CEO'ların safari tutkusu

Safari tutkunlarının hepsi, safarinin en güzel yanının tabiatı tüm gerçekliğiyle tanıma şansı sunması olduğunu söylüyor.

25.03.2014 17:17:360
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'ların safari tutkusu
Safari, dünyanın en lüks uğraşlarından biri... Son dönemde ise çoğu iş insanı için bir tutkuya dönüşmüş durumda. Safari için iş dünyasının tercih ettiği en popüler destinasyonlar ise Kenya, Güney Afrika ve Tanzanya olarak ön plana çıkıyor. İş insanları, safaride en çok doğayı tüm çıplaklığıyla görmenin heyecan verdiği görüşünde...

Doğanın acımasızlığından ve netliğinden de etkileniyorlar. Safariyle tabiatı tüm gerçekliğiyle tanıma şansına eriştiklerinden bahsediyorlar. Çoğu, iş dünyasını vahşi dünyaya benzettiği için heyecan duyduğunu da itiraf ediyor. Safariye ilk kez çıkacaklara ise “rehber”, “iyi otel” ve “gün doğumunda tur” üçlemesine dikkat etmelerini öneriyorlar.

Safari, son dönemde pek çok iş dünyası temsilcisi için tutku haline gelmiş durumda. Kenya, Güney Afrika, Tanzanya bu amaçla gidilen yerler arasında başı çekiyor. İş dünyası temsilcilerinin çoğu, çıktıkları safaride doğayı tüm çıplaklığıyla görmenin kendilerini çok etkilediğini söylüyor.

Yaşamak için öldürmenin ne demek olduğuna gerçek dünyada tanık olmanın kendilerini etkilediğinden bahsediyorlar. Bu iş insanları arasında Bilim İlaç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş, Ten İç Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Deha Orhan ve Çilek Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Talha Çilek de var.

Safariye çıkan iş insanları, iş dünyasının vahşi dünyayla benzeyen pek çok yönü olduğunu da düşünüyor. Defalarca safariye çıkan Hafele Yönetim Kurulu Başkanı Kanat Başar da bu isimlerden biri. Başar, "Günümüzde iş hayatı çok ciddi rekabet içeriyor ve maalesef farkında olmadan biz de aslanların yaptığını yapıyoruz. Yaşama devam edebilmek için rakiplerle mücadele etmek ve bazı durumlarda hamle yapmak gerekiyor. Acı da olsa bu gerçekler tabiattan çıkıyor.~
Tabii ki yabani hayvanlar değiliz, beynimiz, hislerimiz ve insani duygularımızla hareket ediyoruz. Önemli olan bu farkı unutmamak" diye konuşuyor. Safari tutkunlarının hepsi, safarinin en güzel yanının tabiatı tüm gerçekliğiyle tanıma şansı sunması olduğunu söylüyor. Bir de safaride kalınacak yerlerle, safariye birlikte çıkılacak rehberin ve kaliteli bir aracın hayati önemde olduğuna dikkat çekiyorlar.

"SEKİZİNCİ KEDİNİN PEŞİNDEYİM"
Aslında safari, son dönemlerde iş adamları arasında oldukça popüler bir aktivite haline geldi. Ancak Ten İç Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Deha Orhan, safari bu kadar popüler değilken onu bir tutku haline getirmiş isimlerden. Aslında Orhan'ın asıl tutkusu safari değil, büyük kediler. 7 kedi türünün fotoğraf çekimini bitiren Orhan, çok yakında bu fotoğraflarını sergilemeyi düşünüyor.

Vahşi doğa fotoğrafçısı Süha Derbent ile tanıştıktan sonra, kendi tabiriyle büyük kedilere kafayı takan Orhan, safariyi, onlara ulaşmak için bir araç olarak görüyor. Orhan'ın ofisinin duvarları, çektiği aslan, kaplan, jaguar, leopar fotoğraflarıyla kaplı. Raflarında büyük kedilerin maketleri var. Şimdilerde ise onu en çok heyecanlandıran şey 7 kedi türünden sonra 8'inci tür olarak adlandırdığı, Anadolu leoparının peşine düşecek olması. "7 kedi türünü fotoğraflayarak bir ayrıcalığa sahip oldum ve bu fotoğrafları sergileyeceğim" diyen Orhan, safari maceralarını ve büyük kedi tutkusunu şöyle paylaşıyor: "İlk safari seyahatim Süha Derbent ile gittiğim Montana'ya oldu. 7 büyük kedi yani aslan, kaplan, jaguar, çita ve 3 leopar türü için safari yapıyorum.

Bu zamana kadar Montana, Afrika, Hindistan, Kuzey Kutbu ve Brezilya olmak üzere 5 defa safariye çıktım. Afrika bu iş için son derece gelişmiş bir yer. Her imkanı sağlayan lüks oteller var. Diğer ülkelerde ne yazık ki aynı imkanlar yok. Çünkü kedilerin olduğu yerlerde genelde yerleşim olmuyor ve biz de kedi peşinde koşuyoruz. Çok turistik yerlerde konaklama sağlayamıyorsunuz. İş insanlarına tavsiyem safariye Süha Ağabey ile gitsinler. Çünkü coğrafyayı iyi biliyor. Bazen bir sineğin sizi ısırması bile çok tehlikeli olabiliyor. O yüzden bu işi bilen, tecrübeli birilerinin yanınızda olması önem kazanıyor. Aşılarını ihmal etmesinler"~
FİLLERLE DANS
Tatilsepeti.com Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karayal, bundan tam 6 yıl önce THY'nin Güney Afrika uçuşlarına ilk başladığı zaman safari turuna çıkmış. Hem arkadaşı hem avukatı hem de eniştesi olan Barış Kiziroğlu ile Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Johannesburg ve devamında Cape Town'a giden Karayal, Joburg yakınlarında bir bölgede, gündüz, gece ve gündoğumu olmak üzere 3 farklı safari turuna çıktığını söylüyor. Karayal, safaride yaşadığı en heyecanlı anısını şöyle anlatıyor:

"Üstü açık bir araçla durmuş etrafı seyrederken önce arkamıza sonra önümüze oldukça iri iki fil yanaşarak aracın hareket etmesine engel oldu. Şoförümüz panik yapmadan beklememizi söyledi. Filler arabayı bir süre kurcaladıktan sonra kenara çekilip yol verdiler ve hemen oradan uzaklaştık. Safari sırasında karşılaştığımız aslanların beklenenden çok yakınımıza gelmesi ise hepimizi hayli heyecanlandırdı.

Benim için en unutulmaz an, aslanlarla bir arada olmak, hatta yavru aslanlara dokunabilmek-ti. Yakınlarımın iyi bildiği gibi 'Aslan' benim için çok değerlidir. Sanırım bu sebepten yılda en az 20 kere Aslantepe'ye gidiyorum." Karayal ve arkadaşı safari parkında dışarıdan oldukça doğal görünen, ahşap bir bungalovda kalmış. Bungalovun etrafının elektrikli tellerle çevrili olduğunu söyleyen Karayal,"Ancak içi oldukça lüks ve temizdi. Benim gibi konforuna düşkün olanlara, oda seçimini dikkatli yapmaları gerektiğini söyleyebilirim. Herkes alışkın olmadığı ortamlarda kolay kolay kalamaz" diyor.

Karayal, safarinin yaşamına kattıkları hakkında ise şöyle konuşuyor: "Yaşanan her yeni deneyim, farkında olmasak da bilinçaltında insana çok şey katar. Belki belirgin bir katkısı gözle görülmese bile, her deneyim, özellikle genel kültür, insanın hayatında birçok alanda öne çıkmasını sağlar. Bu nedenle turizm çok önemli bir sektör. Çok gezen kişi, her seyahatinden kendini biraz daha geliştirmiş döner ve bunu çevresine çok rahat şekilde hissettirir."~
"BÜYÜKGÖÇ MUTLAKA GÖRÜLMELİ"
Servotel Corporation Başkan Yardımcısı Ayla Heyfegil, 2011 kışında bir aile toplantısında kuzenleriyle Afrika'yı keşfetmeye karar veriyor. Kenya'yı baştan başa arabayla gezebilecekleri, hem kuzeyde hem güneyde hem de büyük göçün olduğu Tanzanya sınırında Afrika'yı farklı deneyimleyebilecekleri bir rota seçiyor. Heyfegil, safari tatillerinde en ilginç ve kesinlikle görülmesi gereken olayın 2 gün üst üste saatlerce bekleyerek seyretme şansı buldukları büyük göç olduğunu söylüyor.

Herkesin Afrika'yı ve büyük göçü görmesi gerektiğini dile getiren Heyfegil şöyle devam ediyor: "Kenya ile Tanzanya'yı birbirinden ayıran nehrin Tanzanya tarafında toplanan binlerce Afrika antilobunun saatler boyu başlarındaki sakalları beyazlamış liderlerinin peşinden gitmesi çok etkileyiciydi. Lider tek bir Afrika antilobu ama kim olduğu hareketlerinden ve sürünün onu takibinden birkaç dakika içinde anlaşılıyordu. Tabii bu arada timsahlar da yeni avlarının rotasını anlamakiçin liderin karar vermesini bekliyordu. Akbabalar da nehrin üzerinde geçiş güzergahını anlamak için keşif uçuşları yapıyordu.

İlkgün bir film seyreder gibi tüm bu ortamı hem seyredip hem resim çekerken bir anda olan oldu. Lider bir noktadan suya atladı. Arkasında yüzlerce irili ufaklı antilop ile önümüzden kıyıya çıkmaya başladılar. Jipimizle aralarında kaldık, müthiş bir heyecana kapıldık.'Eyvah'derken geçiş kesildi ve nehrin üzerinde akbabaların çığlıkları, timsahın antilopları aşağı doğru hızla çekmesini ve kana bulanan nehri gördük. Geçiş kesilince özellikle yavru antiloplar gerisin geri nehre doğru koşmaya başladı, bir anda kargaşa çıktı. Rehberimiz "Herkes şu anda kendi annesini, çocuğunu geride kaldılar mı diye arıyor.

Onun için bu kargaşa çıktı, az sonra sürünün sorumlu yaşlıları onları toparlar ve yollarına devam ederler çünkü bu doğanın ku-ralı"dedi. Gerçekten de az sonra bağırışlar kesildi, yaşlılargençleri topladı, timsah işini bitirmenin rahatlığıyla karaya çıktı. Ortada tek kalan ölenler ve onları keyifle yiyen akbabalardı. Yani büyük göç esasında gerçek hayatın vahşice sahneye konmasıydı. O gece tüm ekip hafif şok içindeydik. Ama bir gün sonra o şaşkınlık içinde seyrettiğimiz göçü bir kez daha görmeye gittik. Doğanın esasında yaşam verdiği tüm canlılar için nasıl bir mükemmel sistem kurduğunu ve liderin orada bile önemini, tehlikelerin her yerde olduğunu bir kez daha anladık"~

"ÇİTAYLA KARŞILAŞTIĞIM AN..."
Çilek Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Talha Çilek, eşiyle beraber 2011 yılında safariye çıkmış.Tanzanya'ya giden çift, Lake Manyara Gölü, Ngoron-goro Krateri ve Serengeti Ulusal Parkı dahil olmak üzere 3 bölgeyi 2'şer günden toplam 6 gün ziyaret etmiş. İlerleyen yıllarda yeniden Kenya'da ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinde safariye çıkmak istediğini söyleyen Çilek,"Safari başlı başına bir deneyim. Beni en çok heyecanlandıran vahşi kedileri gördüğümüz anlar oldu. Çita, aslan ve leoparlarla karşılaştığımız an büyülendik. Vahşi kediler bence her yönüyle yeryüzündeki en mükemmel canlılar"diyor.

Çilek,Tanzanya safarisinde unutamadığı anları şöyle paylaşıyor:"Serengeti'de çitayla karşılaşmamızı unutamam. Sanki biz orada değilmişiz gibi davranması ve avının peşinden usulca ve yavaşça gitmesi bizi çok etkilemişti. Ayrıca bulunduğumuz jipin içine neredeyse atlayacakmış kadar yaklaşması da bizi bir hayli heyecanlan dırdı. Sonuçta safariyi üstü tamamen açık jiplerle yapıyoruz. En sonunda saldırmaktan vazgeçti, avının ve bizim yanımızdan uzaklaştı."

Çilek, safari programını kendi yapmış, herhangi bir turu tercih etmemiş. Safaride otel seçiminin çokönemli olduğuna değiniyor.Tanzanya için Serena ve Sope Hotel zincirini öneren Çilek, safariye çıkacaklara şunları tavsiye ediyor:"Mutlaka özel jip kiralayın ve çok kalabalık turlara katılmayın. Şoförünüzü doğal hayatı bilen rehberlerden seçin. Jipimiz de tamamen bize aitti. Bölge ve oteller arasındaki transferimizi ve safarimizi aynı jiple gerçekleştirdik.

Bize özel olması sayesinde istediğimiz bölgede istediğimiz kadar durabildik ve istediğimiz hayvanları rahatça fotoğraflayabildik. Gün doğumunu kaçırmayın. Hem yaban hayatın avlanma saati hem ışığın en güzel olduğu saat bu saatler. Işıkakşam gün batımında da çokgüzel oluyor ama hayvanlar çekilmiş ve etraf kalabalık olduğu için sabah kadar güzel değil. Ben çektiğim fotoğrafların büyükçoğunluğunu sabah gün doğumu turlarında çektim"~

DR. ERHAN BAŞ / BİLİM İLAÇ GENEL MÜDÜRÜ

ÇİTA AİLESİNİN GEYİK AVINDAN ALDIĞIM DERSLER'
EŞİMLE AFRİKA’DAYDIM

Size eşimle çıktığım Afrika seyahatimde unutamadığım bir anımı anlatmak istiyorum. O anı fotoğrafladım. Tekniğinden daha çok önemsediğim, içinde bulunduğum anda, çok şeyi bir arada anlatan bir sahneyi yakalayabilmiş hatta uzun süre bu karenin içinde kalabilmiş olmamdı.

ARKASINA BAKAN KAYBEDER
3 kişilik bir çita ailesi bir geyiğin etrafında, onun hiç anlamayacağı şekilde bir çember oluşturdular ve önce onu hafifçe yaraladılar. Aslında geyik bir sürüye aitti ve tehlike onun için çok uzaktı. Sürü, çitaları gördüğü anda yaralananı hiç beklemeden, sürünün mensubunu ilk düştüğü yerde bırakıp, oradan arkasına bakmadan hızlıca uzaklaştı. Bakan kaybedebilirdi.~
SABIRLI BEKLEYİŞ
Yaralı geyik yerden kalktı. Çitalar ise kendilerini pek yormadı, geyiğin etrafındaki çemberi daralttılar ve iyice halsiz düşmesi için saatlerce beklediler. Sıkça gökyüzüne bakıyorlardı. Sanki yağmurun hızını izliyor ve doğru zamanı bekliyorlardı. 2 saatte yağmur görüş mesafesini neredeyse 1 metrenin altına indirdi. İşte o anda artık yaralı geyiğin şansı kalmadı. Buna rağmen savaştı. Hazırlıksızdı, çünkü aldığı yaranın onu bu noktaya getireceğini tahmin edemeyecek bir yerde konumlanmıştı.

MÜTHİŞ DAYANIŞMA
Çita ailesine gelince... İçlerinden biri çocuklarını büyük ziyafet için almaya gitti. Bu arada ailenin bir başka ferdi yemeğin başında  bekledi. O kadar aç olmalarına rağmen, etrafa yayılan leziz kokuyu alarak gelen diğer ziyaretçilere fırsat vermemek adına aralarında müthiş bir dayanışma kurdular. Hepsi tek tek ve sırayla doydular. Biri yerken diğerleri farklı açılardan etrafı izleyip olası tehlikeleri ustalıkla yönetti.~
HAYAT DERSİ
Kim bilir kaç defa günün doğuşu ve batışı ile tekrar eden bu görüntü, bize aslında tam da yaşadığımız hayatın içinden, ama bu kez onların anlatımıyla, doğal bir hayat dersi oluvermişti. Ben oradan ayrıldım ama doğanın düzeni bildiğini okumaya devam edecekti. Her yerde ve her zaman...

KANAT BAŞAR HAFELE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
BEŞ BÜYÜKLERİ GÖRME FIRSATI YAKALADIK
EŞİM VE KIZIMLA SAFARİ

İlk olarak 1989 yılında eşim ve kızımla safariye çıktım. Tayland, Hindistan ve Katmandu bölgesi seyahatiydi. O tarihlerde Hindistan’ın safarisi İngilizlerin bıraktığı fillerle ormanların içinde yapılan seyahatlerdi. Seyahat etmeyi çok seviyoruz. Bir kere Tayland, iki kere Tanzanya ve Kenya bölgelerinde, bir kere de Uganda’da safari yapma imkanı bulduk.

SERENGETİ’DE 1 HAFTA
2009 yılında eşimle birlikte Tanzanya ve Kenya’ya bir seyahat yaptık. 5 kişiye özel bir turdu ve sonradan dost olduğumuz diğer 3 kişiyi tanımıyorduk. Hayvanların Serengeti’den akışı sırasında yapılmış bir seyahatti ve 1 hafta içinde 5 büyükler diye tabir edilen fil, aslan, kaplan, hipopotam ve gergedanı yerel bölgelerinde tüm halleriyle görme fırsatı bulduk.

ANTİLOP AVI
Tom adlı rehberimiz yöreyi ve hayvanların hareketini çok iyi bilen deneyimli bir rehberdi. Bizi bir sabah çok erken saatlerde aslanların pusuya yattığı eğimli bir arazinin üst noktasına götürdü. Önümüzde 4 aslan yatıyordu. Yatan aslanların hemen hemen 10 metre yakınına aracı park ettik ve beklemeye başladık. Bu sırada videoyu eşime verdim, ben fotoğraf çekmeyi tercih ettim. Aslanlar biz gelmeden hemen önce bir antilobu avlamışlar ve hemen önümüze yatırmışlardı. Erkek aslan yiyor, dişiler ise su yatağının etrafında görünmeyecek şekilde siper olmuş, kedi misali gelenleri bekliyorlardı.~

EŞİM BAYILINCA
Karşıdan bizonlardan bir grup yaklaşmaya başladı. Aralarında zebralar da vardı. 3 dişi aslan çalıların arasından yaklaşan genç bir bizonu çevirdiler ve gırtlağından yakalayıp tepeye, bizim önümüze kadar çektiler. Önümüze geldiğinde hayvan can çekişiyordu. İlk hamleyi yaptıkları sırada sağıma soluma baktım ama eşimi göremedim. Eşim düşüp bayılmış. Ben tabii eşimle ilgilendim. Geri kalan 3 arkadaş o anı kaçırmak istemedikleri için izlemeye ve çekimlere devam ettiler. Tabiatın gerçekliğini yakından izlediğimiz özel bir deneyimdi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz