CEO'nun 'Netflix' seçimi

Tüm dünyanın yakından takip ettiği Netflix, CEO’ların da vazgeçilmez platformlarından biri...

4.04.2019 15:14:000
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'nun 'Netflix' seçimi

Dijital dönüşümle birlikte değişen kullanıcı alışkanlıkları, eğlence sektörünü de etkiliyor. Artık online dizi izleme platformları, boş zamanlarımızın vazgeçilmez adreslerinden biri haline geldi. Bu platformlardan en çok tercih edileni de kuşkusuz Netflix... 190’dan fazla ülkede 130 milyon üyesi bulunan Netflix, CEO’ların da boş zamanlarını değerlendirmek için başvurduğu mecraların başında geliyor. Capital olarak 142 liderin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz CEO Profil Anketi’ne göre CEO’ların en çok izlediği ilk 5 yabancı dizinin 4’ünü, Netflix yapımları oluşturuyor. Bunların başında ise yüzde 13,8’lik oranla La Casa de Papel geliyor. Onu, yüzde 10,1’le Narcos, yüzde 7,4’le House of Cards ve yüzde 6,3’le Black Mirror izliyor. Biz de bu ay, Life+ sayfalarımızda, CEO’ların en sevdikleri Netflix yapımlarına yer verdik. Konuştuğumuz yöneticiler, CEO Profil Anketi’nde çıkan sonuçlardan farklı olarak Sense 8, Final Table, Stranger Things, The Crown, Designated Surviver, Dark, Haunting of Hill House gibi dizileri de yakından takip ettiklerini anlattı. 

EN BEĞENİLEN YAPIMLAR

Yöneticilerin en beğendikleri Netflix dizilerinin başında La Casa de Papel ve Narcos geliyor. Her ikisi de suç temalı aksiyon dizileri olan bu yapımların hayranlarından biri VMware Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler. Bunların dışında The Crown, House of Cards, Jessica Jones’u da listesine ekleyen Mediçeler, favorisini ise şöyle anlatıyor: “Narcos ve La Casa de Papel arasında seçim yapmakta zorlansam da birinci sıraya Narcos’u yerleştiririm. Narcos, temposu çok yüksek bir diziydi. Aksiyon ve heyecan kadar insani kısımları da beni etkiledi. Çok klişe olacak belki ama iyilerin içinde kötülüğün, kötülerin içinde iyiliğin barındığını ve kimsenin sadece iyi veya kötü olmadığını vurgulaması hoşuma gitti. Dizinin, Pablo Escobar’ın şahsında, kontrolsüz bir gücün sonunda felaketlere yol açacağını güzel bir şekilde anlatmasını beğendim.” Netflix’in ses getiren yapımlarından biri olan Stranger Things’in hayranı ise Dell EMC Türkiye Genel Müdürü Sinan Dumlu. Oğlunun isteğiyle bu diziyi izlemeye başladığını söyleyen Dumlu, “Stranger Things, zevkle seyrettiğim ve beni günlük hayattan koparması nedeniyle çok beğendiğim bir program oldu” diyor. 

KRALİÇENİN HAYATI İLGİ ÇEKİYOR 

Konuştuğumuz yöneticilerin pek çoğunun favori listesinde The Crown da var. Kraliçe İkinci Elizabeth’in saltanat dönemini anlatan bir biyografi hikayesi olan bu diziyi beğeniyle izleyenler arasında NG Holtels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür de yer alıyor. “En sevdiğim iki dizi The Crown ve Designated Surviver” diyen Güral, bu seçimlerinin nedenini ise şöyle anlatıyor: “Dizilerden biri 20’nci, diğeri 21’inci yüzyılda geçiyor. Ülke yönetimlerinin geri plandaki hikayelerini, entrikalarını konu alan bu diziler kurgu olsa da çoğunlukla gerçek olaylardan esinlenilerek hazırlanmış. Ülkelerin yönetiminde nelerin etken olduğu, karar alıcıların nelere dikkat ettiği, kararlar alınırken görünenden ne kadar farklı konuların etkin olduğu, özellikle Amerika ve İngiltere gibi iki güçlü ülkenin dünyanın yönetilmesinde taşıdığı önemi izliyoruz. Ayrıca pek çok konuda dışarı yansıtılanların her zaman gerçeği göstermediği gözler önüne seriliyor. Güçlü ülkelerin yönetimleriyle ilgili ipuçları veren bu dizileri keyifle izledim.” 

BLACK MIRROR TUTKUNLARI

Bir başka favori dizi ise Black Mirror. Yeni teknolojilerin toplumları ve bireyleri nasıl etkilediğine dair bir bilim kurgu dizisi olan Black Mirror, en son Black Mirror: Bandersnatch adıyla bir interaktif sinema örneği de sunarak ilgi oldu. Bilim kurgu ve hicvi bir araya getiren bu diziyi listesinde gösteren Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Serter, diğer favorilerini ise The Crown ve Perfume olarak sıralıyor. Sense 8 ve Final Table’ın yanında “en çok etkilendiği” dizi olarak Black Mirror’u işaret eden BigChefs CEO’su Cenk Akın ise “Black Mirror günümüzün etkilerini o kadar çarpıcı bir şekilde suratımıza vuruyor ki diziye bağlanmamak imkansız. Yaratıcılığının yanında vizyon açıcı ve bir o kadar da gerçekçi. Bandersnatch bölümünde filmi adeta izleyiciye yönetmesi, oldukça ilginçti” diyor. Black Mirror’ın her sezonunu heyecanla beklediğini söyleyen Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise şöyle konuşuyor: “Black Mirror’ın, bizlere bir yandan gelecekte teknolojinin ve dijital mecraların gelebileceği noktaları gösterirken diğer yandan tüm bu gelişmelerin insan hayatını ne yönde etkileyebileceğini kötü yönleriyle ortaya koyan bir yapım olması çok ilgimi çekiyor. Geçen günlerde hikayenin akışını izleyicinin seçimine bırakıldığı Bandersnatch’i de izledim. Bu yapımın bu tarz yenilikçi deneyimleri de ayrıca ilgi çekici.” 

“HER BÖLÜMÜ AYRI GERİLİM” 

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ettiğini hepimizin bildiği Yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın da elbette Netflix’i yakından takip eden isimlerden biri. Listesindeki ilk üç yapımı Dark, Better Call Saul, Haunting of Hill House olarak sıralayan Aydın’ın, bunların arasında favorisi ise Haunting of Hill House. “İzleyiciyi içine çeken temposu, güçlü senaryosu ve etkileyici çekimleriyle bu dizi, benim Netflix’teki en beğendiğim yapımlardan biri” diyen yönetici, nedenini ise şu şekilde açıklıyor: “Haunting of Hill House, Shirley Jackson’ın aynı adlı ünlü kült romanının modern bir yorumu. Ülke çapında daha sonra ‘perili köşk’ olarak ünlenecek bir evde büyüyen kardeşlerin hikayesini anlatıyor. Dizi, ilk birkaç bölümde kendisini tam anlamıyla açığa veren bir dizi değil. Yayınlandığı toplam 10 bölümün her birinde de izleyiciyi gergin tutabiliyor. Bana göre bu çok zor bir iş.” 

“FAVORİ DİZİM MAD MEN” 

Netflix, daha önce yayımlanmış dizi ve filmleri de satın alarak izleyiciyle buluşturuyor. Netflix özel yapımı olmasa da Spotlight filmini ve Mad Men dizisini bu platformdan izlediğini belirten GittiGidiyor Genel Müdürü, eBay MENA Bölge Direktörü ve TOBB E-Ticaret Meclisi Başkanı Öget Kantarcı, şunları söylüyor: “Mad Men, reklamcılık dünyasının en gözde dönemlerini tüm gerçekliğiyle anlatan bir dönem dizisi. Reklamcılık sektörünün değişim ve gelişimini tüm yönleriyle anlatan dizi, 1960’ların New York’unda geçiyor. Dizide kullanılan bazı mekanlar hala mevcut ve benim de çok sevdiğim yerler. Dizi, 60’ların ABD’sinin fotoğrafını tüm detaylarıyla çektiği için ilgiyle izledim. O dönemdeki toplum psikolojisini ve bugünkü gelişmişlik düzeyine gelinirken hangi yollardan geçildiğini gözlemleme şansınız oluyor. Ayrıca günümüzün bazı başarılı markalarının hikayeleri hakkında ilginç ayrıntılar sunuyor. Bunun dışında yıllardır Amerika’da kendi televizyon şovunu yapan Ellen Degeneres’in gösterisi Relateable, son dönemde izlediğim en iyi stand up gösterilerinin arasına girdi. Yemek yapmaktan çok hoşlanan biri olarak en çok beğendiğim belgesel ise Chef’s Table.”


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz