Yatırımcının Yol Haritası

Yatırımcı zor bir dönemden geçiyor. Düşen faizler, yerinde sayan dolar, 18 bini aşan borsa, zirve yapan Eurobondlar ve diğerleri… Her yatırım aracı için kafalarda sorular var. “Endeks nereye kadar ...

1.01.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yatırımcı zor bir dönemden geçiyor. Düşen faizler, yerinde sayan dolar, 18 bini aşan borsa, zirve yapan Eurobondlar ve diğerleri… Her yatırım aracı için kafalarda sorular var. “Endeks nereye kadar gider”, “Dövizdeki trend devam eder mi”, “Faizde hala potansiyel var mı”… Sorular uzayıp gidiyor. Capital, 2004 yılında tasarruflarını değerlendirmek isteyenlere, 2003 yılında fonlar arasında en yüksek getiriyi sağlayan fon yöneticilerden taktikler aldı.    
 
İşte, İsviçre Portföy Yönetimi’nden Osman Nuri Özcan, Ziraat Yatırım’dan Alpaslan Akça, Dış Portföy Yönetimi’nden Enver Gürsoy, Ata Yatırım’dan Cem Martı ve Koç Portföy Yönetimi’nden Zeki Şen’in 2004 yılına yönelik beklentileri…  
 
Türkiye yatırım yapmak için oldukça zor bir pazar. Ekonomi ve siyasette yaşanan dalgalanmalar ve piyasaların bu gelişmelere gösterdiği ani reaksiyonlar da bunun en büyük nedeni.  
 
Bu nedenle doğru zamanda, doğru tercihi yapmak çok önemlidir. Piyasayı yakından izleyenler ise, en iyi tercihleri fon yöneticilerinin yaptığını bilir. Trilyonlarca liralık fonları yönetenler, makro ekonomik gelişmeleri, para ve sermaye piyasalarındaki dalgalanmaları da çok yakından izlerler. Buna bağlı olarak da alım-satım zamanlamasını ve enstrüman tercihini, bir çok yatırımcıya göre çok daha iyi yaparlar. 2003 yılında da bu açık olarak görüldü. Yatırım fonlarına yatırım yapanlar, neredeyse yüzde 100’lere varan getiri elde etmeyi başardılar.  
 
Bu nedenle fon yöneticilerini takip etmek, yatırımlara onlar aracılığıyla karar vermek son derece önemli. Bu nedenle 2003 yılının en başarılı fon yöneticilerine piyasalara ilişkin beklentilerini sorduk.  
 
BORSAYA İLGİ ARTACAK  
 
Osman Nuri Özcan / İsviçre Portföy Yönetimi  
 
EVG Menkul Değerler A Tipi Değişken Fon, 2003 yılının en çok kazandıran fonu. 18 Aralık 2003 itibariyle fonun getirisi yüzde 93.22’ye ulaşmış durumda. Bu fon İsviçre Portföy Yönetimi tarafından yönetiliyor. Başında ise Osman Nuri Özcan var.  
 
Osman Nuri Özcan, fonun amacına uygun olarak doğru yatırım aracını ve zamanlamayı gerçekleştirmeye çalıştıklarını söylüyor. Stratejileri çerçevesinde belirledikleri yatırım araçları arasından seçim yaparken bir çok yatırım şirketinin araştırma servislerinden yararlandıklarını ifade ediyor. Bütün araştırma bölümlerinden yararlanabilme ve en iyi işlem fiyatını gerçekleştirmenin avantajlarıyla da diğer yatırım fonlarından farklılaştıklarını söylüyor. Yatırım kararlarını, yatırım komitesindeki portföy yöneticilerinin oylarıyla belirliyorlar ve portföy dağılımını da buna göre yapıyorlar.  
 
Olumlu hava devam eder  
 
2004 yılında siyasi ve ekonomik olumsuz gelişmelerin riskinin oldukça uzak olacağını düşünüyor. Global durgunluk, Irak savaşı, atlatılan ekonomik kriz, seçim ve ardından uygulanan politikalarla 2003 yılında enflasyonla mücadelede gösterilen başarının ekonomik istikrarın kalıcılığına ait sinyaller verdiğini söylüyor. 2004 yılında da uygulanan program ve kararlılıktan herhangi bir sapma gösterilmezse, yakalanan olumlu ivmenin devam edeceğini düşünüyor.  
 
Osman Nuri Özcan’ın makro ekonomik datalar ve piyasalara ilişkin 2004 tahminleri ise şöyle:  
 
“2004 yılına ilişkin olumlu beklentilerimiz dahilinde GSMH’nin 261 milyar dolar olmasını ve yüzde 5’lik bir büyüme rakamına ulaşacağımızı tahmin ediyorum. TEFE’de hükümetin koyduğu yüzde 12’lik hedefe yaklaşacağımızı, ancak bu seviyenin biraz üzerinde kalarak yüzde 12-14 bandında bir değere ulaşacağımızı tahmin ediyorum. TÜFE’de ise yüzde 15-17 arasında bir artış bekliyoruz. Hedeflerin yakalanacağına olan inancın artmasının getireceği güven ve istikrar ortamı da yatırım araçlarının getirilerine olumlu yansıyacak. Enflasyon hedeflerine paralel olarak faiz oranlarının yüzde 20 seviyelerine gerileyeceğini tahmin ediyorum. Serbest piyasa dinamiklerinin etkili olacağı borsa ve döviz konusunda ise şimdiden tahmin yapmak oldukça zor.”  
 
Yatırım fonuyla girin  
 
Osman Nuri Özcan, ekonomik istikrarın yakalanmasıyla birlikte yabancı ve yerli yatırımcıların risk profillerini değiştirerek daha uzun vadeli düşünebileceklerini söylüyor. Bu doğrultuda da hisse senedi piyasasına ilginin artabileceğini ifade ediyor. Borsaya ilk etapta yabancı yatırımcıların gireceğini belirtiyor. Bireysel yatırımcılara ise, yatırım fonları aracılığıyla borsaya girmelerini tavsiye ediyor.  
 
BU SEKTÖRLERE DİKKAT  
 
İsviçre Portföy Yönetimi Portföy Yöneticisi Osman Nuri Özcan, 2004 yılında hareketlenmesini beklediği sektörleri Capital için değerlendirdi:  
 
Uzun süren global ve yurtiçi durgunluğun ardından 2004 yılının ikinci yarısından itibaren borsada belli bazı sektörlerin ön plana çıkmasını bekliyoruz. Bunların başında da tüketici ile yakından ilişkili perakende, otomotiv, bira-meşrubat ve telekomünikasyon geliyor.  
 
İç talebin canlanmasıyla söz konusu sektörlerde hareketlenmeler yaşanacaktır. Ayrıca, Irak’ın yeniden yapılandırılması ve bu ülkenin istikrar kavuşmasıyla ticari anlamda bölgeyle işbirliği içerisinde olabilecek sektörlerde ön plana çıkabilir. Ama bu sürecin uzama ihtimali göz önünde bulundurulmalı.  
 
Şirketler ekonomik konjonktüre, finansal piyasaların yapısına ve yönetim anlayışlarına göre farklılık göstereceklerdir. Bu nedenle hisse spesifik öneride bulunmak yerine, gerçekten iyi araştırma ile yatırım yapan yatırım fonlarının tercih edilmesi, daha doğrusu bu seçimin uzmanlara bırakılmasının daha doğru olacağına inanıyorum.”  
 
İMKB’DE HEDEF 25.000 PUAN  
 
Alpaslan Akça / Ziraat Yatırım  
 
Ziraat Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Akça, Ziraat Yatırım A tipi Değişken Fonu’nu yöneten ekibin başında. Söz konusu fonun getirisi 18 Aralık 2003 itibariyle yüzde 66.16 düzeyinde. En çok kazandıran fonlar arasında ilk sıralarda yer alıyor.  
 
Alpaslan Akça, fon yönetirken finansal piyasa ve ürün azlığı nedeniyle çok fazla seçenekleri olmadığını söylüyor. Alım satım işlemlerini mutlaka bir nedene dayandırdıklarını, stratejilerini de orta ve uzun vadeli oluşturduklarını ifade ediyor. Günlük olaylardan etkilenerek strateji değişikliğine gitmediklerini söylüyor. İyi bir vergi yönetiminin de fon yönetirken önemli olduğunu, kötü yapma halinde fonda önemli bir vergi yükü oluşabileceğini söylüyor.  
 
Endeks 20 bini geçer  
 
Alpaslan Akça’ya göre, fon yönetirken en önemli konulardan biri yatırımcıların eğitimi. Çünkü, özellikle küçük yatırımcılar günlük olaylardan gereğinden fazla etkilenerek fona zamansız giriş çıkış yapıyor. Bu da fon yöneticisini istemediği menkul kıymet alım satımlarına zorlayabiliyor.  
 
Sıkı maliye politikasının sürdürüleceği, tüketimin kontrollü artacağı, sanayi yatırımlarının artacağı ve FED’in faizleri artıracağı varsayımıyla 2004 yılında ekonomide olumlu bir trend izleneceğini söylüyor. Buna bağlı olarak da GSMH’nin yüzde 5, TEFE’nin yüzde 15, TÜFE’nin ise yüzde 14 seviyelerinde olacağını tahmin ediyor. Döviz sepetindeki artışın yüzde 20 civarında olacağını belirten Akça’ya göre, ortalamada yüzde 25-26 civarında olacak faizler, yılı yüzde 20 seviyesinde kapatacak. İMKB-100 endeksi ise 20.000-25.000 arasında olacak.  
 
Yabancının ilgisi artacak  
 
Büyüme ve istikrar devam ettiği sürece İMKB’ye hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ilgisinin devam edeceğini söylüyor. Ancak, FED’in olası faiz artırımının Türkiye dahil olmak üzere tüm gelişmekte olan piyasalardan fon çıkışına neden olabileceğine dikkat çekiyor. Sonuçta da fon giriş çıkışlarının piyasaları etkileyecek kadar çok yüksek miktarda olmayacağını ifade ediyor.    
 
PERAKENDE, İNŞAAT VE BANKACILIĞA DİKKAT  
 
Düşen enflasyon ve faizlerin bireysel tüketimi artıracak olması, perakende sektörünü hareketlendirecek. Yine düşen faizler, ticari ve tüketici kredilerine olan talebi ve kredi kartı kullanımını artıracak.  
 
Bu durum 2004 yılında bankalara Hazine kağıtlarından daha fazla para kazandıracaktır. 3 yıldır sürekli küçülmekte olan inşaat sektöründeki toparlanmanın da 2004 yılında olacağını tahmin ediyorum.  
 
Perakende sektöründe Tansaş’ı beğeniyorum. Perakende sektörünün iyi olacağı, şirketin yatırımlardan kaynaklanan amortisman yükünden büyük ölçüde kurtulması, mali yapısının oldukça düzelmesi bu beklentimde etkili.  
 
Alarko Holding’i de inşaat ve taahhüt işlerinin yurt dışında iyi gitmesi nedeniyle tavsiye ediyorum. Ayrıca, 2004 yılında yurtiçi faaliyetlerinde de iyileşme olmasını bekliyorum.  
 
Bankacılık sektöründen de hareketli olmasını beklediğim, Akbank, Garanti ve İş Bankası’nı öneriyorum. Bu bankaların ortak özelliği çok şubeli ve buna paralel olarak müşteri alt yapılarının geniş olması. Bu nedenle 2004 yılında artması beklenen tüketim ve yatırımlarla birlikte kredi, kredi kartları ve diğer komisyonlu işlemler nedeniyle kârlılıkları önemli ölçüde artacaktır. Ayrıca faizlerdeki düşüş trendi de kârlılıklarında etkili olacak diye düşünüyorum.”  
 
2 SENTİ TEST EDERİZ  
 
Enver Gürsoy / Dış Portföy Yönetimi  
 
Dışbank A tipi Değişken Fon, yılbaşından 18 Aralık 2003’e kadar geçen sürede yatırımcılarına yüzde 67.62 oranında getiri sağladı. Fonun bu başarısında risk odaklı fon yönetimi oldukça etkili. Yani riske dayalı getiri analizleri göz önünde bulundurularak yatırım kararları veriliyor. Ayrıca, Dışbank ve Dış Yatırım’ın araştırmaları da yatırım kararlarında etkili oluyor. Portföye dahil edilecek hisse senetleri seçilirken, şirket ve ait olduğu sektör ile ilgili gelişme ve beklentiler takip ediliyor.  
 
İMKB’de değerleme sürecek  
 
Şirketin mali tabloları inceleniyor. Dış Portföy Fon Yöneticisi Enver Gürsoy, “Yatırım stratejisi ve disiplini belirleyip buna sadık kalıyoruz. Aynı zamanda risk dağıtımını ve kontrolünü de iyi yaptığımızı düşünüyoruz. Araştırmaya dayalı orta ve uzun vadeli yaklaşımlarda bulunarak gerçekçi hedefler belirlememiz de başarımıza destek veriyor” diye konuşuyor.  
 
Enver Gürsoy’a göre, 2004 yılında Hazine’nin borçlanma politikasının değişmesi ve vadelerin uzaması halinde, hisse senedi piyasasına ilgi biraz daha artacak. Ayrıca, düzelen makro ekonomik veriler ve borç geri ödeme dinamiklerinde iyileşme olması da İMKB’de değerlemelerin hızla yükselmesine neden olacak. Faizlerdeki düşüşle birlikte de yatırımlar hisse senetlerine kayacak. Ayrıca, enflasyondaki düşüş trendinin devam etmesi ile beraber, 2003’e göre azalarak da olsa sabit getirili enstrümanlar da cazibesini koruyacak.  
 
2004 nasıl geçecek?  
 
IMF destekli programın başarıyla devam ettirilmesi ve hedeflerden ciddi bir sapma olmaması halinde GSMH’de yüzde 4,8’lik bir artış yaşanacağını söylüyor. TEFE’nin yüzde 12, TÜFE’nin ise yüzde 16 seviyelerine gerileyeceğini ifade ediyor. Enver Gürsoy, “Tüm bu beklentiler paralelinde İMKB’nin 2 sent seviyesini test etmesini, bileşik faizlerin yüzde 19’lara gerilemesini, dolar kurunun ise 1 milyon 675 bin lira olacağını tahmin ediyoruz” diyor.  
 
İŞTE 2004’ÜN HİSSELERİ  
 
BEKO  
 
İç satışlardaki artış şirketin kârlılığını olumlu etkileyecek. Ayrıca olası Grundig AG’nin isim ve lisans hakkının satın alınması ve Profilo Telra ortaklığı şirkete ciddi bir değer katacaktır. Bu olasılıkların gerçekleşmesi yurtdışında büyüme getirecek ve performansını olumlu etkileyecektir.  
 
GARANTİ BANKASI  
 
Faizlerdeki düşüş trendi özellikle yılın ilk yarısında devam edecek. Bu da bono portföyü gelirlerini olumlu etkileyecek. Ayrıca, reel sektördeki hareketlenmeyle birlikte kredilerde artış yaşanacak. BSMV gibi yükümlülüklerin azaltılması da bankayı pozitif etkileyecek.  
 
HÜRRİYET  
 
2004 yılında reklam pastasının yüzde 30 civarında büyümesi bekleniyor. Ayrıca, dağıtılabilir kârın yüzde 50-100’ünün ortaklara verilmesi yönündeki temettü kararı, nakit yaratma gücü yüksek olan şirket hisselerini ilgiyi artıracaktır.  
 
KOÇ HOLDİNG  
 
Enerji, finans ve telekomünikasyon sektörlerine ağırlık vermesi, otomotiv ve dayanıklı tüketimde artan ihracat olumlu etkileyecek. İç talepteki canlanma ve özelleştirme adımları da bunda etkili olacak.  
 
SABANCI HOLDİNG  
 
Faizlerdeki düşüşün devam etmesine paralel olarak Akbank sayesinde pozitif etkilenecek. Ayrıca, Akbank’tan yüksek temettü alması kârını artıracak. Enerji, perakende, gıda ve telekomünikasyondaki büyüme hedefi ve özelleştirme konusundaki adımlar da olumlu etkileyecek.  
 
TOFAŞ Kredi faizlerindeki düşüşün devamıyla birlikte iç talep artacak. Ek vergi yükünün Tofaş tarafından üretilen modelleri etkilemeyecek olması da firma için büyük artı değer oluşturuyor. Fiat için yeni araç üretimine başlama ihtimali de hisse performansını olumlu etkileyecek.  
 
İKİ YIL VADELİ TAHVİLLER CAZİP OLACAK  
 
Cem Martı / Ata Yatırım
 
 
Ata Yatırım B tipi Tahvil-Bono fonu, yılbaşından 18 Aralık’a kadar geçen sürede yatırımcılarına yüzde 54,05’lik bir getiri sağladı. Fon Yöneticisi Cem Martı, fonun, B tipi fonlar arasında agresif olarak tanımlanabilecek bir şekilde yönetildiğini söylüyor.  
Piyasaların yapısından dolayı mümkün olduğunca likit tahvil-bonoları tercih ettiklerini ifade ediyor. Haftada bir toplanan alokasyon komitesinin verdiği kararlara paralel bir vade yapısı oluşturulduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca, fon yönetiminde portföy yöneticisinin insiyatifi bulunduğunu, bu sayede de faizlerdeki dalgalanmadan yararlanıldığını ifade ediyor. Gündemdeki gelişmeleri belli senaryolara göre planladıklarını ve bu senaryoların gerçekleşmesine paralel hazır olan aksiyon planlarını uygulamaya aldıklarını söylüyor. Bu sayede de ani ve panik hareketlerden doğabilecek yanlış kararların engellendiğini belirtiyor.  
 
Ata Yatırım’ın 2004 tahmini  
 
Cem Martı’ya göre, yerel seçimler ve çözüm bekleyen Kıbrıs sorunu 2004 yılının şekillendirilmesi açısından ön planda olacak. IMF programına bağlılık ise her zaman olduğu gibi önemini koruyacak. Ata Yatırım olarak 2004 yılı sonunda GSMH’de yüzde 2,2’lik bir büyüme, TEFE’de yüzde 16,3, TÜFE’de ise yüzde 14’lik artış beklediklerini söylüyor. Faizlerin yıl sonunda 22-25 aralığına gerileyeceğini, dolar kurunun 1 milyon 775 bin lira, İMKB endeksinin ise 1,6 cent seviyesine yükseleceğini tahmin ediyor.  
 
Enflasyondaki düşüş beklentisine paralel olarak da sabit getirili yatırım araçlarının halen cazip reel getiriler sunduğunu söylüyor. Bundan dolayı da ikinci dalganın önce faiz cephesinde, faizlerdeki düşüş sonrasında da borsada olacağını ifade ediyor.  
Bu beklentiler ışığında 2004 yılı için önerdiği portföyün, yüzde 50’si hisse senedi, yüzde 30’u Hazine bonosu, yüzde 20si’de döviz ve Eurobond’dan oluşuyor.  
 
Bono ve tahvilde ne olacak?  
 
Cem Martı, yatırımcıların 2004 yılında tahvil-bonoya yatırım yaparken tercih etmesi gereken vadeyi ise şöyle anlatıyor:  
 
“2004 yılının enflasyon hedeflerinin tutup tutmayacağı kış ayları sonunda şekillenmeye başlayacak. Zira ilk aylarda gelecek rakamlar, düşüş ivmesini daha da hızlandıracaktır. Bu nedenle enflasyon düşüşüne inanan yatırımcıların Hazine’nin kasım ayında çıkardığı sabit kuponlu 2 yıl vadeli tahviller gibi getirisi garanti olan kağıtlara yatırım yapabileceğini düşünüyorum. Uzun vadeli yatırım enflasyonun bu düşüş ortamında en cazip getiriyi sunacaktır.”  
 
YABANCI İLGİSİ SÜRECEK  
 
Irak harekatının hemen ardından Türkiye’ye girmeye başlayan yabancı yatırımcılar, hedeflerin tutturulması, politik istikrarın sağlanması ve kur riskinin elemine edilmesinden dolayı halen ülkeyi terk etmediler. Gelişmekte olan ülkeler arasında en iyi performans göstermemizin yanı sıra gelişmiş ülkelerdeki faiz oranlarının düşmüş olması da Türkiye’yi cazip kılmaya devam ediyor.  
 
Henüz AB Konusunda ciddi bir beklentinin fiyatlanmamış olduğunu düşünmekteyiz. Ancak yerel de olsa seçim, yabancı yatırımcıları tedirgin eden bir durum. Tek parti iktidarının avantajı olsa da kısa süreli bir dalgalanma yaşanabileceğinden yılın ilk aylarında ilgi sadece piyasamızı gözlemlemek olarak kalabilir.  
Ancak, enflasyondaki düşüş eğiliminin sürmesi durumunda, ciddi bir reel getiri vaat edeceğinden dolayı, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasına ilgisi devam edecektir.”  
 
YATIRIM FONLARINA İLGİ ARTACAK  
 
Zeki Şen / Koç Portföy Yönetimi  
 
Koç Yatırım B Tipi Değişken Fon 18 Aralık 2003 itibariyle yatırımcılarına yüzde 53.95’lik bir getiri sağladı. Portföy Yönetimi Müdürü Zeki Şen, fonun başarısında takım bazlı çalışmanın etkili olduğunu söylüyor. Periyodik olarak yatırım komitesi toplantıları yaptıklarını, sürekli geri bildirimle sağlanan performansı değerlendirdiklerini ifade ediyor. Ayrıca, hedefe ulaşmak için orta ve uzun vadeli portföy oluşumundan kısa vadeli pozisyon değişimlerine kadar her zaman diliminde etkin risk yönetimi yaptıklarını da sözlerine etkiliyor.  
 
Büyüme yüzde 5 olur  
 
Zeki Şen, 2004 yılında ekonomik gelişmeler ve piyasalar hakkındaki beklentilerini ise şöyle anlatıyor:  
 
“Büyüme ve enflasyonla mücadele konusundaki pozitif gerçekleşmelerin devam edeceğini düşünüyorum. GSMH bazındaki yüzde 5 büyüme hedefinin zor da olsa tutturulabileceğini, enflasyon rakamlarında ise mali disiplinden taviz verilmediği sürece gerçekleşmelerin yüzde 12–14 aralığında olacağını tahmin ediyorum. 2004 yılına reel faizler olarak yüzde 14–15 seviyesinde gireceğimizi, yıl sonunda ise bu seviyenin yüzde 10’lara kadar gerileyeceğini düşünüyorum.”  
 
İlk çeyrekte tahvil öne çıkar  
 
Zeki Şen’e göre, mali disiplin, enflasyonla mücadele ve güçlü ekonomiye geçiş kapsamında yapılması gereken reformlarla ilgili asgari düzeyde performansın sürmesi halinde 2004 de sabit getirili yatırımlar açısından cazip olmaya devam edecek. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkilerindeki ilerlemeler Türkiye’nin risk priminin düşmesine neden olacak. Orta ve uzun vadeli iç borçlanma enstrümanlarının reel getirileri bir miktar azalsa da göreceli yüksek seyrini korumaya devam edecek.  
Düşen faizlerle birlikte, hisse senedi riski almadan sadece bono-tahvil riski alarak yüksek getiri elde eden yatırımcılar, alternatif enstrüman arayışına girecek. Hisse senedi piyasası da bu tür arayışlar nedeniyle yatırımcı ciddi bir yatırımcı ilgisine uğrayacak.    
 
Zeki Şen, portföy oluşturma kararı için öncelikle risk tercihi ve getiri beklentisi doğru konumlandırılması gerektiğini söylüyor. Orta düzeyde risk anlayışına sahip yatırımcıların portföylerinde bir miktar hisse senedi bulundurmalarını öneriyor. Özellikle yılın ilk çeyreğinde orta-uzun vadeli tahvil-bonolara ağırlık verilmesi, dövizin ise kısa süreli al-sat’ lar dışında ciddi bir yatırım aracı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söylüyor.  
 
TL ENSTRÜMANLAR CAZİBESİNİ KORUYACAK  
 
ABD KAYNAĞI ÖNEMLİ  
 
Hazine’nin 2004 yılı finansmanında ABD’den gelmesi muhtemel 8.5 milyar dolar önemli bir yer alacak. Ayrıca, yurtdışı borçlanmada gösterilen başarı da bunda etkili olacak. İyimser bir bakışla, TL bazlı uzun vadeli ve sabit kuponlu enstrümanların ağırlığı artacak, vadeler ise uzayacak.  
 
TAHVİL-BONO FONLARINI TERCİH EDİN  
 
2004’te, doğrudan tahvil-bono almak yerine, bu piyasalardaki fırsatları, riskleri de gözeterek değerlendiren yatırım fonlarını seçmek doğru tercih olacak. Orta-uzun vadeli bono-tahvil konumlanmasını yıl başında iyi yaparak,  zaman zaman kısa vadeli enstrümanlarda kalmak faydalı olabilir. Vergi hassasiyeti nedeniyle tahvil-bono fonları iyi birer tercih olacak.  
 
YABANCILARIN TL İLGİSİ SÜRECEK  
 
TL bazlı enstrümanlar yabancı yatırımcıların ilgisini çekmeye devam edecek. Reel getirilerin göreceli yüksek seyri, Eurobond getirileri ile TL cinsinden borçlanma araçlarının döviz bazındaki getirileri arasındaki yüksek spread önemli bir tercih nedeni olacak.  
 
EUROBOND CAZİBESİNİ KORUYACAK  
 
Eurobond fiyatları 2004 yılında daha istikrarlı bir seyir izleyecek. 2003 yılındaki yüksek performans nedeniyle fiyatlar yükselmekte biraz zorlanabilir. Sepet bazında baktığımızda ise, dövizin TL karşısında yıllık bazda zayıf kalmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz