Bağışlar katlandı

Capital, bu yıl 4’üncü kez “Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı” listesini hazırladı...

5.09.2016 17:24:520
Paylaş Tweet Paylaş
Bağışlar katlandı
Mülteciler, açlık, kuraklık, salgın hastalıklar, eğitime ve sağlık hizmetlerine ulaşamama gibi insanlığın gitgide büyüyen devasa sorunları var. Hayırseverler dünyanın her yerinde bütçeleri oranında bölgelerinde ya da global anlamda bu sorunların çözümüne kaynak ayırıyor. Örneğin Bill Gates, ebola, sıtma ve açlık gibi küresel sorunları çözmeyi amaçlıyor. Chobani Kurucusu Hamdi Ulukaya da kişisel servetinin büyük bir kısmını dünyadaki 60 milyon mülteciye destek vermek üzere kurduğu Tent Vakfı’na bağışladı. Mültecilere mesleki eğitim verilmesi, istihdam sağlanması, hızlı ve anlamlı bir şekilde harekete geçilmesi için çağrıda bulunan Ulukaya, “Mültecilerin yeniden yerleşiminde etkili çözüm için iş dünyasına önemli görev düşüyor. Çünkü bir insan, iş sahibi olduğu andan itibaren artık mülteci değildir” diyor. Tüm bunlar da bağış kültürünün yeni dönemin bir gerçeği olduğunu açıkça gösteriyor. Capital’in gelenekselleşen “Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı” listesinde de bu trendin izlerini görmek mümkün. Bağış yapılan konuların çeşitlenmesinin yanı sıra, listede yer alan hemen hemen her ismin bağış miktarını önemli oranda artırmış olması da bunun bir göstergesi… Bu yıl Gönlü Zengin İş İnsanları’nın bağış yapmayı tercih ettikleri konuların yanı sıra, yeterli bütçeleri olsaydı eğilecekleri alanları da inceledik… Ortaya önümüzdeki dönem hayırseverlerin gündeminde olacak potansiyel bağış kalemleri çıktı. Örneğin Kadir Has Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Has, İstanbul’un tüm bina ve yollarının depreme dayanıklı hale getirilmesine katkıda bulunmak istediklerini söylerken, Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan gençleri dijital dönüşüme hazırlamak gerektiğini belirtti. Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit, biyolojik çeşitliliği korumayı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar ise tohum ıslahını öncelikli gördüğünü söyledi.
ZİRVE DEĞİŞTİ
Capital, bu yıl 4’üncü kez “Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı” listesini hazırladı. Araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuç ise listenin zirvesinde yaşanan değişim oldu. 2015 yılındaki toplam kişisel bağış, vakıf bütçesi, KSS bütçesi ve yardımların toplamı uyarınca Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Türkiye’nin Gönlü Zengin İş İnsanları listesinde zirveye yerleşti. 2015 yılında toplam bağış tutarı 277 milyon 205 bin TL’ye yükselen Doğuş Grubu’nu, geçen yılın birincisi Koç Ailesi izledi. Koç Ailesi’nin Koç Vakfı’yla yaptığı bağışların toplam tutarı 275 milyon 727 bin TL. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, 2015’te bağış bütçesini 4 katına çıkararak 207 milyon 300 bin TL’ye ulaştırdı. Böylece Özyeğin, listenin 3’üncü sırasına yerleşti. Listede kişisel bağış rakamıyla yer alan Ali Nihat Gökyiğit ise bağış bütçesini 9,5 kat artırarak bir rekora imza attı. Bağış rakamını yüzde 117 oranında artıran Doğuş Holding’in CEO’su Hüsnü Akhan, hayata geçirdikleri projelerle milyonlarca kişinin hayatına dokunduklarını söylüyor. Bağış bütçelerinde meydana gelen büyük artışta yeni projelerin ve döviz kurlarının artışının da etkili olduğunu belirtiyor. Akhan, “Küresel ölçekte varlık gösteren büyük bir grup olarak, bağış, sponsorluk ve sosyal sorumluluk projelerimizi faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde yenilikçi ve sürdürülebilir iş modelleri yaratarak toplumsal refah düzeyini geliştirmek ve gelişimin her açıdan sürdürülebilirliğini sağlamak üzere yürütüyoruz. Yatırımlarımızı da ağırlıklı olarak kültür, sanat, spor, çevre, eğitim, sağlık, güvenlik ve kadın alanlarında gerçekleştiriyoruz” diyor. Akhan, hayırseverlik çalışmalarına 7’den 70’e toplumun tüm bireylerinin sosyal ve kültürel gelişimi, yerel ekonomilerin kalkınması ve çevre duyarlılığının yaygınlaşması için devam edeceklerini vurguluyor. ~EN YARARLI İŞ
Kadir Has, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en hayırsever işadamlarından biriydi. Servetini okul yaptırmaya, çocuk okutmaya, hastane ve üniversite yaptırıp Türkiye’nin en önemli iki sorunu olan eğitim ve sağlığa elinden gelen katkıyı yapmaya adadı. Bugün Kadir Has’ın tüm servetini aktardığı Kadir Has Vakfı, oğulları Can Has ve Nuri Has’ın yönetiminde onun vasiyetini yerine getirmek için faaliyetini sürdürüyor. Has Ailesi, 2015 yılında yaptıkları bağışlarla Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı içinde yer almayı başardı. Kadir Has Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Has, eğitim ve sağlık dışında da çok önemli ve kaynak aktarılması gereken toplumsal sorunların varlığına dikkat çekiyor. Bu nedenle deprem konusuna özellikle eğildiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Türkiye’nin çeşitli yerlerinde değişik tarihlerde meydana gelen depremlerin yaratmış olduğu acı sonuçlar ortada. Özellikle İstanbul’da mevcut binaların, halen 
yürürlükte olan deprem yönetmeliğinden çok önce inşa edilmiş oldukları düşünüldüğünde, olası bir depremde ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz kolayca anlaşılır. 17 Ağustos 1999 büyük depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti. Bir o kadar insan yaralandı, sakatlandı ve evsiz kaldı. Yani, maddi ve manevi kayıp çok yüksek oldu. Bu depremde yaşananlar bizi derinden üzdü. Daha fazla imkan olsa bunun tekrar yaşanmaması için İstanbul’da bütün yapıların, yolların depreme hazır hale getirilmesine, mevcut yapının düzeltilmesine katkıda bulunmak isterdik. Bu, ülkeye ve İstanbul’a yapılabilecek en yararlı işlerden olurdu.”
KÖTÜMSER RUH HALİ
Sanko Holding, bu yıl ilk kez gönlü zenginler araştırmasına verilerini paylaşarak dahil oldu. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu, eğitimden sağlığa pek çok alana kaynak ayırdıklarını belirtirken daha fazla imkanı olsaydı hangi sorunla ilgileneceğini şöyle anlatıyor: “Bu kaynağı ülke olarak tavan yapmış motivasyon eksiğimizi gidermede kullanırdım. Maalesef millet olarak kötümser halimizden bir türlü kurtulamıyoruz. Ülke olarak mutluluğumuzu artırmak için daha refah, daha müreffeh bir ülke inşa etmeliyiz. Bunu sağlamak için de iyi yetişmiş politikacılara, devlet adamlarına, öğretmenlere, öğrencilere, mühendislere, ekonomistlere, velhasıl insana ihtiyaç var. Toplumda yüksek değerleri olan büyüğüne saygılı, küçüğüne sevgi dolu, yaşadığı topluma ve çevresine daha duyarlı bir toplum olmalıyız. Neden hızlanamıyoruz, neden gecikiyoruz. Bunun için eğitimli donanımlı ve motive olmuş insana ihtiyaç var.” Konukoğlu, Türkiye’nin en büyük eksiğinin motivasyon olduğunu söylüyor ve “Toplum olarak motivasyonumuz çok düşük seviyede. Kime dokunursan bin dert dinliyorsun. Bu ülkenin taşı, toprağı, topu tüfeği, sanayisi, esnafı, tüccarı, işçisi, köylüsü var. İhtiyacımız olan tek şey, sorunlarımızı çözebilmek için ulus olarak silkinme, iyi bir motivasyonu yakalamak” diye anlatıyor.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ÖNEMLİ
Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit, doğaya, özellikle biyolojik çeşitliliği korumaya ve kırsal kalkınmaya daha fazla hizmet etmeyi arzu ettiğini söylüyor. Gökyiğit, halihazırda en fazla kaynağı Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve orada yapılan akademik çalışmalara ayırıyor. Burasının bir bitki danışma merkezi oluşturmak ve dünyadaki biyolojik çeşitliliği, endemik, ender ve tehdit altındaki bitkileri koruyarak desteklemek için faaliyet gösteren bir bilim merkezi olduğunu ifade ediyor. 28 cilt olarak yayımlanacak “Resimli Türkiye Florası” projesinin de koordinasyonu bu botanik bahçeden yürütülüyor.
Gökyiğit, daha fazla kaynağı olsa yine biyolojik çeşitliliğe kaynak aktaracağını söylerken bunun nedenlerini şöyle açıklıyor: “Çok zengin bir flora cenneti olan ülkemiz, arılar için doğal ve çok nadir bir yaşam alanı. Bu biyolojik zenginlik Anadolu’yu, değişik iklim ve bitki örtüsüne uyumlu en az 5 farklı arı ırkının habitatı yaptı. Ancak bu ırklardan hepsinin, ANG Vakfı çalışmaları ile 2004 yılında tescili yapılan Kafkas ırkı hariç, melezlenerek kaybolduğu kabul ediliyor. Saf Kafkas arı ırkının bulunup tespit edilmesinin ardından, arıcılık konusunda ANG Vakfı yeni çalışmalara odaklandı. Anadolu ırkının da tanımlanma ıslah ve üretim projesini Kızılcahamam Kırkırca Köyü Kaplan Deresi’nde seçilen izole bir bölgede sürdürmeye başladı. Buraya yapılacak katkıyı dünyanın bugünü ve geleceği için çok önemsiyorum.” ~TARIMA ÖZEL İLGİ
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Yaşar Topluluğu’nun da içinde bulunduğu tarım ve hayvancılık sektörünün öncelikli olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Daha fazla imkanı olsa bu sektörün sorunlarını tamamen ortadan kaldırmak istediğini belirten Yaşar, şöyle konuşuyor: “Yem maliyetlerinin yüksekliği, sektörün önündeki en önemli engellerden. Yem hammaddelerinin yüzde 50’si dışarıdan alınıyor. Meralarımızı bizim iklimimize dayanıklı bitki türleriyle yeniden tohumlamak gerekir.” Amaçlarının besin değeri yüksek ve enerji veren alternatif yem bitkileri ürettirerek, yem maliyetlerinin düşmesine katkı sağlamak olduğunu söyleyen Yaşar, “Bu amaçla yurtdışında konunun uzmanlarıyla çalışıyoruz. Buradan aldığımız know-how’ı ülkemizde uygulayarak ortaya koyacağımız inovatif ürünleri devletimizle, tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren üreticilerle paylaşacağız. Buraya bir Kazak profesör getirdik, şimdi 2 tane Çinli profesör getiriyoruz. Bunlar Gobi Çölü’nü yeşillendiren profesörler. Kurak iklime dayanıklı yem bitkisi konusunda AR-GE yapıyoruz ve önemli aşamalardan geçtik. Bu konuda egoist değiliz, bildiğimiz her şeyi paylaşmaya hazırız” diyor.
DEZAVANTAJLI KESİMLER
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, toplumun iyi yönde gelişimine katkıda bulunmak, bireyleri dezavantajlı konuma getiren mevcut sosyoekonomik dengeleri olumlu yönde değiştirmek istediklerini söylüyor. Akın, bu doğrultuda ağırlıklı olarak eğitim ve sağlık konularına eğilerek yaptıkları bağış, yardım ve sosyal sorumluluk projelerini, kendisinin kurmuş olduğu Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV) aracılığı ile yürüttüklerini ifade ediyor. Akın, sosyoekonomik an
lamda neden dezavantajlı toplum katmanlarına odaklandıklarını şöyle anlatıyor: “Attığımız her adımda sosyal ve çevresel etkileri dikkate almaya özen gösteriyoruz. Çünkü başta tüm paydaşlarımız olmak üzere içinde yaşadığımız toplumun çıkarlarını düşünmenin sürdürülebilir bir kalkınma için büyük önem taşıdığına inanıyoruz.” TİKAV’ın projeleri arasında Fırat Üniversitesi’nde uygulanmakta olan Bireysel Gelişim Programı, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği ile ortak geliştirilmiş olan Eski Köye Yeni Adet, Anneler Okulu, Muhtarlarla Elele ve Onarımı Bizden Okuması Sizden projeleri ve 2015 yılında da TÜGİAD Ankara işbirliği ile hayata geçirilen Annem ve Ben Projesi bulunuyor.Yıldızlar Yatırım Holding yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yıldız ise daha fazla imkanı olsa Türkiye’deki en büyük eksikliklerden biri olan vasıflı çalışan teknik personel eğitimine katkı sağlayacağını söylüyor. Yıldız, bu soruna şöyle dikkat çekiyor: “Bu nedenle de Almanya’da olduğu gibi teknik liselerin sayılarının artırılması ve bu sayı artarken de öğrencilerin mesleki yeterliliklerinin, becerilerinin iyi keşfedilerek desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle bugün de teknik okulların yapılmasına para harcıyorum. İleride de destek vermeye devam edeceğim.”
“EN BÜYÜK SORUN EĞİTİMDE”
Türk iş dünyası her zaman eğitime büyük kaynak ayırdı. Bugün de eğitimin en önemli sorun olduğunu düşünenler çoğunlukta. Altınbaş Ailesi, her zaman eğitimin ve bilginin gücüne inandıklarını ifade ediyor. Bu nedenle sosyal sorumluluk projesi olarak eğitime yatırım yapmaya odaklandıklarını belirten aile, şöyle açıklıyor: “Eğitim sektörüne yatırım yapmamızda rahmetli babamız Mehmet Altınbaş’ın büyük etkisi oldu. Babamız 1974 yılında yazdığı mektupla bize farklı konularda öğütlerde bulundu. Bunlardan biri de eğitimle ilgiliydi. Mektupta, ‘Eğitim olmadan olmaz, eğitime katkı sağlayacaksınız’ diyordu. Biz de Mehmet Altınbaş Vakfı’nın farklı alanlarda yaptığı çalışmalara İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’ni de ekledik. Bu yıl ikinci kez mezun vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok ülkeden öğrenci kabul eden bir eğitim merkezi haline geldik ve çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz. İnsana yatırım sabır ve özveri ister. Ancak sonuçları herkes için çok kıymetlidir.” IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen de Türkiye’deki en büyük sorunun eğitim olduğunu düşünüyor ve “Dolayısıyla bu sorunu çözmeden başka sorunlara kaynak aktarmayı doğru bulmuyorum” diyor. Çeçen, eğitimdeki iki önemli soruna şöyle dikkat çekiyor: “Birincisi herkesin eğitim ve öğretim imkanına sahip olması, gençlerimizin iyi bir meslek sahibi olmalarının sağlanması için tüm imkanların her bölgede eşit şekilde dağılımı. İkincisi kaliteli eğitim sağlamamız şart. Üniversitelerimizin batı üniversiteleri kalitesinde eğitim vermesi gerekiyor. Bilgili, araştıran, özgüvenli, dünyayı tanıyan, yorumlayan, yaşam boyu kendisini geliştirmeyi prensip edinen, çevreye, topluma duyarlı gençleri yetiştiren eğitim sistemini sağlamalıyız ve üniversiteli sayısını çoğaltmalıyız. Bunun için de çok kaynak gerekiyor. Bu seviyenin sağlanmasından sonra bilim adamlarımızın, araştırmacılarımızın sayılarının artacağını düşünüyorum.”
AFRİKA’DA SU VE YAŞAM
CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut, “su” sorununa dikkat çekiyor. Daha fazla imkanı olsa bu alana daha fazla yatırım yapacağını açıklayan Palamut, bu konudaki hassasiyetini şöyle anlatıyor: “Su olmayan bölgelerde yurtiçi ve yurtdışında, örneğin Afrika ülkelerinde uzun yıllardır su kuyusu çalışmaları yürütüyoruz. Hastalıkta, açlıkta, temizlikte ve benzeri önemli konularda “su” olmazsa olmazımız. Su hayattır ve en önemli insan hakkıdır. Dezavantajlı bölgelere desteklerimiz artarak devam edecek. Aynı zamanda yardımlarımızın sürdürülebilir bir modelde olması için çaba harcıyoruz.”~NECATİ KURMEL / SARAY HALI YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“KURAKLIĞA VE 
 TOHUM ISLAHINA KAYNAK AYIRMAK İSTERDİM”

FARKLI BAKIŞ AÇILARI

İnsanlığın var oluşundan itibaren süregelen yardımlaşma ve insanların sorunlara çözüm bulma yaklaşımı günümüzde de devam ediyor. Ancak bu konuların kişisel, toplumsal ve evrensel olarak ele alınmasında her kişi veya kuruluş farklı bakış açılarına sahip. Bu katkıların yapılmasında etnik kökenler, dinsel faktörler, şehircilik gibi ayrımlar etkili oluyor.
EVRENSEL SORUNLAR
Yardım konuları sorun bazlı ele alındığında evrensel boyut kazanabiliyor. Bugün birçok kişi ve kuruluş insanlığı ve dünyayı tehdit eden sorunların ortadan kaldırılması için kaynak ayırıyor ve yardım yapıyor. Bundan kimin yararlanacağına ve hiçbir koşula bakılmaksızın bu sorunun üstesinden gelinmesi amaçlanıyor. Ebola sorununun ortadan kaldırılması, büyük çevresel sorunlara yaklaşım, açlık, kuraklık gibi.
BÜTÇEMİZ OLSA
Eğer bizler de sahibi olduğumuz kuruluşlarda çok büyük kaynakları yönetsek ve yardım amaçlı büyük bütçelere sahip olabilsek özellikle tarım alanında kuraklık, tohum ıslahı, eğitim gibi konulardaki proje ve uygulamalara destek olmayı ve ciddi kaynaklar aktarmayı isterdim. Bu alanlara kaynak ayırmak dünyanın geleceğine kaynak ayırmak demek. 

HÜSNÜ ÖZYEĞİN / FİBA HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"EĞİTİMDE FARKLI İCRA"
ANNE BABALARI EĞİTİYORUZ

Eşim Ayşen Özyeğin’in kurduğu Anne Çocuk Eğitim Vakfı ile binaların ötesinde toplumun bireylerine özellikle okul öncesi yaş çocuklarına eğitim programları ile ulaşmaya başladık. Anne babaları eğitiyoruz çünkü anne baba çocuklarını iyi şekilde yetiştirirse onlara eşit fırsatlar sunarsa toplumun yapı taşlarının güçleneceğine inanıyoruz. Bugün 1,5 milyon kişiye doğrudan etki etmenin gururunu yaşıyoruz.
EN ÖNEMLİ YATIRIMIM
En önemli yatırımım Özyeğin Üniversitesi olmuştur. Sekiz yıl önce üniversiteyi kurduğumda amacım benden sonra nesiller boyunca devam edecek ve güçlenecek Türkiye’de nitelikli bir yükseköğretim kurumunu kurmak ve araştırmaları ve eğitimiyle Türkiye’nin beşeri sermayesini güçlendirmekti. Bugün yaklaşık 7 bin öğrenciyle bu hayalime yaklaşıyorum.
EN DEĞERLİ YATIRIM
Yapılacak en değerli yatırımın insana yapılan yatırım olduğuna inanıyorum. Türkiye’de herkesin nitelikli eğitime erişmesi sonucunda beşeri sermayemizin ve ülkemizin daha iyi gelişeceğine inanıyorum. Bu nedenle ailemiz için en önemli konu eğitim olmuştur ve sosyal yatırımlarımızı en fazla eğitim alanında gerçekleştiriyoruz. Eğitim konusuna odaklansak bile bu alanda bağışçılığımızı çok farklı şekillerde icra ettik.
BURSLARLA BAŞLADIM
Ben de birçok insan gibi ilk çalışmaya başladığım günlerde maddi ihtiyacı olan başarılı öğrencilere burs vererek hayır işlerine başladım. Zaman içinde daha fazlasını yapmak istediğimi anladım. Finansbank’ı kurduktan 2 yıl sonra vakıf kurdum ve yıllar içinde burs sayıları 10 binleri geçti. Daha sonra en ihtiyaç sahibi bölgelerde okul yapımı, yurt yapımı ile eğitime yatırımlarımıza devam ettik.

TUNCAY ÖZİLHAN / ANADOLU GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE GENÇLERE DESTEK OLMALIYIZ"
SINIRLAR YENİDEN

İçinde bulunduğumuz dönemde dünyanın neredeyse tüm coğrafyalarında hızla bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Geçmişte yaşanan sanayi devrimleriyle çizilmiş olan ekonomik sınırlar, bugün yeniden şekilleniyor. Böylesi bir süreç içinde ekonomik anlamda dünyanın ileri ülkeleriyle paydaş olabilmek için ülkemizin de mutlak suretle bu dönüşüm içinde önemli bir oyuncu olarak yer alması gerekiyor.
GENÇLER DESTEKLENMELİ
Anadolu Grubu olarak bu dönüşüm süreciyle uyumlu olmak için çalışırken, toplum olarak da bu dönüşümün içinde önemli bir paydaş olabilmemiz için gençlerimizin bu alandaki eğitimlerine yatırım yapmalı ve desteklemeliyiz. Makinelerin üretimde ve hatta servis sektörlerinde gittikçe daha fazla söz sahibi olacakları konuşulurken, insanların da bu iş modeli içinde yetkinliklerini belirli bir seviyeye getirmeleri gerekiyor.
ŞİRKETLERE ÇAĞRI
Grubumuzun desteklediği alanlarda stratejimizi, bu dönüşüm sürecini dikkate alarak geliştiriyoruz. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin, KSS planları içine yakın zamanda, gençlerin dijital dünyayla entegre olabilmeleri için gereken eğitim süreçlerini dahil etmesi gerekir. Gerek bağış gerekse vakit ayırarak, gençlerimizin bu alandaki eğitimine destek olmaları gerekir diye düşünüyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz