Büyük dönüşüm!

Pandemiyle tetiklenen dijitalleşme, aynı dönemde iklim krizinin geldiği boyutla yaşanan uyanış, iş dünyasının gelecekte de var olabilmek için bir dönüşümden geçmesini zorunlu kıldı...

9.11.2023 02:58:230
Paylaş Tweet Paylaş
Büyük dönüşüm!

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Pek çok şirket, rekabette bir adım öne geçebilmek için değişmeye başladı. Kordsa artık teknik tekstil yerine ileri malzeme, Petrol Ofisi akaryakıt yerine enerji altyapısı, Beymen lüks perakende yerine döngüsel moda perakendesi, Mey Diageo ise alkollü içecek yerine gastronomi olarak faaliyet alanını yeniden tanımlıyor. Aralarında her sektörden devlerin yer aldığı bu büyük dönüşümden geçen şirketlerin hedefindeyse gelecekte de var olmanın yanında oyun değiştiren bir yapıya kavuşmak var.

Otomotiv sektöründe hiç tecrübesi olmayan birkaç kişi tarafından 2003 yılında kurulan Tesla, adını elektrikli ve otonom otomobilleriyle duyurdu. Ancak Tesla yalnızca bu alanda anılmayı tercih etmedi. Yenilenebilir enerji kullanımına geçişi hızlandırmak ve faaliyet alanını buraya odaklamak için çalıştı. CEO Elon Musk’ın söz konusu temel amaca ulaşmak için tarif ettiği gelecek üç parçadan oluşuyor: Güzel tasarımlı, uygun fiyatlı, birbiriyle sinerjik ve birbirini güçlendiren elektrikli otomobiller, güneş panelleri ve enerji depolama sistemleri… Nasıl ki Tesla kendini yeniden tanımlayıp yalnızca bir otomobil şirketi olmadığını vurguluyorsa aynı şekilde oyunu yakından takip etmek isteyen pek çok şirket de aynı yolu izlemek için çalışıyor. Kısacası her alanda büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu müthiş farklılaşmaysa şirketlerin ana faaliyet alanlarını yeniden sorgulamasına neden oluyor. TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, dünyada otomotive yönelik oyunun kurallarının değiştiğini söylüyor. Otomobilin akıllı bir cihaza dönüştüğünü belirtiyor ve “Böylece yeni bir yaşam alanı ortaya çıkıyor” diye konuşuyor. Bu nedenle TOGG, kendini küresel bir mobilite ve teknoloji şirketi olarak tanımlıyor. Benzer dönüşümü Kordsa, Brisa, Temsa gibi üretim şirketleri ve Petrol Ofisi de yaşıyor. Perakendede Beymen, Mediamarkt, Teknosa kendilerini yeniden ve daha kapsayıcı şekilde tanımlıyor. Pandemiyle tetiklenen dijitalleşme, aynı dönemde iklim krizinin geldiği boyutla yaşanan uyanış, iş dünyasının gelecekte de var olabilmek için bir dönüşümden geçmesini zorunlu kılıyor. İşte büyük dönüşüme başlayan öncüler… 

400 MİLYON DOLARLIK DÖNÜŞÜM 

Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cevdet Alemdar, sanayi şirketlerindeki büyük dönüşüm için 3 yılda toplam 320 milyon dolar yatırım yaptıklarını söylüyor. Alemdar, ek olarak Ar-Ge’ye de 3 yılda toplam 75 milyon dolar daha yatırım yapacaklarını açıklıyor. Sabancı Grubu’nda dönüşümün maliyeti yaklaşık 400 milyon dolar olarak planlanmış durumda. Peki bu büyük dönüşüm nasıl olacak? Alemdar, Brisa için “Önümüzdeki dönemde Brisa’yı mobilite şirketine dönüştürmek istiyoruz” derken Kordsa’yı ileri malzemeler şirketine, Temsa’yı önce elektrikli sonra hidrojenli araç üreticisine dönüştüreceklerini açıklıyor. Alemdar, şöyle devam ediyor: “Temsa, mobilitenin elektrikli araçlar tarafında dünyada çok önemli bir oyuncu olacak. Kordsa’yı ileri malzemeler şirketine dönüştürmek istiyoruz. Hedefimiz bu alanda Kordsa’yı dünya lideri yapmak. Brisa’yı yolculuğun öncüsü yapacağız. Önümüzdeki dönemde Brisa’yı mobilite şirketine dönüştürmek istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda Türkiye’nin 500 büyük bilişim şirketi arasında yer alan ve yüzde 50 pazar payıyla araç takip sistemleri pazarının lideri olan Arvento’yu satın aldık.” 

