Savaşın doğasına yeni bir bakış

29.04.2025 11:04:000
Paylaş Tweet Paylaş
Savaşın doğasına yeni bir bakış

Günümüzde savaş artık sadece toprak fethi veya orduların açık alanlarda çarpışmasıyla ilgili değil. Algıları şekillendirmek, altyapıyı felç etmek ve çoğu insanın göremediği savaşlarla ilgili... Aynı zamanda barış her zamanki gibi ulaşılması zor bir şey. Silah sesleri durduğunda, düşmanlıklar nadiren sona eriyor. Savaşın duygusal, sosyal ve ekonomik izleri, anlaşmalar imzalandıktan uzun süre sonra bile varlığını sürdürüyor. Günümüz savaşlarını anlamak için öncelikle teknolojinin, propagandanın ve görünmez savaş alanlarının yani modern çatışmaların karmaşıklaşan gerçeklikleriyle yüzleşmeliyiz. Bugün savaşlar daha karmaşık, daha dolaylı ve çoğu zaman kamuoyunun gözünden uzak. Geleneksel savaş cepheleri yerini vekalet çatışmalarına, siber savaşa ve bilgi manipülasyonuna bıraktı. Bu da ulusların tanımlanması, kontrol altına alınması veya çözülmesi daha zor olan savaşlarla mücadele etmesine neden oldu. Vekalet savaşları modern çatışmanın tanımlayıcı özelliklerinden biri haline geldi. Ukrayna ve Suriye’deki gibi savaşlar sadece iki ulus arasında değil aynı zamanda perde arkasından ipleri çeken dış güçler tarafından da şekillendiriliyor. Aynı zamanda siber savaş, sessiz ama yıkıcı bir silah olarak giderek daha çok kullanılıyor. Genellikle Rusya, Çin veya Kuzey Kore gibi ülkeler tarafından düzenlenen devlet destekli siber saldırılar, kritik altyapıları, finansal sistemleri ve hükümet ağlarını hedef alıyor. İyi koordine edilmiş tek bir siber saldırı, tek bir atış bile yapmadan tüm bir ulusu felç ederken elektrik şebekelerini kapatabiliyor, bankaları hackleyebiliyor ve seçimleri manipüle edebiliyor. Bilgi savaşları da tırmanıyor. Yapay zeka tarafından üretilen propagandadaki ilerlemeler, deepfake teknolojisi ve sosyal medya, yanlış bilgi yaymayı ve kamuoyunu manipüle etmeyi her zamankinden daha kolay hale getirdi. Çatışmalar artık sadece silahlarla değil fikirlerle, algılarla yapılıyor. İnsansız hava araçları, otonom robotlar ve yapay zeka güdümlü füzeler gibi yeni teknolojiler de savaşların nasıl yürütüldüğünü yeniden tanımlıyor. Bu teknolojiler küçük aktörlerin bile savaş alanında etki yaratmasına olanak sağlıyor. Biyolojik ve nano silahların yükselişi başka bir ürpertici olasılık sunuyor. Tasarlanmış virüsler, biyo-ajanları ve nano ölçekli silahlar, bireyleri, popülasyonları, hatta tüm yiyecek ve su sistemlerini korkunç bir hassasiyetle hedef alma potansiyeline sahip. Geleneksel silahların aksine, bu araçlar çok az iz bırakıyor ve sessizce konuşlandırılabiliyorlar. Bu da onları tespit etmeyi veya onlara karşı savunmayı çok daha zorlaştırıyor. Bu gelişmelerle günümüz dünyasındaki güç yapıları hızla evrimleşiyor. Güç artık geleneksel ulus devletlerle sınırlı değil. Bunun yerine, güç giderek şirketler, devlet dışı aktörler ve ekonomik ittifaklar arasında parçalanıyor ve çatışmaların çözülmesini zorlaştıran karmaşık ve çok kutuplu bir manzara yaratıyor. Karşımızdaki temel soru şu: Yarının savaşlarını önlemek için yeterince hızlı adapte olabilir miyiz? Yoksa en gelişmiş teknolojilerimiz çatışmayı daha sessiz, daha ölümcül ve çok daha sinsi hale mi getirecek? Bu araçları düzenleyecek ve gerginlikleri çözecek yeni sistemler olmadan, çatışma potansiyelinin asla tamamen ortadan kalkmadığı kırılgan bir durumla karşı karşıyayız. Savaşın zıttı barış değil. Gerçek barış, bilinçli bir çaba gerektirir. İnsanlık benzersiz yıkım araçları yaratmış olsa da tarih barış için araçlar inşa etme yaratıcılığına da sahip olduğumuzu gösteriyor. Yenilik bir silah olmak zorunda değil. Çatışmaları önleyen, anlaşmazlıkları çözen ve giderek parçalanan bir dünyada iş birliğini teşvik eden sistemler yaratma fırsatı da olabilir. Teknolojik ilerlemeyi yönetişim ve diplomasi alanındaki eşit ilerlemeyle eşleştirebilirsek, sürekli çatışmaların olduğu bir gelecekten kaçınma konusunda gerçek bir şansımız olabilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz