / FARUK GÜLLÜOĞLU YKB
"Carmel'den cok etkilendim"
NERELER GÖRÜLMELİ?

“San Francisco ve Los Angeles son dönemde beni en çok etkileyen yerler oldu. Özellikle iki kent arasındaki sahil şeridi boyunca otomobil yolculuğu çok keyifliydi. Bence bu rotada bulunan, sanat galerileri ve şık restoranlarıyla sakin bir sahil kasabası olan Carmel, özellikle görülmeden gelinmemesi gereken bir yer. Doğa ve tarihsel dokusu muhteşemdi.
ÖNERİM BUTİK OTEL
Gittiğim yerlerde butik otellerde kalmayı özellikle tercih ediyorum. Kendimi daha rahat hissediyorum. Yurtdışında en zorlandığım konuların başında damak zevkime uygun yemekleri bulmak geliyor. Ama Los Angeles ve San Francisco deniz ürünleri açısından zengin ve yaratıcı. Bu nedenle fazla sıkıntı yaşamadım. Deniz ürünlerini kesinlikle öneriyorum.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz