SABRİ
ÜLKER, iş hayatına küçük bir atölyede bisküvi üreterek başlamıştı.
Ardından bu işini büyütmeye, "dikey entegrasyon" stratejisiyle
destekleyici ürün gruplarına yatırım yaparak devam etti. 2000 yılında
başkanlık koltuğunu oğlu Murat Ülker'e devrettiğinde, onlarca fabrika,
yüzlerce marka ve binlerce çalışanı olan grup yaratmıştı. 12 Haziran
Salı günü hayatını kaybettiğinde ise geride sadece bir "gıda devi"
değil, aynı zamanda kendine özgü değerler, girişimcilik kültürü ve
liderlik stratejileri de bıraktı. Törenlere ve toplantılara çok fazla
katılmayan, tam anlamıyla mütevazı bir hayat süren Sabri Ülker'in bu
özelliklerini, 37 YIL BİRLİKTE ÇALIŞTIĞI NECDET BUZBAŞ CAPITAL İÇİN
ANLATTI... Ortaya yönetici seçiminden veliaht yetiştirmeye, Sabri Bey'i
farklı kılan liderlik sırları çıktı...
1- VİZYONER VE TUTKULU GİRİŞİMCİ
Ben o zamanki adıyla Ülker Gıda Anonim Şirketi'ne, Tercüman Gazetesi'nde
çıkan bir iş ilanıyla başvurmuştum. İlanda, "Modern çikolata üretim
makineleriyle yapacak, yeni bir fabrikada çalışacak genç kimya
mühendisleri aranıyor" yazıyordu. 1975'in nisan ayında Sabri Bey ile iş
görüşmesine gittim. Bu iş görüşmesinde Sabri Bey'in hedefleri ve vizyonu
hakkında çok tutkulu bir insan olduğunu gördüm. Amerika'dan getireceği
yeni makinelerle kuracağı çikolata fabrikasından, gele-cekten,
yapacaklarından bahsederken adeta kendinden geçiyordu. Bu tutkulu hali
bana şirketin geleceğinin çok parlak olduğunu düşündürdü. Ülker Gıda, o
yıllara kadar sadece bisküvi ve şekerleme yaparken, o zaman stratejik
bir çıkışla çikolataya yatırım yapma kararı aldı. Sabri Bey, şekerleme o
yıllarda Türkiye'de daha popüler olmasına rağmen yurtdışındaki
araştırmaların sonuçlarından yola çıkarak ve iki ABD'li-nin yazdığı bir
rapordan etkilenerek çikolata stratejisini kurgulamış ve makinelerini
ona göre siparişini vermiş. Bu Sabri Bey'in vizyonunu destekleyecek bir
stratejik değişimin adımlarından biriydi.
2- YENİLİKLERE YAKIN TAKİP
İşiyle ilgili son derece vizyoner bir insandı. Yenilikleri takip eder,
destekler ve uygulardı. 1970'li yıllarda yeterli koli bulamıyorduk.
Bunun üzerine bakkallara dağıttığımız bisküvi kolilerini toplayıp,
fümigasyon, yani dumanlama yöntemiyle hijyenik hale getirmeye ve 1
koliyi 3 kez kullanabilmeye başladık. Petibörleri kadın işçilerimiz
kağıtlara sarıyordu, bakkallara o şekilde dağıtıyorduk. Ağabeyi Asım
Bey'in oğlu Selçuk Berksan bizim teknik müdürümüzdü. Selçuk Berksan,
amcası Sabri Bey'e o aktarırdı. Yurtdışı incelemelerin yapılması,
dergilerin takip edilmesi, yabancı uzmanların getirilmesi gibi işleri
Sabri Bey, Selçuk Bey ile beraber yürütürdü. Sabri Bey vizyonu geniş,
değişimci bir insandı. Her türlü yeniliği dergilerden, uzmanlar ve
danışmanlardan faydalanarak kovalar ve onları Türkiye'ye getirmeye
çalışırdı. Ülker'in temeldeki başarısı budur.