"Fırsatlara bakıyoruz"

Koç Holding, enerji alanının en iddialı gruplarından biri. 3 milyar dolarlık yatırımla Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Projesi’ni hayata geçirdiklerini anlatan Koç Holding Enerji Grubu Başkanı EROL MEMİOĞLU, “Tüpraş’ı devraldığımızdan bu yana gerçekleştirdiğimiz toplam 5,2 milyar dolar yatırım sonucunda Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olduk” diyor. Mevcut işlerde de büyümelerini sürdüreceklerini anlatan yönetici, İGDAŞ özelleştirmesini ve petrol arama, madencilik ve elektrik üretimindeki fırsatları izlediklerini açıklıyor.

5.02.2015 14:26:440
Paylaş Tweet Paylaş
"Fırsatlara bakıyoruz"
EROL MEMİOĞLU, KOÇ HOLDİNG’İN ENERJİ GRUBUNA UZUN YILLARDIR başkanlık ediyor. Aslen petrol mühendisi olan Memioğlu’nun enerjide çalışmadığı alan yok.
Deneyimli yönetici, enerjinin Koç Holding’in cirosundaki payının yüzde 53’e ulaştığını söylüyor. 80 milyar TL ciroya ulaşan Türkiye’nin en büyük şirketlerini yöneten Memioğlu, enerjide büyük hedeflerinin olduğunu belirtiyor.
3 yıldır yatırımı devam eden Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Tesisisi’nin açılışı geçtiGimiz 15 Aralık’ta gerçekleşti. Türkiye tarihinde özel sektörün tek seferde gerçekleştirdiği en büyük sanayi yatırımı olan bu tesis, neredeyse yeniden bir rafineri yatırımına eşdeğer. Memioğlu Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nin değersiz siyah ürünleri yüksek katma değerli dizel,benzin
ve petrol koku gibi beyaz ürünlere çevireceğini söylüyor. Memioğlu, “Bu sayede Türkiye motorin ithalatı yılda 5,5 milyon ton azalacak. Yaklaşık 550 milyon dolar faiz ve vergi öncesi kâr artışı sağlanacak. Ülkemizin dış ticaret açığı 1 milyar dolar azalacak” diye konuşuyor. Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olduklarını da söyleyen yönetici mevcut işlerde büyüyeceklerini ve bunun için de fırsatlara baktıklarını açıklıyor. Elektrikte umduğunu bulamayan grubun, IGDAŞ özelleştirmesiyle ilgilendiğini söyleyen Memioğlu, petrol arama, madencilik ve elektrik üretiminde çıkan fırsatları da izlediklerini ifade ediyor. Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Erol Memioğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşinin detayları şöyle:
* Holding cirosu içinde enerjinin payı ne kadar? 2014 sonunda ne kadar olacak?
* 2013 yıl sonu itibarıyla Koç Holding cirosu içinde enerji sektörünün payı yüzde 53’tü. 2014’ün de bu civarda tamamlanacağını düşünüyoruz.
* Ciro olarak neye denk geliyor?
* Dolar kurunun değişmesi, petrol fiyatlarının artması veya düşmesi, bizim satış rakamlarımızı çok etkiliyor. Bu yıl enerji grubu olarak yaklaşık 80 milyar TL’lik bir satışımz olur diye
tahmin ediyorum.
* 2014’te enerji piyasasında yaşanan en önemli gelişmeler nelerdi? Petrol fiyatlarının düşmesi Türkiye’yi nasıl etkiledi?
* Dünyadaki en büyük değişim, petrol fiyatlarındaki inişler ve çıkışlardı. 110 dolarlardan 59 dolarlara gelindi. Bu, yüzde 45 gibi bir düşüş. Bu kimisi için iyi bir haber, kimisi için kötü. Üreticiler ve özellikle petrolden başka geliri olmayan ülkeler için kötü bir haber. Bütçesini petrol veya doğalgaz gelirlerine dayayan ülkeler için kârdan zarar gibi oldu ama yine de ciddi şekilde yatırımları etkilenmiş oldu. Tamamen ithalatçı olan ülkeler için ekonomiyi hareketlendirecek iyi bir haberdi.
* Türkiye net ithalatçı bir ülke. Bizim için ne kadar iyi haber?
* Petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık düşüş, cari açığımızı 400-500 milyon dolar civarında azaltıyor. Bu fiyat düşüşü, cari açıkta 2-2,5 milyar dolarlık bir azalmaya neden oldu. Son 10 yılın en düşük cari açık rakamlarına ulaşıldı. Temel etken tabii ki petrol. Gaz fiyatlarında da bir azalma söz konusu. Türkiye doğalgazda da daha doğrusu, birincil enerjide net ithalatçı olduğundan ekonomimiz pozitif etkilendi.
~
* En büyük soru işareti de petrol fiyatlarında hareket yönü. Sizce ne olur?
* Bunun maalesef tek bir yanıtı yok. Petrol piyasasını iyi analiz etmek gerekiyor. Türkiye’nin komşu ülkelerinde dinamikler değişebiliyor. İran’a ambargo uygulanıyor. Kısıtlı petrol satılması, dünyada arzın düşmesine neden oluyor,
talep yüksekse bu petrol fiyatlarını yukarı çıkarıyor. Yarın bu ambargo kalkarsa o da bir düşüşe sebep olabilir. Bölgede yaşanan sıcak hava, siyasi gerginlik bile fiyatları etkiliyor. Ülkeler stoklarını artırmaya çalışıyor. ABD’deki geliJmeler önemli. Amerikan petrolü, Brent petrolüne göre çok daha ucuz. Diğer yandan “shale gas” üretiminin çok artmış olması ve dünyanın diğer bölgelerine göre fiyatının düşük olması da Amerikan petrol endüstrisine çok ivme getirdi. Dünya piyasalarına ürün ihracatı yapmaya başladıkları için haksız bir rekabet oluştu. Bu da tabii sadece petrol fiyatlarını değil ürün fiyatlarını da etkiledi. Üretici ülkeler, şu an sıkıntı yaşıyor ama bu sıkıntılara ne kadar dayanabilirler bilinmiyor. OPEC, en son Viyana’daki toplantıda üretimi kısma kararı almadı. Mevcut duruma devam kararı aldı. Üretimi kıssaydı fiyatlar yükselebilirdi. Suudi Arabistan da ABD politikasına paralel üretimin devamı yönünde karar aldı. Ama en önemli etken, arzın yanında talebin ne olduğu. Çin ekonomisindeki yavaşlama, talebin düşmesi fiyatları düşürüyor. Çin’de büyüme yüzde 7 civarında. Bu rakam yüzde 11’den bu noktaya geldi. Çin ekonomisinde yüzde 1’in anlamı bile çok büyük. En temel etken Çin. Rusya’nın ekonomisi, petrol fiyatlarının düşmesinden çok etkilendi. Rusya, Suudi Arabistan’dan sonra en büyük ihracatçı. Doğalgaz için de aynı durum geçerli. Rusya bütçesini yaparken petrolün varil fiyatını 100 dolardan hesaplamıştı. Bu, Rusya için ciddi bir bütçe açığı demek.
~
* 2015’te ne gibi gelişmeler yaşanacak? Toparlanma bekliyor musunuz?
* 2015’te ilk 6 ayda dünya ekonomisinde büyük toparlanma olmaz. Çok büyük bir hareketlilik olmayacak gibi görünüyor. Avrupa’da çok sınırlı bir iyileşme var.
Çin’in ise eski büyüme rakamlarına ulaşması biraz daha zaman alacak gibi. Bu da mevcut durumun benzer sınırlar içinde devam edeceğini gösteriyor. Çeşitli tahminler, fiyatların 60-80 dolar bandında devam
edeceğini gösteriyor. Petrol fiyatlarının artması veya azalması dünyanın ekonomik büyümesi hızıyla çok alakalı.
* Enerji grubu şirketleri için 2014 nasıl bir yıl olarak tamamlanıyor?
* Petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş ve akaryakıt ürünleri için getirilen tavan fiyat uygulamasının şirketlerimizin performansını olumsuz etkilediğini söyleyebilirim.
* Özellikle Tüpraş’ın cirosunda önemli bir artış olmasa da kârlılıkta artış görünüyor. Bu nasıl oldu? Kârlılıktaki artış nasıl yakalandı?
* 2014 yılı 9 aylık dönemde satış miktarı ve Akdeniz ürün fiyatlarındaki düşüşe rağmen ortalama döviz kurundaki yüzde 16’lık yükselişin etkisiyle satış gelirleri 2013 yılının yüzde 0,7 üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın 9 aylık döneminde varil başına 2,59 dolar olan Tüpraş’ın net rafineri marjı ise 2014 yılı aynı döneminde 2,71 dolar seviyesine yükseldi. Faaliyet kârı yüzde 11 artarak 402 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Faiz ve kurlarda yaşanan yükselişin neden olduğu giderlerin etkisiyle vergi öncesi kâr ise geçen yılın yüzde 18 altında 279 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. Bununla birlikte Fuel Oil Dönüşüm Projesi, yatırım teşvikinden kaynaklanan 977 milyon TL ertelenmiş vergi geliri katkısıyla net dönem kârı ise 1 milyar 246 milyon TL oldu. Sonuç olarak kârlılıkta önemli bir artış bulunmamakta ve net kârın bu seviyelere çıkmasındaki neden, teşvikten kaynaklanan ertelenmiş vergi gelirindeki yükseliştir.
* Gündeminizdeki en önemli proje Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Projesi’ydi. Projeyi devreye aldınız. Ne kadar büyük bir yatırımdan bahsediyoruz?
* Yatırım kararı küresel krizin hüküm sürdüğü 2008 baharında alınmıştı. Ülkemiz özel sektörünün tek seferde gerçekleştirdiği en büyük sanayi yatırımı olan fuel oil dönüşüm tesisimizin açıldığını, 15 Aralık 2014’te yaptık. Finansman gideri dahil projenin yatırım bedeli 2,7 milyar dolar olup iskele, demiryolu gibi ilave altyapı projeleri ile birlikte 3 milyar dolar seviyesinde.
~

* Bu yatırımın geri dönüş süresi ne kadar olarak hesaplandı?
* Yaklaşık 4 yıl olarak hesaplandı. Buradaki en önemli nokta,daha az değerli bir ürünü daha değerli hale getirmek. Piyasada bugün araçlarda fuel oil ya da asfalt kullanılmıyor. Çevreci değil, kirliliği fazla. Genellikle fuel oil’i ihraç ediyoruz. Fuel oil’in tonu 300-350 dolar. Motorinin tonu 700 dolar. Bu projede 4,2 milyon ton siyah ürün, 3,5 milyon ton değerli olan motorin ve benzin gibi beyaz ürünlere çevrilecek. Bu yatırım için 3 milyar dolar harcıyoruz ama diğer tesislerimizi de paralel kullandığımız için katma değeri büyük. Belki bu 3 milyar dolarlık yatırımın bir kısmını eski tesislerin amortismanı olarak da düşünmek gerekir. O zaman yatırımın geri dönüş süresi 5-6 yıla çıkar. Yani geçmişte yaptığımız yatırımların avantajını kullanıyoruz. * Bu projenin Koç Holding’e ve Türkiye ekonomisine katkıları neler olacak?
* Kurucumuz merhum Vehbi Koç’un “Ülkem varsa ben de varım” felsefesiyle kısa vadeli dalgalanmalar yerine, her zaman uzun dönemli hedeflere odaklanıyoruz. Yaklaşık 10 yıl önce enerji sektöründe daha önemli bir oyuncu olmak üzere yola çıktık. Topluluğumuz içinde enerji şirketlerinin payının önemli ölçüde artırdık. Özelleştirme sonrasında, Tüpraş’ın Koç Topluluğu bünyesinde geçen son 9 yılında da toplam 5,2 milyar dolarlık yatırım harcaması gerçekleşti. Tüpraş’ın Izmit, Izmir, Kırıkkale ve Batman’daki rafinerilerinde üretilen yaklaşık 4,2 milyon ton katma değeri düşük siyah ürün işlenerek 2,9 milyon tonu motorin olmak üzere 3,5 milyon ton LPG ve benzin gibi beyaz ürünler ve 700 bin ton petrol koku üretilecek. Petrol koku çimento sanayimizin hammaddesi ve yılda 3 milyon ton ithal ediliyor. Projenin devreye girmesiyle kapasite kullanımı artacak ve üretime bağlı olarak Türkiye motorin ithalatı yılda 5,5 milyon ton azalacak. Ayrıca yaklaşık 550 milyon dolar faiz ve vergi öncesi kâr artışı sağlanacak bu yatırımla fuel oil yerine daha yüksek katma değerli ürün ihracatı gerçekleşmiş olacak. Motorin, LPG ve petrokok gibi ürünlerin ithalat gereksinimi düşecek ve ülkemizin dış ticaret açığı 1 milyar dolar azalacak. Bizim için en önemli husus, yeni tesisin devreye girmesi ile 1 birim ham petrolden ne kadar yüksek katma değerli nihai ürün üretildiğinin göstergesi olan Nelson Kompleksitesi’nde Izmit Rafinerisi’nin yeri 7,78’den 14,5 seviyesine yükselerek dönüşümde ilk sıralara yerleşmesidir. Projenin devreye girmesiyle Tüpraş’ın siyah ürün miktarı, 2014 yılı bazalındığında, yaklaşık yüzde 50 oranında azalarak değerli beyaz ürün verimi yüzde 80’in üzerine çıkacak.
* Enerjide orta ve uzun vadede ne gibi hedefleriniz var? 
* Tüpraş’ı alırken Akdeniz’in en büyük oyuncusu olacağız demiştik. Tüpraş’ı devralışımızdan bu yana gerçekleştirdiğimiz toplam 5,2 milyar dolar yatırım sonucunda Akdeniz’in en rekabetçi rafineri şirketi olduk. Petrol alanında Tüpraş, Aygaz ve Opet ile zaten oldukça güçlü bir konumdayız. Gelecekte göreceli olarak daha küçük kalan madencilik, elektrik ve doğalgaz alanlarında büyümek istiyoruz. Madencilik tarafında kömür, baz metal ve değerli maden konularında yatırımlarımız sürüyor. Meyvelerini 2015’ten itibaren almaya başlayacağız. Elektrik ve doğalgaz işlerindeki büyümemiz, bu sektörlerdeki liberalleşme sürecine de bağlı. Bu açıdan bu sektörler maalesef tam istediğimiz yerde değil. Bu tabii mevcut işlerimizde de büyümeyi düşünmüyoruz anlamına gelmiyor. Bu alanda da karşımıza çıkan fırsatları değerlendiriyoruz.
 * Çıkan fırsatları değerlendiririz diyorsunuz. Nasıl fırsatlar ilgi alanınızda?
* Birincisi greenfield yatırımlar olabilir. Şu anda zaten bir ithal kömür santraliyle ilgili projesini bitirdiğimiz bir çalışmamız var. Finansman görüşmelerini yapıyoruz. Entek’in şu anda Oyak ile Adana’da ortaklaşa geliştirmekte olduğu 625 MW bir ithal kömür santrali projesi bulunuyor. Henüz Bartname açıklanmadı ama İGDAŞ’la ilgileniyoruz. Aygaz olarak zaten gaz işinde varız. Türkiye 50 milyar metreküp gaz kullanıyor. Bu daha da artacak. Doğalgazın ithalatı şu an serbest değil. Toptan ithalatçı da olabiliriz. Şu an mevzuat uygun değil ama olabilir. Doğalgazda dışarıdan LNG getirebiliriz. Mevzuat yeterli serbestlikte değil. Opet, grubumuzun en hızlı büyüyen şirketlerinden biri. Opet’e ortak olduğumuz 2002’de yıllık beyaz ürün satışı 1,4 milyon metreküp, pazar payı yüzde 9 idi. Opet’in 2013’teki beyaz ürün satışı 4,2 milyon metreküp oldu, pazar payı da yüzde 18,6’ya ulaştı. Ulaştığımız bu seviyede, bu büyüme hızının devamını beklemek çok gerçekçi olmaz. Geçmişteki hızda olmasa da Opet hızlı büyüme beklediğimiz bir şirket. Onun dışındaki yatırımlarımızda oldukça seçici olacağız. Büyümemiz için makul fiyatlı, satın alma fırsatlarına ve makul beklentilerle yapılmış fizibilite çalışması olan projelerle ilgileneceğiz. Aygaz’da, doğalgazın yaygınlaşmasından dolayı tüpgaz işi daralıyor. Otogazdaki büyüme ise Opet’teki büyümeye paralel gidiyor. O yüzden Aygaz’da gelecekteki büyümenin doğalgaz işinden gelmesini bekliyoruz. Bu da doğalgaz sektöründeki liberalleşme sürecine bağlı.
* Kaç madeniniz var?
* 50’den fazla ruhsatımız var. Türkiye çok maden zengini değil, petrolümüz de yok. Doğayı aldığınız gibi terk etmeniz gerekiyor. Biz de öyle yapıyoruz. Türkiye’de kömür, bakır, krom ve demir cevheri çıkarıyoruz. Türkiye’nin en büyük ikinci demir cevheri üreticisiyiz. Altınla ilgili projemiz var. Sivas’ta arama aşamasındayız. ÇED raporuyla ilgili bazı sorunlar var, olursa buna da başlayacağız.
~
2015 YILI NE GETİRECEK
REKABET 

Türkiye’de ithalat yüzde 100 serbest. Tüpraş’ın Akdeniz’deki tüm fiyatlarla rekabet etmesi gerekiyor.Hedefimizde sadece Türkiye yok. Maliyet esaslı bir sisteme gidiyoruz. Dönüşüm kapasitemiz yüksek olduğu için istediğimiz ürüne dönebiliriz. Akdeniz ve Karadeniz’de 71 rafineriyle rekabet ediyoruz. Yurtiçinde de tekel değiliz. Bunun altını çiziyorum. Tek rafineri şirketiyiz ama tekel değiliz. SOCAR rafineri yaparsa bundan ziyadesiyle memnun olacağız. Kimse bu haksız sıfatı bize söyleyemeyecek. Aliağa’da bizim rafinerinin yanına yaptıkları rafinerinin bizim için İtalya ya da Yunanistan’daki bir rafineriden hiç farkı yok.
SATIŞLAR
Fuel oil dönüşüm tesisinin devreye alınmasıyla birlikte bütün rafinerilerde yüzde 100’e yakın kapasite kullanımı mümkün olacak. Bu sayede üretim ve satış miktarımızda
önemli oranda artış olacak. Miktar artışının yanı sıra fuel oil yerine daha değerli ürünlerin yurtiçi ve yurtdışı satışı mümkün olacak. 2014 yılında yaklaşık 5 milyon ton civarında olmasını beklediğimiz ihracat miktarımız, 8 milyon ton civarına yükselebilecek. Bununla birlikte 9 aylık finansal sonuçlar çerçevesinde ciroda yüzde 0,7 artışla 30,7 milyar TL, ihracat tutarında ürün fiyatları paralelinde yüzde 11 düşüşle 2,75 milyar dolar elde ettik. Faaliyet kârımız yüzde 11 artarken vergi öncesi kârımız yüzde 18 düştü.

DEV PROJE NASIL DEĞER YARATACAK?
1. Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Projesi sayesinde 4,2 milyon ton siyah ürün işlenerek, 2,9 milyon tonu motorin olmak üzere 3,5 milyon ton LPG ve benzin gibi beyaz ürünler ile 700 bin ton petrol koku üretilecek.
2. Üretime bağlı olarak Türkiye motorin ithalatı yılda 5,5 milyon ton azalacak.
3. Yaklaşık 550 milyon dolar faiz ve vergi öncesi kar artışı sağlanacak bu yatırımla yüksek katma değerli ürün ihracatı gerçekleşmiş olacak. 
4. Motorin, LPG ve petrokok gibi ürünlerin ithalat gereksinimi düşecek ve ülkemizin dış ticaret açığı 1 milyar dolar azalacak.
5. Nelson Kompleksitesi endeksinde İzmir Rafinerisi'nin yeri 7,78'den 14,5 seviyesine yükselerek dönüşümde ilk sıralara yerleşecek.

“İRAN’DA İLKLERDEN OLABİLİRİZ”
PETROL ÜRETİMİYLE İLGİLİYİZ

Petrol üretimi işine girmek istediğimizi daha önce ifade etmiştik. Koç Topluluğu olarak petrol değer zincirinin arama ve üretim dışındaki tüm halkalarında varız. Arama ve
üretim konusunda da önceliğimiz üretim işi. Özellikle lojistik açıdan avantajları ve verimliliği nedeniyle yakınımızdaki ülkeleri değerlendiriyoruz. Bu yüzden bu
bölgedeki siyasi gelişmelerle çok ilgili bir konu.
AMBARGO KALKABİLİR
Bugün İran tamamen kapalı kutu. Öyle gelişmeler var ki İran’da ambargolar tamamen kalkabilir ya da gevşeyebilir. İran’dan petrol de alıyoruz. İlişkilerimiz de iyi. Burada yer
alan ilklerden olabiliriz. Arada başka bir ülke de yok. Irak’tan da petrol alıyoruz. Orası biraz karışık. Bunların hepsi değişebilir. Çevre ülkeleri tercih
ediyoruz, çünkü lojistik çok önemli.

"ÇEVRE ÖNEMLİ, RİSK ALMAYIZ"
LİBERAL PAZAR

Elektrik şirketimiz olan Entek’in faal 364 megavatlık kapasitesi var. Bu kapasitenin 302 megavatı doğalgaz, 62 megavatı hidroelektrik tesislerden oluşuyor. Elektrikte beklentimiz elbette
büyüktü. Dağıtımların hemen hemen hepsi özelleştirildi. Sağlıklı liberal bir pazara ulaşılması için kanımca önce elektrik üretim santrallerinin, ardından dağıtımların özelleştirilmesi gerekiyordu. Aksi takdirde devlet oyuncu olduğu sürece liberal hareket etmek zor.
CİDDİ SIKINTILAR
Elektrik işinde üretimde yakın coğrafyaya biz de baktık. Elektrik işi büyük yatırım gerektiriyor. Sistemin nasıl çalışacağı çok önemli. Değişimlere maruz kalınacaksa ciddi sıkıntılar oluyor. Değişim, Avrupa’da bile çok sık olabiliyor. Ülke menfaatleri söz konusu olunca risk her zaman var. Çevre hukukunun çok iyi oturmadığı Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerde yaşanan ciddi sıkıntıları biliyoruz.
ÇEVRE HASSASİYETİ
Bir diğer sıkıntı ise çevreyle ilgili. Bugünün şartlarında geçmişte yapılan tesisleri çalıştırmak çok sıkıntılı. Bizim elektrikte özelleştirmelerde hassas davranmamızın en önemli nedeni, çevreyle ilgili sorunlar. 30 yıllık bir santral alıyorsunuz. Bunu alırken sadece enerji grubu olarak düşünemem. Tüm Koç Topluluğu’nu düşünmek zorundayım. Geçmişle ilgili tüm sorumlulukları devralıyorsunuz. Santrali aldıktan 5 yıl sonra bir sorun çıksa bunu hiç kimseye anlatamazsınız.
YEŞİL TERCİH
Enerjide daha ziyade özellikle elektrik ve madende sıfırdan, yani greenfield yatırımları tercih ediyoruz. Ben neyi yaptığımı, hangi teknolojiyi kullandığımı bilirim. Daha maliyetli olabilir ama ciddi sıkıntıların önüne geçmiŞ olursunuz. Tüpraş’ı aldıktan sonra her yerini kazdık. Risk alamazdık. Enerji işinde çevre bizim için en temel konu. İkincisi bir şey alırken önce fiyatına bakıyorsunuz. Biz de ayağımızı yorganımıza göre uzattık. İlgilendiğimiz özelleştirmeler de oldu ama fiyatlar makul gelmedi.








Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz