Kaçış noktam

Yoğun bir haftanın ya da günün ardından huzur bulmak için tepe yöneticilerin seçtiği adreslerin her biri birbirinden farklı.

16.11.2014 20:01:120
Paylaş Tweet Paylaş
Kaçış noktam
Düşmeyen tempo, bitmeyen koşuşturmaca, uzayan toplantılar, stresli karar anları... Özellikle tepe yöneticiler için bu sıradan bir iş gününün özeti. Ancak bu rutin içinde herkes bir soluk almak, küçük bir mola vermek, daha net düşünmek ve çoğu zaman da sevdiklerine zaman ayırarak hayatı en güzel şekilde hissetmeyi arzuluyor.

Bunun için de özel mekanlara ya da adreslere ihtiyaç duyuluyor. Bu adres bazen huzur bulduğu evi, bazen yeşillikler içinde bir sayfiye kulübesi bazen de bir butik otel olabiliyor. Başarılı iş insanlarının dinlenmek için gittikleri kaçış noktalarını, bu huzur yuvalarının onları hangi yönleriyle cezbettiğini araştırdık.

Yoğun bir haftanın ya da günün ardından huzur bulmak için tepe yöneticilerin seçtiği adreslerin her biri birbirinden farklı. Kimi doğayla iç içe bir evi tercih ederken, kimi kısa seyahatleri ve butik otelleri seviyor.

CarrefourSa Genel Müdürü Mehmet T. Nane de günün stresinden arınmak için ana kaçış noktasının evi olduğunu söylüyor. Burada eşi ve çocuklarında bulduğu huzurun kendisine terapi gibi geldiğini ifade ediyor. Eğer 2-3 günlük bir zamanı varsa kaçış noktası olarak Nane için çeşitli opsiyonlar da mevcut. Ailesiyle olduğunda yurtiçinde ve yurtdışında değişik tarihi, turistik, doğal ve sosyal yerleri görmekten büyük huzur duyduğunu söyleyen Nane,

“Burası Kapadokya da olabilir, Mersin’de 1.200 rakımda bir yayla da Bozburun’da deniz kenarı da yurtdışında bir şehir de... Ama tek kaldığımda ve hiç bir kimse ile de iletişim kurmak istemediğimde kendimi Bozburun’da Teselya Otel’de doğanın kalbine bırakıyorum.

Karadan ulaşımı olmayan bu cennet parçasında ‘deniz, doğa ve sessizlik tınılarını’ dinlenmek için kullanıyorum. Bunun dışında yürümek, tarihi yerleri gezmek, dağa tırmanmak, uzun süre yüzmek, film seyretmek, kitap okumak, yemek yapmak benim dinlenmek üzere sıkça kullandığım yöntemlerden birkaçı” diyor.~

HUZURUN ADRESLERİ
Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Said Kavurmacı için dinlenmek demek, butik otellerde konaklamak anlamına geliyor. Kavurmacı, çok sık seyahat ettiği için özellikle bir yerlere kaçma ihtiyacı hissetmediğini ancak seyahatlerinde özel dokusu olan kimlik sahibi butik otellerde konaklamayı tercih ettiğini belirtiyor.

İşten ayrı özellikle gittiği ve kendisini ayrı bir ruh alemine soktuğunu söylediği yerleri ise şöyle paylaşıyor: “Bosna Hersek’te Sarajevo ve Mostar şehirlerini beğeniyorum. Mostar’a çok yakın bir huzur mekanı olan Alperenler Tekkesi var.

İkinci kaçış noktam Umre yani Medine ve Mekke şehirleri. Özellikle Medine, hayatında ibadet hiç yapmamış olan arkadaşlarımızla dahi gittiğimizde, huzur iklimi, etkileyen manevi dünyasıyla tam bir arınma yeri.

Mekke ise davet edilebileceğiniz en kutsal ve özel mekan olan Kabe ile sizi bu dünyadan birkaç günlüğüne koparıp, yaratılışımızın gayesini çok net anlama imkanı veren hususi bir ikram mabedi. Diğer bir kaçış yerim de Sapanca ve Karadeniz yaylaları. Daha çok Trabzon Uzungöl ve Giresun Kümbet yaylasına gittim, Rize ve Artvin yaylalarına da gitmek istiyorum.”

TEK ADRES: ALAÇATI
Huzur bulmak ve dinlenmek denildiğinde Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay’ın gözbebeği Alaçatı. Bu bölgede hem yelken hem olta balıkçılığı yapma fırsatı bulduğunu belirten Okay, “Alaçatı bizim için değişmez kaçış noktamız.

Eşim ve oğlumla haftasonları Alaçatı’ya gidip sörf yapmak çok keyifli. Yüzerek tüm yorgunluğumu atıyorum" diye konuşuyor. Her ne kadar Alaçatı ağırlıklı olarak yaz mevsiminde en büyük ilgiyi görse de Okay’a göre bölgenin yazı, baharı ve kışı ayrı güzellikte. ~

Bu nedenle kışın da fırsat buldukça Alaçatı’ya gittiğini söylüyor. “Ailemiz ve dostlarımızla orada bir araya geliyoruz. Her dönem gerek yazlıklarda gerek butik otelimizde dostlarımız oluyor. Onlarla bir araya gelmek büyük keyif veriyor.

Birlikte yaptığımız birçok aktivite de var. Yelken sporu yanında olta balıkçılığında da iddialıyız. Her yıl düzenlenen Balık Festivali zamanını da kaçırmıyoruz. Bu arada hemen hemen her yaz Sakız Adası’nın yanında birkaç Yunan adasını ziyaret etmek de bizim için ayrı bir keyif oluyor" diyor.

UZAĞA GİTMİYOR
DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık, dinlenmek ve huzur bulmak için çok uzaklara gitmiyor. Altunizade’de bir korunun içinde yer alan evinin kendisi için kargaşa ve stresten vazgeçilmez bir kaçış yeri olduğunu söylüyor. “Yaşadığım yer yeşillikler içinde bir yer.

Burcumun da toprak grubunda olmasının etkisiyle doğayla iç içe olmak, toprakla ilgilenmek kendimi iyi hissetmemi sağlıyor" diyen Aydınlık, bahçelerindeki hobi alanında bir şeyler yetiştirmenin, yeşilin içinde sabahları koşmanın, spor yapmanın ve kitap okumanın ve çocuklarıyla vakit geçirmenin kendisini dinlendirdiğini ifade ediyor.

“Evimde kendimi huzurlu, tamamlanmış ve bütün hissediyorum. Yoğun günlük tempoda ruhumuz ve bedenimiz farklı yerlerde olabiliyor. Evimde ise anda kalıp, o anı yaşayabiliyorum. ‘Şükür’ benim için önemli. Bu yüzden de kendime ayırdığım, kendimle baş başa olduğum zamanlarda hayatın bana sundukları için şükür ediyorum” diye konuşuyor.

ORMANDA MANTAR PEŞİNDE
SAICA Türkiye Genel Müdürü Kaan Özkan’ın kaçış noktası genellikle orman oluyor. Hangi ormana gideceğini ise o mevsimde hangi ormanda mantar olduğuna bakarak belirliyor. En çok gittiği ormanlar ise Şile ve Ağva’daki kestane ve ıhlamur ormanları. ~

Bazen Çatalca’daki meşe ormanları ile Antalya’da çam ormanlarına da uğradığını anlatan Özkan, “Elbette Kastamonu ve İzmit ormanlarını da unutmamak gerek. İş çıkışı kravatı çıkartıp Belgrad ormanlarında mantar peşinde koştuğum zamanlar da olmadı diyemem.

Bulgaristan’da Burgas ve Yunanistan’da Ege kıyıları da bu amaçla birkaç gün için kaçtığım yerler” diye konuşuyor. Peki ormanların Özkan için anlamı nedir? Bu soruya şöyle yanıt veriyor: “Özellikle yağmur altında mantar toplamak zihnimi temizliyor.

Zehirli ve yenilebilir mantarları ayıklamak dikkat ve konsantrasyon gerektiren bir konu. Tabii sonrasında da bu gurme lezzetleri pişirerek dostlarla bir ziyafet çekmek işin en keyifli yanı. Son yıllarda Şile Belediyesi başta olmak üzere yerel yönetim ve STK’larla köylüleri zehirli mantarlar konusunda eğitmek için konferanslar da veriyorum. Bilinçsizce yapılan mantar toplamadan ölümler o kadar çok ki bu konuda konferanstan daha fazlasını da yapmak istedim ve mantaravcilari.com sitesini kurdum. ”

KAAN KAVALOĞLU / LİMAK TURİZM GRUBU BAŞKANI
"Sessizlik beni rahatlatıyor"
HUZUR İÇİN

Benim kafamı dinlemek ve huzur bulmak için kaçamak noktam Sapanca’daki evim. Önünde meyve ağaçları olan güzel bir bahçem var, köpeğimiz de orada kalıyor. Özellikle her ay bir haftasonumu orada geçirmeye çalışıyorum ama maalesef iş yoğunluğundan bu bazen aksıyor.

ENERJİ DEPOLUYORUM
Gittiğim zaman iki gün geçiriyorum, doğal güzellik ve sessizlik beni rahatlatıyor ve bu süre bana yetiyor. Çoğunlukla iki oğlumla birlikte gidiyorum, annemiz bizimle gelmiyor hem onlarla orada daha fazla vakit geçiriyorum hem enerji depoluyorum. Bu kaçamakların en güzel tarafı bu iki gün televizyon ve internetin yasak oluşu.

KENAN YAVUZ / PETKİM GENEL MÜDÜRÜ
"Köyüme gidip yaylalara çıkıyorum"
KÖY DÜĞÜNLERİ

Kaçış noktam doğup büyüdüğüm topraklar. Köyüme gidip yaylalara çıkıyor, çocukluk arkadaşlarım ve ailemle birlikte oluyorum, bu ortam beni huzurlu ve mutlu kılıyor. Tatilimin büyük bölümünü köyümde geçiriyorum. Köy düğünlerine iştirak ediyor, yaylada bar oynuyor, yörenin kültürünün yok olmaması için geleneksel dokuyu temsil eden kültürel objeleri topluyor ve sergiliyorum.~

BİREYSELLİK KEYİF VERMİYOR
Gündemimde su ve bezir yağı değirmeni var, ayrıca sözlü tarih çalışması yaparak kısa filmlere dönüştürmeyi planlıyorum. Bunları yaparken dinleniyor, huzur buluyorum. Modernitenin silindir gibi üzerinden geçtiği güzelliklerimizi korumaya almamız gerektiğine ve büyük aile geleneğine inanıyorum.

BÜYÜK AİLE PAYLAŞIMI ARTIRIYOR
Bu nedenle bireysel yaşam bana keyif vermiyor. Paylaşmayı seviyorum, çocuklarımızı çağdaş yaşamın saçmalıklarından ve tehlikelerinden koruyacak en önemli şeyin büyük aile yani, dede, nine, amca, dayı, kuzen, yenge sevgisi ve kavramlarından geçtiğini düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz