Nakit Zengini

Yükselen faizler, tekrar eski günlerine dönen enflasyon ve yaşanan kriz ortamı... Bu faktörler “likit” şirketleri, “nakit” zengini işadamlarını yeniden gündeme getirdi. Borsa, bu şirketlerin peşind...

1.05.2001 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Yükselen faizler, tekrar eski günlerine dönen enflasyon ve yaşanan kriz ortamı... Bu faktörler “likit” şirketleri, “nakit” zengini işadamlarını yeniden gündeme getirdi. Borsa, bu şirketlerin peşinde, bankalar da nakit tutan işadamlarının. Ancak, bu konuda çeşitli tahminler yapılıyor, çeşitli isimler gündeme getiriliyor. Capital, bu konuya, işadamı, bankacı, araştırmacı, borsacı ve yöneticilerle yaptığı bir araştırmayla açıklık getirdi...

Türkiye, Kasım 2000’den sonra, Şubat 2001’de derin krizle sarsıldığında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda da büyük düşüşler yaşandı. İMKB 100 Endeksi, TL bazında 7 bin, dolar bazında ise 0.60 sent düzeyine kadar geriledi. İşte bu düşüş sırasında, bazı hisselerin prim yaptıkları ya da düşüşe ciddi bir şekilde direndikleri gözlendi. Borsacılar, bu şirketlerin sırrını açıklarken, sahip oldukları yüksek miktardaki “nakit”e dikkat çektiler. Faizler yüzde 7 binlere çıkarken, ellerindeki nakiti piyasalarda değerlendiren şirketler, müthiş kazanç sağlamışlardı.

Bu tablo, Türkiye’nin gündemine yeniden “likit” şirketleri, “nakit”gücü yüksek işadamlarını getirdi. Paranın kimde olduğunu tahmin etmek, bilançolar tam açıklanmadığından bu tür şirketleri saptamak çok güç. Ancak, iş dünyası bazı şirket ve işadamlarının bu açıdan öne çıktığını belirtiyor. Bazı isimler ve şirketler üzerinde görüş birliğinin olduğu dikkati çekiyor.

Ayrıca likit olan bazı işadamları da paralarının önemli bir bölümünü yurtdışına götürmeyi tercih ediyorlar. Konuyla ilgili olarak yorum yapan bir bankacı nakit zenginleri için şöyle diyor: “Gölgede olup da nakit zengini olan çok kişi var. Ancak, bu kişiler adlarını kullanmamayı tercih ediyorlar. Çünkü, afişe olmak istemiyorlar. Paralarını da bölüyorlar. Önemli bir kısmı da paralarını yurtdışında tutuyorlar...”

Capital, şimdiye kadar hiç hazırlanmayan bir araştırma yaparak Türkiye’nin nakit zengini şirketlerini ve işadamlarını bir araya getirdi. Bu sayfalarda gördüğünüz bilgileri ve tabloları hazırlarken, çok sayıda araştırmacı, bankacı, işadamı, yönetici ve analist ile görüştük. Uzun süren bilgi toplama sürecinden sonra, elde ettiğimiz veriler ışığında, Türkiye’nin en “nakit” şirket ve işadamlarını bir araya getirdik...

Holdinglerde likit bol

Türkiye’de nakit bakımından zengin olan şirketlere bakıldığında, holdinglerin başı çektiğini görüyoruz. Bunlar içinde Akkök Holding dikkatleri çekiyor. Akkök Grubu, özellikle borsacılar, daha doğrusu araştırma grupları tarafından piyasanın en nakit holdingleri arasında gösteriliyor.

Akkök Holding, kimya ve tekstil alanlarında faaliyetlerini sürdürüyor. Grubun sahip olduğu Aksa Akrilik Kimya ve Akal Tekstil’in de nakit düzeylerinin oldukça iyi olduğu söyleniyor.

Akkök Holding’in sahibi Dinçkök Ailesi’nin üyeleri, özellikle de Ali ve Ömer Dinçkök en nakit işadamları arasında yer alıyor.

Başaran’ın nakit gücü

İnşaat alanındaki faaliyetleriyle tanınan Tekfen Holding de nakit durumu oldukça iyi kuruluşlar arasında gösteriliyor. Son derece geniş bir yelpazede faaliyet gösteren grubun inşaat dışında elektronik, savunma, kimya, tekstil, gıda ve bankacılık sektörlerinde şirketleri var. Cirosu ise 2 milyar dolar düzeyinde. Bankacılara göre Tekfen Holding, Türkiye’nin borcu bulunmayan az sayıdaki şirketlerinden biri...  Grup geçen yıl Makro marketlerini Doğuş Holding’e, daha önce de Mis Süt’ü Nestle’ye satmıştı.

Mehmet Başaran ismini Türkiye birkaç yıl öncesinde duydu. Anadolu Bank’ın özelleştirme ihalesine katılan ve bu bankayı satın alan Mehmet Başaran, basına çıkmamasıyla tanınıyor. Ancak, bankacılar, Habaş ve Anadolu Bank’ın sahibi olan Mehmet Başaran’ın, Türkiye’nin nakit zengini işadamlarından biri olduğunu belirtiyorlar. Başaran’ın sahibi olduğu Habaş, sıkıştırılmış sanayi gazları üretimi yapıyor ve alanında Türkiye’nin en büyük tesislerine sahip.
 
Dört holdingi farklı kılanlar

Bugüne kadar muhafazakar çizgisiyle dikkat çeken Alarko Holding, “liket” gruplardan biri. Bunda, holdingin olası krizlere hazırlıklı olmasının payı da büyük. Ayrıca, yabancılara yaptıkları satışlar sayesinde de holdinge ve ortaklarına ciddi oranda nakit girişi oldu.

Türkiye’de Chrysler’in temsilciliğini üstlenen Çifçiler Otomotiv de, nakit zenginleri listesinde üst sıralarda bulunuyor. Şirketin, 70 ile 100 milyon dolar arasında bulan nakit varlığa sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu tahminler, Türkiye’nin önde gelen bankacıları tarafından dile getiriliyor.

Nakit zengini holdingler arasında Nurol Holding de yer alıyor. İnşaat sektörüyle başlayan holding, son yıllarda savunma sanayine yönelik yatırımlarıyla öne çıktı. Gruba ait Nurol Menkul Kıymetler de finans sektörünün önemli şirketlerinden biri. Nurol Holding’in nakit varlığının 35-40 milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor.

Demirören Grubu’nun da likit durumunun iyi olduğu tahmin ediliyor. Grup gaz ağırlıklı çalışıyor. Şirketleri arasında Milangaz ve Milgaz öne çıkıyor. Grup, ayrıca, enerji ve inşaat alanlarında da faaliyet gösteriyor. Grubun kaptanı Erdoğan Demirören ve aile üyelerinin de nakit açıdan oldukça zengin olduğu tahmin ediliyor.

Bir bankacı, “Kimse parasının bilinmesini istemez. Bu yüzden kendilerini hep saklamayı tercih ederler. Örneğin, Ankaralı bir demir tüccarının 100 milyon doların üzerinde nakit varlığa sahip olması, sürpriz olmasın. Nakit zengini şirketler içerisinde, vergi listelerinde yer almayan müteahhitler, ön sıralarda yer alır. Özellikle, savunma sanayi ve Nato ihaleleri alan firmalar…” diyor.

Anadolu’daki “likit” işadamları

“Anadolu’da kaplanları” arasında da nakit zengini holdingler bulunuyor. Bunların başında Sanko Holding geliyor. Gaziantepli Abdülkadir Konukoğlu’nun yarattığı Sanko Holding, diğer yeni yatırımlarının yanı sıra, tekstildeki büyük ağırlığını da koruyor. Yaptığı büyük alımlarla iplik borsasında fiyatları belirleyen grup, nakit zengini holdingler arasında yer alıyor. Ancak tahminlere göre, Abdülkadir Konukoğlu’nun likit gücü eski düzeyde değil.

Likiditesinin azalmasında EGS Pak’tan blok satın alması, su ve otel yatırımlarının etkili olduğu söyleniyor. Ancak, yine de Abdülkadir Konukoğlu likit patronlar sıralamasında üst sıralarda yer alıyor.

Merkezi Kayseri’de olan Karamancı Holding nakit durumu iyi alan bir başka grup. Grubun tek şirketi Orta Anadolu Tekstil, Türkiye’nin en büyük tekstil işletmelerinden biri. Jean kumaş ihracatı yapan şirketin nakit durumu da oldukça iyi. Karamancı Holding’in patronu Kayserili tanınmış işadamı Demir Karamancı en nakit patronlardan biri olarak tanınıyor.

Perakende en nakit sektör

Perakendecilik, Türkiye’de nakit akışının en hızlı olduğu sektör. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler kazandıkları nakitleri alternatif yatırım kaynaklarında değerlendirerek karlılıklarını artırıyorlar. Hatta nakit akışındaki bu hız girişimciler için perakendeciliği oldukça popüler kılıyor.

Perakende  sektöründe lider olan  Migros, nakit zenginliği açısından da sektörün bir numarası olarak gösteriliyor.  2000 yılında 982 milyon dolar ciro yapan Migros’un son iki krizde alternatif yatırım araçlarında değerlendirdiği likitini oldukça arttırdığı konuşuluyor. Hatta Şubat krizinde alternatif yatırım araçlarından bütçede öngörülenden daha fazla kazanan Migros’un krizden karla çıktığı biliniyor. Migros’un likit açısından durumunun iyi olması Şok’ların da iyi olduğu anlamına geliyor.

Sektörde likit açıdan iyi olan şirketlerden biri de Carrefour. Fransız menşeili Carrefour Sabancı Holding’e ait.   Alman Metro AG’ye ait olan Metro ve Real  marketlerinin de sektörün en likit şirketlerinden olduğu tahmin ediliyor. 

İzmirli işadamlarının ortak girişimiyle kurulan Kipa Marketleri’nin de likit açıdan iyi olduğu söyleniyor. Yine discount(ucuz) segmentinde faaliyet gösteren BİM ucuzluk marketlerinin de likit durumlarının iyi olduğu konuşuluyor.

Telekomünikasyonda likitler iyi

Türk telekomünikasyon sektörünün yılda ortalama yüzde 35-40 oranında büyümesi, bu alandaki şirketlerin de yıldızlarının parlamasına yol açıyor. Telekomünikasyon ürünlerinin katma değerinin yüksek oluşu da, satışlardan önemli bir gelir elde edilmesini sağlıyor. Özellikle network alt yapısı sağlayan şirketlerin yükselişi sürüyor.

Telekomünikasyon alanında nakit açısından Netaş en likit şirket olarak gösteriliyor. Çoğunluk hissesi Northern Telekom’a ait olan Netaş, yurtiçi piyasaya olan bağımlılığını azalmak için ihracata ağırlık veriyor.

Alman kökenli Siemens’de nakit açıdan iyi bir pozisyonda bulunuyor. Enerji, elektronik, telekomünikasyon alt yapıları ve ev aletleri alanında çalışan Siemens mobil telefon da satıyor. İsveçli Ericsson’da nakit açıdan iyi durumda. Ağırlıklı olarak komünikasyon alt yapısı alanında çalışan şirket mobil cihaz satışında da Türkiye’de iyi pozisyonda. Siemens ve Ericsson 3’üncü GSM Operatörü Aria’nın  alt yapısını yaparak nakit varlıklarını arttırdılar.

NAKİT ZENGİNLERİ ŞİRKET PEŞİNDE

Ekonomide ardı ardına yaşanan iki önemli kriz, bütün dengeleri, hesapları altüst etti. Çok sayıda şirket, yaşanan krizlerle hem faiz hem de döviz cephesinden büyük darbeler yedi. Bunun sonucunda şirketlerin borçları katlanarak büyüdü, geri ödeme kapasiteleri önemli ölçüde düştü. Bir bölüm şirket bunları yaşarken, bazıları da kapandı.

Kriz bazı şirketleri olumsuz etkilerken, aynı zamanda bir bölüm şirket ya da yatırımcıya inanılmaz olanaklar sundu. Elindeki nakit nedeniyle çok sayıda şirket ve işadamı yüksek faizin kaymağından birkaç hafta süreyle büyük rant sağladı. Özellikle Kasım ayından bu yana TL piyasasında faizlerin yüksekliği biliniyor. Hatta, TL piyasasında gecelik repoda bir günde yüzde 10-15 oranında net faiz getirisi elde edenler de oldu. Döviz varlıkları olanlar için de kısa sürede yüzde 100’e yakın gelir artışı söz konusu.

Likit varlıkları yüksek olan kişiler, kriz sırasında nemalandırdıkları fonları değerlendirme peşindeler. Aralarından bazıları “şirket avcılığı”na soyundu, zora girmiş ya da kapanma noktasına gelmiş şirketler arıyorlar.

Danışmanlık ve denetim şirketlerine bu yönde yapılan başvurusu sayısı da, gerçeği gözler önüne seriyor. Dünyanın en büyük denetim şirketlerinden birinin partneri, “Bana şirket bulun diyen kişi ve şirket sayısında bir hayli artış oldu. Örneğin, ismi daha önce duyulmamış bir işadamı, 100 milyon doların üzerinde nakit parası bulunduğunu ve bize 5-10 milyon dolar arasında satın alabileceği 8-10 şirket bulmamızı istedi” diyor.

Bankalar da sorunlu alacaklı oldukları şirketlere de benzer şekilde müşteri arıyor. Özellikle nakit varlıkları yüksek işadamlarını ziyaret eden bankacı sayısı, bugünlerde bir hayli fazla. Amaç, kredi alacak riski yüksek olan şirketleri, bu işadamlarına satışını sağlamak ve kredi tahsilatını garantiye almak.

ONLARIN YENİ GÖZDESİ DÖVİZE YATIRIM

Kent Portföy Yönetimi Araştırma Müdürü Özgecan Fırıldak, nakdi olan şirketlerin son krizle birlikte dövizi tercih ettiklerini söylüyor. Özgecan Fırıldak değerlendirmelerine şöyle devam ediyor:

“Şu aşamada nakit olan şirketlerin bu nakitlerini nasıl değerlendirdiklerini bilmek zor. İkinci kriz şubatta geldi. Şirketler henüz üç aylık bilançolarını açıklamadılar. Dolayısıyla kesin bir şey söylemek zor. Ancak tahminlerime göre, nakdi olan şirketler dövizi tercih ettiler.

Nakdi olan şirketlerin bir kısmı daha önce bono almışlardı. Bono işlem piyasası daraldı. Bunlar şimdi bonolarını satarsa zarar edecekler.

Bunun dışında kriz ortamında faizler yüzde 4 binler 7 binler seviyelerini gördü. Nakdi olan şirketler yüksek faizler nedeniyle repoyu tercih ettiler. Ancak, daha sonra riski görenler dövize döndü. Bazıları nakitlerinin yarısını dövize çevirdiler. Dövizin yükselme olasılığının olması dövize dönüşü hızlandırdı. Çünkü, rezervlerin erimesi, siyasetçilerin programa sahip çıkıp çıkmayacağının muallak olması ve yardımın belli olmaması dövize yönelik spekülasyon yarattı. Şirketler risk almamak için dövize döndü. Kar etmesek bile varlığımızı kaybetmeyelim korkusu hakimdi”.

Finansbank Yatırım Araştırma Müdürü Arzu Odabaşı da nakdi olan şirketlerin doları tercih ettiklerini düşünüyor.  Arzu Odabaşı’na göre bu şirketlerin bir kısmı da Derviş Bonoları olarak adlandırılan bonoları aldılar.

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz