Koç'un planı 2 haneli büyüme

Dünya ikinci dip konusunu tartışırken Koç Holding, bu riski büyüme senaryolarına dahil etmiyor.

1.10.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Koç'un planı 2 haneli büyüme


2011'i beklentilerin üzerinde bir büyüme ile kapatmaya hazırlanan grup, 2012'ye de temkinli bir iyimserlikle yaklaşıyor. Bugünlerde Koç Holding CEO'su TURGAY DURAK'ın gündeminde ise daha fazla büyümek ve riskleri dengelemek için ürün ve pazar çeşitlemesine gitmek var. Mevcut konjonktürde özellikle yurtdışında önemli fırsatların oluşabileceğine değinen Durak, hemen hemen tüm şirketlerinde iddialı büyüme projelerinin gündemde olduğunu söylüyor. "Sadece gündemimizde olan bu projelerin hayata geçmesi ile dahi, önümüzdeki 4-5 yıllık dönemde yıllık bazda çift haneli büyüme yakalamayı hedefliyoruz" diye konuşuyor. Koç Holding, Türkiye ekonomisinin amiral gemilerinden... 2011 yılını beklentilerin üzerinde bir büyümeyle kapatmaya hazırlanıyor. Yılın ilk 6 ayında gelirlerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artıran holding, yılın ikinci yarısındaki gidişattan da memnun. "İkinci yarıda ekonominin bir miktar yavaşlayacağını bekliyorduk. Beklentilerimize nazaran iç piyasa yavaşlama etkisini göstermedi" diyen Koç Holding CEO'su Turgay Durak, "Yılın son çeyreğinde bir yavaşlama olsa dahi, yılı geçen yılın üzerinde neticelerle tamamlayacağız. Finansal risklerimizi kontrol altında tutmamız sayesinde, kur ve faiz gibi göstergelerdeki ani oynamalara karşı duyarlılığımız da bu genel resmi değiştirecek boyutta değil" diye devam ediyor. Durak, 2012'ye ise temkinli bir iyimserlikle bakıyor. İkinci dip endişelerinin tüm dünyada yoğunlaştığı bugünlerde böyle bir olasılığı uzak buluyor. Bu tür konuşmaların 2008 ve 2009'da çok fazla dile getirildiğini ancak korkulanın olmadığını hatırlatarak, "Bizim temel senaryomuzda dünya ekonomisinde büyük bir çöküş ya da ikinci bir dip beklentisi yok" diyor. Bugünlerde Durak'ın gündeminde daha fazla büyümek ve riskleri dengelemek için ürün ve pazar çeşitlemesine gitmek var. Mevcut konjonktürde özellikle yurtdışında önemli fırsatların oluşabileceğine değiniyor. Enerjide özelleştirme ve şirket alımları da dahil çeşitli yatırım alternatiflerini incelediklerini belirtiyor. Büyüme konusunda hız kesmeyeceklerinin de güçlü sinyallerini şöyle veriyor: "Sadece gündemimizdeki bu projelerin hayata geçmesiyle dahi, önümüzdeki 4-5 yıllık dönemde yıllık bazda 2 haneli büyüme yakalamayı hedefliyoruz. İlaveten özelleştirme projeleri dahil olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışındaki yeni iş fırsatlarını takip ediyoruz." CEO'luk koltuğunda 1'inci yılını tamamlayanKoç Holding CEO'su Turgay Durak, bu kritik pozisyonda ilk kez Capital'in sorularını yanıtladı. Grubun performansını, Türkiye'de ve dünyada ekonominin gidişatını değerlendirdi.~

Capital: Holding, yılın ilk 6 ayını nasıl geçirdi?
- Ülkemizde geçen yıl yakalanan ivmeyle ekonomik büyüme performansının olumlu devam ettiği bir ilk yarı yaşadık. Öyle ki ülkemiz ilk 3 ay yüzde 11,6, ikinci 3 ay yüzde 8,8 büyüme kaydetti. Bizim faaliyet gösterdiğimiz birçok sektör, genel ekonominin de üzerinde performans gösterdi. Biz de son derece başarılı neticeler elde ettik. 6 aylık dönemde konsolide gelirlerimiz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 34 milyar TL'yi aştı. Başta enerji ve otomotiv olmak üzere tüm gruplarımız bu büyümeye pozitif katkı sağladı. Faaliyet kârımız da gelirlerimize paralel gelişme gösterdi ve yüzde 36 artışla 2,7 milyar TL oldu. Vergi öncesi kâr yüzde 41, net kâr yüzde 51 arttı. Başarılı finansal neticelerin yanı sıra yatırım projelerimizi de hızlı bir şekilde sürdürdük. Elektrik üretiminde AES ile ortaklığımız hayata geçti ve yatırım alternatifleri üzerinde çalışmaya başladık. Tüpraş'ta 2,4 milyar dolar tutarındaki fuel-oil dönüşüm projesi için düğmeye bastık. Arçelik olarak Güney Afrika'da pazar lideri Defy şirketini satın aldık. Otomotivde ise yeni araç ve motor projeleri için kararlar aldık.

Capital: İlk 6 ay sonuçları ve yaşanan ekonomik dalgalanma yıl sonuna nasıl yansır?
- Yılın ikinci yarısında ekonominin bir miktar yavaşlayacağını bekliyorduk. Beklentilerimize nazaran iç piyasada yavaşlama etkisini göstermedi. Buna mukabil global ekonomide 1-2 ay gecikmeyle gelen gösterge değerlerdeki bozulma ve bunların yarattığı karamsar tablo ile gelecek dönem beklentileri olumsuz. Özellikle hala yüzde 50'nin üzerinde pay ile önemli ihracat pazarımız olan AB'deki olumsuz gelişmelerin bizim satışlarımıza ve neticelerimize yansıması henüz önemli boyuta ulaşmadı. Yılın son çeyreğinde bir yavaşlama olsa dahi, yılı geçen yılın üzerinde neticelerle tamamlayacağımız kanaatindeyim. Finansal risklerimizi yakından takip ederek kontrol altında tutmamız sayesinde, kur ve faiz gibi göstergelerdeki ani oynamalara karşı duyarlılığımız da bu genel resmi değiştirecek boyutta değil.

Capital: 2011'in ilk yarısı sizin için büyümelerle geçti, peki şu ana kadar büyümenizi revize ettiniz mi?
- 2011'de de çoğu iş dalı bütçeye göre iyi ilerledi. Onun için üçüncü, beşinci ve yedinci ay sonunda tekrar hedefleri değerlendirerek artırdık. Kendi kendimizi zorluyoruz. İlk 6 aydaki olumlu gidişat nedeniyle hedefleri artıya döndürdük. Orada elde edilen artıların da kaybolmaması için sistemde gerekli tedbirleri almaya çalışıyoruz. Yapmamız gereken de bu zaten.

Capital: Sektörler açısından baktığınızda hangi sektör ve şirketlerde işler daha iyi gidiyor?
- Tüm gruplarımızda neticeler olumlu seyrediyor. Ancak, bu yıl otomotivin ve zirai araçların bir miktar ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Biliyorsunuz geçen yıl Türkiye otomotiv talebi açısından rekor bir yıl geçirdi. Bu yıl, geçen yılın da yüzde 35 üzerinde seyreden bir talep var. İhracat talebinde de kısmi bir toparlanma söz konusu. Bu sebeple en büyük fiziki büyümeyi otomotiv şirketlerimiz kaydetti.İlk 6 ayda Ford Otosan'da yüzde 32, Tofaş'ta yüzde 5 ve Türk Traktör'de yüzde 55 üretim artışı gerçekleşti. Ciro artışı olarak baktığımızda, enerji grubumuz otomotiv grubundan da fazla büyüme sağladı. Fakat burada fiziki büyümeden çok, uluslararası piyasalardaki fiyat ve kur artışları etkili oldu. Tüpraş'ın cirosu yüzde 55, faaliyet kârı yüzde 65 artış gösterdi. Arçelik gerek iç pazar talep artışı gerek yurtdışı büyüme stratejisi doğrultusunda satışlarını artırarak yüzde 15 ciro büyümesi elde etti. Tüm gruplarımızdaki satış artışları, kârlılığa da olumlu şekilde yansıdı. Bildiğiniz üzere, bankacılıktaki yasal düzenlemeler tüm bankalara ilave maliyet yükleri getirdi. Buna rağmen verimlilik artışları ve büyüme ile bu sektörde de bütçe hedefleri doğrultusunda olumlu neticeler elde edildi.~

Capital: Türkiye dışında global krizin etkilerini nasıl hissediyorsunuz?
- Kuzey ve Güney Amerika'ya ihracatımız çok az. Dolayısıyla orada olanları fazla hissetmiyoruz. Bizim en çok hissettiğimiz yer Avrupa. Çünkü ülkemizin ihracatının yüzde 50-60'ı Avrupa'ya. Orada da şu şansımız var: Kişi başına en yüksek gelire sahip olan Almanya, Avusturya, Hollanda, İsveç ve Norveç gibi ülkeler krizin en kötü zamanında bile yüzde 1 bile olsa büyüdü, daralma yaşamadı. Bu nedenle o pazarlar güney ve Akdeniz kısmındaki eksiklikleri biraz telafi etti. Biz de krizi o kadar çok kötü hissetmedik. Ama elbette endişelendik.

Capital: Şu an dünya ekonomisindeki gidişi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Dünya ekonomisi son birkaç aydır ne yazık ki pek olumlu bir görünüm arz etmiyor. Gerek ABD'de gerek Avrupa'da ekonomik faaliyetin oldukça zayıf olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra Euro bölgesinde, nispeten zayıf çevre ülkelerindeki sorunların daha büyük ve önemli bazı merkez ülkelere de sıçrama ihtimalinin konuşuluyor olması, durumu daha da zorlaştırıyor. Her ne kadar gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik durum gelişmiş ülkelere nazaran daha sağlam olsa da, ABD ve Avrupa'daki zayıf performans dünya ekonomisinin büyümesini olumsuz etkiliyor. Nitekim IMF, nisanda 2011 için yüzde 4,5 olarak duyurduğu dünya ekonomisi büyüme tahminini, yüzde 4'e indirdi. Benzer şekilde 2012 büyüme beklentileri de genel olarak aşağıya doğru revize edilmekte. Dünya ekonomisindeki sorunlar ve bahsettiğim zayıflığa rağmen, 2009'un ilk çeyreğindekine benzeyen yeni bir dip ihtimalinin hala düşük olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının ve diğer otoritelerin önümüzdeki dönemde ekonomiyi rahatlatacak bazı önlemleri devreye sokabileceklerini tahmin ediyorum. Gelişmekte olan ülkelerdeki daha dinamik ekonomik yapı ve daha sağlam temelleri, ikinci bir kriz ihtimalini azaltıyor.

Capital: Türkiye bu dalgadan çok zarar görecek mi?
- Bizim temel senaryomuzda dünya ekonomisinde büyük bir çöküş ya da ikinci bir dip beklentisi yok. Bunlar 2008 ve 2009'da o kadar çok söylendi ki... Ancak korkulan mertebede olmadı. Bir çöküntüyü planlarımıza almıyoruz. Ama buna mukabil tedbirli temkinli olmak lazım. Döviz bazında artı yönünde de eksi yönünde de açık vermemek gerekiyor. Ali Babacan, "Dövizde artı veya eksi yönde risk almayın" diyerek çok güzel söyledi. Güçlü bankacılık sektörü ve sağlam kamu maliyesi, Türkiye'nin herhangi bir krize karşı dayanıklılığını artırıyor. Ancak, dünya ekonomisinde bizim beklentilerimizin ötesinde bir kötüleşme olur ve yeni bir kriz dalgası ortaya çıkarsa,
2008-2009 döneminde de gördüğümüz gibi, hemen hemen her ülke bu durumdan etkilenir. Bu çerçevede, hükümetimizin ve Merkez Bankası'nın Türkiye'yi olası bir global ekonomik krize karşı daha dayanıklı hale getirmeye yönelik çabalarının gayet olumlu olduğunu düşünüyorum.

Capital: Yıl sonu ve 2012 için ekonomiye yönelik beklentileriniz neler?
- 2011 sonunda Türkiye'de yüzde 6'nın üzerinde bir büyüme beklentimiz var. Yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitenin ilk 6 aylık döneme göre bir miktar yavaşlamasını bekliyoruz.Ancak, ilk yarıdaki son derece güçlü performansın etkisiyle yılın tümü için büyümenin yüzde 6'yı biraz geçeceğini tahmin ediyoruz. 2011 sonu için enflasyon tahminimiz yüzde 7,5. Merkez Bankası'nın orta vadeli enflasyon hedeflerine ulaşılması konusunda kendinden emin görünüyor olması ve ağırlığı daha çok büyüme ve finansal istikrarın sağlamlaştırılmasına vermesi nedeniyle, önümüzdeki dönemde politika faizinin düşük seviyelerini koruyacağı kanaatindeyiz. 2012 bütçe çalışmalarına yeni başladık. Büyüme, kur, faiz ve diğer ekonomik varsayımları henüz oluşturma aşamasındayız, şu an için rakam telaffuz etmem doğru olmaz. Ama 2012'ye temkinli bir iyimserlikle bakıyorum. Hem temkinli hem tedbirliyim. 2012'de "Avrupa ülkelerinde şunlar oluyor, o büyük bankanın notu düştü, şu banka bilmem ne kadar para kaybetmiş" gibi şeylere bakıp kötümser bir bütçe yapmak istemiyoruz. Yapmayız da... Tabii uluslararası kuruluşlar var, onlar tüm dünya için bölgeler ve ülkeler için hesaplamalar yapıyor, bir şeyler söylüyorlar. Bizim başbakanımız, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcımız "Gelecek yıl bu yıldan biraz daha az bir büyüme olacak" diyor.~

Capital: Size göre büyüme oranı ne olacak?
- Biz daima geriye düşmemek adına şirketlerimiz için o öngörülerin 1,5 ila 2 katını hedef olarak alıyoruz.

Capital:
2012'de özellikle hangi risklere karşı tetikte olacaksınız?
- İş planında ürün çeşitlemesi için yeni ürün, pazar çeşitlemesi için de yeni pazarlar lazım. Değişen koşullara göre de bazen satışa odaklanarak bazen ise tasarrufa çok daha fazla odaklanarak işi götürmek gerekiyor. Riskler açısından birincisi döviz nedeniyle artıda veya ekside olmamaya dikkat edeceğiz. İkincisi borçları mümkün olduğunca uzun vadeli yapacağız.

Capital: CEO CLUB'ın bir toplantısında "Koç Holding 3-5 yılda bir kuantum zıplaması yapar" demiştiniz. Bu döneme yaklaşıyor muyuz?
- Kuantum zıplaması dediğimiz aslında, organik büyüme devam ederken, önümüze çıkan büyük fırsatların da akıllıca değerlendirilmesi. Bu zıplama için de uygun fırsatlar, uygun ekonomik konjonktür ve uygun finansman gerekir. Bu doğrultuda çeşitli yatırım alternatiflerini her dönem olduğu gibi şimdi de araştırıyor ve detaylı inceliyoruz. Ana hedefimiz sürekli hissedar değeri yaratmak. Büyüme bunun önemli bir parçası. Ancak büyürken kârlılık ve verimliliğin de korunması, hatta geliştirilmesi gerekli.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz