Gelecek vadeden teknoloji şirketleri arayışı

Dünyada yepyeni fikirlerden geçilmiyor,Siemens de onların arasından en iyilerinden faydalanmak istiyor...

18.02.2016 11:34:450
Paylaş Tweet Paylaş
Gelecek vadeden teknoloji şirketleri arayışı
Yeni teknolojilere yönelik pek çok konsept aslında kapsamlı bir geliştirme kapasitesi için gerekli bilgi birikimine sahip ve aynı zamanda da finansal anlamda kendilerine güçlü ortaklar arayan yeni kurulmuş teknoloji şirketlerince yaratılır. Oysa Siemens kendi içinde tam anlamıyla faydalanılamayan çok sayıda inovasyon üretmektedir. Yeni kurulmuş teknoloji şirketleri, işte bu gibi teknolojileri piyasaya sürülebilir hale getirebilir. Kurumsal teknolojilerin (CT) inovasyoncu biriminin üç farklı departmanında Siemens ile dışarıdan mucitler arasındaki bilgi alışverişini desteklemek ve onlardan faydalanmak için çalışan çok sayıda uzman var: Siemens Teknoloji İvmelendiricileri (STA), Siemens İş Merkezi Teknolojileri (TTB) ve Siemens Özgün İşler (SNB).
Pyreos’un sensörleri
Yeni bir fikrin piyasaya sürülebilir bir ürün haline getirilmesi, genellikle çok uzun bir zaman alır. 2007 yılına geri dönüp bakıldığında STA, enerji tasarruflu kızıl ötesi sensörler teknolojisini piyasaya sürmek için İskoçya’da Pyreos adında yepyeni bir teknoloji şirketi kurmuştu. Pyreos patentli ilk piroelektrik kızıl ötesi sensörler aslında ilk defa kurumsal teknolojilerdeki uzmanlar tarafından geliştirilmişti. Bu sensörler piyasadaki önceki modellere kıyasla sadece çok daha küçük ve ucuz olmakla kalmamışlar ama aynı zamanda çetin koşullarda bile çok daha güvenilir ve sağlam olduklarını da ispatlamışlardı. Bu teknolojiyi bir ürüne dönüştürmek için devasa miktarda yatırım gerekiyordu. Geleceğin ürünleri ve potansiyel müşterileriyle ilgili bir analizde de gösterildiği üzere bu fikrin daha da geliştirilmesi Siemens’in portföyüne uymuyordu. İşte bu yüzden STA yeni kurulacak bir teknoloji şirketi için uygun bir yer ve yatırımcılar arayışına girmişti. Nihayetinde aradığını Scotland’da bulmuştu. Yıllarca süren hazırlık çalışmalarından sonra hedef sonunda gözle görülür hale gelmişti. Pyreos şu anda bu yeni kızılötesi sensörleri taşınabilir hareket algılama cihazları gibi ürünlere entegre etmeyi planlayan şirketlerle görüşüyor. Bugün bu şirkette hareket algılamada, spektroskopide ve gaz ölçüm teknolojilerinde uzmanlaşmış 30 kişi çalışıyor. 
İş teknolojileri merkezlerindeki teknoloji kaşifleri 
TTB kendisini dış dünyaya açmak ve yerkürenin dört bir yanındaki mümkün olduğunca çok yeni kurulmuş enteresan teknoloji şirketini takip edebilmek için Berkeley, California, Münih ve Şangay’da merkezler açmış durumda. TTP keşif kolları, ne zaman ortaya muhteşem geliştirme potansiyeline sahip yeni teknolojiler çıkarsa hemen o alandaki kilit bireyleri radarına alıyor. Siemens’in bölümleri, çözüm geliştirmelerini daha da ileriye taşımak için kendilerine ortaklar aradıklarında da TTB’nin hizmetlerine başvuruyor. Mesela Endüstri bölümü, Siemens Ürün Yaşamdögüsü Yönetimi (PLM) yazılımı şirketinden NX Nastran’ı bulut tabanlı bir hizmet olarak yazılım (SaaS) şeklinde piyasaya sürmesini istemişti. NX Nastran aslında sanal ürün simülasyonlarını çalıştıran bir yazılım paketi. TTB Berkeley yeni kurulmuş teknoloji şirketi Rescale’i kendisine uygun bir ortak olarak seçmişti. Rescale bulut platformlarında çalışan simülasyon yazılımlarında uzmanlaşmış bir şirketti. Bu programın bulut tabanlı bir hizmet olarak sunulabilmesi için üstesinden gelinmesi gereken çok sayıda yasal ve teknik sorun vardı. Şu anda mevcut planlara göre diğer yazılım modüllerinin de bulut tabanlı hizmetlere dönüştürülmesi gerekiyor. İnovasyoncu girişimlerin üçüncü ayağında ise Siemens Özgün İşler (SNB) adlı organizasyon var. SNB’nin işi Siemens için enteresan olabilecek iş alanlarında yeni kurulmuş teknoloji şirketlerini arayıp bulmak. Böyle yaparak inovasyoncu iş modellerinin çabucak ve esnekçe sınanmalarını sağlayan fırsatlar yaratıyorlar. Ardından Siemens bu yeni kurulmuş teknoloji şirketlerini kendi iş faaliyetlerini şirket bünyesinde genişletmeleri için kendi organizasyonel bünyesine alıp almak istemediğine karar verebiliyor. SNB’nin teknoloji şirketleri Siemens’ten bağımsızdır ve kendi deneyimli kurucuları tarafından yönetilirler. Siemens bu şirketleri risk sermayesi yatırımcılarına benzer bir yoldan finanse eder. Bu gibi teknoloji şirketlerine en iyi örnek Münih civarındaki Caterva GmbH’dir. Caterva ürettiği akü depolama sistemleriyle güneş paneli olan ev sahiplerinin kendi ürettiklerinden daha fazla enerjiyi kullanmalarına olanak sağlayarak elektrik faturalarını azaltmalarına yardımcı oluyor. Caterva bir kontrol merkezi yazılımı tarafından yönetilen merkezi olmayan büyük bir depolama sistemi yaratmak için bu aküleri bir iletişim hattı aracılığıyla birbirlerine bağlıyor. Bu depolama sistemi sayesinde Caterva şebeke istikrarına yönelik ekstra bir iş daha yaratmış oluyor. ~Münih, Şangay ve Berkeley’den gelen fikirler
Münih’in güneyindeki banliyölerde Pazartesi akşamıdır ve Siemens Kurumsal Teknolojiler’deki (CT) ofisler ve laboratuvarlar birer birer boşalmaktadır. Çalışanlar ya metronun yolunu tutar ya da arabalarına veya bisikletlerine biniyorlardır. Ancak teknolojiden şirkete merkezinde (TTB) çalışan uzmanlardan bazıları için henüz iş günü bitmemiştir. Diğer pek çok akşam gibi o akşamlarını da tomurcuklanma aşamasındaki girişimciler için düzenlenen “e-Pazartesi” adlı bir kaynaşma etkinliğinde geçireceklerdir. Ayın üçüncü pazartesisi olduğundan bu toplantı Haishausen yakınlarındaki popüler bir bar olan Hofbraukeller’de yapılacaktır. Ancak orada kabaca yüze yakın katılımcı biralarını höpürdetmek yerine bu akşam sadece maden suyu içecek. Sonuçta orada sosyalleşmek için değil, elektrikli mobilite sektöründeki yeni gelişmelerden haberdar olmak için bulunuyorlar. Bu akşam muhtemelen elektrikli mobilite adına düzenlenen en büyük Alman ağ kurma etkinliği olacak. Elektrikli mobiliteyle ilgili çok sayıda sorundan herhangi birine çözüm bulabilecek yeni bir teknolojiye ait iyi bir fikri olan herkes burada boy gösterebilecek. Ve Münih, Şangay ile Berkeley’den gelmiş kaşiflerin arayıp bulmaya çalıştıkları da işte tam bu türden fikirler. Bu keşif kolları Siemens’le ilgili ya da Siemens’in gelecekte ilgilenebileceği teknolojiler, ürünler veya hizmetlerle uğraşan yeni kurulmuş teknoloji şirketleriyle temas kurar. Bu yüzden onların işi sık sık bu gibi girişimcilere yönelik ağ kurma etkinliklerine, kongrelere ve konferanslara katılmaktır. Siemens ilk TTB’sini 1999 yılında California Berkeley’de açmıştı. İkincisi Şangay’da 2005 yılında açılmıştı. Her ikisinin de yeni kurulmuş teknoloji şirketleriyle müşterek sayısız ortaklığı var. O günden bu yana Avrupa’da büyük bir teknoloji şirketi patlaması yaşanıyor. Bunun pek çok nedeni var. Mesela öncelikle hükümetlerin uyguladıkları teşvik politikaları var. Hatta çok daha önemlisi sayısız üniversite ve araştırma enstitüsünün aralıksız bir şekilde yetenekli ve iyi eğitimli mezunlar vermesi. Münih’teki bu ekip Avrupa’daki inovasyon manzarasını araştırmış ve TTB adına en fazla gelecek vadeden yeni kurulmuş teknoloji şirketleri merkezlerini tanımlamıştı. Bunların arasında Münih, Berlin, Paris, İskandinavya ve Londra- Oxbridge “altın üçgen”i de var. Siemens’in yeni kurulmuş teknoloji şirketlerine olan bu ilgisi aslında yetenekli kişiler illa da kendi fikirlerini büyük bir endüstriyel grup bünyesinde hayata geçirmek istemeyebileceklerinden kendisinin yeni şirketlerle birlikte etkin bir şekilde çalışabilmesini sağlamak için tasarlanmış bir stratejinin parçası. Hatta örneğin Stanford’daki üniversite öğrencileri bile… Bu akıl seti artık Alman üniversitelerinde de benimseniyor. Gerçekten de girişimcilik Avrupa’da çok uzunca bir zamandır dillere pelesenk olmuş bir kelime. Ancak bugün önemi giderek artan bir kariyer seçeneği. TTB keşif kolları Siemens’in inovasyoncu ürünler geliştirmesine yardımcı olabilecek teknolojileri arayıp bulmak için yüzlerce yeni kurulmuş teknoloji şirketini ziyaret ediyor. Ancak onların bir şirket hakkında karar vermeden önce söz konusu teknolojinin Siemens’in iş faaliyetleriyle uyumlu olup olmadığını anlamak için ikinci bir defa tekrar bakmak amacıyla sıklıkla tekrar ziyaret etmeleri gerekiyor. İşte bu yüzden sıklıkla bu ziyaretler projelerin tartışıldığı ve münakaşaların yaşandığı hızlı beyin fırtınası oturumlarına benziyor. Bazı durumlarda bu kaşiflerden birine söz konusu teknolojiden hangi Siemens biriminin faydalanabileceğini bulma görevi de verilebiliyor. Bir teknoloji şirketinin iyi uyum sağlayabileceğine karar verildikten sonra hemen işbirliği kurulmasına gidiliyor. Bu şirkete kendi çözümlerinin Siemens’in portföyüne nasıl uydurabileceğini göstermek için Siemens uzmanları tarafından ona koçluk yapılıyor. Nitekim buradaki temel fikir sadece olası en mükemmel çözümleri değil ama aynı zamanda dünya genelinde eşi benzeri olmayan çözümleri de yaratmak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz