Yıllarca
tekstilin geleneksel markası haline gelmiş bir markayı, bugün gıda veya
enerji sektöründe görmek mümkün. Tabii şirketler bu kadar farklı
sektörler arasında geçiş yaparken patronları da değişik deneyimlerden
geçiyor. Erol Bilecik, en çok yeni sektörlere geçişte üst kademelerde
yer alan Y kuşağının hızına ve giyim kuşamına alışmakta zorlandığını
söylüyor. Abdulkadir Konukoğlu, “Güçlü liderlik varsa geçişte zorluk
yoktur” diyor. Bazıları hızlı geçişten, bazıları da riskleri dikkate
alarak, temkinli geçişten yana... Ama hepsinin de dikkat çekici “geçiş
maceraları” olduğu bir gerçek.rend var. Hemen her sektörden farklı
ölçekte şirketler, yoğunlaşan rekabet ve hızla değişen tüketici
talepleriyle kârlı sektörleri radarına alıyor. Gelecek planlarını revize
ederken de kimi zaman portföyde daha sağlıklı ve dengeli bir yapıya
ulaşmak için çalışıyorlar. Odaklarını değiştirip kendilerine çok uzak
sektörlere bile yatırım yapanlar var. Bu nedenle günümüzde tekstilciyken
gıda sektörüne giren veya demir çelik işindeyken enerjiye yatırım yapan
şirketlerin sayısı hiç de az değil.
Uzmanlara göre yeni sektör arayışında, bir alanda zaten başarısını
kanıtlamış liderlerin farklı alanlarda meydan okuma isteği de rol
oynuyor. Bu meydan okuma sırasında onlar da yeni hedefleri doğrultusunda
deneyimlerden geçiyor ve zorluklarla mücadele ediyorlar. Bazısı yolda
“acaba mı” deyip durup düşünüyor, bazısı yeni tanıştığı Y kuşağının
alışkanlıklarını anlamakta zorlanıyor, bazısı liderliğin, bazısı da
takım oyununun başarıyı getirdiğini savunuyor. İşte Boydak Holding’den
Index Grup’a, Kütahya Porselen’den Söktaş Grubu’na patronların değişime
nasıl tepki verdikleri ve bu değişimi gerçekleştirirken yaşadıkları
maceralar:
BAZEN YOLDA ACABA DERSİNİZ
Bugün 38 şirketle 8 ayrı sektörde faaliyet gösteren Boydak Holding,
Türkiye’de portföy çeşitliliği en fazla olan şirketlerden biri. Holding,
mobilyadan tekstile, kimyadan pazarlamaya, demir-çelikten lojistiğe,
enerjiden bilişime kadar birçok farklı alanda varlık gösteriyor. Dev
grubun yönetim kurulu başkanı Hacı Boydak, farklı alanlara
yönelimlerinin 1980’li yıllarda başladığını söylüyor. Bu geçişler
sırasında değişime ayak uydurduklarını belirtiyor. Yeni sektörlere geçiş
süreçlerinin liderlere yönelik beklentileri de artırdığını vurgulayan
Boydak, “Her değişim, motivasyon ve heyecanın yanı sıra bazı sancılara
da gebe.~
Bunun bilinciyle hareket etseniz de yolda ilerlerken bazen acaba demeniz
mümkün. Buradaki kritik nokta, gerçekten ne istediğinizi bilmeniz. Söz
konusu iş alanıyla ilgili gerekli altyapıyı oluşturup iş planınızı
baştan özenli bir şekilde hazırlamanız gerekiyor” diyor. Boydak, farklı
sektörlere yönelirken yeni tecrübeler edindiklerini de söylüyor ve
ekliyor: “Geçiş ve değişim süreçlerinde hedef odaklı çalışmanın, ekip ve
yönetim motivasyonunun sürekli yüksek tutulmasının, her projede amatör
bir heyecanın mutlaka olmasının, küresel değişimleri takip etmenin
kurumumuza artı değer kattığını öğrendik.”
Boydak, yeni sektörlere geçişin iş yapış şekillerini de etkilediğine
dikkat çekiyor. Artık yeni projelere yönelirken mutlaka makroekonomiyi
ve çevre faktörlerini dikkate aldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Artık
beklentiler çok hızlı değiştiği için üreticilerin de bu beklentilere
aynı hızda cevap verebilme kabiliyetinin olması şart. Biz de bu bağlamda
sürekli proaktif yönümüzü geliştirdik, yeniliğe ve değişime odaklandık.
Beklentileri karşılamakla birlikte yaptığımız teknik analizler
sonucunda ihtiyaçları belirleme konularında yenilikçi fikirler ve
projeler geliştiriyoruz. Kısaca geçmişe göre en büyük farklılık faaliyet
içinde olduğumuz sektörlerde her şeyi ilk biz yapmaya başladık” diyor.
BÜYÜK DÜŞÜN, KÜÇÜK BAŞLA
Bilişim sektörünün öncü şirketlerinden Index Grup, Homend markası ve
“serving life” sloganıyla 2010 yılında elektrikli ev aletleri pazarına
güçlü bir giriş yaptı. Index Grup, tasarımı Türkiye’de, üretimi ise
yurtdışında gerçekleştirilen Homend ürünleri için 5 milyon dolarlık
yatırımın büyük bir bölümünü AR-GE çalışmalarına yaptı. Index Grup’unç
CEO’su ve Homend Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, yeni bir işe
girerken hep “büyük düşün küçük başla” ilkesiyle hareket ettiğini
söylüyor. Pazardaki 25 yıllık varlıkları boyunca her 5 yılda bir
“muazzam değişimler” geçirdiklerini söyleyen Bilecik, “Değişim
süreçlerinde gerçekten de çok şey öğrendik ve hala da öğrenmeye devam
ediyoruz” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Yeni iş alanlarına kayarken seviyesini aşmamak kaydıyla delegasyonun
önemli olduğunu, her geçen gün empati kurmanın nasıl bir fayda
sağladığını anladım. Son olarak da attığımız her adımda, ‘Bunun küresel
etkileri ne olur’ sorusunu sormayı, küresel ölçekte düşünerek karar
vermeyi öğrendim.”
Bilecik, yeni iş alanlarına kayarken grup olarak iki temel değişiklik
yaşadıklarını söylüyor: “Bunlardan biri, Y Kuşağı’nı temsilen daha fazla
kişiyle yönetim kademesinde çalışmaya başladık. Haliyle zaman zaman
onların hızına yetişmekte, farklı düşünce yapılarına aynı hızda uyum
sağlamakta zorlandık.~
Yine de deneyimle taze enerjinin muazzam bir sentezini yakalama
konusunda kendimizi geliştirdiğimizi söyleyebilirim. İkincisi de eskiden
daha çok eski yöneticiler olarak merkezi yönetimden çalışanlara doğru
bir akış olurdu. Bugün daha çok çalışanlarımızdan merkezi yönetime doğru
bir akış var.”
İŞİ EHLİNE TESLİM ETMEK GEREK
İttifak Holding, gıda, makine, inşaat, perakende, alışveriş merkezleri,
hayvancılık gibi çok farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerden.
İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz, birbirine
entegre gelişen farklı yatırımların kendisine farklı sektör disiplinleri
kazandırdığı görüşünde; “Çünkü her sektörün kendine özgü bir yapısı ve
ruhu var” diyor.
Bu süreçte en iyi öğrendiği şeyi, “Farklı notaları bir araya getirip
ahenk içinde çalan bir beste haline getirmek” şeklinde özetliyor. Bir de
tecrübeye ilişkin değerlendirmeleri değişmiş: “Tecrübeye her zaman
büyük önem veririm. Ancak artık daha çok, deneyimli ve tecrübeli biriyle
yeni ve heyecanlı birinin düşüncelerini birleştirmenin gerekliliğine
inanıyorum. Çünkü son 10 yıldaki değişim son iki bin yılda olan
değişimden daha fazla. O yüzden tecrübenin de bir yere kadar faydası
olur düşüncesindeyim” diye konuşuyor.
Grubun faaliyette olduğu sektörler birbirine entegre geliştiği için yeni
sektörlere adaptasyonda pek zorlanmadığını söyleyen Korkmaz, “Örneğin
ilk önce işe un üretimiyle başladık. Ardından un üretecek makine işine
girdik. Sonra gıda perakendesine yöneldik. Dolayısıyla birbirine entegre
gelişen her yeni sektör, İttifak sinerjisinin birer yapı taşı görevini
gördü” diyor. Korkmaz, aslında yeni sektörlere açılırken en önemli
noktanın “işi ehline teslim etmek” olduğuna da değiniyor ve şöyle devam
ediyor:
“Belli bir disiplin dahilinde hareket ettiğinizde ve işi ehline teslim
ettiğinizde yeni bir alana girmek zor değil. Yeni alanlar beraberinde
bazı riskleri de getiriyor ama belirttiğim gibi her işin de bir ustası
var. O yüzden kadroyu kurarken doğru seçimleri yapmak zor ve en
meşakkatli iş diyebilirim. Bu bağlamda artık ilk zamanlardaki mutfaktaki
tek adam halimden vazgeçtim. Yönetim kurulu başkanı olarak şimdi de
mutfaktayım, ancak artık yemek yapmıyorum, yemeğin sadece tuzunu kontrol
ediyor, kıvamına bakıyorum.”~ KİŞİSEL DEĞİŞİM YOK
Kimi liderler ise şirketleri adına büyük değişimlere imza atmalarına
rağmen, kişisel olarak hiç değişmediklerini söylüyor. Kütahya Porselen
Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral da bu isimlerden biri...
Köklü porselen sofra eşyaları üreticilerinden olan Kütahya Porselen,
1966’da adım attığı turizm sektöründe emin adımlarla ilerliyor. Güral,
bu yolculuğu şöyle anlatıyor: “İlk şehir otelimizi 1966, ikincisini
1976’da hizmete açtık. 1980’li yılların sonunda global turizm hamlesi
başlatıldı. Biz de ‘deniz kenarı otelleri’ sektöründeki yerimizi aldık.
Sonraları, bu otellerimizin tamamı kardeşlerimin oldu.
Ben ve çocuklarım deniz kenarında arsa bulamadığımız için ilk olarak
Kütahya’da, Harlek termal otelini belediyeden kiraladık, burada termali
öğrendik. Ardından Afyon’da termal otel kurduk. Aynı periyodda Sapanca
otelimizi Türk turizminin hizmetine sunduk. Hedeflerimiz arasında
İstanbul’da kongre turizmine paralel oteller inşa etmek var.”
Bu süreçte hiç değişmediğini söyleyen Güral. Kendisini her işin altından
kalkabilecek anlayışa uygun olarak yetiştirdiğini söylüyor ve
“Yeteneğim tartışılabilir ama kendime güvenim ve iş becerme azmim ve
kararlılığımın tartışılabileceğine dair bir işaret almadım çevremden. Bu
anlayış sayesinde, şimdiye kadar her işin üstesinden gelebildim” diyor.
HER VİRAJI GEÇTİK
Polisan Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Erol Mizrahi ise
değişimin kaçınılmaz, gelişimin ise isteğe bağlı olduğunu düşünüyor.
Holdingin bugün geldiği noktada boya, kimya, tarım, tekstil, lojistik
sektörlerinde faaliyet gösterdiğini ve tüm bu gelişime tanıklık ettiğini
belirtiyor ve “Bu gelişimden edindiğim kişisel öğretim; alışkanlıkların
esiri olmamak, değişimin gerekleriyle yüzleşmek ve kabullenmek,
proaktif olmak, statükocu tavır sergilememek, değişim ve devrim
yapacağım derken şirketi şirket yapan temel değerlerine dokunmamak” diye
konuşuyor.
Mizrahi, yeni bir alana giriş yaparken çok fazla zorlanmadığını
söylüyor. Karşılarına çıkan ufak zorlukları nasıl aştıklarını ise şöyle
anlatıyor: “Elbette şirketin büyüme sürecindeki manevralarda bazı zorlu
süreçler
yaşadık. Ancak tam bir takım oyunuyla, çalışma arkadaşlarımın da
görüşlerini ve uzmanlık desteklerini alarak her virajı geçmeyi başardık.
İnsan, daima sistemlerin üzerindedir.~
İşe ruhunu, deneyimini, vizyonunu katar ve geleceği daha iyi projekte
eder. Eskiyi ve yeniyi bir potada eritmeyi başardığımızı düşünüyorum.”
Mizrahi, 50’nci yılına yaklaşan Polisan Holding’in 37 yıllık çalışanı
olarak, değişimle ilgili çalışma arkadaşlarına sıklıkla yaptığı uyarıyı
şöyle özetliyor: “Her şey zamanında doğrudur ya da yanlıştır... Zaman
değişiyor, şirketlerin makro ve mikro ölçekteki ihtiyaçları, doğruları,
yanlışları da beraberinde değişiyor. Dünün doğrularına körü körüne
saplanan, değişimi içselleştiremeyen bir yönetim anlayışı şirketleri
felakete sürükler.”
ÖNCELİKLER DEĞİŞİYOR
Akü ve jant sektörünün liderlerinden olan İnci Holding bugün sigorta,
bilişim, lojistik ve atık yönetimi gibi farklı sektörlerde de hizmet
veriyor. İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci, bir şirketin
yönetimiyle bir grubun tümünün yönetiminin farklı düşünmeyi ve
planlamayı gerektirdiğini söylüyor. Ona göre bu süreçte hızlı düşünmek
ve bütüncül bir yaklaşımla şirketlerin birbiriyle olan etkileşimini göz
önünde bulundurmak şart. İnci, “Grubun strateji planının tüm
iştiraklerimizle birlikte hizalanarak iletişim içinde hayata geçirilmesi
gerekiyor. Ancak şirketlerin kendi kimliği ve yetkin olduğu alanlar da
göz ardı edilmemeli. Önünüze aynı anda farklı sektörlerden çözüm
bekleyen konular gelebiliyor. Bu duruma adapte olmak, geçişler yapmak ve
hızla analiz ederek doğru karar almak gerekiyor” diyor.
İnci’ye göre geçiş süreçlerinde en önemlisi kısa, orta ve uzun vadeli
strateji planları ve hedefleri belirlemek. Tabii bir de yapılan
çalışmaların kağıt üstünde kalmaması için iyi bir iç iletişim
gerekiyor.İnci, yeni bir alana kayarken en zorlandıkları konuları şöyle
sıralıyor: “Altyapı ve sistemi oluşturmak ve o alanlar hakkında bilgi
edinmek ve yetkin bir takım oluşturmak zaman alıyor. Bireyleri kendi
düşünce ve inançlarından bir üst seviyede düşünmeye ikna etmek ve bir
takımı motive etmek önem kazanıyor. Kimse inanmadığı bir işi başarılı
yapamaz.”
ETÜT VE FİZİBİLİTE ŞART
1970 yılından bu yana inşaat demiri ve alaşımlı çelik üreten İçdaş,
bugün enerji, tersane ve ulaşım sektörlerinde de hizmet veriyor. İçdaş
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bayram Yusuf Aslan, enerji sektörüne
ana işleri olan demir çelik üretiminde duydukları elektrik ihtiyacı
nedeniyle yöneldiklerini söylüyor. Ama kendileri için bu çok yeni
sektöre girerken en çok dünyada santral kuran firmaların çalışmalarını
izleyip, kontrol ve satın alma süreçlerini anlamanın zor geldiğini
belirtiyor. Aslan, geçiş sürecinde etüt ve fizibilitenin önemini fark
ettiklerine de değiniyor ve ekliyor: “Bu sektörlere girmeden, bugünü ve
geleceği hakkında çok fazla çalışma, etüt ve araştırma, fizibilite
yapmamız gerektiğini anladık.~
Çünkü bunlar yatırımı çok büyük paralar gerektiren, yanlışlıkları
affetmeyen sektörler. Bu nedenle yeni yapılan yatırımın 30-40 yılını
sorgulamak, etüt ve fizibilitesini mutlaka yapmak gerektiğini
düşünüyorum.” Türkiye’nin köklü tekstil üreticisi ve bugün 100’e
yaklaşan mağazasıyla perakende sektörü oyuncularından Çift Geyik
Karaca’nın icra kurulu başkanı Cüneyt Güneş ise geçiş süreci sonunda
tüketiciyle tanıştıklarını söylüyor. Güneş, bu tanışma sonunda
tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verirken vizyonlarını
geliştirdiklerini ve global bakış açısıyla dünyaca ünlü tasarımcılarla
çalışmaya başladıklarını anlatıyor ve ekliyor: “Belki de en önemlisi,
daha çok profesyonel istihdam ederek önemli kariyer sahibi kişilerle
birlikte çalışmaya başladık. Markamıza olan bu desteklerle şirketimizde
kurumsallık daha çok artmaya başladı. Yani bir anlamda bizlerde büyük
şirket yönetme mantığı gelişti diyebiliriz.”
"GÜÇLÜ LİDERLE HER ŞEY KOLAY”
ABDÜLKADİR KONUKOĞLU / SANKO HOLDİNG YKbT^B
HEMEN UYUM SAĞLARIM
Ben tüm sektör geçişlerimizde lider olarak kendim de geliştim. Yeni bir
sektöre girdiğimizde, zaten önemli sayılabilecek bir hazırlık dönemini
geride bırakıyorum. Yeni duruma çok kısa sürede uyum sağlar ve yol
alırım. LİDERLİK MİSYONUM GÜÇLENDİ
Her gelişme, lider olarak bana farklı donanımlar kazandırdı. Genişleyen
ilgi alanım ve artan bilgi kapasitem sayesinde bulunduğum her ortamda
liderlik misyonumu güçlendirdi. Holdingin genişlemesi sırasında internet
ortamından ve bilgi çağının nimetlerinden daha çok faydalanmaya
başladık. DENEYİM ÖNEMLİ
Geçiş sürecinde yaşanan zorlukları ise güçlü bir liderin aşmaması için
bir neden yok. Bilmediğin her alanda zorlanırsın. Ama zaten sizde
liderlik özellikleri varsa ilk başta zor olan o konuları çok kısa sürede
deneyimleriniz ışığında kolaya çevirirsiniz.
EROL BİLECİK / INDEX GRUP CEO
“Y KUŞAĞININ GİYİMİNE ALIŞAMADIK”
GENÇLER ZORLADI
Yeni bir sektöre geçiş sürecinde en çok zorlandığım konu yönetim
kademelerinde yeni yeni etkin yer alan Y kuşağının alışkanlıkları.
Gençlerimize daha sabırlı olmaları gerektiğini, basamakları 4'er 4'er
değil, en azından 1 'er 2'şer çıkmaları gerektiğini öğretmek konusunda
zorlandık.~ EMPATİ ÖNEMLİYDİ
Y kuşağının çalışma hayatında bize kazandırdıklarının farkındaydık. Yeni
nesille empati kurmamız gerektiğini de biliyorduk. Ancak zaman zaman
giyim, kuşam alışkanlıkları konusunda onlarla ayrı düştüğümüzü gördüm. VERİMLİ ÇALIŞMAK ÖNEMLİ
Bir de eskiden çok çalışmak el üzerinde tutulurken, günümüzde verimli
çalışmak önemli hale gelmiş durumda. Bu ikisi arasında ince bir çizgi
var elbette ama verimli çalışma prensiplerini kazandırma konusundaki
girişimlerimiz, şu anda üzerinde çalıştığımız konulardan bir tanesi.
HİLMİ KAYHAN / SÖKTAŞ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI
“YATIRIM VE HAZIRLIK DÖNEMİ ZORLADI”
İKİ SEKTÖR ÇOK FARKLI
1971'den beri Türkiye tekstil sektörünün öncülerinden olan Söktaş Grubu,
2011 'de "Moova” markasıyla süt ve peynir işine girdi. Söktaş Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı ve Moova Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi
Kayhan, iki sektörün dinamiklerinin çok farklı olduğunu söylüyor.
Kayhan, "Tekstilde B2B bir iş yürütmekteyken, Moova ile birlikte
ürünlerini son tüketiciye sunan bir marka yarattık. Gıda işi tüketici
sağlığını direkt etkilediği için beraberinde çok daha büyük bir risk ve
sorumluluk getiriyor” diyor. ORGANİZASYON YAPISI FARKLI
Kayhan bir de gıda işinin tekstile göre çok daha farklı bir organizasyon
yapısı gerektirdiğini söylüyor. "Özellikle son tüketici markası
olduğundan satış noktası anlamında çok daha geniş bir satış ve dağıtım
ağına ihtiyaç duyuluyor. Tüm bu değişimi yönetebilmek için bir lider
olarak yepyeni bir sektörün dinamiklerini öğrenmek, adapte olmak ve yeni
bakış açıları geliştirmek çok önemli” diyor. ÇOK BÜYÜK YATIRIM SURECİ
Geçiş döneminde Kayhan'ı en çok zorlayan ise yatırım ve hazırlık dönemi
olmuş: "Moova tamamen start-up bir iş. Bu yüzden arka planında
çiftliğimizle, fabrikamızla ve laboratuvarlarımızla çok büyük bir
yatırım süreci gerektirdi. Sanıyorum süreç olarak uzun ve detaylı olması
bakımından ve grup olarak bizim mükemmeliyetçi tavrımızı de hesaba
katarsak bizleri en çok zorlayan yatırım ve hazırlık dönemi oldu.”
EMİN HİTAY / HİTAY YATIRIM HOLDİNG BAŞKANI
"HER ZAMAN SIFIRDAN BAŞLARIM”
GENİŞLEME SÜRECİ
1980 yılından beri Türkiye'nin önde gelen yatırım gruplarından biri olan
Hitay Yatırım Holding, bugün bilgi teknolojileri, finansal hizmetler,
ödeme sistemleri ve gayrimenkul sektörlerinde hizmet veriyor.~
Türkiye'nin ilk internet bazlı spor bahis ve şans oyunları platformu
Bilyoner'de Hitay'ın yüzde 20 payı var. Hitay Yatırım Holding'in
kurucusu ve Başkanı Emin Hitay, yaşadıkları genişleme süreciyle ilgili
şunları anlatıyor: PROFESYONELLERE TESLİM
"Şirketlerimi kurarken işe her zaman sıfırdan başlarım. Şirket belli bir
konuma geldikten sonra da profesyonel ellere teslim etmeyi tercih
ederim. Şu anda Hitay Yatırım Holding bünyesinde 8 ayrı şirket var ve
hepsinin de ayrı yönetim kadrosu mevcut. Bu şirketlerin iş ve işleyişine
müdahale etmem. Ancak desteğime ihtiyaç duydukları her an yanlarında
olurum. Bir de ayda bir toplantı yapar; hedefleri, gerçekleştirilen
bütçeleri ve yeni projeleri görüşürüm. Yöneticilerime güvenirim ve çok
önemli bir durum olmadığı sürece günlük iş akışlarına dahil olmam.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?