Erden Timur, “Yalnız seyahat etmeyi sevmiyorum.İş gezilerime bile mutlaka eşim ve kızımla gidiyorum” diyor.
Ayçe Tarcan Aksakal
Erden Timur, 1,3 milyar TL cirosuyla Türkiye’nin en büyük gayrimenkul şirketlerinden Nef’in yönetim kurulu başkanı. Gayrimenkul dünyasının alışıldık patron tipinin çok dışında bir isim… Sektöründeki rakiplerine göre oldukça genç olan Timur, iyi eğitimli ve başarılı bir profil çiziyor. 26 yaşındayken Nef’i kuran ve bugün 34 yaşında olan Timur, Mersin doğumlu. Tarsus Amerikan Koleji’nin ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş. London School of Economics’ten ekonomi diploması var. Timur’un hayat felsefesi ise oldukça basit: “Ne yaparsan yap aşkla yap” diyor. Bu nedenle en büyük hobisi işi... Ancak ailesi ve vaktinin yüzde 35’ini ayırdığısosyal işleri de bir o kadar önemli. Çünkü en önemli kuralı şirketinin dağıtılabilir kârının yüzde 51’ini toplumla paylaşmak. Bu nedenle diğer patronların aksine şirketinden kâr payı almıyor. Sıradan bir profesyonel gibi maaşla çalışıyor. İleride de ailesinden kimseye miras bırakmayı düşünmüyor. Timur, buna çok sevdiği kızının da dahil olduğunu söylüyor. Tüm mal varlığını eşiyle birlikte kurduğu Nef Vakfı’na bağışlayacağını belirten Timur, fütürizm, tasavvuf ve tarihle ilgileniyor.“Son dönemde çoğunlukla fütüristleri ve tasavvuf kitaplarını okuyorum” diyen Timur, 2,5 yaşındaki kızını ve eşini yanına alıp dünyayı dolaşmaktan zevk aldığını söylüyor. Kültür ve doğa gezileri yapmaktan hoşlanıyor. Nef’in 34 yaşındaki patronu Erden Timur’la özel hayatını, eşi ve 2,5 yaşındaki kızıyla yapmaktan zevk aldığı hobilerini ve vaktinin büyük bölümünü ayırdığı sosyal işlerini konuştuk:
En büyük hobim yeni iş üretmek… Özellikle lise ve üniversitede hayalim farklı işler geliştirip operasyonel danışmanlık yapmaktı.
Maalesef bu hayalimi hayata geçiremedim. Çünkü zaman içinde iş hayatının bana öğrettiği en önemli şey, başka işe konsantrasyonu ayırmamak oldu.
Bir şirketin 6’ncı yılında büyürken konsantrasyonunu dağıtmaması lazım. Biz de başka alanlara girmeyerek kârlılığımızı şirkette tutuyoruz. Bu da bizim kolay alım yapabilmemizi, sağlıklı büyümemizi sağlıyor.
Zamanımın yüzde 35’ini mutlaka sosyal işlere harcıyorum. Eşimle birlikte bir vakıf kurduk.Dağıtılabilir kârımızın yüzde 51’ini toplumla paylaşmak istiyoruz. Kârımızı toplumla paylaşmak Nef’in kuralı.
Bu şirketin patronu her zaman toplum olacak. Şu ana kadar hissedarlarımıza hiç kâr dağıtmadık, kârımızın yüzde 100’ünü toplumsal işlere verdik.
Kapitalizm 2.0 konuşulurken insanları çok daha fazla bağış yapmaya teşvik edecek bir şeyler yapmak lazım. Örneğin Warren Buffet’ın bağışların artmasını sağlayacak projeleri var. Ben de böyle bir şey yapmak ve Warren Buffet’ın hayata geçirdiği gibi daha çok bağış yaptıracak bir mekanizma ve sistem kurmak istiyorum.
Çok rutin bir hayatım var. Sabahları erken kalkıyorum ve mümkün olduğu kadar kızımla oyun oynayıp işe gidiyorum. Akşam da 19:00 - 19:30 gibi eve geliyorum. Tekrar kızımla oynuyorum. İşimi bitiremediysem tekrar biraz çalışıyorum. Başkalarına çok sıkıcı gelebilir ancak benim için çok zevkli bir hayatım var.
2,5 yaşında Ala Bade isimde bir kızım var.
Kış aylarında cumartesi günleri çalışıyorum. Ancak cumartesi günleri öğlen 12:00’de işe gidiyorum.
Bizim kurucusu olduğumuz Kentsel Vizyon Platformu var. Kentselleşme ve şehirleşme konularında çalışmalaryapıyor. Bu platformla yoğun olarak ilgileniyorum. Bunun dışında eğitimle ilgili projeler vaktimin büyük bir kısmını alıyor.
Evde vakit geçirmeyi hiç sevmeyen hatta hiç eve gitmeyen bir insandım. Ancak şimdi tam tersi oldu. Evlendikten ve kızım dünyaya geldikten sonra eve gitmeyi, evde olmayı çok seviyorum.
Evde kitap okumayı seviyorum, eşimle sohbet etmek de çok keyifli oluyor. Ayrıca kızımla ilgileniyorum. Bir de ben yalnız olmayı sevmeyen bir insanım. Kalabalığı, toplum içinde olmayı tercih ediyorum. Yeter ki birileriyle birlikte olayım. Çocukluğumdan beri kalabalığı, toplum içinde olmayı severim. Çevremin mutlaka kalabalık olmasını isterim.
Şu sıralar fütüristlerin kitaplarıyla, tasavvufla ilgili kitapları okuyorum. Hangi fütüristleri okuyorsunuz? Son dönemde fütürist Prof. David Passing’in kitaplarını okuyorum.
Tarihi ve tarih kitaplarını da okumayı çok severim. Ancak son 1 yıldır hiç tarih okumuyorum. Bunların dışında dergi gibi düzenli yayınları okumayı seviyorum.
Kızımla birlikte tatile gitmeyi çok seviyorum. İlk doğduğu sene eşim Emine’yle birlikte kızımızı yaklaşık 12 ülkeye götürdük.
Yurtdışına iş için gittiğimde bile her zaman eşimi de götürürüm. Yalnız gitmeyi hiç sevmem. Amerika’ya yalnız gitsem ikinci günde geri dönerim. Bu nedenle her yurtdışı seyahatinde eşim de benimle geldiğinden kızımızı da yanımıza alıyoruz. Eşimle ve kızımla birlikte tatile gitmek çok keyifli.
Kızımla sohbet etmeyi onu dinlemeyi çok seviyorum. O da benimle sohbet eder. Ayrıca kızım tekneyi ve denizi çok seviyor. Genelde beraber tekneye gidiyoruz.
Ev işleriyle özellikle de yemek yapmakla aram çok kötü. Ancak ev işlerini yemek yapmaya göre biraz daha iyi bilirim.
Bizim ailede çocuklar yetiştirilirken eşitliğe dikkat edildi. Ailem ablamı ve beni yetiştirirken kız ile erkek çocuk hep eşit olacak diye yetiştirdi. Ablam bulaşık yıkıyorsa annem bana da evdeki bir şeyleri sildirirdi. Bu nedenle ev işi yapmaya alışkınım. Öte yandan yemek yapmayı pek beceremiyorum. Ancak iş başa düşerse yemek de yapabilirim. İlk evlendiğim yıl eşim master yapıyordu. Yemeklerin birçoğunu ben yapıyordum ancak yine de yemek yapmayı sevmiyorum diyebilirim.
İşimi dünya ve topluma bir değer yaratmak için yaptığımı düşündüğümden işim benim en büyük hobim. Onun dışında hobilerim arasında spor vardı. Sakatlandığım için sporu bırakmak zorunda kaldım.
Liseden beri hentbol oynuyorum. Üniversitedeyken profesyonel ligde hentbol oynuyordum. Bunun dışında futbol, basketbol oynadım. Ayrıca kayak kaymayı seviyorum.
“MANEVİYATI BİLEN BİR ÇOCUĞUM OLSUN” Tasavvufa meraklısınız. Kızınızı yetiştirirken neye özen gösteriyorsunuz? Hangi konulara önem veriyorsunuz? “ÇOCUK BANA ACZİYETİMİ GÖSTERDİ” Hep şöyle dua ediyorum: “Maneviyatı bilen, kalpli, gönüllü, yürekli bir çocuğum olsun.” Ancak orada da biraz emanet… Sizin çocuğunuzu yetiştirirken yapacaklarınız çok sınırlı olduğundan acziyetin zaten farkında olmaya çalışıyordum. Ancak çocuk bana daha da aciz olduğumu gösterdi. “TOPLUMA FAYDALI İŞLER YAPSIN” Çocuğu yetiştirirken bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ancak ortada bir karakterle doğan bir tip var. Bu nedenle ben çocuğumun toplum için yaşamasını, topluma faydalı işler yapmasını isterim. Eskiler kız çocuk için “saliha” evlat derler. Böyle bir çocuğum olsun isterim. Baktığınızda biz de kızımızı doğaya, Allah’a emanet ederek büyütmeye çalışıyoruz. Aklımızda devlet okulunda okutmak da var. | ||
|
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?