Gülümser Bıçak, 2006 yılında
üniversite sınavında ilk 100’e
girince Koç Üniversitesi Elektrik
ve Elektronik Mühendisliği
Bölümü’ne yüzde 100 burslu öğrenci
olarak kaydolma hakkı kazandı.
Üniversiteden yüksek başarıyla
mezun olduktan sonra 2011 yılında
Türkiye’nin en büyük telekom şirketlerinden
birinin pazarlama departmanında
CRM departmanında ürün müdürü
olarak çalışmaya başladı, henüz
2 yılı dolmuştu ki ilk terfisini aldı.
Kısa bir süre sonra ise bankacılık sektörüne
transfer olurken 1 terfi daha alarak
iyice motive oldu. Şimdi kariyerinin
5’inci yılında ve üçüncü terfisi sonrasında
perakende bankacılık departmanında pazarlama
müdürü unvanıyla çalışıyor. 1990’larda pek çok iş insanına şaşırtıcı
gelebilecek bu kariyer öyküsü,
şimdi Türkiye’deki şirketler dünyasında
artık normal sayılıyor. Bunda Y kuşağının
işe yaklaşımının ve motivasyon
faktörlerinin farklı olmasının etkisi de
büyük… Y kuşağı, iş hayatına atıldıktan
sonra bir an önce yükselmek istiyor.
Hatta bazıları daha mülakatta “Bu
şirkette ne kadar zamanda, hangi pozisyona
gelirim” diye sorarak en baştan
kariyer planlamasını talep ediyor.
Tablo böyle olunca şirketler de gençlerin
beklentilerini karşılamak ve parlak
çalışanlarını elinde tutabilmek için terfi
sürelerini “kısaltıyor” ve yeni unvanlar
oluşturuyor. Bu yöntem özellikle maaş
artışı olmayacaksa çalışan motivasyonunda etkili oluyor.
Yani artık motivasyon ölçütlerinde maddi değil,
manevi değerler de öne çıkıyor.
TERFİDE YENİ YAKLAŞIM
Terfi süreçleri neredeyse baştan aşağı yeni bir yaklaşımla
yeniden yapılandırılıyor. Terfi kriterlerinde de
değişiklik var. Öncelikle tecrübe terfi kriteri olarak
arka plana atılmış durumda. Kıdemden daha çok performans
ve yetenek odaklı yaklaşım belirleyen şirketler,
aslında bu şekilde Y kuşağının “hızlı yükselme”
beklentisine yanıt vermiş oluyor. Hemen hemen her
şirkette, performans değerlendirmesi, kariyer gelişimi,
eğitim, kişilik envanteri gibi çalışmalar İK departmanları
tarafından düzenli takip ediliyor.
Sektörlere göre oranlar ve sayılar farklılık gösterse
de rakamlar son 10 yılda şirketlerdeki terfi eden çalışan
oranının arttığını ortaya koyuyor. Örneğin Brisa’nın
terfi oranı son 10 yılda yüzde 2’lerden 10’lara yükseldi.
En çok terfi alan çalışan sayısı ise perakende sektöründe
görülüyor. Bunun nedeni de perakende sektörünün
dinamik yapısı ve şirketlerin mağaza sayılarını
her geçen yıl artırması. Yeni mağazalar açıldıkça
yeni çalışanlar alınıyor, mevcut çalışanlar da müdürlük
ve yöneticilik gibi pozisyonlara atanıyor. Bunun
nedeni ise perakende şirketlerinin kendi yöneticilerini kurum bünyesinde yetiştirmek istiyor olmaları...~TERFİ SÜRELERİ KISALDI
Performans değerlendirme ve kariyer
planlama sistemleri şirketlerde
10 yıl öncesine göre daha çok yaygınlaştı.
Yönetici pozisyonlarında
hiç değişiklik olmadığında yeni işe
alınan ya da aşağıdan gelen çalışanlara
kariyer hedefi vermek de zorlaşıyor.
Bu durumun şirketlerin parlak
çalışanlarını kaybetmesine neden
olacağını söyleyen My Executive’nin
kurucu ortağı Müge Yalçın, “Şirketlerin
organizasyondaki tüm anahtar
fonksiyonların/pozisyonların yedeklenmesine
dönük bir kariyer sistemi
olmalı. Bu hem şirketin geleceği için
hem de başarma hedefi yüksek parlak
çalışanların şirkette tutulabilmesi
için önemli” diyor.
Özellikle Y Kuşağı’nın sahip olduğu
özellikler ve beklentiler, şirketlerin
öncelikli terfi kriterlerini değiştirmesine
yol açtı. Eskiden tecrübe,
terfi için vazgeçilmez bir kriterken
artık çalışanların farklı sorumluluk alanlarında daha fazlasını
karşılayabilecek potansiyele sahip olması yeterli
olabiliyor. Özellikle ücret artışı yapılmayacaksa şirketler
eleman kaçırmamak için terfi yöntemine başvuruyor.
Yeni unvanların elemanların şirketteki devamlılığını
artıran bir mekanizma olduğunu söyleyen HRM Danışmanlık
Yönetim Kurulu Başkanı İlknur Seven, önceki
yıllarda alt pozisyonlarda 3-4, orta kademelerde ise 6-7
yıl terfi sürecinin artık kısaldığını söylüyor. Yani terfi,
hem Y kuşağının beklentilerini karşılamak hem de yetenekleri
elde tutmak için bir araç olarak kullanılıyor. YENİLİKÇİ ÇÖZÜM AYARIŞI
Öte yandan şirketlerin daha yalın
ve yatay organizasyon şeması hedefliyor
olması, cazip terfi fırsatları
sunulmasını kısıtlıyor. Abago Yönetim
Danışmanlık şirketinin kurucusu
Ebru Coş, bu trendle birlikte
İK yöneticilerinin ara kademe kadrolarının
çoğunu kaybettiğini söylüyor.
Bu nedenle nitelikli çalışanları
kaybetmemek ve düşük motivasyon
riskini azaltmak için organizasyonel
gelişim alanında yenilikçi ve yaratıcı
çözümler üzerinde çalışıldığını
da ifade eden Coş, bu çözümleri şu
şekilde özetliyor:
“Çalışanları asıl pozisyonlarının
yanı sıra önemli projelerde ek rollere
atayarak organizasyon içinde
daha görünür olmalarını sağlamak,
mentor-mentee programlarına dahil
etmek, kartvizitlerine daha modern
ve yaratıcı unvanlar yazmak ilk aklıma
gelen örnekler.”
Artık daha çok süreye değil, yetkinliğe
bağlı gelişen terfi imkanları,
şirketin ve piyasanın ekonomik durumu
ile organizasyon yapısı ve yönetim biçimine göre
şekilleniyor. Özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı
dönemlerde terfi ve zam oranları değişebiliyor. Terfi
getiren genel özellikler ise şirkete bağlılık, işe adanmışlık,
hızlı karar alma, değişimi yönetme becerisi olarak
sıralanıyor. Liste iyi bir insan ilişkileri ağına sahip olma,
işbirliğine açıklık, çözüm ve sonuç odaklılık, özgüven,
samimiyet, paylaşımcılık, demokratiklik olarak uzayıp
gidiyor. İş alanına özel bir konuda alınan yüksek lisans
derecesi, yabancı dil bilgisi, hitabet yeteneği de hızlı
terfi almada etkili olabiliyor.~UZMAN KADRO ÖNE ÇIKIYOR
Terfi, öncelikle çalışanın performansı ve şirketin ihtiyaçlarıyla
ilişkili. Ancak terfide etkili olan etmenlerden
biri de pozisyon ve sektör. Terfi almaya elverişli pozisyonların
genel olarak satış, pazarlama, teknik, uzman,
mühendislik kadroları olduğunu görüyoruz. Örneğin
Bosch, 2015 yılında 7 tanesi üst yönetim olmak üzere
16 çalışanını yönetim kadrolarına atadı. Bosch Türkiye
ve Ortadoğu İK Direktörü Umut Güvenç, her yıl minimum
15 çalışanı yönetim kadrolarına atadıklarını ve 10
yıl öncesine göre yönetim kadrolarında yüzde 70 artış
gözlemlediklerini söylüyor.
BASF ise 2015 yılında 72 kişiyi terfi etti ve bu sayı
son 5 yıldır aynı seyirde izliyor. BASF Türkiye İnsan
Kaynakları Müdürü Taner Şimşek, terfi alan çalışanların,
ağırlıklı olarak satış departmanlarında çalıştığını
söylüyor.
Brisa’daki 13 terfi de pazarlama, satış ve teknik
alanlarında gerçekleşti. Akçansa’da 2015 yılında terfi
eden 51 kişinin ataması ağırlıklı olarak yönetici, uzman/
mühendis ve destek pozisyonlarında.
Otomobilin önemli oyuncusu Toyota’da da terfi
edenler, yönetimsel pozisyonlar ve uzman kadrolarında
bulunuyor.
Şirketlerin terfi oranlarına bakıldığında ise 5-10 yıl
öncesine göre bir artış olduğu görülüyor. Bunda kadroların
artması, yeni açılan pozisyonlar ve yeni yatırımlar
etkili oluyor. Örneğin Akçansa’nın 10 yıl öncesine
göre terfi oranı yüzde 5’lerden yüzde 10’lara ulaştı.
Toyota’da ise 10 yıl öncesine göre yüzde 30 artış gözlemleniyor.
PERAKENDEDE TERFİ YÜKSEK
Perakendede terfi düzeyi ise diğer sektörlere göre gözle
görülür biçimde yüksek. Bunda en büyük etken şirketlerin
sürekli yeni mağazalar açması. Örneğin Migros
bünyesinde 2015 yılında 3 bin 500’e yakın kişi terfi etti.
Migros İK Direktörü Olcay Yılmaz, “Her yıl ortalama 150-200 mağaza açıyoruz. En yoğun terfiler de mağaza
yöneticisi pozisyonunda gerçekleşiyor. Yöneticilerimizin
yüzde 98’ini kendi iç kaynaklarımızdan yetiştiriyoruz”
diyor.
2010 yılında mağazalarda bir üst pozisyona geçen
kişi sayısı 121 kişiyken 2015’te bu sayının 351’e yükseldiğini
söyleyen Mavi’nin CHRO’su Can Yılmaz, terfilerin
Maviolog, mağaza müdür yardımcısı ve müdürü
pozisyonlarına geçişler olduğunu belirtiyor.
LC Waikiki’de de 2015 yılında 3 bin 330 kişi terfi
aldı. Bunlardan 2 bin 400’ü yurtiçi, 930’u yurtdışında
gerçekleşti. Şirketin İK Direktörü Gökhan Denizhan,
“10 yıl önceye göre terfilerde yüzde 70 oranında artış
var. Bunun en önemli nedenini mağaza ağımızın genişlemesi
oluşturuyor” diye konuşuyor.
Boyner’in İK’den sorumlu genel müdür yardımcısı
Murat Akgün, terfi oranının 10 yıl önceye göre yüzde
35 artığını belirtirken. Defacto’nun İK yetkilileri terfi
oranlarının yüzde 8-9 oranında
gerçekleştiğini söylüyor.
Bimeks ise 10 yıl önce 20 mağaza
ile hizmet verirken bugün
140 mağazaya sahip. Dolayısıyla
terfi oranlarında artış gözlemleniyor.
Gıda perakendesi sektöründe
faaliyet gösteren TAB Gıda’da
da terfi sayısı oldukça yüksek.
Şirkette 2015 yılında 5 bin 200’e
yakın çalışan terfi etti. 10 yıl önce
terfi oranı yüzde 33 iken bu oran
2015 yılında yüzde 45’e yükseldi.
Şirketin insan kaynakları genel
müdür yardımcısı Gökhan Asok,
“Her yıl yüzde 30 büyüme hedefine
paralel olarak insan kaynakları
ihtiyaçlarımızı karşılamak
için kendi yöneticilerimizi kendi
bünyemizdeki çalışanlarımızdan
yetiştiriyoruz” diyor.~“TERFİ KRİTERLERİ DEĞİŞTİ”
UNVANLAR GENİŞLEDİ Geçmişte terfide kıdem önemli bir
kriterken bugün daha çok performans ve yetkinlik gelişimi odak
noktasında. Toyota’nın İK müdürü Seda Koytak, “Geçmişte terfilerin
maddi bir karşılığı olmak zorundaydı. Bugünse farklı yan haklarla
ve unvan yapılarıyla da bunu desteklemek mümkün oluyor” diyor.
DETAYLI İNCELEME Brisa’nın
insan kaynakları ve kurumsal
gelişim direktörü Nilgün Özkan,
terfi kriterlerinde bireylerin gelişim
süreçlerinin ve yönetim stillerinin
değerlendirilmesinin önem
kazandığını belirtiyor. Akçansa’nın
insan kaynakları genel müdür
yardımcısı Serkan Yorulmazlar ise
Organizasyonel Başarı Planı ile
çalışanların performans-potansiyel
analizlerinin yapıldığını ve kritik
çalışanların takip edildiğini
söylüyor. SÜREÇ DEĞERLENDİRMESİ Daikin Türkiye’nin İK
direktörü Ali Mercan da geçmiş dönemlere göre terfi
ve çalışan değerlendirme süreçlerinde kullandıkları
araçlarının etkisinin arttığını belirtiyor. Buna göre
performans süreçlerinin detaylandırılması, pozisyon
nitelikleri gereği yabancı dil ve benzeri beceri
setlerinin genişlemesi kriterler kapsamında oluşan
farklılıklar olarak değerlendiriliyor.
"İÇERİDEN TERFİDE ARTAN TRENDE SAHİBİZ"
AHMET PAKSOY BSH TÜRKİYE, ORTADOĞU, AFRİKA VE BDT İNSAN KAYNAKLARINDAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISI
TERFİ ALANLARI
Bu yıl ocak ayında
toplam 2 bin 117
çalışanımızdan 112
kişi terfi etti. Terfi
oranımız yüzde 5,29
oldu. Terfiler, en çok
mühendislik, AR-GE,
bilgi teknolojileri
iş kollarında
gerçekleşti. Organik
büyüyen bir şirket
olduğumuz için
terfi sayısında artan
bir trende sahibiz.
Bu artışı, şirket
çalışan sayısındaki
artışa oranla
kıyasladığımızda
aslında yaklaşık
olarak aynı seviyede
seyreden bir terfi
oranı görüyoruz.
TERFİDEKİ ARTIŞ
2012 yılında toplam
1.785 çalışanımızdan
73’ü terfi etmişti ve
oran yüzde 4,18
olarak gerçekleşmişti. 2012’den bu yıla terfi sayılarına
baktığımızda ortalama 1.890 çalışanımızdan 97’sinin
terfi aldığını görüyoruz. Ortalama terfi oranı ise yüzde
5,13. Doğru çözümleri sunup artan bir trend görmeyi
beklemek yerine “günümüze uygun” ve “geleceğe
uyarlanacak” politikamızı sürdürmeyi hedefliyoruz.
TERFİ ORANI YÜZDE 8’E YÜKSELDİ
ELA KULUNYAR / DOĞUŞ OTOMOTİV İNSAN KAYNAKLARI DİREKTÖRÜ
TERFİ ŞARTLARI Terfi kriterlerimizde 5 kademesinden (uzman) 6 kademesine
(yetkili) terfilerde aranan son yıl B performans notu şartı, 100 performans olarak
değiştirildi. Terfilerde en önemli etken performans ve verimlilik. Pozisyonda çalışılan
süre ve yabancı dil de diğer kriterler. Yöneticilik gerektiren pozisyonlarda ise kişinin
yönetsel yetkinlikleri belirleyici oluyor.
2015 RAKAMLARI 2011 yılında terfi oranı yüzde 4 düzeyindeyken 2015 yılında
bu oran yüzde 8’e yükseldi. 2015 yılında ise toplam 52 kişi terfi aldı. Ağırlıklı olarak
yüzde 44 oranıyla yöneticilik ve yüzde 37 oranıyla yetkili pozisyonlarda terfi söz
konusu oldu. Yüzde 6 oranında uzman yardımcılığı ve yüzde 4 oranında müdürlük
pozisyonu terfileri gerçekleşti. Yıllık ortalama terfi sayımız ise 45.
5 SEKTÖRDE
TERFİ
HUGO CAMPO
MICHAEL PAGE TÜRKİYE
GENEL MÜDÜRÜ
FİNANS Finans sektöründe yatay geçiş
bugünlerde pek fazla görülmüyor.
Özellikle denetim şirketlerinde
başlayanlar, belirli bir terfi sistemine göre
ilerliyorlar. Bu sistemin de son yıllarda pek
fazla değişikliğe uğradığını söyleyemeyiz.
3-4 yıl denetim şirketlerinde çalışan
profesyoneller, reel sektöre geçtikleri
zaman yine bu sisteme göre ilerliyorlar.
Terfi sistematiği çok değişken, halihazırda
var olan sistem uygulanmaya devam
ediyor.
SATIŞ-PAZARLAMA Bir şirkette
pazarlama alanındaki en yüksek
pozisyona gelmek için 9-10 kademe
aşmanız gerekiyor. Satış sektöründe ise
eskiden kişinin motivasyonunu yükseltmek
için kademesini değiştirmeden zam
yapılabiliyordu. Ancak artık yeni
başlayanlar için en büyük motivasyon
başarılarının duyulması. Bu yüzden birçok
pozisyonun başına senior, executive gibi
yeni unvanlar getirildi.
İLAÇ Her geçen yıl terfi süreci daha da
farklılaşıyor. Nitelikler ve profiller değişiyor.
Artık şirketler geçmiş katmanlı yapıları yerine
daha “düz” yapılara geçiyor. Elbette bu durum
da farklı rollere geçilen, daha çok yatay geçişi
öne çıkaran bir yapı oluşturuyor. Tecrübeli
profiller süreli kontratlarla yönetim rollerinde de
çalışıyor.
TELEKOM Telekomda bir artış söz konusu
olduğunu söyleyemeyiz. Bu alandaki büyük
şirketlerde geçtiğimiz yıllarda çok sayıda
organizasyonel değişiklik gerçekleşti, ekipler
birleştirildi ve terfiler artmadı. Üstelik tüm bunların
aksine işten çıkarmalar gerçekleşti.
MOBİL/E-TİCARET Bu iki alanda yaşanan
büyüme bu alanlarda orta ve üst düzey terfilerde
doğal bir artışa neden oldu. Diğer yandan mobil
ve e-ticaret haricinde hizmet veren teknoloji
şirketlerinde belirgin bir artış görülmüyor. Spesifik
yazılım üreten şirketlerde bir büyümeden söz
edebiliriz ancak makro olarak bakıldığında bir
büyüme gözlemleyemiyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?