EN BÜYÜK YANLIŞIMIZ
Perakendeciliğe yeni giriyoruz, yeni kategorilere başlıyoruz ve
tecrübemiz de yok. Perakendecilik işini iyi bilen profesyonelleri şirket
bünyemize katarak öğreniriz diye düşündük. Ancak bunun yanlış bir
strateji olduğunu, 1 yıl sonra idrak ettik. Anladık ki bir işi
yapabilmek için şirketin en tepesindeki adamların çalıştığı alanı
bilfiil öğrenmesi gerekiyor. Bu, her iş için geçerli tabii... Ben ve
yönetimin en başındaki yöneticiler, 4-5 yıldır perakendeciliği
öğreniyoruz. Daha da öğrenecek çok şeyimiz var. Ayrıca bu süreçte
perakendenin yanında iç giyim ve plaj giyimini de öğrenmek ve
içselleştirmek durumunda kaldık. İç giyim ve plaj giyiminde talepler
doğrultusunda daha katma değerli ürünler yaratma yolunda süratle
ilerliyoruz.
ŞİRKET KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİŞTİ
Öncelikle şirket, kültür değiştirdi. Biz tepe yöneticiler, hayat
tarzlarımızı değiştirdik. En basiti, eskiden üretici konumundayken
cumartesi- pazar tatil yapıyorduk. Şimdi perakendeci olarak hafta
sonları artık en yoğun çalışma günlerimiz haline geldi. En tepeden
başlayarak bir kültür değişikliği yaşadık. Bayramlar, bizim işimizde
ürünlerin satışı için en kritik zamanlardır. Üretici firmayken
bayramlardan 3-4 gün önce işimizi tamamlar, ofisimize çekilirdik. Buna
karşın perakendeci olarak bayram ya da arife günü satış noktasında eksik
ya da geç yolladığınız bir modelin ne kadar önem kazanabileceğini ve
bunun esasında tüketici açısından en belirleyici nokta olduğunu gördük.
Bu yüzden bütün bakış açımızı, iş süreçlerimizi tüketiciyi anlamak
üzerine kurduk. Tüketicinin isteklerinin “hizmetçisi” durumunda
olduğumuzu çok net olarak anladık. O yüzden bütün çabamız, ‘Tüketicimi
daha iyi nasıl anlarım’, ‘Yerine getirmediğim bir isteği var mı’, ‘Onun
düşünmediği ama benim düşünüp sunmam gereken bir şey var mı’ sorularına
yoğunlaştı. İnsan kaynaklarında da değişim yaşadık, Zaten üretim
firmasıyken de kendimizi çabuk reaksiyon konusunda şekillendirmek
durumunda kalmıştık. Perakende ağımızı da sıfırdan oluşturduğumuz için
bu alanda insanları bünyemize kazandırabildik. Şirket içi değişim ve
iyileştirme zaten devamlı süregiden bir olgu...
PEŞİMİZDEN GELEN MARKALAR OLACAK
YENİ BİR MODEL
Çorap perakendeciliği konseptimizi takip edenler çıkacaktır.
Türkiye’deki çorap satışının içinde bizim çorap perakende mağazalarla
payımız, yüzde 6-7 kadar. Biz yeni bir model oluşturduk. Türkiye’de
peşimizden gelen markalar olacaktır. Türkiye’de bu işin güçlü bir
geleceği var. Biz Türkiye için potansiyeli 300 mağaza olarak koyduk. Bu
mağaza sayısına ulaşınca ‘oyun nedir’, ‘nasıl bir manzara var’ bakarak
yeniden değerlendirme yapacağız.
ÖRNEKLERİ İNCELİYORUZ
Dünyada bu işin geleceğini görmek adına her ülkede farklı markalara
bakıyoruz. İngiltere, Amerika ve Japonya gibi farklı pazarlarda, bu
alanda neler oluyor, onu inceliyoruz. Burada trendler farklı... Her
markanın stratejisi değişik. Hızlı mağazalaşan da var, küçülen de.
Burada bizim kendi yolumuzu çizmemiz gerekiyor. Türkiye’de bizim gibi
dünya pazarlarına açılma planı yapan hiçbir marka yok. Dünyada da örneği
olduğunu sanmıyorum.