Ukrayna’daki çatışmalar, Çin’le ilgili endişeler ve elbette COVID-19’un neden olduğu ticaretteki küresel aksaklıklar, son üç yılda yıkıcı etkiler yarattı. Küreselleşme birdenbire bir zaaf haline geldi. Nakliye sorunları ve yurt dışındaki şirketlerin kapanmasıyla küresel tedarik zincirleri koptu. Çinli şirketlerle yapılan iş birliği ve ticaret, ticari sırlar ve ulusal güvenlik hakkında kaygılara neden oldu.
Bugünlerde şirketler, yurt içinde daha kısa tedarik hatları geliştirmeye ve bunları korumaya çalışıyor. Hükümetler, potansiyel bir düşman olabilecek ve muslukları kapatabilecek bir ülkede bulunan tedarikçilerine güvenmek yerine, yerel kaynakları kullanmaları için şirketlere teşvikler veriyor. Gördüğümüz şey yerelleşmeye doğru kısa süreli bir savruluş mu? Bir sihirle güllük gülistanlık geçen günler olarak tanımlayabileceğimiz 2018 ve öncesine dönebilsek bile hükümetler ve iş dünyası liderleri, risklere karşı önceden gösterdikleri müsamahayı tekrar gösterebilir ve gelecekteki muhtemel aksamaları göz ardı edebilir mi?
Umarım yapamazlar, bunun için endişe etmemize gerek olduğunu sanmıyorum. Aksaklıklar gelecekte bir yaşam şekli olacak ve hepimiz ulusal ve yerel ekonomileri koruma konusunda şu an sahip olduğumuz eğilimleri koruyacağız.
NELER AKSAKLIK YARATACAK?
Bu aksaklıklar çeşit çeşit olacak. Aşağıda, küreselleşmeyi belli bir mesafede tutacağını öngördüğüm gelecekteki aksaklıklar bulunuyor:
*Militarist rejimlerin yükselişe geçmesi ve bunun sonucunda dünyanın önemli bölgelerinde ortaya çıkan çatışmalar, ticareti ve pazarları bölecek.
*İşçi kıtlıkları ve politik ittifaklar, işçilerin nüfuzunu artıracak. Bu illa ki kötü bir şey değil fakat işçi eylemleri zorluk çıkarmak ve aksamalar yaratmak için tasarlanır.
*Pandemi olarak algılayacağımız bir sonraki tehdide muhtemelen aşırı tepki vererek güvenlik, izolasyon ve aksaklık konularında aşırıya kaçacağız.
*İklim değişikliği aktivizmi, şirketlere yerel kaynakları kullanma ve nakliyeyle ilgili bildirilen karbon ayak izlerini azaltma konusunda bir sebep daha verecek.
YERELLEŞME NEYE BENZEYECEK?
Bu yerelleşmenin nasıl gerçekleşeceğine gelince… ABD’nin, küresel polis gücü görevini görmesi kısıtlanacak. Diğer ülkeler de kendi güvenlik kapasitelerini artırmaya devam edecek. Her ülke yeteri kadar silahlanıp güçlü bir hale gelecek ve birbirleriyle olan etkileşimleri hakkında daha ihtiyatlı davranacak. Kendi ülkelerimizde daha iyi iş olanaklarımız olacak. En iyi zihinlerin daha az uluslararası iş birliği yapmasıyla teknolojik gelişmeler yavaşlayacak. Gelecek, biraz daha geç gelecek. Enflasyon baskısı artacak.
Küreselleşmeyi genel olarak ticari anlamda düşünsek de bu konsept ayrıca başka bir seviyede kişilerin ve kültürlerin de birbirlerine bağlı olması demek. Bu konuda da daha fazla yerelleşeceğimizi öngörüyorum, fakat bu kısa vadeli olacak. Benzersiz ama kısa bir dönemden geçiyoruz. Avrupa’daki savaşlar ve pandemiler sonsuza kadar sürmeyecek ve yakında, ticari olarak olmasa bile kişisel olarak küresel alışkanlıklarımıza geri döneceğiz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?