19 Ağustos depreminden sonra Marmara Bölgesi bu kez sel felaketiyle sarsıldı. Sadece çevre değil tekstilcilerden lojistik şirketlerine, ihracatçılardan otomotivcilere iş dünyasının geniş bir kesimi...
19 Ağustos depreminden sonra Marmara Bölgesi bu kez sel felaketiyle sarsıldı. Sadece çevre değil tekstilcilerden lojistik şirketlerine, ihracatçılardan otomotivcilere iş dünyasının geniş bir kesimi büyük hasar aldı. Sigorta sektörüne yaklaşık 8 bin düzeyinde hasar başvurusu olduğu tahmin ediliyor. Toplam tutarının ise 500 milyon TL’yi bulması bekleniyor. 2009’un ilk 6 ayını düşük kârla kapatan sigorta sektöründe ise, sel felaketinin zararı artırarak yıl sonu rakamlarını daha da olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Sektör profesyonelleri bu yıl ne kâr ne büyüme beklemiyor.
Marmara Bölgesi’nde, 17 Ağustos 1999’da yaşanan büyük deprem 17 bin 840 insanın ölümüne, 44 binin üzerinde yaralanmaya neden olmuş, bu felakette 285 bin 211 bina, 42 bin 902 işletme zarar görmüştü.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nce yayımlanan “1999 Yılı Sektör Faaliyet Raporu”na göre deprem bölgesinde çoğunluğu sınai ve ticari riskler olmak üzere toplam teminat tutarı 42 milyar doları aşan, 266 bin dolayında poliçe bulunuyordu. Deprem sonrası sigorta şirketlerine 15 bin hasar dosyası ulaştı. Hasar miktarı 750 milyon doları buldu. Türkiye’nin yaşadığı bu büyük felaket, dünyada 1970-2008 yılları arasındaki en büyük hasarlar listesine 17’nci sıradan girdi…
Türkiye’deki katma değerin yüzde 46,7’sini, GSMH’nin yüzde 40’ını üreten Marmara Bölgesi bu kez, 17 Ağustos depreminden bu yana en yüksek hasara neden olan sel felaketiyle sarsıldı. İstanbul İkitelli’de taşan Aymama deresi, civarda bulunan çok sayıda işyerinde milyonlarca dolarlık hasara neden oldu. Silivri, Selimpaşa bölgelerinde çok sayıda konut ve otomobil sular altında kaldı.
Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul, temizlik işlemlerinin yapılıp sigortalıların gerçek zararının tespit edebilir duruma gelmesinin yaklaşık 10 gün sürdüğünü söylüyor. Kurumsal müşterilerde ise bu sürenin ihbardan itibaren 1 ay aldığına dikkat çekiyor. Dolayısıyla, selin sebep olduğu toplam hasarın boyutu henüz net bir rakamla ortaya konmuş değil. Ancak, tahminler, 8 bin civarında sigortalının selden etkilendiğini, toplam hasarın 500 milyon TL düzeyinde olduğunu gösteriyor. Selin ekonomiye zararının ise en az 1 milyar Euro civarında olabileceği öngörülüyor.
Zararı Bırak, Hizmete Bak
Sel sadece sigortalıya değil, sigorta şirketlerine de zarar verdi. Teknik kâr konusunda zaten sıkıntı çeken sigortacılar, yıl sonu projeksiyonlarına bu yıl, felaketin bilançosunu da yansıtmak durumunda. Ancak, sigorta şirketleri böyle dönemlerde kayıptan çok hizmete odaklanıyor.
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Melike Demirel, bu tür zamanları sigortacılar için en iyi hizmet fırsatı olarak değerlendirdiklerini söylüyor ve ekliyor: “Bu nedenle müşterilerimizin kayıplarını telafi etmek için maksimum çabayı harcıyoruz. Sigortacının bu durumlarda sigorta bilincine katkı ve şirket olarak kendini tanıtım fırsatı yakaladığı inancıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
Yapı Kredi Sigorta’ya sel nedeniyle 450 civarında hasar başvurusu olmuş. Melike Demirel, sel hasarının teknik kâr tablosunu etkileyeceğini ancak bu etkinin, reasürans korumaları sayesinde mali yapıda olumsuzluk yaratacak boyutta olmayacağını söylüyor.
Sel felaketinin mali sonuçları, önemli ölçüde reasürans şirketlerine devredilmiş durumda. Ancak yine de sektörün üzerinde kalan kayıpların ve hasar nedeniyle bu yıl ödeyeceği yenileme primlerinin, toplamda 30-40 milyon Euro civarında olabileceği düşünülüyor. Axa Genel Müdürü Cemal Ererdi, “Selin sektörün 2009 sonuçlarına etkisi büyük olacak. Bunun yanında gelecek yıl alınacak reasürans kapasitesinin fiyatlamasında da bir miktar pahalılaşma yaşanacağını düşünmemiz gerek” diye konuşuyor.
Yıl Sonu Beklentisi
Sigorta sektörünün kârı Haziran sonunda 173 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Cemal Ererdi, yıl sonu rakamının da bunun çok üzerinde olmayacağı görüşünde. Selin 2009 yılı kârlılığına negatif etki yaratmasını beklediklerine dikkat çeken Ererdi, “Diğer branşlardaki kârsızlık yanında yangın branşında bu felaketin etkisi ile yıl sonu kârının bu seviyenin ancak biraz üzerine çıkabileceğini düşünüyorum. Özkaynak kârlılığı da enflasyonun çok altında kalacak” diyor.
Allianz CEO’su George Sartorel de felaketin, sektördeki zararı artırarak sonuçları daha da olumsuz etkileyeceği görüşünde. Sektörün bu güne kadar negatif büyüme gösterdiğine dikkat çeken Sartorel, “2009 yılını da negatif büyümeyle kapatacağız” diyor. Allianz’a sel nedeniyle 40 milyon TL tutarında, 800 hasar ihbarı olmuş.
Bu tablonun şirketin yıl sonu performansını çok etkilemeyeceğini söyleyen yönetici, yeni dönem beklentisini şöyle özetliyor:
“Biz 2009’da ekonomi ve piyasa koşulları paralelinde kâr ve büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmeyi bekliyoruz. 2010’da ise fiyat disiplinine ve müşterilerimize sunduğumuz hizmet kalitemize yoğunlaşarak sürdürülebilir büyümeye odaklanacağız.”
Ergo İsviçre, bugüne kadar 217 adet oto, 504 adet de oto dışı olmak üzere toplam 721 adet hasar başvurusu almış. Toplamda 40 milyon TL civarında bir hasar ödemesi yapacaklarını öngören Ergo İsviçre Genel Müdürü Thomas Baron, bu durumun prim üretimine olumsuz etkisi olmayacağı görüşünde. Doğal afetlerin sigorta şirketlerinin prim hacmine olumsuz etki yaratmadığını aksine artan taleplerle prim gelirlerinin yükseldiğini söyleyen Baron, “Böyle durumlarda büyük hasarların kâr zarar etkisine bakmak gerekir. Doğal afetlerde hasarın büyük kısmı genellikle alınan reasürans tazminatlarından karşılanıyor. Bu nedenle sektörün mali yapısı çok fazla etkilenmeyecektir” yorumunu yapıyor.
Thomas Baron/Ergo İsviçre Genel Müdürü
“En Büyük Hasar Büyük İşletmelerde Oldu”
Hasarın Dağılımı
Sektör genelinde toplam hasar ödemesinin 500 milyon TL civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Hasarların yüzde 80’inden fazlası büyük işletmelerden, geri kalanı ise küçük işletme, konut ve araçlardan oluşuyor. Sigortalı olma oranlarına baktığımızda, büyük işletmelerin hemen hepsinin sigortalı olduğunu görüyoruz. Orta ve küçük işletmeler ile konutlarda ise bu oran yüzde 10’lara düşüyor. Sel felaketinde iş kaybı ve diğer hasarları da düşündüğümüzde ekonomik bilançonun milyar liralar seviyesinde olduğunu tahmin ediyoruz.
Sigortaya Talep Artacak
1999 depreminin 800 milyon dolar civarında maddi zarar boyutu vardı. O dönemde çok büyük miktarda poliçe başvurusu oldu. Afet olaylarından sonra doğal olarak bir talep artışı yaşıyoruz. Bu tür olaylar yaşandıktan sonra değil, yaşanmadan önce sigorta yaptırılması gerekiyor. Zamanla bu bilincin artacağını düşünüyoruz. Bu kez, 1999 yılında yaşanan deprem felaketi sonrasındaki başvurular gibi büyük bir artış beklemesek de sigortalılık oranlarına baktığımızda etki ve prim ödemeleri oranlarında ciddi artışlar olduğunu söyleyebiliriz.
Özel Komite Kurulabilir
Türkiye’de uzun yıllar çalıştıktan sonra ERGO için Hindistan’a gittim. Orada özel ve kurumsal bağışlarla bir kurtarma fonu kuruldu. Bunun dışında devlet aktif olarak sigorta penetrasyonunu özellikle büyük şehirlerin dışında artırmayı hedeflemişti. 2006 yılında Bombay’da yaşanan büyük sel afetinde toplam 700 milyon dolar tutarında sigortalı hasarı oluştu. Çok hızlı tazminat ödemeleri yapabilmek amacıyla bir komite kuruldu. Şirketler hasar ihbarları sonrasında hasar ödemelerini hızlandırmak amacıyla haftalık hasar ödeme durumlarını bildirmek zorunda kaldı. Belki Türkiye’deki Sigorta Birliği tedbir olarak öyle bir komite kurabilir. Hatta böyle bir afetten sonra bütün şirketlerin ödeme performansı ile ilgili bir karşılaştırma açıklanabilir.
George Sartorel/Allianz CEO
“Risk Yönetimi Önem Kazanacak”
Gelecek Projeksiyonu
Yakın gelecekte iklim değişikliğine bağlı olarak doğal afetlerin sıklığının ve şiddetinin büyük olasılıkla artacağını tahmin ediyoruz. Bu da özellikle sigorta sektörünü etkileyecek daha fazla maddi hasar anlamına geliyor. Diğer taraftan bireysel sigorta ihtiyaçlarını karşılamak ve bu tür olaylar için kapsamı en geniş olan sigortaları satın almak herkes için gittikçe daha da önem kazanacak.
Allıanz Nasıl Çalışıyor?
Doğal olarak iklim değişiklikleri her şirket ve her birey için çok zorlu bir risk yönetimi gerektiriyor. Allianz olarak iklim değişikliklerinden kaynaklanan risklerin yönetilebilir olduğuna inanıyoruz. Bu riskleri yönetebilmek için Allianz Grup genelinde “gelişmekte olan riskler” gibi çalışma kolları oluşturduk. Almanya’da “Allianz İklim Çözümleri” adında ayrı bir şirket kurduk. Bu şirketin görevi, iklim değişikliğinin insanlar ve sigorta şirketleri üzerindeki etkilerini analiz etmek ve bunların hafifletilmesine yönelik çözümler geliştirmek.
Dünyadan Bir Örnek
Aralık 2004’te Güney Doğu Asya’da 300 bin insanın ölümüne sebep olan ve 1 milyon insanın evlerini ve mülklerini kaybetmesine yol açan bir tsunami felaketi yaşandı. Felaketin hemen sonrasındaki dönemde Allianz, acil durum yardımı tedarik edilmesine ve konvoylar organize edilmesine destek oldu. Felaketten hemen birkaç gün sonra “Allianz Doğrudan Yardım” (Allianz Direct Help) kuruluşu Almanya’daki Allianz çalışanlarından gelen bağışları değerlendirmek üzere üç aşamalı bir plan şekillendirdi. Kuruluş, acil olarak ilk yardım ve destek sağladı, orta vadede çocuklara ve gençlere yardım amaçlı yeniden yapılandırma projelerini koordine etti.
HANDE D.SÜZER
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?