Yılın bu günlerini yaşarken gelecek hakkında öngörüde bulunmak bildiğimiz bir gelenektir.
Bugün yaşadığımız dünyada böyle öngörülerde bulunmak gittikçe zorlaşmaktadır. Küresel ortamın son günlerde en çok üzerinde durduğu Avrupa borç krizi, AB ülkelerinin ve özellikle İtalya'nın aldığı yeni tedbirlerle sıcak gündemden biraz düşer gibi oldu. 9 Aralık'taki AB zirvesinin ardından Avro para birimini kullanan ülkelerin tümünün yerine çoğunluğunun kararlarıyla ulusal bütçelerine ve borç limitlerine sınırlama getirilmesi, finans piyasalarına kısmi de olsa bir rahatlama getirdi. Bununla beraber İtalya'da Mario Monti başkanlığındaki yeni hükümetin, 30 milyar dolarlık kemer sıkma tedbirleri İtalya'nın kamu borcunu döndürmesi konusunda ekonomi ve finans çevrelerine güven getirdi. Ancak 2012 ve sonrasında küresel ekonomiyi bekleyen sorunlar bunlarla bitmiyor. Bu sorunları anlamak için bugüne nasıl geldiğimizi hatırlamakta yarar var. 2008'de küresel bağlamda ortaya çıkan ekonomik kriz birden baş gösterdi görünümü verdiyse de bu krizin tohumları gerek Amerika Birleşik Devletleri'nde, gerekse diğer gelişmiş ülkelerdeki finansal sistemin büyümesi ve finansal liberalizasyon süreciyle ekildi. Anglo-Sakson diyebileceğimiz ülkelerde hane halklarının ve şirketlerin borçluluğu artarken, AB ülkelerinde devlet ve banka borçluluk oranlarının yükseldiğine tanık olduk. AB bölgesindeki devlet borçlarının artmasını da avronun AB'nin 17 ülkesi tarafından benimsenmesinden sonra bu ülkelerin risk primlerinde yaşanan hızlı düşüşle birlikte, özellikle borçlanma faizlerinde düşüşler yaşayan güney AB ülkelerinin hızlı bir borçlanma sürecine girmelerine bağlayabiliriz. AB ve ABD'deki bankacılık sektöründen yapılan bu borçlanmanın, uluslararası bankacılık sisteminde en az Lehman Brothers'ın batmasıyla ortaya çıkan karşılıklı riskler (counterparty risks) kadar riskler oluşturduğuna tanık olduk.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?