ULUSLARARASI BÜYÜME

Temelleri 70 yıl öncesine dayanan taahhüt ve iklimlendirmeyle öne çıkan Alarko Topluluğu da büyük bir dönüşümden geçiyor. Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız, “Alarko Holding’i artık uluslararası bir portföy şirketi olarak konumlandırıyoruz. Alarko’da büyük bir dönüşüm ve yeniden yapılanma hareketi başlattık. Ana iş kollarımız olan taahhüt ve iklimlendirmenin yanına enerji sektörünü de ekledik. Son dönüşüm hamlemizle yeni ve farklı sektörlere yöneliyoruz. Kısa süre evvel iş portföyümüze tarım ve gıda sanayisini de ekledik” diyor. Yıldız, yaşanacak dönüşümün sonunda ne hedeflediklerini de şöyle anlatıyor: “Global ölçekte belirsizliklerin yaşandığı bir dünyada topluluk olarak bünyemizdeki şirketlerde çevik yönetim anlayışını hakim kılmak ve yatay bir yapılanmayla uluslararası alanda büyümemizi hızlandırmak istiyoruz.” 

SATIN ALMA 4.0’A DOĞRU 

Dönüşümün kapısını çalmadığı bir yer neredeyse yok. Zer Genel Müdürü Serhan Turfan da bu yönde düşünüyor ve “Türkiye’nin alanında ilk ve en büyük şirketi olarak bu yönde bir dönüşümün öncüsü olmayı hedefliyoruz” diyor. Turfan, Zer’de yaşanan dönüşümü ve kendilerini yeniden nasıl tanımladıklarını şöyle anlatıyor: “Zer bir satın alma şirketi ve satın alma hep maliyet azaltma olarak görülürdü. Endüstrinin yıllar içindeki hızlı gelişimi ve teknolojilerin üstsel artışı satın almayı da dönüştürdü. Bizim için artık satın alma stratejik, dijital uygulamaların hakimiyetinde bir ekosistem yönetimini ifade ediyor. Sürekli bir tıkanma halinin ve piyasa çalkantısının olduğu bir dünyada, günümüzün dönüşümü, yeni fırsatlar yaratma, büyümeyi teşvik etme, verimlilik sunma, yeni değer üretme ihtiyacı etrafında dönüyor. Pandemiyle birlikte de kurumlarda bu hareketin merkezine maliyeti ve tedarik kanallarını yöneten satın alma profesyonelleri oturdu. Kapsamlı bir dönüşüm yolculuğuna çıktık. Zer’i sunduğu dijital satın alma uygulamalarıyla, geliştirdiği uzmanlık ve B2B ekosistemiyle bir satın alma 4.0 şirketine dönüştürmek istiyoruz.”

DİJİTALLEŞEREK DÖNÜŞÜYORLAR

Garenta, ikinciyeni.com ve Carwizz şirketlerini de kapsayan Çelik Motor da önemli bir dönüşüm süreci yaşıyor. Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Şafak Savcı, “Otomotiv ekosistemindeki neredeyse her alanda bulunarak kiralamadan ekspertize kadar tam hizmet veriyoruz. Ulaşım ihtiyacının olduğu her yerde çözümler sunuyoruz. Yarını bugünden analiz edip sunduğumuz çözümlerle deneyim sahibi oluyor, uzmanlığımızı geliştiriyoruz” diyor. Bugün otomotiv sektöründe ekspertiz, ikinci el araç satışı ve kiralama sektörleri dahil geniş bir alana yayıldıklarını belirten Savcı, “Dijitalleşerek dönüşüyoruz. Yeni alanımızı artık dijital ulaşım çözümleri olarak tanımlıyoruz. Hedefimiz liderlik” diyor. Teknosa da dönüşümünde odağına dijitali ve deneyimi almış durumda. Teknosa Genel Müdürü Sitare Sezgin, “Artık kendimizi fiziksel ve dijitalin karışımı olan fijital bir teknoloji perakendecisi olarak tanımlıyoruz. Mağaza yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederken aynı zamanda dijital bir platforma dönüşüyor; dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik konularında önemli yatırımlar gerçekleştiriyoruz” diyor. Sezgin, şöyle devam ediyor: “Teknosa’yı fiziksel mağazaları olan dijital bir platforma dönüştürme yolculuğumuzun en önemli adımını 2022 Şubat’ta attık ve sektörümüzün ilk teknoloji odaklı pazaryeri iş modelini hayata geçirdik. Ürün çeşitliliğimizi yaklaşık 26 kat artırarak 130 bine çıkardık. Pazaryerinin etkisiyle online platformumuzun trafiği yüzde 42 artarken, NPS oranımız da yüzde 10 artış gösterdi. 2023 yılının ilk 8 ay ortalamasına göre teknosa.com satışlarının yüzde 38’i pazaryerinden gerçekleşiyor. Hızlı büyüyen e-ticareti, çoklu kanal stratejimizin odağına koyarak müşterilerimize en iyi değeri sunmayı amaçlıyoruz. Pazaryeri iş modelimiz tüm iş hacmimizi büyütüyor. Sadece e-ticaret hacmini 3 yıl sonunda 5 katına, 3 yılda online kanalda trafiğimizi ise en az 2 katına çıkarmayı öngörüyoruz.” 

NE HEDEFLİYORLAR? 

Kendini ve alanını yeniden tanımlayan bir diğer şirket Esas Gayrimenkul. Esas Gayrimenkul CEO’su Cem Eriç, ticari gayrimenkul olan sektörlerini artık varlık yönetimi olarak tanımlıyor. Eriç, dönüşümü şöyle anlatıyor: “AVM’lerin küresel pandemi sonrasında mimari tasarımlarının da yeniden yorumlanması ihtiyacı anlaşıldı. Kapalı kutu mimari anlayışı artık açık alanlarla birleşen, peyzaj mimarisinin de ağırlığının hissedildiği bir akımla gelişiyor. AVM’ler artık daha çok zaman geçirilebilecek, bir noktadan birçok ihtiyacın karşılanmasını sağlayabilecek mekanlar haline geliyor. Veteriner, eğitim kurumu ve diş kliniği gibi hizmetler sunan AVM’lerimiz var. Varlık yönetimi çalışmalarımızı kendimize yakın dönem stratejisi olarak belirledik. AVM’lerin varlık yönetimi süreçlerine rehberlik edeceğimiz 25 AVM’ye ulaşmak hedefindeyiz.” 

ÇIĞIR AÇAN DEĞİŞİMLER 

Pfizer Türkiye Ülke Başkanı Metin Hullu da Pfizer’in artık bir ilaç şirketi olmayacağını açıklıyor. Kendilerini “Bilim ve teknoloji üreticisi” olarak tanımlayan Hullu, şöyle konuşuyor: “Hastalığın değil, bilimin kazandığı ve dünyanın her neresinde olursa olsun, tüm hastaların hayatlarını iyileştiren çığır açan yeniliklere erişim sağladığı bir gelecek hedefliyoruz. İlaç üretiminin ötesinde, her bir tedavinin içindeki bilgi ve teknolojiyi üreterek bir bilim markası kimliğini benimsedik. Dönüşümsel teknolojiyle en yeni bilimsel gelişmeleri birleştirerek zor hastalıkları yalnızca tedavi etmekle kalmayıp onları iyileştirebilen ve önleyebilen biyofarma inovasyonlarına öncülük ediyoruz. 2027 yılına kadar, yılda 1 milyar hayatı iyileştirmeyi hedefliyoruz.” TAM Faktoring, kendini yeniden tanımlaması sonucunda adını da değiştirdi ve TAM Finans oldu. TAM Finans CEO’su Hakan Karamanlı, bir faktoring şirketinden kapsayıcı bir finans ve finans teknolojileri şirketine dönüşüm yolculuklarını şöyle anlatıyor: “Kendimizi yaygın hizmet ağı ve kendi geliştirdiği teknolojileri kullanarak KOBİ’lerin ticaretlerini destekleyen, Türkiye’de finansal kapsayıcılığın en önemli kurumu olarak görüyoruz.” 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLE GELEN DEĞİŞİM Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap, son 4 yılda gıdaya ulaşım ve tedarik zincirindeki değişimlerin sektörlerini öne çıkardığını söylüyor. Aynı dönemde sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha anlamış olduklarını belirtiyor. Bu bilinçle sektörden ayrışmak için un sanayicisi olarak ihracat ve iç piyasada ürün çeşitliliği ve lojistik yapılanmasına geçmeleri gerektiğine karar verdiklerini dile getiren Erbap, şöyle devam ediyor: “Sektörde tüm köşeleri kendi çatımız altında tutmak adına kendi lojistik altyapımızı, yem üretim tesisimizi ve ürün çeşitliliği sağlayacak makarna ve noodle yatırımımızı tamamladık. Artık un sanayicisi değil tarım ve gıda sanayicisiyiz. En büyük gider kalemlerinden biri olan enerji giderlerini minimize etmek için GES yatırımı kararı aldık. Ayrıca başlatmış olduğumuz tarım ve tohumculuk iş kolumuzu geliştirme yönünde projelerimizi artırdık. Önümüzdeki 10 yılda şirketin sadece ana iş kolunda ilerleyerek sektörde kalıcı olmak imkansız. Bu dönüşümle sektörde lider olmanın yanında sürdürülebilir bir süreç yöneteceğimize inanıyoruz. Maksimum 5 yılda bu dönüşümü tamamlamak istiyoruz.” ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü de sürdürülebilirlik farkındalığının artmasıyla sektörlerini artık daha farklı tanımlıyor. Ünlü, “Türkiye’nin ilk ve tek global enerji hizmet şirketi olarak artık kimliğimizi daha farklı tanımlıyoruz. Bu kimliği, iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde karbon nötr olmayı hedefleyen şirketler için tek noktadan tüm hizmetleri alabilecekleri (one stop shop) bir adres olmak üzerine oluşturduk. Şirketlerin bu süreci doğru bir şekilde yönetebilmelerini, tek adresten tüm çözümlere ulaşabilmelerini sağlayan bir yol arkadaşı olmak için şirketimizi dönüştürüyoruz” diyor. 

DENEYİM EKONOMİSİ

Deneyim, sektörleri dönüştüren en önemli güçlerden biri haline geldi. MediaMarkt Türkiye CEO’su Faruk Kocabaş, kendilerini artık yalnızca elektronik ürünler satan bir perakendeci olarak tanımlamıyor. Kocabaş, “MediaMarkt olarak deneyimi sektörümüzün ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz ve bu deneyimi farklı bir şekilde tanımlıyoruz. Artık bir deneyim perakendecisiyiz. Mağazalarımızı deneyim alanları haline getiriyoruz. Gelecekte de müşterilerimize en iyi deneyimi sunarak elektronik perakende sektöründe lider bir rol oynamaya devam etmeyi hedefliyoruz” diyor. Mplus Türkiye ve MENA CEO’su ve Mplus İcra Kurulu Üyesi Cemile Banu Hızlı, kendilerini sadece hizmet sağlayıcı olarak değil, teknoloji ve ürün geliştiren bir şirket olarak konumlandırdıklarını söylüyor. Çağrı merkezi sektöründen ziyade artık müşteri deneyimi merkezi sektörü olarak ifade ettikleri alanlarına dönüşürken sektörde öncü rol oynamayı hedeflediklerini belirtiyor. Hızlı, “Hizmetlerimizde artık sadece çağrı merkezi operasyonlarıyla sınırlı kalmayıp iş ortaklarımızın deneyim sağlayıcısı olmayı tercih ediyoruz. Müşteri deneyimini kusursuzlaştırma noktasında iddialıyız” diyor. Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri CEO’su Eda Uluca Özcan da yemek kartı şirketinden çalışan deneyimi şirketine dönüşüm yaşadıklarını söylüyor ve “Sektörümüzün ötesinde bir yemek kartından çok daha fazlası olan çalışanların iş ve özel hayatlarına yönelik kişiselleştirilmiş deneyimler sunan, uçtan uca dijital bir platforma dönüştük. Artık çalışan deneyimi alanının öncü markası olarak yan haklar dünyasını şekillendiriyoruz” diyor. ORGE CEO’su Nevhan Gündüz ise “2014’e kadar yalnızca konvansiyonel inşaat işlerine yönelik elektrik taahhüt faaliyetleri yürütürken kurmuş olduğumuz raylı sistemler departmanıyla pek çok metro hattının elektrik işlerini gerçekleştirdik, halen pek çok hatta çalışmalarımız sürüyor. Geçen yıl kurduğumuz yenilenebilir enerji departmanı üstlenmiş olduğu güneş enerjisi santral kurulum işleriyle yeni girmiş bulunduğumuz bu alanda dinamik bir başlangıç yapmamıza imkan sağladı. Özetle, eskiden inşaat sektörüne klasik anlamda elektrik müteahhitlik hizmeti sağlarken bugün yeşil taahhüt olarak adlandırdığımız enerji verimliliği ile sürdürülebilirliğe de katkısı bulunan taahhüt biçimini bir bütün olarak sunan bir yapı haline gelmiş bulunuyoruz” diyor.


“LÜKS EKOSİSTEME DÖNÜŞÜYOR”
ELİF ÇAPÇI / BEYMEN GROUP CEO’SU

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK LÜKSÜN YENİ TANIMI” 
Lüks, toplumun geneline yansıyan, etki alanını genişleten bir ekosisteme dönüşüyor. Artık sadece küçük bir grubun etki alanında değil, çok daha geniş kitlelere hitap eden bir lüksten bahsediyoruz. Hayatın pek çok alanında sürdürülebilirlik, lüksün yeni tanımı haline geliyor. Tüketimde anlamlı boyutta bir sürdürülebilirlik dönüşümü yaşanmaya başlıyor.

DÖNGÜSEL MODA Lüks modada deneyim, döngüsel moda ve paylaşım ekonomisinin öne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Uzun süre kullanabilecekleri kaliteli parçaları tercih eden bilinçli tüketiciler, üretilen ürüne değer veriyor, geri dönüşümü önemsiyor. 50 yılı aşan tarihimiz boyunca attığımız her adımda moda dünyasına yön veren vizyoner bir konumda olduk. Yaşadığımız dünyadan, coğrafyamızdan, insanımızdan ilham alarak yolumuzu çizdik ve her zaman değişimin öncüsü olduk.

