Hisse ağırlığı artırılmalı

Tuncay Karahan’ın piyasa tahminleri ve yatırımcılara önerileri şöyle...

16.10.2018 12:25:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hisse ağırlığı artırılmalı

Borsa Ağustos ayında yaşanan dalgalanmalarla birlikte gelişmekte olan ülke piyasalarına göre yüzde 50 iskontolu hale geldi. Siyasi tarafta düzelme olması halinde hızlı bir toparlanmanın olacağını söyleyen Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü KARAHAN, portföyde ağırlığın hisse senedinde olmasını öneriyor. Hisse seçiminde ise döviz kurundaki hareketten az etkilenenleri öneriyor.

Ağustos ayı, piyasalar oldukça hareketli günlere sahne oldu. Özellikle ABD ile Türkiye arasında yaşanan Rahip Brunson krizi nedeniyle döviz ve faiz cephesinde yaşanan spekülatif ataklar, bayram tatili sonrasında şimdilik durulmuş görünüyor. Ancak, gelinen seviyelerin, enflasyon, büyüme gibi başlıklarda bazı etkilerinin olacağı da muhakkak. Bundan sonraki süreçte ana gündem, ABD ile ilişkiler olmayı sürdürecek. Bununla birlikte hükümetin orta vadeli programla ilgili açıklamaları da yatırımcının gündeminde olacak. Gelinen seviyeler itibarıyla hisse senedi piyasasının çok ucuzladığını söyleyen Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan, ağırlığı hisse olan bir portföy öneriyor. Burada da dövizdeki dalgalanmalardan daha az etkilenen şirketlere vurgu yapıyor. Tuncay Karahan’ın piyasa tahminleri ve yatırımcılara önerileri şöyle: 

Borsanın gelinen seviyelerle birlikte yerini durumunu nasıl görüyorsunuz?

 BİST-100 Endeksi, uzun vadeli periyotta bakıldığında 2009 yılından itibaren başlayan yukarı yönlü trendin destek seviyesine yakın bir seyirde. Aynı şekilde endekse dolar bazlı bakıldığında ise 2008 yılındaki dip seviye test edildi ve buradan bir tepki aldı. Bankacılık endeksi de yine TL bazında 2003’ten bu yana devam eden yükseliş trendinin desteğini test ediyor. Piyasaya buralardan tepki geldi ve bankacılık endeksin Fiyat/Kazanç oranı 3,2 ile tarihin en düşük seviyelerini gördü. Bunun dışında MSCI Türkiye Endeksi ile MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi arasında oluşan negatif ayrışmayı iki endeksin Fiyat/ Kazanç oranıyla değerlendirdiğimizde Türkiye yaklaşık yüzde 50 iskontolu işlem görüyor. 

 Döviz ve faiz piyasasındaki gelişmelere ilgili Merkez Bankası hangi adımları atmalı? 

 Son dönemde, hem yurt içinde hem diğer gelişmekte olan ülkelerde yaşanan gelişmelerin piyasalar üzerinde etkili olmaya devam ettiği görülürken yurt içinde döviz ve faiz cephesinde oynaklığın arttığına şahit olduk. BDDK ve TCMB tarafından atılan adımlar özellikle, TL varlıklar üzerinde tansiyonu bir miktar da olsa düşürdü. Uzun bayram tatili sonrasında da FED tarafından gelen güvercin açıklamaların da etkisiyle piyasalar sakin bir seyir izlese de kur tarafında yukarı yönlü eğilimin devam etme isteğinde olduğu gözleniyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) 13 Eylül tarihinde gerçekleştireceği Para Politikası Toplantısı’nda kısa vadeli tahvil getirisinde yaşanan yukarı yönlü eğilimin etkileriyle para politikasında ilave sıkılaştırma tedbirleri alabileceğini düşünüyoruz. 

 Döviz kurlarında geri çekilmelerin devamı gelir mi? 

 Yurt içinde ABD ile yaşanan gerilim kaynaklı yüksek seviyelerde seyretmeye devam eden döviz kurunda; bu alanda gerilimi düşürecek herhangi bir gelişme olmadığı müddetçe; yukarı yönlü isteğin etkisini sürdürmesini bekliyoruz. 

Gösterge faizde beklentiniz nedir? Faiz tarafında hangi yatırım araçları öne çıkar?

 Yurt içinde risklerin devam etmesi, kredi derecelendirme kuruluşlarının devam eden not indirim hamleleri, döviz swap işlemlerinin banka öz kaynaklarının yüzde 25’iyle sınırlandırılması faizin yüksek seyretmesinde etken. Ayrıca yüksek seyretmeye devam eden CDS kredi risk swapı, gösterge faizin yüksek seyrini korumasına neden oluyor. Bahsettiğimiz bu gelişmelere dair somut ve olumlu bir gelişme olmadığı sürece faizlerdeki yukarı yönlü eğilimin sürmesini muhtemel görüyoruz. 

 Altın tarafında yıl sonuna kadar beklentiniz nedir? Hem ons hem gram/TL tarafında… 

 Ons altın geçtiğimiz dört aydan bu yana jeopolitik gelişmelerden etkilenmeden düşüşüne devam etti. Gelişmiş ülke merkez bankalarının son zamanlarda altına olan talebindeki azalış ve Çin’in mücevher alımlarını düşürmesi ve doların FED’in faiz artırım beklentisi nedeniyle gücünü koruyor olması, bu düşüşün etkenleri arasında yer alıyor. Yaşanan bu düşüşte 1.160 dolar düzeyinde destek bulan altın fiyatları da, Powell’ın son açıklamalarının güvercin bulunması nedeniyle, yeniden 1.200 dolar seviyelerini test etti. Bu açıdan altının yönünü önümüzdeki günlerde FED’in belirleyebileceğini söylemek yanlış olmaz. FED, kademeli faiz artırımlarına ara verecek güçlü bir sinyal verirse ons altın için yönün yukarı olmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Anlamlı bir yükseliş yaşanabilmesi için hem 1.200 dolar üzerinde bir kalıcılık hem 1.240- 1.250 dolar bandının üzerine bir geçişin görülmesi gerekiyor. Böyle bir durumda ons altın yılsonuna kadar 1.300 doları görebilir. Gram altın ise Türk Lirası’ndaki zayıflığın devam etmesiyle birlikte yukarı yönlü isteğini sürdürüyor. Ons altında olası bir toparlanma Türk Lirası’ndaki zayıflıkla birleşirse gram altında yeniden 260-270 TL seviyelerinin görülmesi mümkün olabilir. 

 Bu dönemde portföyde ağırlık hangi yatırım araçlarına verilmeli? 

 Hisse senedi piyasasının yüksek oranda iskontolu olduğu görülüyor. Önümüzdeki süreçte diplomatik ve siyasi gelişmelerde bir çözüme ulaşılabildiği takdirde en hızlı toparlanma borsa tarafında olur ve ucuz olması bakımından banka hisselerinde hareketlilik öne çıkar. Bu nedenle önümüzdeki süreç için en yüksek ağırlığın hisse senedine verilmesini öneriyoruz. Portföy dağılımı yüzde 45 hisse, yüzde 25 altın, yüzde 15’en TL mevduat ve dolar olabilir.

~


PİYASALARIN İZLEYECEĞİ 7 ANA GÜNDEM

1 Halen bir çözüme kavuşmamış olan ABD-Türkiye arasındaki gerilime dair gelişmeler etkili olmayı sürdürecek.
2 Merkez Bankası’nın 13 Eylül tarihindeki Para Politikası Kurulu toplantısından çıkacak kararlar da Türk Lirası’nın akıbeti açısından önemle takip edilecek.
3 Geçtiğimiz 4-5 aylık süreçte dolardaki güçlü yukarı yönlü ivmenin ülke ekonomisine vereceği tahribatın boyutları da sonbaharda daha yakından izlenmeye başlayacak.
4 Açıklanması beklenen Orta Vadeli Program ve Stratejik Plan da piyasaların önemle takip edeceği bir başka gelişme olarak karşımızda duracak.
5 Trump’ın Çin, Rusya, İran, AB Bölgesi ve Türkiye’ye yönelik gümrük vergisi ve diğer yaptırımların etkileri yakından izlenecek. Bu konuda en önemli olanı ise 4 Kasım’da İran’a başlayacak olan ikinci tur ve daha geniş kapsamlı yaptırımlar olacak.
6 İran ile Türkiye’nin 2017’de 10,7 milyar dolar civarında gerçekleşen ticaret hacmi, yoğunlukla petrol-doğal gaz alımı şeklinde gerçekleşti. Türkiye’nin bu yaptırım kararına gerçekleşen yüksek enerji ithalatı nedeniyle uyması beklenmiyor.
7 ABD tarafında 6 Kasım’da yapılacak kongre ara seçimleri hem ABD Kongresi hem Donald Trump yönetimi açısından yüksek önem taşıyor. Bunun sonuçları dolar üzerindeki baskıyı artırabilecek bir unsur olarak takip edilecek.



“YEDİ HİSSE ÖNERİYORUZ” 


Kurum olarak dövizdeki yüksek oynaklığın sürdüğü şu günlerde net döviz pozisyonu bakımından fazla veren veya satış gelirleri dolar bazlı olan şirketlerin, kur riski kaynaklı olası net kâr kaybından diğer şirketlere göre daha az etkilenecek olması nedeniyle seçilmesini öneriyoruz. Bu anlamda önerilebilecek hisseler arasında Şişecam, Soda Sanayi, Enka İnşaat, TAV, Tekfen, Erdemir ve Aselsan hisselerini bir adım öne çıkarıyoruz.



YIL SONU MAKRO BEKLENTİLER 


 Büyümenin yüzde 3,5-4 bandında olmasını bekliyoruz.
 Enflasyon tarafındaki baskı, kur artışları nedeniyle sürecek. Yıl sonu için yüzde 16-18 bandında bir enflasyon olacağını tahmin ediyoruz.
 Cari açık ise kur artışlarının etkisi sonucu ithalatın azalmasıyla 50 milyar doların altına gerileyebilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz