Enerji verimliliği çok önemli

Bora Tuncer, enerjinin verimli kullanımının, enerjisinin büyük bir kısmını dışarıdan sağlayan ve büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye için de son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor.

18.03.2014 07:22:460
Paylaş Tweet Paylaş
Enerji verimliliği çok önemli
Dünya enerji devi Schneider Electric kendisini global bir enerji yönetim uzmanı olarak konumlandırıyor. Dünyadaki üç ana trend olan şehirleşme, endüstriyelleşme ve dijitalleşmenin oluşturduğu sorunların çözüm noktasında bulunan şirket, bir taraftan enerji verimliliğinin bir taraftan da daha akıllı şehirlerde ihtiyaç duyulacak teknolojk altyapıların yolunu açıyor.

Schneider Electric Türkiye Genel Müdürü Bora Tuncer, bir lambayı yakmak gibi en basit enerji ihtiyacından tamamen akıllı hale getirebildikleri şehirlere kadar birçok farklı alanda geniş bir ürün ve hizmet portföyüne sahip olduklarının altını çiziyor. Enerji alanında bilinçli kullanıcılar yetiştirmek için enerji üniversitesi projesine de ağırlık verdiklerini kaydeden Tuncer, Türkiye'de 3 bin kişinin projeye katıldığını belirtiyor.

Dünya genelinde enerji ihtiyacı sürekli olarak artarken, buna karşılık kaynaklar gitgide azalıyor. İşte bu noktada enerji verimliğinin önemi giderek daha da büyüyor. Enerji verimliliği konusunda 3 alanda faaliyet gösteren Schneider Electric, önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.

Schneider Electric Türkiye Genel Müdürü Bora Tuncer, enerjinin verimli kullanımının, enerjisinin büyük bir kısmını dışarıdan sağlayan ve büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye için de son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Tuncer bu konuda yapılacak çalışmalarla Türkiye'nin çok önemli kazanımlar elde edeceğinin altını çiziyor.

Schneider Electric enerji sektörünün hangi kollarında faaliyet gösteriyor?
Global olarak dünya genelinde 3 temel trend var: Şehirleşme, endüstriyelleşme ve dijitalleşme. 2050 yılında kentsel nüfusun 2 katına çıkması ve ekonomik büyümenin büyük kısmının gelişmekte ve büyümekte olan ekonomilerde yaşanması bekleniyor. Birçok insanın orta sınıf yaşam standardına ulaşmasıyla birlikte kişi başına daha fazla kaynak tüketilecek. Bu daha fazla endüstriyelleşme demek aslında. ~

Akıllı şebeke ve akıllı şehirler aracılığıyla akıllı cihazlardan makine iletişimine kadar her alanda akıllı sistemler daha fazla kullanılıyor ve bunun sonucu olarak dijitalleşme giderek artıyor. Bugün itibarıyla 750 milyon kişi sosyal ağlarda aktif. Bu trendler enerji verimliliği, akıllı şebekeler ve sürdürülebilirliği daha fazla şehirler kurma konusunda geliştirilecek teknolojileri işaret ediyor.

BT ve enerji teknolojilerinin yakınlaşması ve yenilenebilir enerjinin satın alınabilir hale gelmesiyle birlikte, enerjiden sistematik olarak tasarruf edilebilen, yeni bir dünyanın kapıları aralanmış oldu. Kullanıcılar, iş liderleri ve kamu hizmetleri, daha fazla tasarruf etmek, daha temiz enerjiyi paylaşmak ve daha verimli kentler yaratmak için birlikte çalışmak durumundalar. Kendisini global bir enerji yönetim uzmanı olarak konumlandıran bir şirket olarak bu bağlamda kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Çünkü şu anda dünyada görülen işte bu 3 ana trendin oluşturduğu sorunların çözümü bizim ana faaliyet alanımız.

İş modelinizi nasıl yürütüyorsunuz?
İki ana eksende yürütüyoruz. Kısa vadede enerji maliyetlerini ve tüketimini kontrol altına almak üzere aktif enerji verimliliği çözümlerimizi pazarla buluşturuyoruz, orta vadede ise yenilenebilir enerjinin de kullanıldığı daha akıllı şehirlerin ve geleceğin şehirleşen dünyasında ihtiyaç duyulacak teknolojik altyapıların yolunu açıyoruz. Burada kullanılan
teknolojilerle, şehirleşmenin getirdiği artan pik talebi, kapasitenin verimsiz kullanımı, hava kirliliği, trafik sıkışıklığı, enerji kaynaklarına erişimdeki zorluk gibi birtakım sorunlara çözüm bulunuyor ve bu şehir tüm dünyaya bu anlamda model oluyor.

Dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 72’lik kısmı için, yani ulaşım dışında kalan diğer tüm pazarlara enerji verimliliği çözümleri sunuyoruz. Hem bina, hem de sanayi tesislerine enerji verimliliği konusunda danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bir lambayı yakmak gibi en basit enerji ihtiyacından tamamen akıllı hale getirebildiğimiz şehirlere kadar birçok farklı alanda geniş bir ürün ve hizmet portföyüne sahibiz.~

Schneider Electric'in Türkiye'deki ekonomik büyüklüğü nedir?
Türkiye’de İzmir-Çiğli, Gebze ve Manisa’daki toplam 4 üretim tesisiyle Türk ekonomisine ve istihdama katkı sağlıyoruz. Bugün Türkiye'de, 2 bine yakın çalışanımız, 200 bayi ve ortağımız, 18 satış büromuzla faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’nin Schneider Electric için global bir üretim ve ihracat üssü olduğunu gururla söyleyebilirim.

İzmir-Çiğli ve Manisa Fabrikalarımızdan dünyanın birçok ülkesine ihracat gerçekleştiriyoruz. 2010 yılında faaliyete geçen Manisa Fabrikamızda, üretimin yüzde 85’ini Avrupa’nın birçok ülkesine ihraç ederken Kuzey Afrika ve Güney Amerika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya ihracat yapıyoruz.

Türkiye'de geliştirilip dünya pazarlarına sunulan ürünleriniz var mı?
Manisa Fabrikamız, aynı zamanda önemli bir Ar-Ge merkezi olma özelliği de taşıyor. Tamamıyla Türk mühendislerinin eseri olan ürünlerimiz var. Tüm dünyaya ve Schneider Electric Global’e hizmet veriyor olmak ve bazı ürünleri dünyada sadece Manisa’da üretiyor olmak, sektördeki konumumuzu gün geçtikçe güçlendiriyor.

Enerji üniversitesi projeniz nasıl gidiyor?
Enerji alanında bilinçli kullanıcılar yetiştirerek, enerjinin verimli ve doğru bir şekilde kullanılmasını amaçladığımız Enerji Üniversitesi projemiz, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ilgi ile takip ediliyor. İnternette www.myenergyuniversity.com adresinden erişilerek ücretsiz olarak kayıt yaptırabilen katılımcılar, kursların sonunda çevrimiçi profesyonel Enerji Yöneticisi Sertifikası almaya hak kazanıyor. ~

Programa katılanlar, 12 dilde ve yaklaşık 150 farklı başlık altında enerji verimliliği ve yönetimi konusunda en yenilikçi bilgileri ediniyorlar. ABD'deki en eski enerji eğitim programı olan Institute of Energy Professionals ile birlikte geliştirilen ve tamamen ücretsiz olan Enerji Üniversitesi’ne 2010 yılından bu yana 165’ten fazla ülkede 165 bin kullanıcı katıldı. Türkiye’deki kullanıcı sayısı ise 3 bini aştı.

Schneider Electric'in enerji verimliliği konusundaki çalışmaları neler?
Enerji verimliliği konusunda 3 alanda faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan ilki, enerji verimliliği danışmanlık şirketi olmamız nedeniyle sunduğumuz enerji etütleri ve arkasından geliştirdiğimiz tasarruf potansiyeli ortaya çıkartıcı çalışmalar. İkincisi, Uzaktan Enerji İzleme Sistemleri. Üçüncüsü ise Enerji Üniversitesi.

Enerji Verimliliği Danışmanlığı belgesiyle bina ve sanayi sektörleri için enerji etüdü, enerji verimliliği danışmanlık hizmetleri ve enerji verimliliğini artırıcı projelerin geliştirilmesi ve uygulaması hizmetleri sunuyor; enerji ve altyapı, endüstri, bina ve veri merkezleri pazarlarında aktif enerji verimliliği çözümlerini etkin bir şekilde uyguluyoruz.

Enerji izleme sistemlerini ise enerji izleme ve uzaktan enerji izleme şeklinde 2 grupta topluyoruz. Yerinde enerji izlemede analizörler kullanılarak veriler işletmenin kendi server’larına aktarılır ve bir yazılım aracılığıyla teknik personelin verileri analiz etmesi sağlanır. Uzaktan izlemede ise Schneider Electric, söz konusu verileri kendi data merkezine toplayarak bir anlamda hosting hizmeti vererek analizleri yapar, verileri işler.

Tüketici, internete erişebildiği herhangi bir noktadan işlenmiş olan verilere ulaşabilir. Yerinde izlemede daha çok server güncellemeleri, yazılım güncellemeleri söz konusudur. Uzaktan izlemede ise saydığım bu işler Schneider Electric tarafından yapılır. Uzaktan izleme sistemini kampus binaları, alışveriş merkezleri gibi zincir yapılara öneriyoruz.~

Türkiye'deki enerji sektörüne baktığınızda nasıl bir resim görüyorsunuz?
Bugün bir yandan enerji ihtiyacının sürekli olarak arttığı ve buna karşılık kaynakların gitgide azaldığı bir dünyayı konuşuyoruz. Diğer yandan küresel iklim değişikliklerinin önüne bir set çekmek durumundayız. Bu ise ancak karbon emisyonlarımızı azaltmak üzere radikal önlemler almakla mümkün olabilir. Evet bu hepimizin bildiği bir gerçek. o halde neden bir adım atmakta zorlanıyoruz. Aslında bu toplam bir paradigma değişikliği gerektiriyor. Belki de tespitini net olarak yapmak zorunda olduğumuz gerçeklik bu.

Bu paradigma değişikliğinin gerçekleştirilmesinde iş dünyası çok önemli sorumluluklar üstlenmek durumunda. Çünkü iş dünyası ulusal ve uluslararası örgütlü çalışmalarıyla yeniliklere her zaman açık ve çağın gelişmelerine daha hızlı uyum sağlama yeteneğine sahip.

İş dünyası bu gerçekliğin bir gereği olarak pozisyonunu alırken, pazardaki müşteri beklentilerinin de aynı paralelde seyrettiğini gözlemlemek mümkün. Artık müşteriler ihtiyaçlarını karşılarken sürdürülebilirlik kriterini seçimlerinin ana unsuru yapmaya başladılar. Bu da iş dünyasını motive eden başka bir parametre. Yani artık iş dünyası için karlılık ve pazar payı parametrelerinin yanısıra başka bir parametre daha var: sürdürülebilirlik endeksi...

Bizleri sürdürülebilir bir dünyaya taşıyacak bu yol haritasında sadece sosyal inovasyon değil aynı zamanda teknolojik çözümler kritik önem taşıyor.

2050 yılında dünya üzerinde yaşayacağı öngörülen 9 milyar insanın sağlıklı gıda, temiz su, gelişmiş sağlık hizmetleri ve eğitime, sıfır atık şehirlerde erişebildiği bir dünya vizyonundan bahsediyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gittikçe öne çıkan sürdürülebilir kalkınma uzun yıllardır kaynaklarını verimli kullanamayan ülkemiz açısından önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye’nin net bir enerji ithalatçısı olduğu hepimizin malumu... ~

Enerjinin verimli kullanımı, enerjisinin büyük bir kısmını dışarıdan sağlayan ve büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye için son derece önemli. Bu sayede hem bireyler hem de ülkemiz ekonomisi için önemli kazanımlar elde edebiliriz. Aynı zamanda gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir çevre bırakabiliriz.


ENERJİ POLİTİKALARI HANGİ ALANLARA DAHA ÇOK YOĞUNLAŞMALI?
Günümüzde enerji dünyası “İklim değişikliği nedeniyle gezegeni ısıtmamak için ne yapmalıyız” sorusuna yanıt arıyor ve yapılan çalışmaların sonucunda uzmanlar ikidüşünce üzerinde duruyor. Bunlardan ilki, ‘enerji kaynağı oranlarının değiştirilmesi'. Buna göre fosil yakıtların yerini güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları almalıdır. İkincisi ise ‘düşük karbonlu yakıt' ekolü, yani yenilenebilir enerji kaynakları hiçbir zaman yükü karşılamak için yeterli olmayacaktır.

Geliştirilen her iki çözümün de dünya genelinde artan tüketim ihtiyacını ve talebi karşılamaktan oldukça uzak olduğunu söylemek Mümkündür. Çünkü bu iki yaklaşım da dünya üzerindeki talep artışının hızına yetişemez durumda ve enerji tüketiminde enerji verimliliğinin rolüne vurgu yapmıyor, yani talep tarafına odaklanmıyor. Oysaki aktif verimlilik zihniyetiyle hareket etmemiz durumda, enerji tüketimi ve ilgili süreçlerden her türlü israfı kaldırmamız gereken bir dönemin içinde olduğumuz görebiliriz.

Dolayısıyla biz, enerji verimliliği konusuna daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Enerji verimliliği sektörü, dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yeni bir alan. Enerji konusunda enerji verimliliğinin önemsenmesini ve çevreye duyarlı teknolojilerin ortaya çıkarılmasının, tanıtılmasının ve teşvik edilmesinin ülkemize çok büyük kazanımlar sağlayacağını düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz