Kanal İstanbul projesinin son şekli verilen ÇED Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca yeterli bulunup kabul edildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kanal İstanbul'un ÇED raporunun incelemesi, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından tamamlandı.
ÇED Raporu'nun son halini değerlendiren İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, raporu yeterli bulup kabul etti. ÇED Raporu halkın önerilerini almak üzere 10 gün boyunca Bakanlıkta ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde halkın görüşüne sunulacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yapılan müracaatlarla halktan gelen görüşler ışığında Bakanlık, rapor içeriğinde gerekli eksikliklerin tamamlanmasını, ek çalışmalar yapılmasını ya da İnceleme Değerlendirme Komisyonunun yeniden toplanmasını isteyebilecek.
İBB Başkanı İmamoğlu: Ya Kanal, Ya İstanbul
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise 'Kanal İstanbul işbirliği protokolü'nden çekildiklerini açıkladı. İmamoğlu bugün itibari ile bakanlıklara konuyla ilgili yazı gönderildiğini söyledi. İmamoğlu basın toplantısında Kanal İstanbul konusunda şu sözleri sarf etti:
"Başka bir niyet varsa bunu milletçe sorgulayacağız. Kanal İstanbu"l’u çizgi film yapmak kolay. Kanal’ın etrafına çizgi filmde 60 katlı gökdelen dikmek de kolay. Bu kadar ciddi bir konunun gayriciddi bir şekilde ele alınmasına karşı çıkacağız. Bu kadar net. Ya Kanal, ya İstanbul."
ÇED Raporunda Montrö uyarısı
Raporda, Kanal İstanbul geçişleri nedeniyle Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmaması istenirken özetle şu maddelere vurgu yapıldı:
Kanal İstanbul yoluyla Ege Denizi-Karadeniz arasında yapılması planlanacak bir geçiş, Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında uğraksız geçiş olmayacaktır. Böyle bir geçiş, geminin bayrak devletinin, acentesinin veya gemi yetkililerinin talebi üzerine olması durumunda kabul edilebilir ve Sözleşmedeki geçiş özgürlüğü ihlal edilmemiş olur.
Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tam ve mutlak olduğu egemenlik alanında Kanal İstanbul’un inşa edilmesi ve faaliyete geçmesi, İstanbul Boğazı’nın hukuki yükünü ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorumluluğunu azaltmaz ve değiştirmez.
Türkiye, uğraksız geçiş ilkelerinin ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin lafzına ve ruhuna zarar vermeden egemen devlet olarak Kanal İstanbul geçişlerini dilediği gibi düzenleyebilir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türk Boğazlarının güvenliği ile birlikte Karadeniz güvenliğini de düzenleyen, orijinal haliyle günümüze kadar yürürlükte kalabilen XX. Yüzyılın önemli bir istikrar ve denge belgesidir.
Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli siyasal antlaşması olarak kabul edilmektedir.
Sözleşme’nin fesih edilmesi ve yeni bir sözleşme yapılamaması, Türkiye ve Karadeniz’e kıyıdaş devletlerle birlikte, Boğazları kullanan devletler için de belirsizliklere ve istikrarsızlıklara sebebiyet verebilecektir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?