“Krize Rağmen 1 Milyar Dolar Yatırım Geliyor”

Aslında herkes Aziz Torun’u “bakliyat kralı” olarak tanıyor. Son yıllarda ise girdiği özelleştirme ihaleleriyle ismi hep gündemde oldu. Star TV, Karayolları arazisi ve Petkim ihalelerinde Fiba, Zor...

1.06.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Aslında herkes Aziz Torun’u “bakliyat kralı” olarak tanıyor. Son yıllarda ise girdiği özelleştirme ihaleleriyle ismi hep gündemde oldu. Star TV, Karayolları arazisi ve Petkim ihalelerinde Fiba, Zorlu gibi devlerle kıyasıya rekabet etti. Kütahya Şeker Fabrikası ve Zincirlikuyu’daki arazi gibi birçok ihaleyi ise en yüksek teklifi vererek kazandı. İşte bu atılımlar, Torunlar’a rekor büyüme getirdi. 2003’te 123 milyon TL olan grubun cirosu, 2008’de 800 milyon TL’ye fırladı. Başkan Aziz Torun, büyümeye devam edeceklerini söylüyor. “Torunlar GYO’nun 2012 sonuna kadar planlanan yatırım tutarı 1 milyar dolar civarında” diye konuşuyor.

 

Torunlar, son yılların en hızlı büyüyen gruplarından biri. Türkiye’nin en büyük hububat toptancılarından biri olan grup, piyasada “bakliyat kralı” olarak tanınıyor. Türkiye’de toptan olarak yılda 300 bin tonun üzerinde soya, mısır ve pirinç satışı gerçekleştiriyor.

1960’larda, küçük bir bakkal dükkanıyla ticarete atılan Torun Ailesi, Rami’de toptancılık yapmaya başlayarak ticarette bir basamak yükseldi. 1980’li yıllarda ithalat işine girmek ise gerçek büyümede ilk kıvılcımı yakalamalarını sağladı.

Bugüne kadar büyümesini hep gözlerden uzak ve sessiz bir şekilde sürdüren Torunlar, son birkaç yılda ihaleler ve özelleştirmelerde, “Ben de varım” diyerek bu sessizliğini bozdu.

Grup, Esentepe’de Telsim arazisinin satışı, Star TV ihalesi, İETT arazisi, Karayolları arazisi ve Petkim ihalesi gibi kamuoyunun gündemine taşınan birçok projede, Fiba ve Zorlu Holding gibi devlerin karşısına en zorlu rakiplerden biri olarak çıktı. Bunlardan Kütahya Şeker Fabrikası, Çelik Palas, Netsel Marina ve Zincirlikuyu’daki arazi ihalelerini en yüksek teklifi vererek kazandı. Tüm bu atılımlar da Torunlar’a rekor büyüme getirdi. Grubun 2003 yılında 123 milyon TL olan cirosu, 2008 yılında 800 milyon TL’ye çıktı.

Torunlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, kendilerini bu noktaya ulaştıran asıl nedenin, öz kaynak ve kredi dengesini doğru kurmak olduğunu belirtiyor. “Maharet krediyle özkaynak dengesini iyi kurmak ve itibarı daima yukarıda tutabilmek. Biz 80’li yıllardan itibaren bankalara, ‘Bize kredi verin’ diye gitmeyiz. Onlar, ‘Sizinle iş yapalım, proje kredisi veya kredi verelim’ diye gelmiştir. Yani isteyen değil, hep teklif edilen konumunda olduk. Bugün bile bankalar kredi imkanı veriyor” diyor.

Daha da büyümek için yeni ihale ve özelleştirme fırsatlarını değerlendirmeye niyetli olan Torun, önümüzdeki döneme ilişkin çok iddialı konuşmaktan kaçınıyor. “Kriz ekonomisi içinde şu kadar büyüyeceğiz demek tedbirli bir tüccar olarak doğru bir yaklaşım değil” diyor. Ancak hemen sonrasında da ekliyor: “Gayrimenkul projelerimiz devam ediyor. Torunlar GYO’nun 2012 yılı sonuna kadar planlanan yatırım tutarı 1 milyar dolar civarında. Krizin getirdiği yeni şartlara göre hedeflerimizi revize ederek yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz.”

Torunlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, grubunun son yıllardaki gelişimini ve geleceğe ilişkin planlarını Capital’e şöyle anlattı:

*Torunlar Holding olarak hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorsunuz? Bulunduğunuz sektörlerdeki konumunuzdan bahseder misiniz?
Bizim ana sektörümüz gıda. Piyasadaki pirincin yüzde 30’u bize aittir. Pirinç ekiyor, işliyor ve toptancı usulü paketleme yapan markalara pazarlıyoruz. Trakya, Bandırma ve Mersin’de olmak üzere 3 çeltik fabrikamız var.

Yağ işinde varız. Üretim Afyon’daki fabrikamızda gerçekleşiyor. Daha çok ham yağ üretimi yapıyoruz. Bu alanda Ülker Grubu ile çalışıyoruz. Soyadan, ayçiçeğinden, mısırdan ham yağ ürettikten sonra işleyen üreticilere veriyoruz. Şu anda Bandırma’da inşası süren bir yağ fabrikamız daha bulunuyor.

Soya fasulyesi ve soya küspesi ithal ediyoruz. Bunlar, özellikle kanatlı dediğimiz sektörde yem hammaddesi olarak kullanılıyor. Bu sektörde de ithalatçı olarak önemli bir payımız var. Çay işinde de faaliyet gösteriyoruz, ama burada büyük bir pazar payımız yok.

Önemli işlerimizden biri şeker. Türkiye’de yüzde 100 özel diyebileceğimiz tek fabrika olan Kütahya Şeker Fabrikası bizim. Fabrikayı 2005 yılında özelleştirmeden aldık. Bugün 48 bin ton kapasitesiyle Türkiye’nin önemli fabrikalarından biri.

Gıdanın yanında kağıt sektöründe ithalat ve işleme tesisimiz var. Rulo haline getirdiğimiz kağıdı ebatlayarak pazara sunuyoruz.

-Gıda dışında işiniz var mı?
Önemli sektörlerimizden biri de gayrimenkul. Burada marina işletmeciliğinden AVM işletmeciliğine, konut ve ofis projesi geliştirmeden üretim ve pazarlanmaya birçok farklı alanda faaliyet gösteriyoruz. Bu alandaki işlerimizi 2008 yılında Torunlar GYO’ya dönüştürdük.

 Torunlar GYO, önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki en büyük gayrimenkul portföyüne sahip şirketlerden biri olacak.

*Gelirlerinizin sektörel dağılımı nedir?
Yüzde 50’sini gıda, yüzde 50’sini de gayrimenkul oluşturuyor. Ama yatırımlarımızın çoğu gayrimenkulde.

*Gayrimenkul işinde ne kadarlık bir proje yürütüyorsunuz?
Torunlar İnşaat’ı 1987’de kurduk, ama 1978’den itibaren inşaat işindeyiz. 2000 yılına kadar bizim için ikinci planda olan bir sektördü. 2000’den itibaren gayrimenkulde hızlı şekilde, özellikle alışveriş merkezleri yaparak büyüdük.

Şu anda Torunlar GYO’da, 1 milyar doların üzerinde bir gayrimenkul portföyümüz var. Ama krizde ve sektörde değerler değişti. Eğer bu gayrimenkul ağırlıklı bir kriz olmasaydı, bizim tahmini olarak 2 milyar dolarlık bir portföyümüz olacaktı ve 2009’da da halka açılacaktık.

*Son 5-6 yılda toplamda grup olarak ne kadar yatırım yaptınız?
Metrekare olarak topladığınız zaman milyon metrekareyi bulan bir inşaat üretiminden söz edebiliriz. Gıda da yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bandırma’da yağ fabrikasının inşaatı devam ediyor. Hazirana kadar üretime geçmiş olacak. Rakamsal olarak baktığımızda, geçtiğimiz 5 yılda, KDV dahil yaptığımız harcama tutarı 726 milyon 125 bin TL. 

*Geçtiğimiz yıl yüzde kaç büyüdünüz? Grup cironuz nedir?
Krize rağmen grubumuzun 2008 yılı cirosu, bir önceki yıla göre yüzde 45 artış göstererek 800 milyon TL’ye ulaştı.

*Gayrimenkulde projeler duraklama yaşıyor, siz nasıl etkilendiniz?
Biz özkaynak artı kredi şeklinde çalıştığımız için araziyi kendimiz alıyoruz, projeyi geliştiriyor, belli bir safhaya getirdikten sonra satıyoruz.

Şu anda Nish İstanbul Projesi’ni satışa çıktık. Alışveriş merkezinde de projelerimiz devam ediyor. Haramidere’de Depo İstanbul Projesi’ni yürütüyoruz.

Bu dönemde kredi sıkıntısı yaşamıyoruz. Ama gayrimenkul ağırlıklı bir kriz olduğu için biz de yatırımlarımızda frene bastık. Mall of İstanbul ve Garden Tower gibi bazı projelerimizi 2009-2010’a erteledik. 2008’de Bursa’daki KoruPark Evleri projelerini tamamladık. Alışveriş merkezi yatırımı olarak Deepo Center projesi başladı. Nish İstanbul Projesi 2008’de start aldı.

*Kriz uzun süre öngörülemedi, siz krize nasıl yakalandınız?
Biz ihtiyatlı tüccarız. Nakit ve borç dengesini sağlıklı yürüttüğümüz için burada da sorunsuz devam ediyoruz.

hed*Bu yıl nasıl gidiyor?
Konut satışları açısından 2008 Kasım-Aralık çok durgun geçti. Sektörde, bu yıl ocak ayından itibaren satışlarda bir hareket başladı. Bu da bize moral verdi. Mevcut projelerimiz devam ediyor.

Nish İstanbul’un satışlarına şubat sonu itibarıyla başladık. Beklemediğimiz bir taleple karşılaştık. 2 gün içinde konutların yüzde 35’i satıldı. Doğru konsept ve güven veren yatırımcı olduğu zaman ürüne talep var.

*Son yıllarda adınız hep ihalelerle anıldı. Son 5 yılda kaç ihaleye katıldınız?
Çok fazla değil, 10-15 tane ihaleye katıldık. Bunlardan Kütahya Şeker Fabrikası, Çelik Palas, Netsel Marina ve Zincirlikuyu’daki araziyi kazandık.

*Ortaklık yönünde teklifler alıyor musunuz?
Yabancılardan yoğun olarak gayrimenkulle ilgili ortaklık teklifleri aldık. Krizin de çıkmasıyla bunlar biraz ertelendi. Ama hala devam eden görüşmelerimiz var. Özellikle alışveriş merkezi konusunda deneyimliyiz. 10 gün önce Dubai ve Abu Dabi seyahatim oldu. Oradan alışveriş merkezi yönetimi teklifi geldi.

*Bundan sonra nasıl büyüyeceksiniz?
Farklı bir dünyadayız, her şey yeniden şekilleniyor. Gelecekle ilgili şartlar ne elverirse, neye müsaade ederse onu yapmak gerekir. Bir yıl önce herkes büyümeden bahsediyor, “Oraya da yatırım yapacağız, buraya da yatırım yapacağız” diyorlardı. Ama şimdi bunlar kolay söylenmiyor.

Şimdi yeni şartlar söz konusu. Yarın ne gösterecek bugünden söylemek kolay değil. Bizim özellikle gayrimenkul ve gıda sektörlerine yönelik hedeflerimiz var. Mall of İstanbul’a mutlaka 2010’da başlayacağız. Ardından Garden Tower gelecek. Bu projeler Türkiye için önemli. Mall of  İstanbul Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezi olacak.

*5 yıl içinde hangi noktada olursunuz?
Kriz ekonomisi içinde şu kadar büyüyeceğiz demek tedbirli bir tüccar olarak doğru bir yaklaşım değil. Projelerimiz devam ediyor. Torunlar GYO’nun 2012 yılı sonuna kadar planlanan yatırım tutarı 1 milyar dolar civarında.

Diğer şirketlerin önümüzdeki yıllar için planlanan yatırımları henüz netleşmiş değil. Krizin getirdiği yeni şartlara göre hedeflerimizi revize ederek yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz.

“İhale Ertelendi Ama İlgimizi Sürüyor”

*Bazı ihalelerden çekiliyorsunuz… Çekilme anındaki ruh halinizi paylaşır mısınız? Bir ihaleyi kaybettiğinizde ya da kazandığınızda neler hissediyorsunuz?
Kaybetmek diye bir şey yok. Nihayetinde kafada bir rakam var, biri o rakamın üstünde fiyat verince çok üzülmüyoruz. Çünkü ticaret bir hesap işi, duygusal tarafı yok. Daha çok veriyorsa “Hayırlı olsun” deyip çıkmak gerekiyor. Kazanınca da “Ne kadar mutluyuz” diyemiyoruz, çünkü onu almanın bir sorumluluğu var. Sonuçta parasını ödeyeceksiniz, bir taahhüt altına giriyorsunuz. 

*Ilgın, Bor ve Ereğli şeker fabrikalarına da taliptiniz. Burada son durum nedir?
İhaleler ertelendi. Hala ilgiliyiz. Gıda sektörü alanımız olduğu için girmeyi düşünüyoruz…

*Özellikle girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı?
Enerji, girmeyi düşündüğümüz bir sektör. Ama onun dışında çok da yeni bir alana girmeyi düşünmüyoruz. Çünkü ticarette çok ciddi rekabet var. Başarılı olmak için detayları bilmek şart. Detayları bilmek de işin içinde uzun yıllar olmayı, deneyim ve tecrübe kazanmayı gerektiriyor. Ben özellikle kriz dönemlerinde herkes bildiği işi yapsın diyorum. O detayları atlamasınlar.

“İsteyen Değilteklif Edilen Konumda Olduk”

Bakkallıktan Geliyoruz
Biz 50 yıllık bir grubuz. Bakkallıktan geliyoruz. Toptancılığı, ithalatı ve sanayiciliği öğrendik. Tüm bu safhalardan geçerek bu noktaya ulaştık. İşin her safhasındaki zorlukları yaşadık.

Krizlerde Büyüdük
Özellikle krizler, bizim başarı ivmemizin arttığı dönemler oldu. 1994 ve 2001 krizinden daha güçlenerek çıktık. Ticarette “basiretli tüccar” deyimi vardır. Basiretli olmak sıkıntıları, sorunları ya önceden görmek ya karşılaşıldığında bunları çözebilme meziyetini gösterebilmektir. Biz de basiretli tüccar olduk.

Şarta Göre Pozisyon Aldık
Tüccarlığın gereklerinden biri tedbirli olmak, hırsı kontrollü tutmak, çok çalışmak ve yeni durumlar karşısında yeni pozisyon almak. Bizim sırrımız da bu oldu. Şartlara göre pozisyon alabildik. İtibarımızı da hep koruduk.

Nakitte Kalarak Büyüyemezsiniz
Yatırımlarımızda belli oranda öz kaynak, belli oranda kredi kullandık. Sonuçta tüccarlık, başkasının parasıyla para kazanma sanatıdır. Hep nakitte kalalım diyerek de büyüyemezsiniz. Türkiye’de belli zamanda büyüyen şirketlere baktığınız zaman hepsinin özkaynakla birlikte ciddi kredi kullandığını görürsünüz. Buna biz de dahiliz.

Kazandıran İtibarımız Oldu
Maharet kredi ile özkaynak dengesini iyi kurmak ve itibarı daima yukarıda tutabilmek. Örneğin 1994 krizinde ithalatçılar büyük yara aldı. Çok para batırdılar. İthalatçılık yapan bir şirket olmamıza rağmen bankalar, “Size kredi açalım” diyerek bize geldi. Onun için bize kazandıran aynı zamanda itibarımız oldu.

Bankalar Bize Gelir
Biz 80’li yıllardan itibaren bankalara, “Bize kredi verin” diye gitmeyiz. Onlar, “Sizinle iş yapalım, proje kredisi veya kredi verelim” diye gelmiştir. Yani isteyen değil, hep teklif edilen konumunda olduk. Bugün bile bankalar kredi imkanı veriyor. Ama elbette ki onlar da tedbirli olmak durumunda.

“TMSF’den Bir Yer Aldık, En İyi Müşteri Olduk”

*Sizin için TMSF’nin en iyi müşterisi diyorlar…
TMSF’den bir tane yer aldık, ama en iyi müşterisi olduk.

*Petkim, Star ve daha pek çok özelleştirme ihalesine girdiniz. Bu kadar farklı alanlara girerken ne tür bir strateji izliyorsunuz?
Ticareti biliyorsanız her türlü işi yapabilirsiniz. Bizim ana felsefelerimizden biri bu. Ticaret bir ana çatı; ticareti bilen insan eğer fizibilitesini doğru yapıyorsa Petkim ihalesine de girer medya işine de… Biz ihalelere girerken böyle baktık. Ama bazı konularda daha tedbirli olduğumuz için alamadığımız da oldu. Bazı konularda ise daha agresiftik, çünkü o konuları iyi biliyorduk. Gıda ve gayrimenkul bunlardan biri.

Mesela Kütahya Şeker Fabrikası’nı aldığımızda bize, sektörden, “Çok yüksek fiyat verdiniz” dediler. Ama biz o işi çok iyi biliyorduk, onun için daha agresif davranarak diğerlerinden öne geçmiş olduk. Gayrimenkulde de birçok yeri beklenmedik rakamlar vererek aldık.

Sonuçta her ne kadar işlerimizi çeşitlendirmek istediysek de en doğru işin bildiğimiz işi yapmak olduğu sonucuna geldik. Bizim alamadığımız ihaleleri de daha agresif olanlar aldı.

Nilüfer Gözütok
[email protected]

Fotoğraf: Gökhan Çelebi

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz