Bulutların üzerinde hissediyorum

Eren Günhan Ulusoy’la kayak tutkusu, seyahatleri ve iş dışı yaşamı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...

9.03.2020 11:04:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bulutların üzerinde hissediyorum

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

GİTTİĞİ İLK ULUDAĞ TATİLİNDE, BİRAZ DA ANNESİNİN ZORLAMASIYLA KAYAK YAPMAYA BAŞLAYAN ULUSOY'UN YÖNETİM KURULU BAŞKANI EREN GÜNHAN ULUSOY, TAM BİR KAYAK TUTKUNU... AİLESİYLE GİTTİĞİ TATİLLERİN YANI SIRA İSVİÇRE, FRANSA, BULGARISTAN GİBİ ÜLKELERE YAPTIĞI İŞ SEYAHATLERİNDE, MUTLAKA YAKINLARDA BİR KAYAK MERKEZİ ARAŞTIRIYOR. ULUSOY, “ÖZELLİKLE SİSLİ HAVALARDA KAYAK YAPARKEN KENDİMİ BULUTLARIN ÜZERİNDE GİBİ HİSSEDİYORUM” DİYOR.

Ulusoy Un, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan bir şirket. Yönetim kurulu başkanı Eren Günhan Ulusoy da bu ülkelerin 60’ına gitmiş. Bu seyahatlerin iş hayatının “bonus”u olduğunu düşünen Ulusoy, özellikle İsviçre, Fransa, Bulgaristan gibi ülkelere gittiğinde en büyük tutkularından biri olan kayağa da mutlaka zaman ayırıyor. Bulunduğu ülkede yakınlardaki kayak merkezlerini araştırıyor. Yurt dışındaki iş seyahatleri dışında da Türkiye’de yılda ortalama 2 kez kayak tatili yapıyor. En çok Kartalkaya, Erciyes ve Ilgaz’a gittiğini söylüyor. Bu seyahatlerde kendisine genellikle eşi eşlik ediyor. Şu an 2,5 yaşında olan kızı Nilhan’ı da 5 yaşına kadar kayağa başlatacağını söyleyen Ulusoy, şöyle konuşuyor: “Kayak çok keyifli bir spor. Açık alanda, doğanın içindesiniz. Bu maceraya bir kez başlayınca sonraki yıllardaki tatil planlarımıza kayak hep dahil olmaya başladı. Özellikle sisli havalarda kayak yaparken kendimi bulutların üzerinde gibi hissediyorum.” Eren Günhan Ulusoy’la kayak tutkusu, seyahatleri ve iş dışı yaşamı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik: 

Kayak hayatınızda ne zamandan beri var?

Aslında biraz zorlamayla başladı. 1992-93 yıllarında, ortaokul 2’nci sınıftayken sömestr tatilinde annemin ısrarıyla Uludağ’a gittik. Bu, ailece ilk kayak tatilimizdi. Benim hiç kayak yapmak gibi bir düşüncem yoktu ama annem denememi istedi. Onun ısrarıyla ağabeyimle ders aldık. İkinci günün sonunda ‘İsteseler de bırakmam’ noktasına geldim. 

En çok neden keyif aldınız? 

Kayak çok keyifli bir spor. Açık alanda, doğanın içindesiniz. Hem çocukken daha riskli hareketler de yapabiliyorsunuz. Bu maceraya bir kez başlayınca sonraki yıllarda tatil planlarımıza kayak hep dahil oldu. 

Daha sonra ders almaya devam ettiniz mi? 

Yaklaşık 3 yıl 4-5 seyahatimde ders aldım. Sonra doğal yöntemlerle ilerledim. 4-5 yıl ara verdiğim oldu ama kayağa gittiğimde hemen hatırlıyorum, bisiklete binmek gibi... 

Şimdi ne kadar sıklıkta kayak tatili yapıyorsunuz?

Yılda ortalama 2 diyebilirim. Genelde 2-3 günlük tatiller oluyor. Çünkü zor bir spor olduğu için uzun süre yaptığınızda sonraki hafta zorlu geçiyor. 

Kimlerle gidiyorsunuz? 

Üniversiteye kadar ailemle gittim. Üniversiteden sonra bir süre okul arkadaşlarımdan oluşan bir kayak grubum vardı. Sonraki dönemde de ağabeyimle kaydık. Son dönemde Uludağ’a eşimle gittik. İş seyahati amaçlı gittiğim zaman şansa bağlı, yanımda kim varsa onunla kayıyoruz ama tek başıma hiç gitmedim. 

Eşiniz kayağı seviyor mu?

Aslında daha çok bana eşlik ediyor. Tabii şimdi hamile olduğu için kayak onun için riskli. Kızımız Nilhan daha 2,5 yaşında, 5 yaşına gelmeden onu da kayağa başlatmayı düşünüyorum. 

Kayak performansınız nasıl? 

Genel olarak ortalamada 25-30 km arasında kayıyorum. 7-8 saat sürüyor. Arada bir yemek, çay kahve arası veriyorum. Hiç durmadan 2-3 saat kayarım, çok keyif aldıysam bu süre 5 saate çıkabilir. En çok 71,9 km hız yapmışım. 90’dan sonrası riskli. 

Kayak yapmak size nasıl hissettiriyor? 

Bulutların üzerinde… Örneğin Ilgaz’da çok sis olur. En tepeye çıktıktan sonra sisin içinden kayarak inersiniz. Bunu çok seviyorum. 

Hangi pistleri seviyorsunuz?

Türkiye pist olarak keyifli bir ülke. Yurt dışına oranla baktığımızda pistlerin sayısı, uzunluğu tatmin edici. Kartalkaya, Kartepe, Ilgaz, Erciyes’e gidiyorum. Bize en yakın Ilgaz olduğu için sıklıkla buraya gidiyorum. Uludağ, daha çok üniversite döneminde gittiğim bir yerdi. Yurt dışında, iş seyahatlerimde İsviçre, Fransa, Bulgaristan’a gidiyorsam işimin olduğu yerde bir kayak merkezi bakıyorum. İsviçre’de Zermatt en keyif aldığım yerlerden biri. 

Türkiye ile yurt dışını karşılaştırır mısınız? 

Türkiye’de ne yazık ki kayak sporu pahalı. Neden bu kadar rantı yüksek bir sektör haline gelmiş bilmiyorum. Ama her şeyin ekonomideki kuralı arz-talep. Sezonla da ilgili olabilir. İsviçre’de ekimden nisana kadar sezon var. Türkiye’de aralık-mart gibi. Sanırım tesis sayısının artması lazım. Samsun’da Ladik Akdağ’da tesis açıldı. Orası açıldıktan sonra daha çok kişinin kayakla ilgilenmeye başladığını gördük, fiyatlar da uygun. Türkiye 4 iklimin bir arada yaşandığı bir ülke. Hem kış hem yaz sporlarına elverişli... Bu, Türkiye’nin gençleri için büyük bir avantaj.



Samsun’da yaşam

İLK YILLAR ZOR GEÇTİ 
İstanbul’da üniversiteyi bitirdikten sonra Samsun’a döndüğümde çok zorlandım. Hem çevremi hem İstanbul’da alıştığım hareketliliği bırakınca biraz bocaladım. 2003’te mezun olduğumda her hafta sonu İstanbul’a geliyordum. Ama bu, zamanla tersine döndü. İstanbul’da işimi hemen bitirip Samsun’a dönmek istiyorum. 2010’dan sonra Samsun’da imkanlar çok gelişti.
HAFTA SONU NASIL GEÇİYOR? Samsunlu bir aileyiz, ilkokul ve liseyi orada okudum. 2016 yılında evlendim. İstanbul’a taşınayım mı diye bir tereddüde düştüğüm oldu ama Samsun’da yaşamın kolaylığı beni cezbetti. Çocuklar için de daha iyi olduğunu düşünüyorum. Hafta sonlarında Karadeniz sahilinde kısa seyahatler yapıyoruz. Örneğin her yaz bir kez Sinop’a giderim. Rize’de Ayder’e bayılıyorum.  



“Seyahat, işin bonusu oldu”

BÜYÜK ŞANS
Şirket faaliyetlerimizin 4’te 3’ü dış ticarete bağlı, ihracat yaptığımız 80 ülke var. Ben bu ülkelerin 60’ına gittim. Dolayısıyla seyahat, bu işin bonusu oldu benim için. İş için yaptığım seyahatlerde gittiğim yeri gezmek için bir gün fazladan kalıyorum.
YENİ PLANLAR Şimdi eşimle beraber yeni hobimiz, benim gitmediğim yerlere seyahat düzenlemek. İkimizin de hiç gitmediği yerlere gitmek istiyoruz. Örneğin planlarımız arasında Çin ve Japonya var. İki yıl içinde bu seyahatleri gerçekleştirmek istiyorum. Bunun dışında yılda 2 kez iş dışında yurt dışı seyahati yapıyorum. En son Kurban Bayramı tatilimizi Phuket’te geçirdik.
EN ETKİLENDİĞİ YER Gittiğim yerler arasında Avusturalya’yı tek geçerim. En çok oradan etkilendim. Bir taraf deniz, bir taraf orman, insanlar mutlu ve telaşsız… Şehir planlaması da muhteşem. Tamamen yatay yerleşim, bütün şehir deniz kıyısında.



“Riski kontrol etmek gerekiyor”

SINIRLARI ZORLAMAK 
Kayak ve iş yaşamının en benzer yönü riski kontrol etmek. Kayakta riski belirleyen sporcudur. Risk, sınırları ne kadar zorladığınla alakalı. Akıllı uslu kayarsan bir şey olmaz. Örneğin 90 km hızla kayıyorsan hızlısın demektir, kontrolünü kaybedebilirsin. Biraz önlem almak gerekir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜŞÜNMEK İş hayatında da benzer şekilde. Tabii ki her işletme büyümek istiyor ama bunu yaparken sürdürülebilirliği de göz önünde bulundurmak lazım. Aşırı büyüme isteği sürdürülebilirlikle ilgili sorun yaratıyor. İnsan tek tek risk aldığında fark etmiyor ama bir bakmışsın 10 tane risk almışsın, bunların 7-8’i gerçekleşirse artık geri dönülemez noktaya ulaşıyorsun.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz