Sigortada kasko ve sağlık branşlarında karlılık oranları düştü. Üstelik bu iki alandaki fiyat rekabetinin diğer branşlara sıçramasından korkuluyor. Çünkü, pek çok branşta 2004-2005 döneminde teknik...
Sigortada kasko ve sağlık branşlarında karlılık oranları düştü. Üstelik bu iki alandaki fiyat rekabetinin diğer branşlara sıçramasından korkuluyor. Çünkü, pek çok branşta 2004-2005 döneminde teknik kar oranları düştü. Uzmanlar “hayat”, “yangın”, “ferdi kaza” ve “nakliyat” gibi birkaç branşın bu düşüş eğiliminden etkilenmediğini ve karlılık oranlarını yükselttiklerini söylüyor. 2006 yılında ise kaskodaki çılgın rekabetin durulacağı ve bu branşın karlılığının yükseleceği tahmin ediliyor. “Mühendislik”, “nakliyat” ve “ferdi kaza” gibi bazı branşların da karlarını artırmaya devam etmesi bekleniyor.
Finans sektörünün 2005 yılına yönelik performansını ortaya koyan konsolide tablolar henüz ortaya çıkmadı. İlgili kuruluşlar yavaş yavaş bu sektöre yönelik rakamları bir araya getirip açıklıyor. Sigortacılık da bunlardan biri… Sektörün karlılığına yönelik en yeni rakamlar 2005 yılının ilk 9 ayına ilişkin. Henüz 12 aylıklar açıklanmadı. Ancak, bu veriler, sektördeki önemli bir soruna dikkat çekiyor. Buna göre, sektördeki prim üretiminin yüzde 41’ini oluşturan kasko ve sağlık branşlarında zarar büyümeye devam ediyor. 2004 yılının ilk 9 ayında 176 milyon YTL olan zarar, 2005 yılın aynı döneminde 235 milyon YTL’ye ulaştı.
Ray Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, sigorta sektöründe yaşanan amansız fiyat rekabetini “kasko meydan savaşları” olarak niteliyor. Alanya, savaşın nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
“Sektörün önde gelen şirketlerinden biri, ‘ben sektör birincisi olacağım ve ikinci şirketle aramdaki fark onun primleri kadar olacak’ dedi. En yakın rakibi de ‘ben pazarı sana kaptırmam’ deyince kavga çıktı. Diğer şirketler de bu kavgaya katılınca fiyatlar akıl almaz oranlarda düştü. Oysa kasko branşında kar edilebilmesi için ortalama fiyatın binde 35 düzeyinde olması gerekiyor. Ancak şu anda bu oran binde 20-23’lere düşmüş durumda.Üstelik bu yıkıcı rekabet sadece kasko branşı ile de sınırlı kalmadı, rekabet diğer branşlara da yansıdı.”
Oysa Batı ülkelerinde sigorta şirketleri “pazar payı” kavgasını çoktan bıraktı ve karlılığı ön plana çıkardı. Ortalama enflasyonun yüzde 1-2 oranında olduğu Batı ülkelerinde sigorta şirketleri özkaynaklarının yüzde 12-13’ü oranında kar etmeyi hedefliyor. Çetin Alanya, bu konuyla ilgili ise şu yorumu yapıyor: “Enflasyonun yüzde 8-10 düzeyinde olduğu Türkiye ortamında ise karlılık oranı özkaynakların yüzde 6’sı düzeyinde gerçekleşiyordu. Şirketlerin teknik karlılığı ise yüzde 3 düzeyinde ve bu oran son derece yetersiz.”
Hangi branşlar zararda?
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin 2005 yılı 9 aylık sonuçlarına bakıldığında özellikle kaza, sağlık ve tarım branşlarında sektörün kötü bir dönem geçirdiği ve teknik zararın ortaya çıktığı görülüyor.
2005’in ilk 9 ayında kaza branşı yüzde 8 oranında, sağlık ise yüzde 5 oranında zarar etti.
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Murat Güvenel, sektördeki en yüksek teknik zararın kaza branşında olduğunu söylüyor. Bu branş detaylı incelendiğinde ise sorunun kasko alt branşından kaynaklandığı görülüyor. Kasko hariç diğer kaza branşlarında ise teknik kar elde ediliyor. Güvenel, “Kaskonun pazar payı yüzde 26,53, sağlığın ise yüzde 10,27 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sektör, prim üretiminin yüzde 37’ye yakınından zarar ediyor” değerlendirmesini yapıyor.
Kasko, sektörde en büyük zarara yol açan branş. 2005 yılı ilk 9 aylık verilerine göre sektör kaskoda 150 milyon YTL zarara uğradı. 2005 yılının 12 aylık sonuçları ise henüz açıklanmadı. Ancak uzmanlar, zararın 200 milyon YTL’yi aşacağını tahmin ediyor.
Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak, zararın, değişime ayak uyduramamaktan kaynaklandığını söylüyor. Koçak, “Sektör, enflasyon ve mali karlardaki düşüşe tam olarak ayak uyduramadı. Düşen mali karlar, teknik karla telafi edilebilirdi. Ancak, bu fırsat, rekabete kurban gitti” diyor.
Kasko neden zararda?
Kasko branşındaki teknik zararın iki temel nedeni var. Birincisi, 2005 yılında şiddetini artıran rekabet… İkincisi ise otomobil fiyatlarının düşüşüne bağlı olarak gerileyen prim gelirleri. Prim gelirleri düşerken, hasar maliyetlerinin artması ya da aynı kalması, bu branştaki zararı yukarı çekiyor.
Recep Koçak, “Zararın önüne geçmek şirket yöneticilerinin elinde, yani çözümü basit. ‘Zarar ediyorsan fiyatını yükselteceksin’. Bu arada hasar maliyetlerini kontrol etmek için yeni sistemler de geliştirilebilir ama öldürücü rekabet devam ettiği sürece bunların çok önemi yok” diye konuşuyor.
Kasko branşı sektörün prim üretiminin yüzde 26’sını oluşturuyor. Bu nedenle bütün yöneticiler gidişten, gereksiz rekabetten şikayetçi. Ray Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya, zarara rağmen hala fiyat rekabetinin sürdüğünü belirtiyor ve ekliyor: “Kasko branşındaki hasar prim oranlarına, acente komisyonları ve genel giderlerinin eklenmesi halinde, zarar yüzde 20’leri aşıyor. Ama şirketler hala fiyat indirerek öne çıkmaya çalışıyor.”
Kasko branşında kar edilebilmesi için ortalama fiyatın binde 35 olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ancak, şu anda oranlar binde 20-23’ler düzeyinde. Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Murat Güvenel, “Yanlış politikalar izlendi. Fiyatlamalar teknik icapların gerektirdiği şekilde yapılmadı. Şirketler değişen ekonomik koşullara uyum sağlamakta geciktiler ve sonuçta bu tablo ortaya çıktı” diye konuşuyor.
Karı artanlar da var
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin verilerine göre, 2005’te teknik kar oranı en yüksek branş yüzde 83 ile “hukuksal koruma” oldu. Onu 2’nci sırada yüzde 34 ile “ferdi kaza”, 3’üncü sırada ise yüzde 27 ile “nakliyat” izledi.
Geçtiğimiz yıl sektör zorlu bir rekabet yaşasa da, bazı branşların teknik kar oranlarını artırdığı görülüyor. 2004-2005 karşılaştırılması yapıldığında bu branşların hangileri olduğu daha açık ortaya çıkıyor. Genel Yaşam Sigorta Genel Müdürü Muhittin Yurt’un yaptığı analize göre, 2004’ten 2005’e “yangın”, “hayat” ve “zorunlu trafik” branşlarında kar oranı artış gösterdi.
Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak da 2005’in ilk 9 aylık verileri 2004 yılı ile karşılaştırıldığında, “hukuksal koruma” ve “kredi” branşlarının kar oranlarının arttığını söylüyor. Ancak bu iki branşında toplam prim üretimindeki payı çok düşük. Koçak, “2004’te hayat dışı branşlardaki ortalama teknik kar yüzde 7,49 iken 2005’in ilk 9 ayında bu oran yüzde 3 düzeyine düşmüş durumda. Bu da 2005’te pek çok branşın kar oranının ciddi biçimde düştüğünü ortaya koyuyor” değerlendirmesi ile birkaç istisna dışında çok sayıda branşta karlılığın düşüş eğiliminde olduğunu belirtiyor.
2006’da kar nerede olacak?
Bu yıl mühendislik branşında kar oranının artması bekleniyor. Kasko branşında zararın bir miktar telafi edileceği ve cüzi bir kar elde edilebileceği tahmin ediliyor. Recep Koçak, “Diğer branşlarda ise karlılığın aynı düzeylerde seyredeceği düşünüyorum” diyor.
Aviva Sigorta Teknik ve Hasar Genel Müdür Yardımcısı Ali Akşener, “2005 yılının son aylarında şirketler kaskoda daha rasyonel bir fiyatlama anlayışı uygulamaya başladı. Bu sürdürüldüğü takdirde, bu branştaki teknik sonuçlarda bir miktar iyileşme olabilir” diye konuşuyor. Aynı anlayışın sağlık branşı için de gerekli olduğunu düşündüğünü dile getiriyor.
Sektör uzmanları, yangın ve mühendislik gibi branşlarda ise teknik kar oranlarının yetersiz olduğu görüşünde birleşiyorlar. 2006 yılında bu branşlarda reasürans maliyetleri arttığına dikkat çekiyorlar. Ali Akşener ise bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Artan reasürans maliyetleri gözetilmeden yapılacak uygulamalar ve hiçbir hesaba dayanmayan fiyatlama anlayışları bu branşların teknik karlılık oranlarını düşürebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğu takdirde, bu branşlarda bugün yetersiz olduğunu düşündüğümüz teknik kar oranlarına dahi ulaşılmamız mümkün olmaz” değerlendirmesini yapıyor.
Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Murat Güvenel ise 2006 yılında makine-montaj, nakliyat ve ferdi kaza branşlarının sektörün toplam karı içindeki paylarını artıracağını düşünüyor.
Genel Yaşam Sigorta Genel Müdürü/Muhittin Yurt
Branş Bazında Karlılık Nasıl Artırılabilir?
Doğru Fiyat Politikası Öncelikle fiyat politikaları prim üretimi veya pazar payı gibi hedeflerden bağımsız belirlenmeli. Bu politikalar hasar prim oranlarına ve aktüeryal sonuçlara bağlı teknik karlılık hedefleri dikkate alınarak oluşturulmalı.
Sürekli Verimlilik Hedefi Hızlı büyümenin ilk etapta pozitif sonuçları olsa da, getireceği hasar yükünün şirkette yaratacağı tahribat dikkate alınmalı. Verimlilik her dönemde esas hedef olarak ortaya konmalı.
Gider Yönetimine Özel İlgi Yıllara göre değişse de primin yüzde 12 ile yüzde 14’ü oranındaki genel gider yükünün, yüzde 10’ların altına çekilebilmesi için gider yönetimine özel ilgi gösterilmesi şart.
Konjonktüre Dikkat Tüketime dayalı hızlı büyüme ile gelişen kasko gibi branşlarda, karlılıklarda negatif değişimler olması muhtemel. Tüketimdeki daralma ile yavaşlayan büyüme ve artan hasar prim oranları da bunun ilk işaretleri.
Avıva Sigorta Teknik Ve Hasar Genel Müdür Yardımcısı/ Ali Akşener
“Yangın Branşında Da Kar Düşecek”
Aviva Sigorta Teknik ve Hasar Genel Müdür Yardımcısı Ali Akşener, kısa vadede piyasada pay kapma yarışının şirketlere ciddi teknik zararlara uğrattığını belirterek bu konuda son dönemde yaşanan gelişmeleri şöyle özetliyor:
Fiyat Rekabeti Yangına Da Sıçradı 2005 yılında bu rekabet yangın branşına da sıçradı. Bunun durum 2006 yılında yangın branşından elde edilen karın oransal anlamda 2005 yılının gerisine düşmesine neden olacak.
Düşük Enflasyon Perdeyi Kaldırdı Reel faiz oranları geçmiş yıllarda sigorta şirketleri için olası zararlara karşı bir teminat rolü üstleniyordu. Ancak son yıllarda enflasyona paralel olarak faizlerin düşmesi, bu teminatın varlığını da ortadan kaldırdı.
Uzun Vadede Dayanılamaz Telafi edilmesi zor bu teknik zarara şirketlerin uzunca süre dayanabilmesi imkansız. Ayrıca, teknik sonuçlar baz alındığında karlı olan diğer branşlara güvenilerek rekabeti sürdürme anlayışına son verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde teknik karın prime oranı hayat dışı branşlarda düşme eğilimi gösterir.
Karlılık Neden Artmıyor? Karlılığın artmamasının bir diğer nedeni ise, sektörde kapasitenin yeterli olmaması nedeniyle, gelişmiş ülkelerde yüzde 80’lerin üzerinde seyreden hayat dışı branşlar saklama payı oranlarının 2005 sonu rakamlarına göre ancak yüzde 65’ler seviyesinde gerçekleşmesi olduğunu söylüyor.
Fadime Çoban
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?