Adnan Kasar, Ortadoğu'nun en etkili ve saygın işadamlarından...
Uluslararası birçok kuruluşta önemli rollerde görev alarak Arap iş
dünyasının dünya ekonomisine entegrasyonunda kritik hamlelerde bulundu.
Ülkesi Lübnan'da bakan olarak ekonomiye yön verirken aynı zamanda Arap
Ülkeleri Ticaret, Endüstri ve Tarım Odaları Birliği Başkanı olarak bölge
ekonomisinin rotasını çizen birkaç kilit isim arasında yer alıyor.
Sahibi olduğu merkezi Beyrut'ta bulunan Fransabankla da 8 ülkede finans
sektöründe aktif bir oyuncu. Bu nedenle bölgedeki son gelişmeler
konusunda Kassar'ın söyledikleri yakından takip ediliyor. Kassar'ın
yaşanan gelişmelere bakış açısı ise olumlu. İlk etapta olumsuz sonuçları
olsa da gelişmelerin reformları beraberinde getireceğini ve Arap
ülkelerindeki iş ortamını zenginleştireceğine inanıyor. Bir işadamı
olarak bölgede daha da güç kazanmak isteyen Kassar, bir süredir Türkiye
pazarıyla yakından ilgili. Daha önce Tekstilbank ve Millenium Bank'ı
almak için pazarlık masasına oturan, ancak istediği hamleleri yapamayan
Kassar, şimdi daha kararlı."Türkiye bugün her zamankinden daha fazla
yatırım planlarımız arasında" diyor. Ülkenin özellikle son dönemdeki
ekonomik performansını ve temkinli ekonomi politikalarını beğendiğini
belirtiyor. "Gelişmekte olan ekono-milerdeki modern ve kırılgan ekonomik
iyileşme trendlerinin aksine, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri,
pazardaki iyileşmeleri ortaya koyuyor, güçlü bir tüketici ve iş talebi
olduğunu gösteriyor" diye konuşuyor. Türkiye'de başta bankacılık olmak
üzere birkaç sektörde fırsat kolladıklarını ifade eden Kassar'ın Türkiye
planı da şöyle; "Türkiye için kısa vadeli planımız, grubumuzun Türk
bankacılık sektöründe de var olmasını sağlamak. Türk işadamları ve
kuruluşlarıyla ortaklığa açığız." Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanı ve
Fransabank Group Başkanı Adnan Kassar, Türkiye ekonomisine bakış açısını
ve bölgedeki son gelişmeleri Capital'e anlattı:
Capital: Sizce Türkiye global krizde nasıl bir performans gösterdi?
- Krize karşı Türkiye ekonomisi ve finansal sisteminin olağanüstü
esnekliği, temkinli makro-ekonomik politikaları, Türkiye'nin çok
sayıdaki gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiye kıyasla daha iyi durumda
olmasını sağladı. Son dönemdeki ekonomik performansı ve temkinli ekonomi
politikaları da ülkenin 2011 yılındaki yatırım yapılabilirliğini olumlu
etkiledi. Gelişmekte olan ekonomilerdeki modern ve kırılgan ekonomik
iyileşme trendlerinin aksine, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri
pazardaki iyileşmeleri ortaya koyuyor, güçlü bir tüketici ve iş talebi
olduğunu gösteriyor. 2010 yılında yüzde 8,9'luk büyüme oranı ve 2011
için beklenilen yüzde 5,7'lik büyüme de güçlü ekonomik performansın bir
kanıtı. Tüm bu rakamlar da Türkiye'yi, Avrupa ve OECD ülkeleri arasında
en hızlı iyileşen ekonomi yaparken dünyanın gelişmekte olan ülkeleri
arasında en hızlılar arasına yerleştiriyor. Bana ulaşan bilgilere göre
Türkiye'nin endüstriyel üretim endeksi, tüketici ve reel sektör güven
göstergeleri de hızlı bir iyileşmeyi ortaya koyuyor. Ekonomik büyümeyi
hızlandırmak için alınan önlemlerin özellikle işgücü piyasasının
dinamiklerini olumlu etkilediği görülüyor. Diğer ülkelerle
kıyaslandığında Türkiye, kriz sonrası dönemde işsizlikte hızlı bir düşüş
yakaladı.