Aile, şirket, patronluk

5.12.2016 14:02:180
Paylaş Tweet Paylaş
Aile, şirket, patronluk
Bir zamanlar müthiş parlak bir beyinden şöyle bir şey duymuştum: “Potansiyel olarak hayatımın bana ait olan kısmı ikinci yarısıdır.” Her ne kadar genç yaşta herkesin isteyebileceğinden çok daha fazlasını elde etmiş gibi görünsem de bu kişinin haklı olduğuna yürekten inandım. Yurt dışında çalışma şansı bulmuş, aşık olduğum kadınla evlenmiş, aile şirketim içinde kendi iş fikrimi hayata geçirme fırsatı verilmiş ve bu arada tükenmenin eşiğine gelmişken kendime bir veliaht bile bulabilmiştim. Sonrasında etrafımdaki dünya bir anda çöküverdi. Ekonomik durgunluk, boşanma ve bir dizi ciddi hastalık sorunu bir anda ortaya çıktı. Kendimi dönüştürebilmek için yeni bir topluluğa ve yepyeni türden bir bilgiye ihtiyacım vardı. Şiddetle kendimi yeniden keşfetmem gerektiğini hissediyordum. Dünyanın dört bir yanını gezmeye başladım ve oralarda hiç bilinmeyen ama beni olağanüstü güçlendiren doğal kültürlerle tanıştım. Aile, girişimci ve patron olarak nasıl daha iyi olabileceklerini nesiller boyunca aralıksız tartışan ailelerle karşılaştım. Benim ailem, bu üç kilit sorumluluk alanından sadece ilk ikisini bilirdi ve bir hayli başarılı deneyime sahip olmalarına rağmen nadiren tatmin olurdu. Bu tatminsizliğimiz sonucunda ortaya inatçılık ve birkaç gereksiz uzun vadeli güçlük çıktı.

ÖNE ÇIKMAYAN ÇOCUKLAR
Ben yaşamı aile, iş ve mülkiyet gibi üç alanla belirlenen uluslararası bir ortamda yetiştirildim. Bulabileceğim her türlü bilgiyi eve getirir ve bu bilgileri daima canlı tutmaya çalışırdım. Bu girişimlerim sayesinde mükemmel ortaklar bulmak konusunda yeterince şanslı oldum diyebilirim. Deneyim paylaşma topluluğu ya da dostlar çemberi olarak adlandırdığım Macaristan Aile Şirketleri Ağı’nı 10 yıl önce kurduk. O zamanlar bu toplulukta üçüncü kuşağın birer üyesi olan kişiler yer alıyordu. Şu anda bu kişiler lider veya patron oldu. Bu topluluğun içinden bazıları kendilerine farklı kariyer rotası çizdi. Diğerleri ise kendi yeteneklerinden faydalanamadı. Biz Macaristan’da zaten kendimize has nesil değişiklikleri deneyimine sahibiz. Bizim kendimize has başarı ve başarısızlık hikayelerimiz var. Kendilerini geri çekemeyen ebeveynler ve kendilerini öne atamayan çocuklarla ilgili hikayeler bunlar. Bugün geçmişin avantajlı alışkanlıklarını, şimdinin ve geleceğin etkili ve başarılı standartlarına dönüştürmeye muktedir aile, şirket ve mülkiyet kültürleri hakkında yeterince deneyime sahibiz. Şimdi görevimiz bu deneyimlerin içinden kilit sonuçları çıkarmak ve onları paylaşmak. Kendi hayatıma dönecek olursam ikinci kez evlendim. Eşim de ben de kendi aile şirketleri olan ailelerde büyümüştük. Ne şans… Yoksa daha çok cefa mı? Bizim onların şirketleri ve bizimkiler arasında bir tercih yapmamız gerekir mi? İşleri birleştirmeli miyiz? Yoksa her iki şirketin de içinde yer aldığı ve karşılığında bir şeyler edindiği üçüncü bir şirket kurmak mümkün mü?

YENİ AİLE VE YENİ ŞİRKET
Bir yandan çocuklarımız, evlerimiz ve kendi aile şirketlerimizdeki sorumluluklarımızla ilgilenirken diğer yandan da liderliğini birlikte yaptığımız ve adına Kürt Akademisi dediğimiz yeni bir şirket kurmayı ve onu büyütmeyi tercih ettik. Eşim Dora orada yönetim direktörü, ben de iş ve ürün geliştirmekten sorumluyum. Biz burada içgüdüsel olarak tipik aile şirketleri liderlik yapısını uygulamaya başladık. Şu anda da bu modeli daha da geliştirmekle meşgulüz. Faaliyetler konusunda son sözü eşim söylüyor, iş geliştirmeyle ilgili meselelerde nihai kararı ben veriyorum. Ancak iş, stratejik bir karar alınmasına geldiğinde her ikimizin de doğru olduğuna inandığı üzerinde uzlaşıyoruz. Tüm bu çalışmaların sonucunda müşterilerimizin tatmin seviyesi istikrarlı bir şekilde artıyor ve biz de hem etkinliğimizi hem de aldığımız sonuçları katlıyoruz. Dora’nın babasından kendine geçmiş inanılmaz derecede rafine faaliyetsel yönetim becerileri var. Dora bir faaliyete bakar ve anında onun değer zincirine uyup uymadığını size söyleyebilir. Son 10 yıllar boyunca etrafımda yığınla inovasyon gördüm. Beni asıl etkileyen insanlar, ekonominin ve toplumumuzun gerçekte neye ihtiyacı olduğunu kavrayan fikirler üretenler oldu. Gerçi beni mutlu eden ortak değerlere, ilerlemeye ve hatalarımızla yüzleşme yeteneğine dayalı aile benzeri bir ortamda çalışmak diyebilirim. Biz bir yandan aile geleneklerimizi korurken diğer yandan bozucu inovasyonlar için gerekli alanı işte bu şekilde yaratıyoruz.

Not: Tamas Kurti, Macaristan’da BT Güvenliği adlı aile şirketi başta olmak üzere aile şirketlerinde yönetim sorumlulukları üstlenmiş bir girişimcidir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz