Bölgesel perakendeciler, büyüme hızlarıyla atakta. Hatta, yeni açtıkları mağazalar, çalışan sayıları ve pazardaki konumlarıyla deyim yerindeyse devleri sollamayı başarmış durumdalar. En öneml...
Bölgesel perakendeciler, büyüme hızlarıyla atakta. Hatta, yeni açtıkları mağazalar, çalışan sayıları ve pazardaki konumlarıyla deyim yerindeyse devleri sollamayı başarmış durumdalar. En önemlisi küçük zincirleri satın alarak büyükler ligine girmeye çalışıyorlar. Benzer ölçekte olan perakendecilerle işbirliği yaparak da farklı bir strateji izliyorlar. Her yıl mağaza zincirlerine yeni mağaza ekliyor, çalışan ve ciro rakamlarını katlamayı başarıyorlar. Zaten bu nedenle artık büyüklerin radarında da yer alıyorlar. Hatta sektörün yerli devlerinin yanı sıra, Türkiye’ye girmek isteyen yabancı zincirler de bu “hızlı balıklar”a teklif yağdırıyor.
Perakende sektörü büyürken, bölgesel zincirlerde büyümelerini hızlandırdı. Mağazalaşmaya ağırlık verdiler, birleşme ve satın almalarla güçlerini artırma yoluna gittiler.
Geçtiğimiz birkaç yılda da sektörde bu anlamda güçlü satın alma işlemleri gerçekleşti. İstanbul’un en güçlü bölgesel perakendecilerinden Kiler, Ankaralı Canerler’i ve Adana’da Karıncalar Marketleri’ni alarak ulusal olma yolunda büyük bir atılım gerçekleştirdi.
Ankaralı Makromarket ise son bir yıl içinde Nazar ve Afra marketlerini bünyesine katarak mağaza sayısını 35’ten 92’ye çıkardı. 2007 yılının sonunda İstanbullu Uyum Marketleri ile birleşerek 9 ilde 120 mağaza ve 4 bin 300 çalışanla faaliyet gösteren dev bir bölgesel güç haline dönüştü.
Şimdi, Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış ve bulundukları bölgelerde güçlü konumda olan pek çok bölgesel de aynı atılımı gerçekleştirme hazırlığında. Kendilerinden daha küçük olan zincirleri satın alma fırsatlarını kollarken, kendileriyle benzer güçte olanlarla işbirliğine gidiyorlar. Bununla da yetinmiyor çalışma süreçlerini gözden geçiriyor, daha sistemli ve organize şekilde rekabette kendilerine yer edinmeye çalışıyorlar. Aralarında milyon dolarlık altyapı yatırımları yapanlar da var. Bu süreçte bazı bölgeseller rekabetin kendilerine yaradığını itiraf ediyor. Örneğin Kim Genel Müdür Yardımcısı Tufan Özçit, yabancıların sektöre ilgisinin artmasıyla birlikte kendilerinin de hedef büyüttüklerini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye pazarına giren uluslararası markalar rekabeti körüklemekle kalmadı, bizi yepyeni mağazacılık ve alışveriş yöntemleriyle tanıştırdılar. Hedefimiz Türkiye’de ilk beşe girmek. Bu nedenle çok çalışıyor, altyapımızı bu hedef doğrultusunda geliştiriyoruz”
Devlerin Yeni Hedefi Oldular
Perakende sektöründe yıllardır danışmanlık yapan Metin Uysal da yabancı girişleri ve büyüklerin hamlelerinin bölgesellere büyüme azmi sağladığı görüşünde. Uysal, “Rekabet, bölgesellerin bir sisteme kavuşmasına neden oldu. 20 yıldır plansız yollarına devam ederken artık kurumsallaşmaya ve organize olmaya çalışıyorlar” diye konuşuyor. Sektörün duayenlerinden Servet Topaloğlu da bölgesel zincirlerin gösterdiği gelişmeyi takdir ediyor.
“Güzel işler yapan bölgeseller var. Bunlar ulusalları izleyip, onların iyi taraflarını kendi konseptlerine entegre etmede başarılılar” diyor. Topaloğlu’na göre bölgeseller, sistemleşme ve markalaşma konusunda yol almaya devam ederlerse, 2010’lu yıllarda yabancılarla ortaklık bile yapabilirler.
Bölgeseller, daha sistemli olma yolunda çalışmalarını hızlandırıp, durmaksızın büyürken, ulusal devlerin yanında yabancıların da dikkatini çekmeyi başardılar. Birçok devin hızlı bölgesellere satın alma ve ortaklık teklifinde bulunduğu sektörde konuşuluyor. Euromonitor International’ın Türkiye ve Suudi Arabistan’dan sorumlu kıdemli araştırma analisti Utku Tansel de bölgesel perakendecilerin hem ulusallar hem Türkiye’ye girmek isteyen yabancılar için hedef olduğunu doğruluyor. “Türkiye’ye gelmesini beklediğimiz Penny, Lidl, Aldi ve Wal-Mart açısından yerel perakendeciler önemli. Türkiye içinde agresif büyüyen perakendeciler için de büyümenin en kolay stratejisi bölgesel zincirleri satın almak. Bu nedenle de bölgeseller herkesin dikkatini çekiyor” diye konuşuyor. Tansel, Türkiye’de olmayan perakendecilerin bölgesellerle pazara girmesini mantıklı buluyor. “Pazarı bilmiyorlar, bu şekilde Türkiye’de halihazırda bulunan bölgesel zincirleri alarak anında pazara girebiliyorlar. Bunun yanında, şehir merkezlerinde yeni mağaza açacak çok fazla yer kalmadı. Bu nedenle satın almalar da kaçınılmaz oldu” diye konuşuyor.
Firmalar Kiler’e Haber Gönderiyor
Kiler, bölgeseller içinde en büyük atağı gerçekleştiren zincirlerden biri. Geçtiğimiz birkaç yıldaki ciddi büyümesiyle dikkat çekti ve ulusal olma yolunda ilerledi. Zincirin şu an 13 ilde 144 mağazası var. 2007 cirosu 700 milyon YTL, çalışan sayısı ise 5 bin. Kiler, bugüne kadar bulunduğu yerlerdeki gücünü sağlamlaştırmaya odaklandı. Şirketin bundan sonraki büyüme stratejisi, bulunmadığı yerlerde var olmak. Yeni alanlara mağaza açarak ve kimi zaman da o bölgedeki en uygun büyüme potansiyeline sahip perakende zincirini satın alarak giriş yapıyor. Bundan 2 yıl önce Ankaralı Canerler’i alarak ilk büyük satın almasını gerçekleştiren Kiler, son olarak da Adana bölgesine Karıncalar Marketleri’ni alarak girdi. Son 5 yılda yıllık ortalama yüzde 35-40 seviyelerinde büyüyen Kiler’in hedefi net: “Ulusal olmak.”
Kiler Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Kiler de bunu sık sık dile getiriyor. “Bizim en büyük hayalimiz tüm Türkiye’de olmak ve bu büyüme trendini 5 yıl boyunca sürdürmek” diyor. Ona göre, birçok bölgesel perakendeci arasından sıyrılarak bu başarıyı yakalamalarını sağlayan en büyük avantajları, perakendenin ana işleri olması. Kiler markasının temelinin perakendede atıldığını belirten Ümit Kiler, “Sektörü bilmek, takip etmek ve ileriyi görebilmek açısından bu bizim için büyük bir avantaj” diye konuşuyor. Kiler, büyümesini sürdürmeye odaklanırken, yine yeni satın almalar planlıyor. Ümit Kiler, bu konuda da şöyle konuşuyor: “Satın alma öncelikli tercihlerimiz arasında değil. Yine de koşulları bizim açımızdan kârlı ve mağaza konseptleri bize uygun bir şirketi satın alarak büyümeye de soğuk bakmıyoruz. Ancak şu an görüşme halinde olduğumuz bir şirket yok. Bazı yerel firmalar zaman zaman haber gönderiyor. Hedefimizdeki illerde olduğu takdirde bu şirketlerle görüşüyoruz.”
Mopaş Yeni Satın Alma Peşinde
Mopaş’ın İstanbul Anadolu Yakasında 24, Kocaeli’de 7, Bursa’da 10 olmak üzere 41 mağazası var. Çalışan sayısı ise bin 100’ün üzerinde. 2007 yılında 160 milyon YTL’lik ciroya ulaşan Mopaş, özellikle A plus, A ve B kategorisindeki müşterilere hizmet veriyor. En büyük rekabet avantajı; taze sebze, meyve, şarküteri ve kasap bölümünde sunduğu yüksek kaliteli ürünler. Zincir, rekabette özellikle bu avantajına yoğunlaşıyor. Müşteri bağlılığı yaratmaya odaklanıyor. 2008 yılında yüzde 15-20 arasında bir büyüme hedefliyor. Bu büyüme sonucunda zincirine 7 tane mağaza eklemeyi düşünüyor. Mopaş Genel Müdürü Reşat Narman, büyüme stratejilerinin yeni mağaza açmanın yanında yeni gruplar almayı da kapsadığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Özellikle İstanbul Avrupa yakası ve tüm Marmara bölgesinde olmayı hedefliyoruz. Sadece yeni mağazalar açarak yüzde 20 oranında büyüme planımız var. Ama yeni bir grup satın alma operasyonu yapılırsa, bu hedefi daha da büyütmek istiyoruz. Bizim standartlarımıza yakın mağazalar satın almayı düşünüyoruz. Bunun için şimdilik herhangi net bir görüşme yok.”
Mopaş’a satın alma ve ortaklık teklifleri de geliyor. Reşat Narman, bu tekliflerin genellikle dolaylı olarak geldiğini belirttikten sonra sözlerine şöyle devam ediyor: “Ortaklık ve satın alma konusunda çok net olmamakla birlikte dolaylı teklifler almaktayız. Bunlar içerisinde yabancı sermaye de bulunuyor. Yalnız bu tip teklifleri şu ana kadar yüzeysel değerlendirdik, herhangi ciddi bir girişimde bulunmadık.”
Yabancıların Hatipoğlu Tutkusu
Hatipoğlu marketlerinin 14 mağazası ve 600 çalışanı bulunuyor. İstanbul’da Anadolu Yakası’nda yoğunlaşan zincirin 2007 cirosu 12 milyon YTL. Hatipoğlu da mağazalaşmada hızlı büyüme taraftarı. Bu yılın sonunda 6 mağaza açarak toplam mağaza sayısını 20’ye çıkarmayı planlıyor. Ancak rakiplerinden farklı olarak şimdilik yeni bölgelere girmeyi düşünmüyor. İlk olarak İstanbul’da satın alma yaparak ve yeni şube açarak büyümek istiyor.
Ümraniye Kadıköy ve Üsküdar bölgelerindeki ilk organize perakendecilerden biri olan Hatipoğlu, öncelikle bu bölgelerdeki uygun lokasyonlarda yer alan mağazaları satın alarak ilerlemek niyetinde.
Hatipoğlu Mağazaları Genel Müdürü Selamet Aygün, bu noktadaki stratejilerini şöyle paylaşıyor: “Uygun lokasyonlarda satışa çıkan marketleri aldık. Örneğin son olarak Başak Grubu’nun bir marketini bünyemize kattık. Biz genelde tek şube alımı yapıyoruz. Lokal noktaları komple aldığımız zaman içinde uygun olan olmayanlar oluyor, tek tek aldığımızda ise ayıklama şansımız var. Önümüzdeki günlerde yine uygun olduğunu düşündüğümüz alımlar yapacağız.”
Hatipoğlu, satın almalarla gücünü yavaş yavaş artırmaya çalışırken, satın alma teklifleri de alıyor. Aygün, bu konuda kendilerine gelen teklifleri şöyle anlatıyor: “ ‘Satar mısınız’ diyerek uluslararası birçok kuruluş bizi arıyor. Özellikle Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen fonlar, ‘Eğer satmak isterseniz sizi buluşturalım’ diyorlar. Ama şimdilik böyle bir niyetimiz yok. Bizim bugünkü hedefimiz büyümek. Orta vadede Avrupa yakasına açılmayı düşünüyoruz. Ardından Anadolu’da ulusal bir zincir olma planımız var.”
Kim Ortaklığa Sıcak Bakmıyor
Kısa adı Kim olan Kazançlı İstanbul Marketleri’nin İstanbul’da 32 mağazası bulunuyor. Zincir, geçtiğimiz yıl toplam bin 350 çalışanıyla 158 milyon YTL’lik ciro elde etti. Bugüne kadar büyümede İstanbul’a odaklanan Kim, 2008’de İstanbul dışına çıkma planları yapıyor. 2008 hedefi yüzde 25’lik bir büyümeyle 40 mağazaya ulaşmak. 2010 sonuna dek bu sayıyı 50’ye çıkarmayı hedefliyor.
Kim Genel Müdür Yardımcısı Tufan Özçit, İstanbul’da uygun yerlerde büyümeyi ve İstanbul dışı özellikle Marmara bölgesini hedef aldıklarını söylüyor. Yeni mağaza açılışlarının yanı sıra başka perakende zincirlerini alarak yatay büyüme gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtiyor.
Satın alma yönünde teklifler alan şirket, geleceğe odaklandığı için bir başka zincirin bünyesine girmeye veya ortaklığa sıcak bakmıyor. Pazardaki rekabetten de olumlu etkileniyor. Yabancıların sektöre ilgisinin artmasıyla birlikte kendilerinin de hedef büyüttüklerini kaydeden Tufan Özçit, yabancı ilgisiyle ilgili şu yorumlarda bulunuyor: “Yabancı oyuncuların pazara ilgisi büyük. Son yıllarda birbiri ardına Türkiye pazarına giren uluslararası markalar rekabeti körüklemekle kalmadı, bizi yepyeni mağazacılık ve alışveriş yöntemleriyle tanıştırdı. Perakende sektöründe maliyetleri düşürmek, gelirleri artırmak, risk yönetimi uygulamak bunlar arasında. Şimdi tüm bu işlemler için gerekli teknolojik ve insan kaynakları ile ilgili yatırımları bizim şirketimiz de yapıyor. Hedefimiz Türkiye’de ilk beşe girmek. Bu nedenle çok çalışıyor, altyapımızı bu hedef doğrultusunda geliştiriyoruz.”
Yonca’ya Satanlar da Geliyor
Adana merkezli Yonca, yerel perakendeciler içinde en köklü geçmişe sahip olanlardan. Tam 20 yıldır sektörde faaliyet gösteriyor. Adana, Mersin ve Hatay’da toplam 19 mağazası bulunuyor. Bugünlerde 20’nci mağazasının açılış çalışmalarını sürdüren zincirin 600 çalışanı var. 2007 yılı cirosu ise 100 milyon dolar.
Bulunduğu bölgelerde ve çevre illerde zincirine yeni halkalar ekleyerek organik büyümeyi hedefleyen Yonca, bu yıl sonunda 25 mağazaya ulaşmayı planlıyor. Beş yıl içinde de mağaza sayısını 75’in üzerine çıkarmak istiyor.
Pek çok bölgesel perakende zincir gibi Yonca’ya da satın alma ve ortaklık teklifleri geliyor. Yonca Pazarlama Müdürü Hurol Kuralay “Birkaç kez ulusal şirketlerden teklif aldık. Ama şu an görüşme halinde olduğumuz herhangi bir şirket yok” diyor. Şirketi her konuda büyütmeye odaklandıklarını belirten Kuralay, sözlerine şöyle devam ediyor: “Önümüzdeki dönemde sektörde satın almalar devam edecek. Özellikle Migros’un satışı sonrasında farklı birleşme ve satın almalar söz konusu olacak. Bizim hedefimiz ulusal bir marka olarak büyümek.”
Satın alma tekliflerinin yanı sıra Yonca, bulunduğu bölgelerde mağazalarını satmak isteyen yerel perakendecilerden de teklif alıyor. Hurol Kuralay, şimdilik bu tekliflerle de çok ilgilenmediklerini, organik olarak büyümek istediklerini kaydediyor.
Özhanlar Büyümede Temkinli
Bursalı Özhanlar, sektörde 16 mağazası ve 440 çalışanıyla faaliyet gösteriyor. 2007 cirosu ise 73 milyon YTL. Özhanlar’ı rekabette güçlü kılan en önemli unsur şarküteri. Bursa’da bilinirliği yüksek olan zincir, A ve B gelir seviyesindeki kitleye hitap ediyor. Özhanlar Genel Müdürü Sabri Erdem, seçici bir kitleye hitap ettikleri için hiç açık ürün satmadıklarını, hijyen ve kaliteye çok önem verdiklerini belirtiyor.
Özhanlar, bu yıl mağaza sayısını 20’ye çıkarmayı planlıyor. Beş yıl sonra da 40 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Coğrafi yayılma anlamında temkinli davranan zincir, öncelikle Bursa’nın ilçelerinde yaygınlaşmayı, ardından da yakın illere girmeyi istiyor. Erdem, “Yakında bu yolda adım atabiliriz. Bu anlamda görüşmeler oluyor, bilgiler geldiğinde araştırmalar yapılıyor. Hedefimizde bu bölgeler var” diyor. Diğer birçok yerel perakendenin aksine Özhanlar, satın alma ve ortaklıklarla ilgilenmiyor. Erdem bu konudaki düşüncelerini şöyle paylaşıyor: “Satın alma ve ortaklıklar konusu gündemimizde yok, bu konuları düşünmüyoruz. Şu anda bize gelen bir teklif de yok o nedenle sadece kendi işimize bakıyoruz.”
Önümüzdeki dönemde temkinli bir şekilde büyümeye devam etme niyetinde olan Özhanlar, rekabette de yine ürüne, insan ilişkilerine odaklanmayı planlıyor. Sabri Erdem bu konuda da şöyle konuşuyor: “Yabancılar sektöre giriş yapıyor, birçok zincir mağaza sayısını artırıyor. Ama biz de özellikle onların ulaşamayacağı noktalarda gıdada ve damak zevki olan alanlarda farklılıklar yaratmaya çalışıyoruz. İnsan ilişkilerinde hem müşteri hem de tedarikçilerimizle farklı ilişkilerimiz var. Rekabeti de bu yönde devam ettirmeye çalışacağız.”
“Yabancılardan Gelen Teklifler Arttı”
Adese Genel Müdürü/ Ramazan Keser
Ayda 3 Binin Üzerinde Müşterisi Var
Konyalı Adese yerel perakendenin en büyüklerinden. Toplam 5 ilde 100 mağazası bulunuyor. Mağazalarını ayda ortalama 3 bin 120 kişi ziyaret ediyor. 2007 yıl sonu itibariyle 2 bin 350 çalışan istihdam eden zincirin cirosu da 450 milyon 175 bin YTL.
Hedef 5 Yılda 250 Mağaza
Geçtiğimiz yıl yüzde 18,4 oranında büyüyen Adese, gelecek 5 yılda mağaza sayısını 250’ye çıkarmayı hedefliyor. Uzun vadeli hedefi ise önce Marmara ardından tüm Türkiye geneline yayılmak. Adese büyürken rakipleri gibi satın alma ve birleşmelere başvuruyor. Önümüzdeki dönemde büyümesini hızlandırırken daha çok satın alma ve birleşme gerçekleştirmeyi planlıyor.
İstanbullu Bir Grupla Görüşüyor
Adese Genel Müdürü Ramazan Keser, Anadolu’da kriterlerine uygun birçok marketi bünyelerine katacaklarını söylüyor. “Büyümemizin Mersin, Konya ve Ankara’daki bölümünü bu yöntemle gerçekleştirdik. Şu anda İstanbul’da bir grupla görüşmelerimiz ciddi bir şekilde devam ediyor. Her şey istediğimiz gibi gelişirse ilgili market zincirini de 2008 yılında bünyemize katmak istiyoruz” diyor.
Yabancıların Dikkatini Çekiyor
Adese yerli marketleri satın alarak büyürken, yabancıların da dikkatini çeken bir zincir. Keser, yabancı mağazalardan teklifler aldıklarını belirtiyor. Özellikle son dönemlerde bu tür tekliflerin yoğunlaştığını kaydediyor. Gelen tekliflerle ilgili de şöyle konuşuyor:
Tekliflerin Çoğu Pakistan ve Suriye’den
“Teklif sunanların çoğu, kendi ülkelerinde beraber çalışmak istiyor. Bu bağlamda Pakistan, Suriye ve Bulgaristan’ı önemsiyoruz. Genel anlamıyla altyapımızın da yeterli olduğunu düşünüyoruz. Tabii ki ülke riskleri mevcut. Bu girişimleri şu anda değerlendirme aşamasındayız.”
Makro Birçok Şirketle Görüşme Halinde
Şeref Songör/Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı
Cirosu 545 Milyon YTL
Yerel perakendeciler arasında en hızlıların başında Makromarket geliyor. Ankara merkezli zincir, geçtiğimiz bir yıl içinde Nazar ve Afra mağazalarını satın alarak mağaza sayısını 35’ten 92’ye çıkardı. Böylece 8 ilde toplam 3 bin 450 çalışana ulaştı. 2007 cirosunu 545 milyon YTL olarak kapattı.
Devleştiren İşbirliği
Makromarket’in geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği en büyük operasyon ise yıl sonunda İstanbullu Uyum’la yaptığı birleşme oldu. İstanbul’da sahip olduğu 28 mağaza ve 850 çalışanı ile 130 milyon YTL ciro yapan Uyum Mağazaları, Makromarket ile Makrouyum çatısı altında birleşti. İki perakendecinin birleşmesiyle 9 ilde 120 mağaza ve 4 bin 300 çalışanla faaliyet gösteren dev bir yerel perakendeci ortaya çıktı.
Ciro Hedefi 1 Milyon Ytl
Makrouyum Mağazacılık kapsamında Makromarket kendi markasıyla çalışmalarına devam edecek. Uyum markası ise alışveriş merkezleri alanında kullanılacak. Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör ile Uyum Mağazaları Yönetim Kurulu Başkanı İskender Keleş bu yılki hedeflerine dair, “2008’de birkaç ilde olmakla beraber Uyum ve Afra sürecini etkili hale getirmek ve bu bölgelerde gelişerek güçlenmeyi hedefliyoruz. Makrouyum olarak 2008 yılı ciro hedefimiz 1 milyar YTL” diye konuşuyorlar.
Küreselleşme Adımları
Makrouyum 5 yıl içinde de Türkiye’nin 81 ilinde yer almayı, devamında da komşu ülkelerde mağazalar açarak küreselleşme yolunda adımlar atmayı planlıyor. Zincir, bu atılımı yaparken satın alma ve birleşmelerle büyümesini sürdürmek niyetinde. Şeref Songör, şu anda birleşme ve satın almalarla ilgili olarak yaptıkları birkaç görüşmenin olduğunu, kendilerine de çok sayıda satın alma ve ortaklık teklifi geldiğini belirtiyor.
Anadolu’da Ulusallar Zorlanırken Bölgeseller Hızla Büyüyor
Nihan Şahan/Nielsen Türkiye Perakende Ölçüm Hizmetleri
Satış Ve Pazarlama Müdürü
Büyümede Ege Ve Akdeniz Önde
2007 yılı itibarıyla sayıları 7 bin 221’i bulan süpermarketlerin yani 100 metrekare üstü noktaların yüzde 84’ü Marmara, Ege ve İç Anadolu’da bulunuyor. Marmara bölgesi ise bu marketlerin neredeyse yarısını kendi içinde barındırıyor. Geçen yıla göre bölge bazında süpermarket sayılarındaki artış oranlarına baktığımızda ise yüzde 20’nin üzerinde oranlar ile Ege ve Akdeniz bölgelerinin öne çıktığını gözlemliyoruz. Bu bölgelerde küçük süpermarketlerdeki büyüme de dikkat çekici.
Küçükler Daha Hızlı
Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’nde ise 2 bin 500 metrekare üstü hipermarket olarak adlandırılan noktalar yüzde 30’un üzerinde büyüme kaydediyor. Marmara bölgesinde hipermarketler geçen yıla göre yüzde 2 büyürken diğer küçük formatlar yüzde 10 büyüme gösterdi.
Lokallerin Başarı Sırrı
Anadolu’da faaliyet gösteren perakendeciler içinde lokal perakendecilerin başarılı olmalarının önemli bir nedeni, işletme sahiplerinin kendi iyi bildikleri bölgelerinde bu işi yapıyor olmaları. Ayrıca işletmelerinin ulusal zincirlere göre daha küçük olması, daha hızlı yerel aksiyonlar ve önlemler alabilmelerini sağlıyor.
Devleri Zorlayan İller
Özellikle Ankara, Bursa, Konya, Kayseri, Antep, Adana, Antalya, Samsun, Trabzon gibi illerde lokal perakendecilerin başarılı olduklarını ve her geçen yıl güç kazandıklarını söyleyebiliriz. Ulusal ve uluslararası zincirlerin en fazla zorlandığı bölgeler buralar.
Anadolu Fırsat Vaat Ediyor
Her bölgede yaşayan tüketicilerin yereli destekleme duyguları da bunların tercih edilmesindeki etkenlerden biri. Ayrıca Batı bölgelerinde artan süpermarketleşme doğru lokasyonu bulmayı da bir anlamda güçleştiriyor. Dolayısıyla da organize perakendeciliğin daha tam olgunlaşmadığı Anadolu şehirleri de büyüme için fırsat vaat etmeye devam ediyor.
Uzun Gelirse Bunu Kullanmayalım
“Türkiye’de Bölgesel Pazar Çok Güçlü”
Metin Uysal/ Danışman- Perakende Uzmanı
Yerel Sermaye Yatırım Yapıyor
Türkiye’de özellikle yerel sermaye perakendenin önemini giderek daha çok kavrıyor ve yatırım yapıyor. Ben 1990’lı yıllarda “Türkiye’ye Wal-Mart gelecek, en büyük ulusal zincirleri satın alacak- pazara hakim olacak” görüşüne karşı çıkmış ve Wal-Mart’ın uzun yıllar Türkiye’ye gelmeyeceğini, yerel pazarın güçleneceğini tespit etmiştim. Şu ana kadar da bu görüşüm doğrulandı. Türkiye’de yerel pazar çok güçlü. Türkiye koşulları, sosyo-ekonomik yapı ve çok uzun yıllara dayalı yerel sermaye, girişim birikimi yerel pazarı daha uzun süre güçlü kılacak ve bu sürecin sonunda bölgesel perakende ulusal boyuta ulaşacak.
Küçüklüğün Avantajıyla Büyüdüler
Bölgesel perakende işletmeleri ilk etapta 1994 ekonomik durgunluğu döneminde büyüdüler. Daha sonra bölgesel zincirler, 1996-2000 yılları arasında hemen hemen iki kattan fazla ama sağlıksız büyüdü. 1996-2000 döneminde ulusal zincirlerin duraklamasının ardından, bölgeseller inanılmaz bir hızla büyüdü ve pek çoğu ulusal boyuta yükseldi. Kiler, Makromarket gibi zincirler bunun en belirgin örnekleri. 10 yıl önce küçük yerel zincirlerdi. Küçüklüğün, hızlı karar almanın ve esnekliğin avantajını kullanıp hızla büyüdüler.
Güçlü Olanlar Yola Devam Edecek
Bugün ve yarın da yerel zincirlerden güçlü sermaye yapısına sahip olanlar büyüyecek. Sermaye yapısı güçlü olmayanlar ya birleşerek ayakta kalacak, ya da başkaları tarafından satın alınacak. 10-15 mağazalık zincirler büyüyerek veya birleşerek 100 mağazalık zincirler oluşturacaklar.
1990’lı yılların başından itibaren gerek ulusal zincirlerin gelişimi, gerekse yabancıların pazara girişleri ve rekabet, bölgesel perakendeciye büyüme azmi sağladı ve bu durum devam edecek.
Bölgeseller Kurumsalaşka Sürecinde
Rekabetin ve toplam pazardaki gelişmelerin sonucunda bölgesel işletmeler, sistemin, organizasyonun, bilgi kullanımının ve dolayısıyla kurumlaşmanın önemini kavradı. İşlerin kişiye bağlı olmadan yürüdüğü, bilginin yaratıldığı ve kullanıldığı bir organizasyona sahip olmaları gerektiğini anladılar. Bu durum aslında sektörde dış kaynaklı yapılanma ve danışmanlık hizmetlerine duyulan talebi de artırdı. 20 yıldır kişisel bilgi ve çabayla, plansız yollarına devam ederken artık kurumsallaşmaya ve organize olmaya çalışıyorlar.
Nilüfer Gözütok
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?