Liderler uzun yıllardır kâr marjındaki düşüşten yakınıyor. İşin doğası bu. Rekabet arttıkça kârlar aşağı doğru bir trend izliyor...
Nilüfer Gözütok Ünal
Yani kâr, uzun zamandır aslanın ağzında. Pandemi bazı sektörlerde işi iyice zorlaştırdı. Ülke ekonomisindeki tablo ve Rusya-Ukrayna savaşı da kârda dengeyi iyice bozdu. Bazı sektörler tek haneye inerken bazıları zarar yazmaya başladı. Bu noktada esas soru, “Kâr marjı daha ne kadar düşebilir, şirketler daha ne kadar fedakarlık yapabilir?” Ulaştığımız 21 sektörden 16’sında yetkililer, “Kârda artık daha fazla fedakarlık yapamayız” diyor. Özetle önemli sektörlerde kârda yolun sonu göründü.
Uzun yıllardır kâr aslanın ağzında. Yıllar itibarıyla artan rekabet, kâr marjlarında aşağı yönlü bir trendi getirmişti. Ayrıca iki yıldır devam eden pandemi koşulları, tedarik zincirindeki bozulma, emtia fiyatlarındaki artış bu trendi destekledi. Rusya-Ukrayna savaşı da bazı sektörler için son darbeyi vurdu. Bugün kâr marjları bazı sektörlerde tek haneye kadar gerilemiş durumda. Akaryakıt, makine, plastik, mobilya bu sektörlere örnek verilebilir. Hatta otomobilde yüzde 2’lere indiği sektör yetkilileri tarafından aktarılıyor. Pandeminin en olumsuz etkilediği havayolu taşımacılığında yetkililer, “Zarar ediyoruz” diyor.
Otomotiv sektöründen adını açıklamak istemeyen bir yönetici, tüketici ve araç kredilerinde kısıtlayıcı limitlerin getirilmesinin ve faizlerdeki artışın alım gücünü çok olumsuz etkilediğini aktarıyor. “Üstüne komşudaki savaşın yarattığı belirsizlik eklendi. Bu böyle uzun süre sürdürülemez görünüyor. Bankalar da kredi verme konusunda çok gönülsüz davranıyor. Önümüzdeki 3-5 ay içinde ciddi sarsıntılar ve çözülmeler gelebilir” diyor. Orau Orhan Automotive CEO’su Ayşegül Orhan, sektörde tedarik sıkıntıları yaşandığını, konteyner problemlerinin yanında navlun giderlerinin arttığını dile getiriyor. “Ancak müşteriye hepsini yansıtmak, maalesef mümkün olmadığı için bugünlerde marjlarımızda dramatik düşüş kaçınılmaz oldu. Otomotiv genellikle çok düzenli ve bütçelere uyumlu giden bir endüstriyken bu tip sert dalgalanmalar alışık olduğumuz şeyler değil ama başa çıkmaya çalışıyoruz” diye konuşuyor. Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) Başkan Yardımcısı ve Midpoint Kurucu Ortağı Ayhan Çarıkçılar, sektörde enflasyondaki artışla kârda dengelerin değiştiğini anlatıyor. “Enflasyonun tek haneli olduğu zaman maliyet kontrolü daha kolay oluyor. Henüz tüketiciler yeni fiyatlara alışamadı. Biz de maliyetlerimizdeki artışları zamana yayarak yansıtmaya çalışıyoruz” diyor. Diğer sektörlerde de tablo farklı değil. Peki kârda tarihi trend nasıl gelişti?
ZİRVE YILLARI
Her sektörün kârda zirve yılı farklı. Çünkü sektöre özel gelişmeler bu durumda etkili. Kimi sektörde rekabet kiminde arz talep dengesindeki değişim kiminde de enflasyon ya da faiz gibi ekonomik göstergeler kârlılığı doğrudan etkiliyor. BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, yakın geçmişte 2020 sonu ve 2021’in tekstil sektörü açısından kârlı geçen dönemler olduğunu söylüyor. “90’larda kâr açısından olumlu tabloyu yaratan, rekabetin az olmasıydı. Pandemi sonrasında kâr marjlarını artıran, yeniden canlanan talep ve Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kayan siparişler oldu” diyor. Bugün tekstil sektöründe marjlar yüzde 5-10 civarında seyrediyor. Makine sektöründe 2020, en kârlı yıldı. O yıl kâr marjının yüzde 10,3 olduğunu belirten Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, kârı yaratan nedenleri şöyle açıklıyor: “Birinci neden, pandemiyle girdi fiyatlarının yılın önemli bir bölümünde gerilemiş olmasıydı. Bu nedenle üretim maliyetlerinde olumlu bir gelişme yaşandı. İkinci neden, pandemide kamunun kullandırdığı düşük faizli destek kredileri. Bu, finansman maliyetlerine olumlu yansıdı. Son olarak yine pandemi koşullarıyla 2020’nin ikinci yarısında makine ve teçhizat yatırımlarının canlanmasıyla üretim ve ihracatta önemli artış gerçekleşti. Bu üç faktör ölçek ve verimlilik artışına yol açarak kâr marjını yükseltti.” Digicom Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit, tüketici elektroniği sektöründe en kârlı yılları yaşadıkları 1997-1999 için “Malın kıymetli olduğu yıllardı. Arz az, talep fazlaydı” diyor.
DÜŞÜŞ DÖNEMİ
Plastik sektörü, 2017 yılında yüzde 21 ile en kârlı dönemini yaşadıktan sonra sektörün kâr marjı 2020 ve 2021 yıllarında yüzde 11-12’ye geriledi. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bu yıllarda gerilemeye neden olan faktörlerin hammadde fiyatlarındaki yüksek artışlar ve TL’nin değer kaybı olduğunu söylüyor. Tekstil sektörü de 90’lardaki altın döneminin ardından 2000’lerde marjda aşağı yönlü inişi yaşamaya başladı. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, bu düşüşün nedenini oyuncu sayısındaki artışa bağlıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “İletişimin artması, internetin hayatın bir parçası olması ve e-ticaretin yükselişe geçmesiyle mesafe kavramı ortadan kalktı. Yüksek teknolojiye dayanmayan bütün ürünlerde bu durum yaşandı.” Hazır giyim sektöründe 2013’ten itibaren kâr marjında gerileme olduğunu ifade eden Faik Sönmez Yönetim Kurulu Başkanı Mete Sönmez, bu durumun nedenini ve oluşan tabloyu şöyle açıklıyor: “2013’ten beri enflasyonun üzerinde artan döviz kurları nedeniyle kâr marjları sürekli düşüş gösterdi. Pandemi anlamlı karşılaştırmaların yapılamayacağı bir dönem oldu. Pandemi sonlarında yaşanan döviz kurlarındaki ani artış ve bunun neden olduğu yüzde 110’lara varan maliyet enflasyonu da gerçek olmayan bir ‘görünen kâr artışı’ sergiledi. Kurlar, enflasyon, hane geliri dengesini bulmadan da gerçek kârlılıkları ölçmek çok kolay olmayacak. Çünkü en büyük yanıltıcı faktör yüksek enflasyon.”
GİDİLECEK YER YOK
Peki bugünkü tabloda sektörler için kârdan daha fazla fedakarlık edilmesi mümkün mü diye baktığımızda verisine ulaştığımız 21 sektörden 16’sında bunun mümkün olmadığını görüyoruz. Pandemiden itibaren kârdaki düşüşün devam ettiğini belirten MOBSAD Başkanı Nuri Gürcan, sektörün, ayakta kalacağı kârlılık oranlarını yakalamakta ve kâr oranlarını belirlemekte zorlandığını söylüyor. Plastik sektöründe 2021 yılında yüzde 11’e inen kârlılık, 2022 yılının ilk ayında yüzde 6 düştü. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Dünya ve Türkiye ekonomisindeki olumsuz gelişmeler, plastik sektöründe yerinde sayan hatta gerileyen satış fiyatlarıyla rekabet etmeyi zorlaştırıyor ve kâr marjlarını daraltıyor. Ekonomideki olumsuz gelişmelerin sürmesi halinde kârın yıl sonunda yüzde 3-4 gibi çok düşük düzeylere inmesi bekleniyor” diyor. GF Hakan Plastik CFO’u Esra Erdal, yavaşlayan talep karşısında rekabetin, fiyat üzerinde ilerlediğine dikkat çekiyor. Hammadde maliyetlerindeki artışın yanı sıra mevsimsellikle paralel yavaşlamış olan talebin, sektörde kâr marjlarını asgari seviyeye çektiğini dile getiriyor. Digicom Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Yiğit de tüketici elektroniği sektöründe kâr marjlarının yüzde 30’lara kadar gerilediğini anlatıyor. “Bu da paranın maliyetine baktığımızda çok keyifli bir tablo olmuyor. Daha fazla aşağı yönlü gidilemez” diye konuşuyor. Tekstil sektöründe de daha fazla gidecek nokta yok. BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, sektör ve şirket olarak yapabilecekleri tüm fedakarlıkları yaptıklarını söylüyor. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut, artık Denizli ile Çin’in ya da Pakistan’ın bir farkı olmadığına dikkat çekiyor. Turgut, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Fiyatlar sent’lerle konuşuluyor. Fedakarlık ancak işletme, finans ve pazarlama giderlerinin minimize edilmesiyle yapılabilir. Bunun da son nokta olduğunu söyleyebiliriz.” ZÜCDER Başkanı Mesut Öksüz, son üç yıldır pandemi, savaş, döviz kurlarındaki hareketlilik ve navlun fiyatlarındaki artış nedeniyle kârların düştüğünü belirtiyor. “En önemlisi de satın alma gücü düştü. Kârlılıkta pay kalmasa da fedakarlık yaparak devamlılığı sağlamalıyız” diyor.
KİMLER TEHDİT ALTINDA?
Kârdaki düşüş her sektörde her ölçekten şirketi tehdit ediyor. Ancak bazı sektörlerde farklı ölçek ve yapılarda bu tehdit daha yıkıcı olabiliyor. Otomotiv sektöründen bir yönetici, düşen kârın ölçek ekonomisi düşük olan başa baş noktasını yakalayamayan herkesi olumsuz etkilediğini söylüyor. “Maliyet artışlarını karşılamak çok zorlaştı. Satış hacmi de düşünce kârlılık imkansızlaşıyor. Araç fiyatları bir yıl içinde yüzde 100 arttı. Kimsenin sermayesi eskisi gibi stok taşımayı kaldırmıyor” diyor. MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, küçük ve orta ölçekli şirketlerin bu gelişmelerden daha olumsuz etkilendiğini dile getiriyor ve ekliyor: “Şirketler bu olumsuzluğu en çok ilave işletme sermayesi açığında yaşıyor.” Sabri Yiğit de sektörde küçük ölçekli şirketlerin mevcut marjlarla iş yapamayıp pazardan çekildiklerini anlatıyor. Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, küçük ve orta ölçekli şirketlerin ister istemez daha fazla etkilendiğini belirtiyor. “Büyükler dönemsel olarak bazen çok daha fazla zarar etmesine rağmen iş hacimleri bunu tolere edecek alternatifler sağlıyor. Küçük ve orta ölçeklilerin büyüklerle yarışabileceklerini düşünmüyorum” diye konuşuyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, özellikle TL’deki değer kaybının, son 3 yılda açık pozisyon taşıyan şirketlerin mali yapılarını aşırı derecede bozduğunu ifade ediyor. “Döviz borcu olan ve işletme sermayeleri yetersiz şirketlerin faaliyetlerini sürdürmesi giderek zorlaşıyor” diyor. Goldmaster CEO’su Sinan Bora da yaşanan etkiyi şöyle anlatıyor: “Türkiye’de maliyetlerin yükselmesi sermayesi sınırlı işletmeleri zorluyor. Bir birim ürün yapmak için daha fazla sermayeye ihtiyaç duyanların kredi talepleri artıyor ama kredi faizleri yüksek olduğu için sektör buna erişemiyor. Sektör oyuncularının hem ekonomik hem jeopolitik etkiler nedeniyle yüzde 20 oranında konsolide olması kesin görünüyor.”
ÇIKIŞ YOLU
Mevcut tablo böyleyken tüm şirketler kâr marjlarını sağlıklı bir noktada tutmak için mücadele veriyor. Hatta kâra bakışlarını değiştiriyorlar. Hafele İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, 2022’nin kâr değil nakit akışı yılı olduğuna inanıyor. Şirket olarak dinamik fiyatlama ve yüksek sermaye yeterliliğiyle soruna çözüm üretmeye çalıştıklarını belirten Uytun, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Daha yüksek lotlarda alım yaparak paydaşlarımıza en azından dönem içinde öngörülebilirlik sağlıyoruz. Konut sektörüne yönelik geliştirdiğimiz Hafele Concept’le pazar payımızı artırıyor, bu yıl rekor büyüme bekliyoruz.” Ayhan Çarıkçılar, öncelikle müşteri kaybetmemeye çalıştıklarını söylüyor. Hala pandemi nedeniyle restoranlara gelmeyen müşteri kitlesi olduğunu belirten Çarıkçılar, “Artan maliyetler karşısında da fiyatları kontrollü tutuyoruz” diyor. Mars Logistics, ciroda sağlıklı ve kontrollü bir büyüme hedefi koyarak birim maliyetlerde düşme sağlıyor. Bilanço yönetiminde kendileri için alacak kalitesi ve yönetiminin son dönemlerde daha da önemli hale geldiğini belirten Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu, “Olası riskleri önlemek adına vade planlarını dengeli belirlemek ve doğru müşterilerle çalışmak önceliğimiz olacak. İlaveten belki de kriterleri daha da sıkılaştırmayı tercih edeceğiz” diye konuşuyor. Sinan Bora, rekabetin daha az olduğu alanlardaki ürün gruplarına yönelerek orada kârlılığı yakalamaya çalıştıklarını söylüyor. Mobilya sektörü ihracata odaklanırken makine sektörü özellikli işleri artırmaya, satışlarda bir miktar peşinatla çalışmaya yöneldi. MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, bunlara ek olarak etkin stok yönetimi yaptıklarını, tedarik olanaklarını çeşitlendirdiklerini ifade ediyor. BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, birim maliyetleri düşürme yoluna gittiklerini, kendi enerjilerini karşılayacak yatırımları hızlandırdıklarını anlatıyor. “Daha verimli üretime katkı sağlayacak yazılımlara ve yapay zeka sistemli otomasyona yatırım yapıyoruz” diyor.
“İTHALATA BAĞLI GİDERLER KÂRIMIZI MİNİMİZE ETTİ” KAAN KAVALOĞLU LİMAK HOLDİNG TURİZM GRUP BAŞKANI EN İYİ YIL Sektörümüzde kârlılık olarak en iyi yıl, 2019’du. Hem doluluklarımız hem averaj satış fiyatımız yüksekti. Sabit maliyetlerimiz TL, gelirlerimizin büyük bir kısmı döviz cinsi olduğu için giderlerimizdeki enflasyonist baskının ve artışın, kur artışının altında kalması halinde kârımız maksimize oluyor. 2019 yılı tüm ana pazarlarımızın iyi olduğu bir yıldı. Kâr oranımız uzun bir süre sonra yüzde 45’in üzerine çıktı. SAVAŞIN ETKİSİ Pandemi döneminde bu oran yüzde 30’lara kadar düştü. Bunun ana sebebi, gelirlerimizin büyük bir kısmının TL olması ve giderlerimizdeki yaklaşık artışın yüzde 40’ın üzerine çıkmasıydı. Özellikle enerji, yiyecek içecek ve istihdam maliyetlerimiz, ayrıca pandemi dolayısıyla ithalata bağlı giderlerimizdeki artış kârımızı minimize etti. Biz bunu pazar çeşitlendirmesiyle çözmeyi hedeflerken Rusya Ukrayna kriziyle bu şansımız da kalmadı. |
“SEKTÖRÜN BÜTÜN ALANLARI ZARAR GÖRECEK” ZAFER ÖZTÜRK / TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR DERNEĞİ BAŞKANI FARK NASIL KAPANACAK? Sektörümüzün ücret politikaları kanun ve kanuna dayalı yönetmelikle belirleniyor. Her yıl enflasyon oranına yüzde 5 eklenerek tespit edilen ücret alınıyor. Örneğin şubat ayı enflasyon oranı yüzde 54,44 olarak ilan edildi. Özel okulların zam oranıysa yüzde 36,73 oldu. Bu farkın özel okullar tarafından hangi kaynakla kapatılacağı belli değilken özel okulların kazanç marjıyla ilgili bir değerlendirme yapmasını bekleyemiyoruz. ZARAR HESABI Enflasyonun artması, paramızın değer kaybetmesi alım gücünü düşürüyor ve eğitim için harcanacak meblağı daha çok artırıyor. Eğitimin kalitesinden taviz verilmemesi için fedakarlık yapılması sadece kurumların omuzuna yükleniyor. Çalışanların ücretinde ve eğitim için yapılması zorunlu harcamalarda hiçbir kısıntı yapılamayacağından kazanç marjını düşünmek yerine ne kadar az zararla işin içinden çıkılacağının hesapları yapılıyor. YAŞANAN MAĞDURİYET Pandemi sürecinin devam ettiği iki yıllık eğitim dönemi okullarda özellikle okul öncesi kurumlarda ciddi mağduriyetler yaşandı. Bazı kurumlar ayakta kalamadıkları için kapandı. Bu durumdan sektörümüzün bütün alanlarının zarar göreceği kuşkusuz. Ancak yeni kurulmuş ve henüz kurum kültürü oluşturup kurumsallaşmamış, eğitimi bir gönül işi ve özveri gerektiren hizmet alanı olarak görmeyen, sadece para kazanmak amacıyla eğitim alanına yönelmek niyetinde olanların tehdit altında olduğunu düşünüyorum. |
“KAYNAK AZALMASI BİZİ DAHA ÇOK YORUYOR” NACİ FAYDASIÇOK FAYDASIÇOK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÇİN’İN POLİTİKASI Çelik sektörünün en yüksek kâr marjıyla çalıştığı yıl 2021’di. O yıl metal fiyatlarının yukarı çıkışı, temel etken oldu ve normalden yüzde 4 daha fazla kârlılık yaşandı. Kâr marjında aşağı yönde düşüşün en çok olduğu dönem de 2016 yılıydı. Çin’in agresif bir şekilde ihracat politikası uyguladığı ve bizleri rekabette çok yorduğu bir yıldı. Rusya ve Ukrayna’nın pazardan çekilmesiyle metal fiyatları yukarı çıktığı için bugün kâr marjı düşmüyor. MUĞLAK ORTAM Ancak bu iki ülkenin dışarda kalmasıyla kaynak azalması bizi daha çok yoruyor. Muğlak, belirsiz ve volatilitenin çok olduğu bir ortam yaşıyoruz. Bu ortamda yanlış politika uygulayan şirketlerin oyun dışı kalma riski hayli yüksek. Tek çare bir yanda tedarikçilerle diğer yanda müşterilerle çok sıkı bir iletişim kurarak ve çevik bir yönetim anlayışıyla olabilecek sorunlara acil çözüm üretmek. Biz de bunu yapmaya gayret ediyoruz. Son gelişmelerin ülkemize olumlu döneceğini umut ediyoruz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?