KÖPRÜ KONUMU Lüksün dünyayla Türkiye arasındaki köprüsü konumundayız. Yeme içme sektörü de lüks perakendeyle artan şekilde daha fazla yan yana olduğu bir konuma ulaştı. Beymen Group olarak bu alanda da stratejik yatırımlarımızı güçlendirdiğimiz bir dönemdeyiz. Sürdürülebilir bir yaklaşımla, döngüsel modayı merkeze aldığımız bir stratejiyle geleceği inşa ediyoruz.



“SON 10 YILDA BÜYÜK ADIMLAR ATTIK”
LEVENT KÖMÜR / MEY DIAGEO GENEL MÜDÜRÜ

ALKOLLÜ İÇECEK DEĞİL GASTRONOMİ 
Kendimizi artık alkollü içecek üretip satan bir şirketten çok, Türkiye ve dünyada gastronominin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Üstelik neredeyse sıfır ithal girdiyle ürettiğimiz rakı ve şaraplarımızı 40’a yakın ülkeye ihraç eden bir gastronomi ihracatçısıyız. Dahası, kendi topraklarında üzüm ve anason yetiştiren, çiftçilik yapan bir kuruluşuz. Ekonomik etkimiz yaklaşık 150 bin aileye dokunuyor.

SOSYALLEŞME MİRASI Biz bu topraklarda sevinci de hüznü de paylaşma, yani sosyalleşme mirasımızın da yenilenerek gelecek kuşaklara aktarılmasını kendine amaç edinmiş bir kuruluşuz. Bu nedenle de en önemli sosyalleşme vesilelerinden biri olan gastronomi, misyonumuzun merkezinde yer alıyor.

PROFESYONEL YETİŞTİRİYOR Dönüşüm için çok uzun zaman önce yola koyulduk ancak özellikle son 10 yılda büyük adımlar attık. Gastronomi alanındaki en büyük yatırımlarımızdan biri turizm ve gastronomi sektörlerine profesyoneller yetiştirmek amacıyla kurduğumuz, MEB onaylı kurumumuz “Uluslararası Şarap ve Distile İçkiler Akademisi (International Wine & Spirits Academy-IWSA).” IWSA’da şu ana kadar 22 bin sektör profesyoneli ücretsiz olarak eğitim aldı. Sonuçta uluslararası saygınlığa sahip bir şirket olmayı hedefliyoruz.



“MOBİLİTENİN TÜM ALANLARINDA TEKNOLOJİ ÜRETİCİSİNE DÖNÜŞÜYORUZ”
S. SAFA ÖZCAN / AKO GRUP YÖNETİM KURULU ÜYESİ

“TÜRKİYE’NİN BAYRAK TAŞIYICISI OLACAĞIZ”
Dünyada lastik sektörünün ülkelerle özdeşleştirildiğini göz önüne alarak Türkiye’nin dünyadaki bayrak taşıyıcı lastik markası olmak istiyoruz. Bu yolda global markalarla rekabette geri kalmayacak teknolojiler ve Ar-Ge yatırımları gerçekleştiriyoruz. Bu süreçle birlikte mobilitenin tüm alanlarında global çapta bir teknoloji üreticisine dönüşmek hedefindeyiz.

İNOVASYON VE TEKNOLOJİ ÖNCÜSÜ Bu geniş perspektifle, kendimizi sadece bir lastik üreticisi olarak değil, aynı zamanda uluslararası bir inovasyon ve teknoloji öncüsü olarak tanımlıyoruz. Bu tanımın, sektör sınırlarımızı aştığını ve bizi daha evrensel bir marka haline getirdiğini söyleyebiliriz. Bu dönüşüm için uzun vadeli bir strateji belirledik. Şu ana kadar bazı temel Ar-Ge yatırımları gerçekleştirdik ve global pazardaki konumumuzu güçlendirme yönünde stratejik ortaklıklar kurduk. Ancak önümüzdeki yıllarda daha büyük adımlar atmayı planlıyoruz. Bu dönüşümle birlikte, şirketin sadece lastik üretiminde değil, aynı zamanda teknolojik inovasyonlarda da bir lider olarak tanınmasını hedefliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz