10 yılda dünya liderliğini alırız

Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ile şirketin son dönemde yaşadığı önemli dönüşümü ve yeni hedeflerini konuştuk...

9.06.2024 23:03:090
Paylaş Tweet Paylaş
10 yılda dünya liderliğini alırız

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Arçelik, bugüne kadar 19 markayı satın aldı. Bu yıl ise Arçelik ve ABD’li Whirlpool’un Avrupa’daki iştirakleri “Beko Europe” adlı yeni ortak şirket çatısı altında birleşti. Bu önemli adımla Arçelik, artık Beko ile Avrupa’da sektöründe lider, dünyada da ikinci büyük şirkete dönüştü. 45 üretim tesisi, 22 marka ve 55 bin çalışanla gelirinin yüzde 70’ini uluslararası operasyonlardan elde eden Arçelik’in CEO’su Hakan BULGURLU, bundan sonraki hedeflerinin sektörde dünya liderliği olduğunu söylüyor. Bu hedefe 10 yıllık dönemde ulaşacaklarını belirtiyor ve “Sektörde oluşan her fırsatı çok dikkatli değerlendireceğiz. Büyüme yolculuğunda satın alma da birleşme de olacak” diye konuşuyor.

Arçelik, önemli bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün en önemli adımı, Hollanda’da kurulan Beko Europe oldu. Yüzde 75’i Arçelik’e, yüzde 25’i Whirlpool’a ait olan bu şirketle Beko, Avrupa’da beyaz eşya sektörünün lideri haline geldi. Dünyada da ikinciliğe yerleşti. Türkiye dışında tüm operasyonunu Beko markasıyla yürütecek olan Arçelik, dünyanın her tarafında da Beko olarak yeniden yapılandı. “Bütün dünya operasyonlarımızı Beko kurumsal kimliği altında topluyoruz. Ben de bugün Beko’nun CEO’suyum” diyen Hakan Bulgurlu, 45 üretim tesisi, 22 marka ve 55 bin çalışanla net bir şekilde Avrupa’nın lideri, dünyanın da ikinci büyüğü olduklarını söylüyor. “Asyalı rakiplerimizin bize olan saygısı çok arttı. Burada konsolide eden durumda olduğumuz için artık bizi gerçek anlamda rakip görüyorlar. Avrupalılar da öyle… Avrupalılar uzun dönem bizi rakip olarak görmedi, bu durum hızlı değişti” diye konuşuyor. Arçelik’in gündeminde bundan sonra şirketler ve markalar arasında entegrasyon ve konsolidasyon süreci var. “Şimdi biraz soluklanma zamanı” diyen Bulgurlu, “Entegrasyonla sinerjilerden fayda sağlamaya, kârlılığı artırmaya odaklanıp kendimizi geleceğe hazırlamamız lazım. Ama amacımız kesinlikle büyümeye devam etmek. Bundan sonra dünya liderliğini hedeflemek için ‘şunun da olması lazım’ diyebileceğimiz bir konu yok” diyor. Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu ile şirketin son dönemde yaşadığı önemli dönüşümü ve yeni hedeflerini konuştuk: 

Avrupa operasyonlarınızı Whirlpool ile yapılan anlaşmayla “Beko Europe” adlı yeni bir şirkette birleştirdiniz. Bu karar nasıl alındı?

Bu büyük bir büyüme hamlesi. Arçelik çok uzun zamandır sektöründe en hızlı büyüyen şirket. 2000’lerin başında satın almalar başladı. 2011’de Güney Afrika’da Defy satın alması gerçekleşti. Son 10 yıldır da Pakistan’da Dawlance, Bangladeş’te Singer Bangladesh, Hindistan’da Voltas Beko ve Asya Pasifik’te Arçelik Hitachi gibi birçok satın alma ve ortaklık yaptık. Whirlpool ile uzun zamandır bir iş birliğimiz var. İki de satın alma gerçekleştirdik. Bu kapsamda Whirlpool’un Türkiye Manisa’daki fabrikaları ile Rusya operasyonunu aldık. Whirlpool Amerika pazarına odaklanmak istediği için Avrupa operasyonları için stratejik bir değerlendirme yapıyordu. Biz de Avrupa’daki varlığımızı büyütme hedefindeydik. Bu kapsamda imzaladığımız anlaşmayla, Whirlpool Avrupa operasyonlarıyla bizim Avrupa operasyonlarımızı birleştirme kararı almıştık. Bir yılı aşkın bir sürenin ardından izinleri tamamladık ve Beko Europe doğmuş oldu. Yeni şirketin yüzde 25’i Whirlpool’a, yüzde 75’i bize ait. Dolayısıyla yönetimi ve konsolidasyonu bizde. Bunun yanında Whirlpool’un Orta Doğu ve Kuzey Afrika operasyonlarını da tamamen satın alıp bünyemize kattık. 

Beko Europe ile karşımızda nasıl bir yapı, ne kadarlık bir büyüklük var? 

Beko Europe çatısı altında bizim 2 fabrikamız, 30 iştirakimiz, Whirlpool’un da 39 iştiraki ve 9 fabrikası bir araya geldi. Toplam 69 iştirak ve 11 fabrikamız oldu. Beko Europe 16 markayı yönetecek. Şirketin çalışan sayısı 20 bin, cirosu da 5,5 milyar Euro. Beko çatısı altında ise farklı coğrafyalarda toplamda 22 markayı yönetiyoruz. Bundan sonra bir entegrasyon sürecimiz var; konsolidasyon devam edecek. 10 yıl önce Avrupa’nın bir numarası olacağız diyorduk. Şimdi çok net şekilde Avrupa’nın lideriyiz. Sektörde 5 üründen 1’i Beko Europe tarafından satılıyor. Beko Europe ile Avrupa’nın beyaz eşya sektöründe lider ve şampiyon şirketini yaratmış olduk. 

Bu yapılanma öncesinde pazar payınız neydi? 

Son verilere baktığımızda altı beyaz eşya ürün grubunda, farklı markalarımızla Avrupa’daki pazar payımız yaklaşık yüzde 14 civarındaydı. Whirlpool’un da yine markalarıyla toplamda yüzde 10’lar seviyesinde pazar payı mevcuttu. Bu işlem sonrasında yüzde 25 seviyesine yaklaşmış olacağız. 

Şirket neden Hollanda’da kuruldu? 

Bu şirket Avrupa Birliği içinde hizmet edecek. Whirlpool’un devraldığımız şirketi de Hollanda’ da kurulmuştu. Ama bizim ana şirketimiz yine Arçelik. 

Yaratılan bu sinerji rakamlara nasıl yansıyacak? 

Whirlpool sektörde çok köklü bir şirket. Hem Whirlpool’un hem bizim şirketimizin iyi özelliklerini bir araya getirip yeni bir kültür oluşturacağız. Arçelik sistemi içinde de bütün insan kaynağımızın önüne yeni fırsat pencereleri açılıyor. Oradan buraya gelen de olacak, buradan oraya giden de olacak. Ana amacımız, bu şirketin liderliğini pekiştirip Arçelik’in ve Whirlpool’un güçlü taraflarını yansıtmak. Sürdürülebilirlik konusundaki liderliğimiz burada çok önemli. Doğru yatırımları yaparak Beko Europe’un da sürdürülebilirlik alanında lider olmasını sağlamalıyız. Whirlpool’un bizden daha erken başladığı ve daha etkin olduğu ankastre pazarında ya da üst gelir grubuna hitap eden ürünlerde Avrupa’da daha hızlı büyüyüp payımızı artıracağız. Bu yapı bizi Ar-Ge olarak da çok güçlendiriyor. İtalya’da bir Ar-Ge, endüstriyel tasarım ekibi devralıyoruz. 

Bu yapılanmanın ölçek anlamında size katkısı ne olacak? 

Bizim işimizde ölçek ekonomisi son derece kritik. Bir taraftan Çinliler ve Koreliler, sektörde çok hızlı büyüyor. Çinlilere baktığımızda Çin ana pazarları ve pazardaki ölçek ekonomisinde daha verimli üretim yapma şansları var. Biz bu birleşmeden sonra global olarak sektörümüzde ikinci oluyoruz. Dolayısıyla ölçek ekonomisini yakalamış durumdayız. Bunun hem satın almada hem lojistik giderlerinde, kısacası her yerde sinerji yaratmasını bekliyoruz. Tabii ki bu da rekabet gücümüzü artıracak. En fazla önem verdiğimiz konu, özellikle satış gelirlerinde artış sağlayabilmek, fabrika kapasite kullanım oranlarını yükseltmek. Şu an dünyada 45 fabrikamız var. Bu fabrikaların ve yerleşkenin dağılımını doğru optimize etmemiz gerekiyor. Aynı şekilde devraldığımız iştiraklerle bizim iştiraklerimiz de birleşecek. Bu da verimlilik yaratacak. 

Global oyunda dengeleri nasıl etkileyeceksiniz?

Konsolide olan sektörde, konsolide eden tarafta olmak çok gurur verici. Ölçek ekonomisine ulaşmak da oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Batılılar küçülüp kâr etmekte çok zorlanırken Çinliler çok hızlı büyüyor. Biz Çinlilerin önüne set çekmiş oluyoruz. Aslında sadece Avrupa değil Yakın Doğu’daki Bangladeş ve Pakistan gibi pazarlar da son derece kritik. 200 milyon kişinin yaşadığı Bangladeş’te buzdolabı penetrasyonu yüzde 50 civarında, 220 milyon nüfuslu Pakistan’da da yine penetrasyon benzer seviyede. Bu ülkeler daha yeni beyaz eşya tüketecekleri ve çok hızlı büyüme yaşayacakları bir döneme giriyor. Bütün bu pazarlarda çok önemli pazar paylarımız var. Pakistan’daki pazar payımız yüzde 40’ın üzerinde. Bangladeş’te buzdolabı kategorisinde ikinci sıradayız. Arçelik son 10 yılda attığı adımlarla Hindistan’da çok önemli bir pazar payına ulaştı. O pazar payı büyümeye dönüşecek. Diğer taraftan Hitachi ile Yakın Asya’da; Vietnam’da, Endonezya’da, Malezya’da, Tayland’da çok önemli pazar paylarına sahibiz. Singapur, Hong Kong gibi çok üst gelir grubuna hitap eden pazarlarda lideriz. Birçok ürünle Hitachi markamızla Çin’de etkin bir pazar payımız bulunuyor. Defy ile Afrika’da ve şimdi Mısır’da yeni bir fabrika yatırımımız var. Baktığınızda büyümenin geleceği, nüfus yoğun gelişmekte olan pazarlarda muazzam bir pozisyonumuz söz konusu. Öte yandan hızlı büyümeyen ama daha stabil, daha öngörülebilir Avrupa pazarlarında da çok ciddi bir iş hacmine sahibiz. Dolayısıyla Arçelik’in aldığı pozisyon, şu anda çok doğru. Bunu iyi yönetip tek kültür altında birleştireceğiz. 

Beko Europe Türkiye’de Arçelik AŞ’nin finansallarında konsolide olacak değil mi? 

Evet, cironun tamamı Arçelik altında. Türkiye’de bizim resmi halka açık şirket ismimiz Arçelik olmaya devam edecek. Türkiye satış şirketimiz Arçelik Türkiye olarak kalacak. Ama onun dışında dünyanın her yerinde Beko olarak yeniden yapılandık. Bütün dünya operasyonlarımızı Beko kurumsal kimliği altında topluyoruz. Beko çok akılda kalan bir isim. Araştırmaların da ortaya koyduğu gibi isim ne kadar kısa olursa başarı şansı o kadar yüksek oluyor. Ben Beko’nun CEO’suyum. Bizim altımızda da Beko Hindistan, Beko Malezya, Beko Avrupa gibi bağlı iştirakler var. 

Beko’nun dünyada ikinci büyük konumuna geldiğini açıkladınız. Birleşme öncesi kaçıncı sıradaydınız? 

Sekizinciydik. Büyük bir yapı devraldık. On yıl önce de ilk 10 içerisindeydik.

Şu an toplam cironuz nedir? 

Toplam ciromuz, yeni şirketin katkısıyla 11 milyar Euro seviyesine gelecek. Bunun 5,5 milyar Euro’su Beko Europe’un. 

Bu satın alma ve birleşmeye rakiplerinizin tepkisi ne oldu? 

Asyalı rakiplerimizin bize olan saygısı çok artmış durumda. Burada konsolide eden durumda olduğumuz için artık bizi gerçek anlamda rakip görüyorlar. Avrupalılar da öyle… Avrupalılar uzun dönem bizi rakip olarak görmedi, bu durum hızlı değişti. 

Bir sonraki adım ne olacak? 

Şimdi biraz soluklanma zamanı. Entegrasyonla sinerjilerden fayda sağlamaya, kârlılığı artırmaya odaklanıp kendimizi geleceğe hazırlamalıyız. Ama amacımız kesinlikle büyümeye devam etmek. Altyapı ve insan kaynağımız hazır, markalarımız, fabrikalarımız, sürdürülebilirlik liderliğimiz var, eksiğimiz yok. Bundan sonra dünya liderliğini hedeflemek için “şunun da olması lazım” diyebileceğimiz bir konu yok. Gayet tabii jeopolitik riskler her zaman oluyor. Lokal olarak bazı sıkıntılar da her zaman olacak. Global olduğunuzda bir yerde sürekli bir yangın söndürmeniz gerekiyor. Güzel tarafı aynı zamanda bir yerlerde mutlaka işler iyi gidiyor. Onun için Beko gerçek anlamda global bir şirket. 

Mevcut yeni yapıda Arçelik’in gelirlerinin yüzde kaçı yurt dışı operasyonlarından geliyor? 

Yaklaşık yüzde 70-75’i uluslararası gelirler olarak düşünebiliriz. Zamanla Türkiye gelirlerinin  payı daha da düşecek. Ancak bu durum Türkiye’nin önemini hiçbir zaman azaltmayacak. Çünkü bizim her şeyimiz, kalbimiz, gücümüz Türkiye. En büyük fabrikalarımız, Ar-Ge’miz Türkiye’de. 

Hedeflediğiniz bir oran var mı? 

Birkaç yıl içinde Türkiye’nin payı yüzde 20’nin altına düşer. 

Sektör liderliğini almak kaç yılı bulur?

10 yıllık dönemde hedefliyoruz. 

Yeni marka satın alımları da olur mu? 

Mutlaka devam eder. Bugüne kadar toplam 19 marka satın aldık. Sektörde oluşan her fırsatı çok dikkatli değerlendirmeye devam edeceğiz. Büyüme yolculuğunda satın alma da birleşme de olacak. 

2023, Arçelik ve sektör açısından nasıl geçti? 

2023, tüm dünya için biraz zor bir yıldı ama biz hızlı büyüdük. Yılı 257 milyar TL ciroyla kapattık. Net kârımızı yüzde 20 civarında artırarak 8,5 milyar TL’ye taşıdık. Enflasyon muhasebesine geçişle yapılan hesaplama sonrasında FAVÖK marjımız da yüzde 7,8 oldu. 

Türkiye pazarı ne kadar büyüdü? 

Türkiye’deki gelirlerimiz yüzde 23 arttı ve ciromuz 96 milyar TL oldu. Türkiye’de beyaz eşya pazarı ise 2023 yılında yüzde 14 büyüdü. Türkiye’de hem adet hem değer bazında güçlü liderliğimizi devam ettirdik. Türkiye’de pazarın büyüme nedeni enflasyon oldu. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde beyaz eşya ve otomotiv talebi artıyor. 

Daralan pazarları nasıl dengelediniz? 

Global şirket olmanın en büyük avantajı bu. Avrupa’da işler kötü giderken Türkiye’de işler iyi gitti. Bütün umudum, Türkiye’de işler bir miktar durakladığı zaman Avrupa’da işlerin büyümeye başlaması. Bütünsel olarak baktığımızda pazar payımızı neredeyse faaliyet gösterdiğimiz her yerde artırmayı başardık. Kârlılık son derece kritik ama küçülen pazarlarda o da baskı altında. Rekabet, özellikle Çin’den gelen rekabet çok yoğun. 

2024 için beklentiniz nedir?

Bu yılın ilk üç ayı nasıl geçti? Ocak-şubat daralması Avrupa’da devam ediyor. Araştırma kuruluşlarının hepsi bu yıl büyüme bekliyordu ama benim tahmin ettiğim gibi ne yazık ki küçülme devam ediyor. Ben yıl sonunda yüzde 1 küçülmeyle yüzde 1 büyüme arasında bir netice bekliyorum. Avrupa’da ise ya sıfır ya eksi 1 ile yıl kapanır. 

Türkiye’de iç pazar nasıl olur? 

Türkiye’yi öngörmek daha zor. Türkiye ilk dört ayda hala büyümeye devam ediyor. Ama bir yerde öne çekilen bu talep, enflasyon düştükçe yavaşlamaya başlayacak. Yılın ikinci yarısında Türkiye’nin yavaşlamasını bekliyorum. 

Arçelik için büyüme beklentiniz nedir? 

Bu yıl Türkiye sabit kalır, aynı ciroyu yaparız diye öngördük. Uluslararasındaysa yüzde 2’lik bir büyüme öngörüyoruz. Toplamda Arçelik, Euro bazında geçen yılla aynı ciroyu yapar. Ama Whirlpool’un Avrupa operasyonları bünyemize katıldığı ve Beko Europe’u konsolide ettiğimiz için rakamlarda çok büyük bir büyüme göreceğiz. 

Bu yıl yatırım ajandanızda neler olacak?

2024, bizim için çok önemli bir yıl. Eskişehir’de çok büyük bir büyüme yatırımımız var. Dünya Ekonomik Forumu’nun Sanayi 4.0 alanında dünya lideri üretim tesislerini belirlediği “Global Lighthouse Network”e dahil olan Eskişehir’deki buzdolabı fabrikamız devreye girdi. Mısır’daki ve Bangladeş’teki yeni fabrikalarımız bu yıl devreye giriyor. Alt alta eklediğimde gerçekten bu yıl bir dönüm noktası. Bu yatırımlarım hayata geçip artık satış cirosu elde etmeye başlayacağı bir dönem yaşayacağız. Sürekli yatırım yapan bir şirketiz. Bu yıl da 300 milyon Euro civarında bir yatırım yapmayı hedefliyoruz. 

Katma değerli işlerde büyüyeceğiniz yönünde bir açıklamanız vardı. Bunlar ne tür işler olacak? 

Beyaz eşya işine odaklanmış durumdayız. Katma değerli işler derken yeni bir solar panel yatırımımız var. Ürünlerimizin kiralanması gibi uzun dönemli farklı iş modellerine bakmak istiyoruz. Orada daha üst gelir grubuna hitap eden, daha komplike, elektronik anlamda ileri düzeyde ürünlerle büyümeyi amaçlıyoruz. Üretken yapay zeka, işimizin her tarafına sirayet edecek. Şu anda 100’den fazla proje yönetiyoruz. Üretken yapay zeka işimizi tamamen değiştirecek bir teknoloji. Dolayısıyla şirketin her yerinde uyguluyoruz. Diğer taraftan ürünler de dijitalleşiyor, sensör sayısı artıyor, cihazlar birbiriyle ve bizimle iletişim halinde. Örneğin bir ürün bozulmadan önce arıza olacağını anlıyoruz. Sensörler bize bilgi veriyor, biz tüketiciyi arayıp “Ürününüz bozulacak, bozulmadan gelin servis verelim” diyoruz. Bu tarz değişiklikler sektörü de dönüştürecek. Buralarda öncü olmayı hedefliyoruz. Biz en sürdürülebilir şirket olacağız, en sürdürülebilir ürünleri üreteceğiz ve süratle dijitalleşeceğiz. Daha verimli, daha hızlı, daha müşteri odaklı olacağız. Buralarda da çok iddialıyız.


BÜYÜK DÖNÜŞÜM


  • Dünya operasyonlarımızı Beko kurumsal kimliği altında topluyoruz. 
  • Beko Europe çatısı altında 69 iştirak ve 11 fabrikamız var. Bunların birçoğu birleşecek.
  •  Beko Europe ile Avrupa’nın lideriyiz. Sektörde 5 üründen 1’ini Beko Europe satıyor.
  •  Beko Europe ile Avrupa’nın beyaz eşya sektörünün lider şirketini yaratmış olduk. 
  • 22 markaya genişledik. Burada da konsolidasyon olacak. 
  • Global ölçekte sektörde ikinciliğe geldik. Ölçek ekonomisini yakaladık.
  • Beko Europe’un da sürdürülebilirlik alanında lider olmasını sağlamalıyız. 
  • Bu yıl gelirimizin yüzde 70’i uluslararası pazarlardan gelir. 
  • Bugüne kadar 19 marka satın aldık, büyüme yolculuğunda satın almalar olacak.
  •  Ankastrede, üst gelir grubuna hitap eden ürünlerde Avrupa’da payımızı artıracağız.
  •  Türkiye’nin gelirdeki payı birkaç yıl içinde yüzde 20’nin altına düşer. 
  • 10 yıllık dönemde sektörde dünya liderliğini almayı hedefliyoruz.



HIZLI BÜYÜMEYE HAZIRIZ

“PENETRASYON DÜŞÜK” 
Ben önümüzdeki dönemde en büyük büyümeyi Yakın Doğu’dan Asya Pasifik’e uzanan koridordan bekliyorum. Çünkü oralarda penetrasyon düşük. Dünya COVID-19’dan sonra büyümüyor, bizim sektörümüz de büyümüyor. Hatta sektörün normalde üç yıl üst üste küçüldüğü hiç görülmemiş bir şey.

“AVRUPA DARALIYOR”
Avrupa, üç yıldır üst üste şiddetli daralıyor. Pazar geçtiğimiz yıl Almanya’da yüzde 9, Batı Avrupa’da yüzde 5,5 daraldı. Daralan pazarda biz büyümeye çalışıyoruz. Dünya büyümeye döndüğünde Bangladeş ve Hindistan gibi yerler çok hızlı büyüyecek. Dolayısıyla ona hazırız.

“RİSK ORTAMI ÇOK SERT”
Jeopolitik risk ortamı çok sert. Orta Doğu’da bir savaş var. Rusya Ukrayna savaşı devam ediyor. Bunun enerji ve ticarete getireceği ciddi riskler var. Diğer taraftan enflasyonla mücadelenin tam kazanıldığını düşünmüyorum. Enflasyon ve yüksek faizin devam edeceğini tahmin ediyorum. 2024’te bu en büyük risk. Yeni yapılanmamızla ulaştığımız ölçek ekonomisinde çok fırsatımız var.



“AVRUPA’DA  HANE HALKI BORÇLU”

“PAY AZALDI”
Avrupa’da rakiplerimiz bu seviyede enflasyonla mücadele etmeye çok alışık değil. Avrupa’da gaz ve elektrik maliyetleri çok yükseldi ve bu durum tüketicinin harcanabilir gelirini çok daralttı. COVID-19 sonrası seyahate, dışarıda yeme içmeye yöneliş olunca cüzdanın eve harcanan payı iyice daraldı. Enflasyonun yanında bir diğer etken de faizlerin yüksek olması. Avrupa’da hane halkı borçlu. Faizler yükselince borcun maliyeti artıyor. Faizin de düştüğünü görmeye başlayacağız. Bence bu düşüş, herkesin beklediğinden biraz daha geç başlayacak ama başlayacak. Faizler düşmeye başladığı anda büyümeye geri döndüğümüzü göreceğiz.

KRİTİK KONU Bir de Avrupa’da enerji dönüşümü var. Enerji verimliliği çok kritik bir konu olacak. Ben aynı zamanda Avrupa Ev Aletleri Üreticileri Birliği’nin başkanıyım. Orada odaklandığım ana konulardan biri, daha sert regülasyonlarla daha enerji verimli ürünleri kullandırmak. Enerji tüketimi düşük, karbon salımını azaltan ürünlere mecburiyet getirilmesini istiyorum. Bu konuda anlaşmak kolay değil. Çünkü eski bir sektörüz ve iş yapış kültürünü değiştirmeye açık olmayan bazı üyeler var. Onun için mümkün mertebe birliği biraz daha agresif olmaya itiyorum. Bu da pazarı dönüştürecek, biraz daha maliyetleri artıracak ve belki büyümeyi bir miktar yavaşlatacak ama en azından karbon salımını azaltmaya hizmet eden bir sektör olacağız.



“ROLÜMÜN NE OLDUĞUNU DAHA İYİ ANLADIM”

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK LİDERLİĞİ 
İklim krizine dikkat çekmek için Everest’e tırmandım, Antarktika’ya gittim. Tüm bunlar öncelikle kendimle barışık olmamı sağladı. Rolümün ne olduğunu daha iyi anladım. Tüm paydaşlara sağlayabileceğim en önemli fayda sürdürülebilirlik liderliğini pekiştirip şirketin amaç odaklı bir şirkete dönüşmesini sağlamak, dünya liderliğini hedeflemek.

ÖNEMLİ OLAN NE VAR? Bütün bunlar kârlılığı artıracağı için hissedarlarımıza ve çalışanlarımıza yarayacak konular. Açıkçası oralarda geçirdiğim zaman boyunca çok düşünme şansım oldu. Önemli olan ne var? İşim var, ailem var, çocuklarım var, ülkem var. Böyle bakınca dünya var. Bunların hepsine birden hizmet edeceğim bir yerde çalışıyorum, o yüzden de çok şanslıyım.

“KAPALIÇARŞI’DA ÇALIŞTIM”
Kapalıçarşı’da 13-15 yaşları arasında her yaz çalıştım. Kapalıçarşı benim için büyük bir okuldu. Aynı şekilde üniversitede küçük ölçekli girişimcilik yaptım. Orada da ticareti öğrendim. Ama benim asıl gözlerimi açmam, Uzak Doğu’da Hong Kong’da, Çin’deki ticaretle karşı karşıya kalmamdı. 13 yıl Uzak Doğu’da yaşadım. Tam da Çin’in büyüme dalgasına denk geldiği için benim için büyük bir şans ve büyük bir okul oldu.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz