İşyerinde Kampüs Yaşamı

Değişimin işaretleri aslında daha önceden alınmıştı. İşyerleri, sadece çalışılan mekanlar olmaktan çıkıp, yaşama alanlarına dönüşmeye başlamıştı ki, ABD´ler mesajı aldılar. Önce bu ülkede başlayan ...

1.02.2000 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Değişimin işaretleri aslında daha önceden alınmıştı. İşyerleri, sadece çalışılan mekanlar olmaktan çıkıp, yaşama alanlarına dönüşmeye başlamıştı ki, ABD´ler mesajı aldılar. Önce bu ülkede başlayan uygulamalar, hızla yayıldı. Şimdi Türkiye´deki şirketler de fabrikaları, ofisleri birer ``kampüse``,  ``kurumsal ofis parkı``na dönüştürüyor. Spor salonu, sinema, kreş, kuaför, su altı dalgıç kursu ve barlar, ardı ardına açılıyor. Bazı şirketler çalışanlarının ailelerini de düşünürken, kimi şirketler müşterilerini de yeni yaşama ortak ediyor.

Bir reklam şirketinde müşteri ilişkileri direktörü olan Damla Hanım, güvenlik turnikelerine kimliğini okutup işyerine girdiğinde henüz sabahın 7´siydi. Önce jimnastik salonuna uğradı, eşofmanlarını giydikten sonra ısınma hareketlerine başladı. Ardından, bir saat boyunca ``squash`` oynadı. Duşunu alıp, arkadaşlarıyla sabah kahvesi içmeye kafeteryaya çıktığında saat 8.30 olmuştu.

Kahvaltının ardından işinin başına geçti. Öğleye kadar ertesi güne yetişmesi gereken raporun gerekli düzeltmelerini yaptı. İş yerinin restoranında hafif bir şeyler yedikten sonra binanın zemin katındaki kuaföre indi, yarım saat içinde saçlarını yaptırtmış, makyajını tazelemişti. Artık öğleden sonraki toplantıya hazırdı.

Şehir merkezindeki bankalardan birinde yapılan toplantıdan işe geri döndüğünde saat 4´ü geçiyordu. Toplantı sırasında aldığı notları gözden geçirdi ve bu doğrultuda yeni müşterisi için bir iş planı yaptı. İş yerinin konferans salonundaki ``Fight Club'' filminin gösterimini kaçırmak istemiyordu. Film bitip, Damla Hanım işten çıktığında ise saat 9 olmuştu.

Yukarıdaki senaryo kiminize tanıdık, kiminize ise hayal ürünü gibi gelebilir. Ancak, son yıllarda gittikçe güçlenen bir trend doğrultusunda iş yerleri kimlik değiştiriyor. Sadece çalışılan, iş yapılan yerler olmaktan çıkıp, yaşam alanına dönüşüyor.

Yeni yaşam alanları!

Kaliforniya´da yüksek teknoloji şirketlerinde çalışan mühendisler, pırıl pırıl güneşin altında şirketin bahçesindeki havuzda serinliyor, akşamüstü katlarındaki mutfaktan taze meyveleri atıştırıyor ve istediklerinde zihinlerini dinlendirmek için basketbol maçı yapabiliyorlar. Bazı büyük binalarda banka şubeleri, kuru temizlemeci, kuaför ve hatta masaj salonu bile var.

Amerika´da ve Avrupa´da güçlenen bu trendin Türkiye´deki işyerlerine de yansıyor. Çok sayıda şirket ofislerine yaşam alanına dönüştürecek yeni jimnastik salonu, kafeterya, hatta bar gibi yeni üniteler ekliyor.

Ortaya çıkan bu yeni ofis konsepti ABD´de, ``kampüs'' veya ``kurumsal ofis parkı'' olarak tanımlanıyor. Türkiye´de medya plazalarda, reklam ajanslarında ve hatta fabrikalarda bile gündelik yaşamı işyerlerine sokan bu tip mekanlara rastlanıyor. Cenajans, Hürriyet Medya Towers, Mercedes-Benz Türk, Philips, Yeşim Tekstil ve Aksa İplik işyerlerini kampuse dönüştüren şirketlerden sadece bir kaçı...

Dengeli yaşam gündemde

Nitelikli ve yetenekli çalışanları kendilerine çekmek için şirketler arasında başlayan yarış, işyerlerindeki değişimde önemli rol oynuyor. Daha keyifli, daha eğlenceli iş ortamları çoğalıyor.

Son yıllarda kadınların iş yaşamında ağırlığını hissetirmesi ve temposu gittikçe hızlanan şirket hayatı, kariyer ve aile arasında bir denge kurma kaygısını gündeme getirdi.

İnsan Kaynakları konusunda dünyada önde gelen danışmanlardan olan Mark Thomas, ``Artık, rekabette öne geçmenin yolu; en iyi, en parlak insanları bulabilmekten ve onları elde tutabilmekten geçiyor. Motivasyonu yükseltmek için yanlızca ücret ve diğer maddi olanaklar yeterli değil. Beş kıtada farklı ülkelerde yapılan bir araştırmanın sonuçları, yeni mezunların iş ve özel hayat dengesi kurabilmeyi hedeflediklerini gösteriyor. Araştırmaya göre, insanlar bu dengenin iş yaşamında başarı için şart olduğunu düşünüyor'' diyor.

İşyerinde daha fazla vakit

Bu trendi yakından izleyen Mercedes Benz Türk, ilginç bir uygulama başlatmış. Çalışanların ailelerine daha fazla zaman ayırabilmesini hedefleyen Mercedes Benz Türk, Hoşdere fabrikasındaki muhteşem kapalı spor salonunu çalışanların çocuklarına ve eşlerine de açmış. Böylece, çocuklar jimnastik salonunda çalışırken, anne ve babaları da voleybol ya da basketbol maçı yapabiliyor, kahvelerini yudumlayabiliyor. İnsan Kaynakları Kısım Müdürü Semih Özkan, kapalı spor salonundan faydalanan çocuk sayısının haftada 500´e ulaştığını söylüyor.

Türkiye´nin önde gelen akrilik elyaf iplik üreticilerinden Aksa´nın, Yalova´daki fabrikasında ise açık tenis kortları, futbol, basketbol ve voleybol sahaları bulunuyor. Aksa yönetimi, şirket çalışanlarının ailelerinin tüm eğlencelere, partilere, sosyal faaliyetlere katılmasını teşvik ediyor.

Rhode Island Universitesi´nden sosyolog Helen Mederer ile Performance Dynamics danışmanlık şirketinin sahibi Mark Thomas, işyerlerini daha keyifli yerlere dönüştüren bu tip mekanların ve uygulamaların çalışanları motive etmenin dışanda, işyerinde daha fazla vakit geçirmeye teşvik etmek amacını da taşıdığını söylüyor.

Türkiye´nin öncü ``kampüsleri``

Cenajans´ın sırtını Belgrad Ormanları´na dayayan İstinye´deki binası, yeni trend doğrultusunda ``kampüs`` olarak adlandırılabilir. Cenajans´ın merkezinde jimnastik salonu, kuaför, kütüphane ve sinema salonu olarak da kullanılan bir konferans salonu bulunuyor.

Bütün bu hoş mekanlar günün 24 saatini koşturmacayla geçiren reklamcıların hayatını kolaylaştırmak, onları günlük hayatın stresinden uzaklaştırmak, uzayan çalışma saatlerini çekilir hale getirmek için düşünülmüş. Cenajans Başkan Yardımcısı Şebnem Çamaş, ``Bugüne kadar iki arkadaşımız işyerinin bançesinde düğününü yaptı. Burası adeta bizim evimiz gibi...'' diyor.

