Daha az su ve enerji harcayan yeni teknolojiler geliştirmek için AR-GE ve İnovasyon çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini belirten BSH CEO’su Norbert Klein, “yaşamı kolaylaştırdığı gibi enerji verimli olmasıyla çevrenin korunmasına da katkı sağlayan ürünler geliştirmeye, tüketicilerin hayatında fark yaratmaya devam edeceğiz. Bu alanda çıtayı her gün biraz daha yükselterek sektördeki öncü konumumuzu korumayı amaçlıyoruz” diyor. Bugün, hepimizin farkında olduğu gibi tüketicilerin çevresel sorunlar hakkında farkındalığı ve hassasiyeti büyük bir artış gösteriyor. Tüketici satın aldığı ürünlerin dünyamıza zarar verip vermediğini ya da sürdürülebilir yaşa mı destekleyip desteklemediğini bilmek istiyor.
Bu talep karşısında şirketler de artık sadece iyi ve kaliteli ürün imal etmenin yeterli olma dığının ayrımına varıyor. iklim değişik liği ve her geçen gün artan kaynak sıkıntısı nedeniyle de teknoloji üreticilerine büyük sorumluluk düşüyor. BSH olarak bu konudaki çalışmaları sayesinde, 2008 yılında Alman Sürdürülebilirlik Ödülü’nü alan ilk şirket olduklarını, 2010 yılında ise iklim ve Çevre Yenilik Ödülü’ne layık görüldüklerini söyleyen BSH CEO’su Norbert Klein, “Bu ödüller bizim çalışmalarımızın aynası olarak yer alıyor. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için BSH grubu sürdürülebilirlik çalışmalarını sürdürmeye ve tüketicilerin güvenle teknolojiyi kullanmalarına olanak sağlamaya devam edeceğiz” diyor. Klein sürdürülebilirlik üzerine yönlendirdiğimiz diğer sorularımızı ise şöyle yanıtlıyor:
Sürdürülebilirlik stratejinizin özünde ne var?
BSH Ev Aletleri olarak, kurulduğumuz günden bu yana doğal kaynakların korunmasına katkı sağlamak amacıyla enerji verimliliği yüksek ürünlerin geliştirilmesine öncelik veriyoruz. Ürettiğimiz cihazların, benzer ürünlere oranla daha az enerji tüketmesinin temel farkını da bu yaklaşımın oluşturduğunu söyleyebiliriz. Doğaya saygılı çevre misyonumuz, bütün faaliyetlerimizi şekillendiren sürdürülebilir gelişim felsefemizin anahtarını oluşturuyor.~
Başarımızı sürekli kılmak için ise yatırımlar yaparken, çevremizi korumaya özen gösteriyor, hem üretim tesislerimizdeki hem de ürünlerimizdeki olası olumsuz etkenleri azaltmaya önem veriyoruz. Ürün geliştirmeden üretime, kullanımdan geri dönüşüme kadar değer zincirinin her aşamasında doğal kaynak tüketimini en düşük seviyeye indirmeye çalışıyoruz. Sürdürülebilir üretimde kilit etmenlerden en önemlisinin inovasyon yaratmak olduğunun bilincindeyiz. Dolayısıyla üretimde yenilikçi çözümlerle çevre koruma standartlarını yükseltmeyi hedefliyoruz. Sürekli olarak geliştirdiğimiz Ar-Ge yatırımlarımızla sürdürülebilirlik hedeflerimizi destekliyoruz.
Sürdürülebilirlik stratejinizi açar mısınız?
Bütün faaliyetlerimizi şekillendiren sürdürülebilir gelişim felsefemizi ise doğaya saygılı çevre misyonumuz oluşturuyor. Öte yandan, bir ev aletinin kullanım sırasında tükettiği enerjinin, su ve temizlik malzemelerinin, ürünün kullanım ömrü boyunca çevre üzerinde bıraktığı etkinin yüzde 90’ından fazlasını oluşturduğu biliniyor. Evlerde sarf edilen elektriğin yüzde 65’inin ev aletleri kaynaklı olması, enerji tasarrufu ve doğal kaynakların korunması gibi konuları BSH için daha da önemli hale getiriyor. Bu tüketimin yarıya yakınını soğutucular, geri kalanın önemli kısmını ise diğer büyük ev aletleri gerçekleştiriyor. Bunu göz önüne aldığımızda, enerji ve su verimliliğinde en ileri teknolojiyi yaratmanın BSH’nin dünya için yapabileceği en önemli şey olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten hareketle BSH mühendisleri her gün ürünlerin kullanım kolaylığını ve performansını artırmak ve aynı zamanda da elektrik ve su tüketimlerini daha da azaltmak için yeni teknik fikirler ve inovasyonlar üzerinde çalışıyor.
Bugüne kadarki sürdürülebilirlik çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını aralıksız sürdürerek, yeni teknolojileri daha az su ve enerji harcayarak müşteri beklentilerini karşılayan ürünlere dönüştürmeyi en önemli hedefimiz olarak belirledik. Bu doğrultuda da, Ar-Ge yatırımlarımıza büyük önem veriyoruz. BSH Grubu yıllık cirosunun yüzde 3’ünü Ar-Ge yatırımlarına ayırıyor ve bunun sonucunda günde en az üç patentli yenilik geliştiriyor. Geliştirdiğimiz inovatif teknolojiler sayesinde ürünlerimizin enerji verimliliğini artırarak hem doğal kaynakların korunmasına hem de tüketicilerin tasarruf sağlamasına yardımcı oluyoruz. Örneğin; Zeolit® kurutma teknolojisi ile donatılan bulaşık makineleri enerji verimliliğinde kendi sınıfındaki en yakın rakibinden yüzde 30 daha fazla verim sağlıyor. I-DOS teknolojisiyle donatılmış, akıllı sensörleri sayesinde çamaşırların kumaş tipini, kirini ve miktarını, suyun sertliğini hesaplayan çamaşır makineleri ise optimum su, elektrik ve deterjan kullanımı sağlayarak, 1990 yılında üretilmiş bir çamaşır makinesine nazaran yüzde 67 oranında daha az su harcıyor.~ Son yıllarda enerji tasarrufuna yönelik birçok ürün geliştirdiğinizi biliyoruz...
Son 15 yılda, enerji sarfiyatının buzdolaplarmda yüzde 73, çamaşır makinelerinde yüzde 53, bulaşık makinelerinde yüzde 50, fırınlarda yüzde 43, kurutucularda ise yüzde 62 oranında azaldığını gözlemliyoruz. Ayrıca çamaşır makinelerinde yüzde 35 ve bulaşık makinelerinde ise yüzde 60’a varan oranda su tasarrufu sağlanmış durumda. Öte yandan, fırınlarımızda kullanılan Hot Air Eco teknolojisi ile yüksek oranda enerji tasarrufu sağladık. Buzdolaplarımızda ise düşük enerji tüketimine katkıda bulunan akıllı bir elektronik kontrol sistemi sayesinde A+++ enerji verimliliği sağlandı. Bu çalışmalara ek olarak kolay ve hızlı kullanılabilir, yüksek güvenilirlikli ve kaliteli ürün geliştirmek Ar-Ge departmanımızın en önemli gündem maddeleri arasında yer almakta. BSH Türkiye için bir gurur kaynağı olan ve tamamen buradaki Ar-Ge çalışmalarımızla geliştirilen bir soğutucu grubumuz mevcut. Projenin en önemli özelliği tüm ürünlerin yüzde 60 daha fazla enerji verimliliği sağlıyor olması.
Sürdürülebilirlik konusunda geleceğe dönük hedefleriniz neler?
Bugün ürün satın alınırken, enerji korunumundan karbon emisyon miktarına ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarına kadar pek çok özellik gözden geçiriliyor ve sorgulanıyor. Bilinçli tüketicilerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap vermek için üretimden satış sonrası hizmete açılan geniş bir yelpazede 360 derecelik planlamalar çerçevesinde hareket etmek gerekiyor. BSH olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımızı tüketicinin değişen algısı ve beklentileri üzerinde kurguladık. Tüketicinin sürdürülebilir üretim modeli ile üretilen ürünlere gösterdiği ilgi, doğal olarak satış rakamlarına da olumlu şekilde yansıyor. Bu kapsamda yaşamı kolaylaştırdığı gibi enerji verimli olmasıyla çevrenin korunmasına da katkı sağlayan ürünler geliştirmeye, tüketicilerin hayatında fark yaratmaya devam edeceğiz. Bu alanda çıtayı her gün biraz daha yükselterek sektördeki öncü konumumuzu korumayı amaçlıyoruz.
Bu alanda yaptığınız çalışmalar şirketin iş sonuçlarına nasıl katkıda bulunuyor?
BSH çatısı altında tüm operasyonel süreçlerimizi sürdürülebilirlik, inovasyon ve enerji verimliliği ilkeleri etrafında şekillendiriyoruz. Aslında bu ilkeleri de karlılık hedefine katkı sağlayan maddeler olarak da kabul edebiliriz. Bu kapsamda da, doğal kaynakların verimli kullanımını ve enerji tasarrufunu gözeterek geliştirdiğimiz ürünler tüketiciler tarafından daha fazla tercih edilmemizi sağlıyor. Üstelik doğal olarak karlılığımızı artırmamıza ve BSH markasıyla yeryüzüne olan etkimizi minimumda tutmamıza olanak veriyor.~ Global ve yerel çapta gerçekleştirdiğiniz başarılı çalışmalardan örnek verebilir misiniz?
BSH tarafından üretilen ürünlerin sahip olduğu yenilikçi teknoloji ve tasarımlar onları etkili çözümler haline getiriyor. Örnek vermek gerekirse, IFA 2013 Fuarı’nda tanıtılan yenilikçi hava yoğuşmalı kurutma teknolojisi, kurutmalı çamaşır makinelerinde su kullanmadan çamaşır kurutmayı mümkün kılıyor. Kurutma işlemi hava yo-ğuşma işlemiyle yapıldığı için, kurutucu içerisindeki sıcak hava su ile değil, soğuk hava ile soğutuluyor. Bu da azami verim sağlayarak bir kurutmada 40 litreye kadar sudan tasarruf ettiriyor.
Çamaşır makineleri ve kurutucuların en ideal biçimde çalışması için BSH çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Öte yandan, fırınlara özel olarak hayata geçirilen EcoClean sistemi sayesinde ise vakit alan temizlik işleri sona eriyor. Fırının iç yüzeylerindeki mikro seramik küreciklerden oluşan özel bir kaplama sayesinde, kızartma ya da pişirme esnasında kir tabakası otomatik olarak emiliyor ve tüm kokularla birlikte oksidasyon sürecinde yok oluyor. Bu yüzey ısıtıldığında ise kendini yeniliyor ve fırının çalışma ömrü süresince her zaman iş görüyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?