Doğan Medya Grubu, Bahçeşehir yakınlarındaki binasında çalışanlarına dalış kursu düzenliyor. Böylece, onların şehir merkezine inerek vakit kaybetmemelerini sağlıyor. Akşam saat 18.30´dan sonra açılan bar ise, ``kampüs`` yaşamını çekilir kılmayı amaçlıyor.

Yeşim Tekstil, 6 bin çalışanıyla büyük bir aile... Bursa´daki fabrikanın içindeki reviri küçük bir hastane görünümünde. Rengarenk, küçücük sevimli eşyalarla dekore edilmiş kreşi fabrikayı şenlendiriyor. Tam bin çocukluk kapasitesi olan kreşin lavobo ve klozetleri bile minicik. Gülcan Bağrıyanık, Yeşim Tekstil´de işçi. Her sabah kızıyla elele tutuşup işe geliyor. Bu tip sosyal mekanların çalışanları nasıl  motive ettiğini Barıyanık´ın söyledikleri çok güzel yansıtıyor:

``Sabah çoçuğumla birlikte işe gelmek ve onunla beraber gitmek çok güzel bir duygu. Onun güvenli bir yerde, emin ellerde olduğunu bilmek, ona yakın olmak beni mutlu ediyor ve işime kendimi daha rahat verebilmemi sağlıyor.''

Sinemaya gidemeyenlere!

Ofisleri yaşam alanına dönüştüren banka, jimnastik salonu, kreş ve kuaför gibi birimler, çalışanların motivasyonunu ve şirkete olan sadakatini de artırıyor.

Türk Philips, konferans salonunu, kendi ürünü olan ev sineması cihazlarıyla modern bir sinema salonuna dönüştürmüş. Öğle saatlerinde gösterilen filmlere çalışanlar büyük ilgi gösteriyor.

Türk Philips İnsan Kaynakları Grup Müdürü Timuçin Selcan çalışanlara yönelik gerçekleştirdikleri yeni uygulamaları şöyle anlatıyor: ``Günümüzde insanları sadece ekonomik olanaklar ile mutlu etmek mümkün değil. İnsanlar işyerlerinde kendilerini ifade edecekleri, sosyal bir ortam arıyor.  Ofisimizi 1 yıl önce Ümraniye´deki yeni binamıza taşırken bu gerçeği göz önünde bulundurarak masa tenisi, bilorda masası, kafetarya ve sinema gibi mekanlar yarattık. Bu tip mekanlarda yapılan sosyal faaliyetler hem motivasyonu hem şirket içi iletişimi artırıyor''.

Selcan, oluşturulan bu sosyal mekanların, iletişim ve motivasyon üzerindeki olumlu etkilesini, başka hiçbir şekilde yaratmanın mümkün olmadığını vurguluyor.

Sıra müşterilerle paylaşmada

Bu uygulamaların iletişimi artırdığını gören şirketlerden bazıları, çalışanlarıyla da yetinmiyor. Bazı şirketler oluşturdukları bu özel mekanlarını müşterileriyle de paylaşmayı tercih ediyor.

Örneğin Cenajans´ın müşterileri, vizyona girmeden önce düzenlenen çok özel film gösterimlerine katılabiliyor, jimnastik salonunu kullanabiliyor. Cenajans Başkan Yardımcısı Şebnem Çamaş, `` En az ayda 2 kez film oynatılıyor. Bu tip sosyal aktivite mekanları hem şirket içi iletişimi hem de kardeş şirketlerimizle ilişkileri geliştiriyor. Müşterilerimize açmamızın sebeplerinden biri de bu... Müşterilerimizle ilişkilerimizi güçlendiriyor. Salonumuz her zaman doluyor, bazen yerlere yastık koyuyoruz'' diyor.
 
İNSAN KAYNAKLARI GURUSUNDAN TÜRK ŞİRKETLERİNE ÖNERİLER

İngiltere´de Performance Dynamics isimli insan kaynakları danışmanlığı firmasını yöneten Mark Thomas, Capital´e ofisleri yaşam alanına dönüştüren etkenleri ve bu konudaki ilginç uygulamaları anlattı:

``Teknoloji ve internet firmalarının yükselişi, `high profile' denilen deneyimli, iyi eğitimli insanları, aranan eleman durumuna getirdi. Şu an pazarda tam anlamıyla bir savaş var. Tüm şirketler en iyi, en parlak elemanların peşinde. Belli başlı firmalar sadece deneyimli elemanları değil, gelecek vaat eden yeni mezunları çekmekte bile zorlanıyor. Araştırmalar, `Balanced life style' (dengeli yaşam tarzı) denilen kavramın öneminin arttığını gösteriyor. Yeni nesil, ebeveynlerinden farklı. Onlar başarının tanımını `hem evde hem işte başarılı olmak' olarak yapıyor. Sadece bir alanda başarı göstermek yeterli değil.

İş ve aile yaşantısını dengelemeye yönelik aktiviteler şirketleri daha cazip kılıyor. Bir yandan evler ofise dönüşüyor, `home-ofis' kavramı yaygınlaşıyor, diğer taraftan ofisler eve, şirketler aileye dönüşüyor.

SAS Institute firması, kampüsünde sağlık ve fitness merkezi, masaj terapisi gibi olanaklar sunuyor. Four Seasons Oteller zincirinde bir gece konaklama ücreti 300-500 dolar arasında değişiyor. Çalışanlardan ve ailelerinden ücret alınmıyor. Bazı danışmanlık firmaları eve gelen postalarınızı teslim almak, tamiratlarınızı yaptırmak, kuru temizleme işlerinizi takip etmek gibi çeşitli resepsiyon hizmetleri sunuyor.

Aslında, iş ve özel yaşamı dengelemeye destek olan bu tip faaliyetlerin bir amacı da insanları iş yerinde daha fazla vakit geçirmeye teşvik etmek.''

AKSA ÇALIŞANLARININ EVCİL HAYVAN TUTKUSU

Yalova´da kurulu, Türkiye´nin önde gelen akrilik iplik üreticilerinden Aksa, harika bir bahçeye sahip. Çalışanlarını ve ailelerini çeşitli pikniklerde, yaz eğlencelerinde ve spor turnuvalarında biraraya getiriyor, bahçesinde ağırlıyor.

Aksa´da üç tenis kontu bulunuyor. Bugüne kadar düzenlenen kurslarla 200´e yakın çalışanı tenis öğrenmiş. Tenis bilenlerin sayısındaki artış nedeniyle, her yıl düzenlenen turnuvalara büyük ilgi gösteriliyor.

Aksa´daki bir diğer ilginç uygulama ise evcil hayvan barınağı... Bu barınakta tavşan, tavuk ve kuzu gibi evcil hayvanlara gönüllü Aksa çalışanları bakıyor, onları kendi elleriyle besliyor. Evcil hayvanların bakım ve beslenme giderlerini de kendileri karşılıyorlar.

ABD´DEKİ ŞİRKETLERDEN ÖRNEK UYGULAMALAR

Özellikle ABD´de bazı şirketlerin sosyal mekanlar yaratmak konusunda insanı şaşırtacak derece yaratıcı uygulamaları dikkat çekiyor. Örneğin bir yazılım firması olan BMC´nin Houston´daki cam kulelerinde her katta geniş bir mutfak bulunuyor. Çalışanlar içi tıka basa taze meyve, patlamış mısır, soda ve sandviç dolu buzdolabından istediklerini seçip, ücretsiz olarak alabiliyor.  Kendi kahvesini dilediği gibi, damak tadına göre hazırlayabiliyor.

Koridorlarda ise masaj salonunun yerini gösteren oklara rastlayan konuklar çok şaşırıyor. Sabahları giriş katında bir piyanist Steinway´in huzur veren müziğiyle her sabah çalışanları selamlıyor. Bir görevli, çalışanların arabasını yıkayıp, yağını değiştiriyor.

San Francisco´daki BusinessBots isimli yazılım firması, çalışanları için heykel kursları düzenliyor. Bu firma, ``Haftada 60 saat çalışan elemanlarının, fazla çalışmasından şikayetçi onların dışarıda daha fazla zaman geçirmesini istiyor. Bu yüzden isteyen haftada yarım gün kendi kendine izin verebiliyor.

Demir ve çelik boru üreticisi American Cast Iron Pipe, çalışanları için İncil dersleri düzenliyor. Roper Strarch Worldwide isimli araştırma firması, çalışanların yüzde 38´inin aynı işyerinde çalışan biriyle çıktığını gösteriyor. Amerika´nın ünlü yazılım firmalarından SAS, bekar elemanları yeni insanlarla tanıştırmayı amaçlayan şirket içindeki ``mingle''adlı grubu destekliyor.

Amerika´nın en iyi 100 şirketinden 46´sı çalışanlarını akşam evde yemek pişirme zahmetinden kurtarmak için onlara evlerine alıp, götürebilecekleri hazır yemekler sunuyor.

TÜRK PHILIPS´İN UYGULAMALARI ÇALIŞANLARI NASIL DEĞİŞTİRDİ?

Türk Philips İnsan Kaynakları Grup Müdürü Timuçin Selcan, şirket bünyesinde yaptıkları çalışmalarla ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:

Bu mekanları yaratma fikri ne zaman doğdu?

Eski ofisimizde de bu tip sosyal alanlar yaratmaya çalışmıştık. Ancak, yerimiz daha küçüktü. Esas olarak bu fikir 1999 Nisan ayında Dudullu´ya taşındıktan sonra oluştu. yeni çalışma ortamı verimliliğe en fazla katkıda bulunacak şekilde tasarlandı. Personelin şehirden uzakta olması, dışarı çıkıp da gidebileceği yerlerin olmaması gibi olumsuz etkenleri de aşmak istedik. Ancak, asıl amacımız, iş hayatının stresini atmak, personel arasında işbirliğini artırmak, onların mesai saatleri dışında da beraber olmalarını sağlamaktı.

Kafeteryamıza bilardo masaları, dart koyduk. Satranç ve tavla oynanabilecek küçük masalar koyduk. Konferans salonumuzu sinema salonuna çevirdik, öğle saatlerinde çalışanların istediği filmleri gösteriyoruz. Cuma akşamları müzikli kokteyl düzenliyoruz. Bunlar hep çalışanların istekleri doğrultusunda yapıldı.

Bahsettiğimiz uygulamalar, masraflı şeyler değil. Yani, önemli olan özel hayatı biraz daha geliştirmeye fırsat vermek. Amerika´da özel hayat ile iş hayatını dengelemeye uğraşıyorlar.

Burada bahsedilenler arasında işverenler çalışanlarına günde yarım saat masaj imkanı sunuyor, psikologlarla birebir terapi yapılıyor. Biz şirket olarak yeni önerilere açığız.

Bu konuda geleceğe yönelik yeni planlarınız var mı?

Bunları sistematik hale getirip kulüp kuracağız. Personelin kendisinin yönettiği küçük kulüpler haline getireceğiz. Örneğin briç klübü. 

Bu uygulamaların katkılarını özetleyebilir misiniz?

İnsanlar işe daha istekli geliyor. İşi, işyerini, arkadaşlarını daha çok benimsiyor, seviyor. O  sıcak ilişkiyi  mesai dışında da devam ettiriyor. Birbirleriyle bilgi alışverişi de yapabiliyor, çeşitli dertlerini de paylaşıyor. Ve bunun da işe yansıdığını söylemek mümkün. Bir bakıyoruz ki saat yediden sora bir sürü insan burada çalışıyor. Fazla mesai de almıyorlar, ama işi seviyorlar, bu tamamen işyeri sorumluluk bilincinin gelişmiş olmasından ve işi benimsemekten kaynaklanıyor. Ayrıca, eleman sirkülasyonunu da düşürüyor.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz