Çalışanların yüzde 74'ü hedeflere ulaşma konusunda üzerinde baskı
hissediyor. Bunların yüzde 52'si ise baskının ciddi oranda yüksek olduğu
görüşünde. Üstelik böyle düşünenlere yöneticiler de dahil. Satış
departmanları, hedef tutturma konusunda en yoğun stresi yaşarken,
baskıcı sektörlerin başında bankacılık, otomotiv, ilaç ve perakende
geliyor. En önemlisi sektör yetkililerine göre patronlar, çıtayı
yükseltmekten vazgeçecek gibi gözükmüyor. Daha yüksek ciro, daha yüksek
kârlılık, daha yüksek pazar payı... Aslında bu üç hedef, tüm şirketler
için aynı. Eskiden de böyleydi, şu anda da durum değişmiş değil. Tek bir
farkla. Artık hedefler daha da yüksek, stres daha fazla.... Dolayısıyla
hem üst yönetimin hem çalışanların üzerindeki baskı giderek artıyor.
Uzmanlara göre bunun en önemli nedeni, küresel anlamda giderek artan
rekabet. "Artık 10 yıl öncesinin kuralları yok" diyen uzmanlar, hedefi
sürekli yükselten patronların yöneticiler üzerinde ciddi bir baskı
kurduğunu doğruluyor. Patronlar da bunun farkında. Ama onlara göre
başarının yolu yüksek hedeflerden geçiyor. Yenibiris.com'un Capital için
1.285 kişiyle gerçekleştirdiği özel çalışma da hangi kademeden olursa
olsun tüm profesyonellerin ciddi oranda "hedef baskısı" hissettiğini
ortaya koyuyor. Araştırmanın sonuçlarına göre çalışanların yüzde 74'ü
kendisine verilen hedeflere ulaşma konusunda üzerinde baskı hissediyor.
Üzerinde baskı hissedenlerin yüzde 22,3'ü bu baskının "çok yüksek"
düzeyde olduğunu belirtiyor. Baskıyı "yüksek" bulanlar yüzde 29,6,
"normal" bulanlar ise yüzde 29 oranında. Peki hedefler neden sürekli
yükseliyor? Artan baskı zannedildiği gibi verimi artıyor mu? En çok
hangi sektörler ve pozisyonlar baskı altında? Tüm bu soruları işin
uzmanlarına sorduk: HEDEFLER NEDEN YÜKSELİYOR?
Aslında hedefleri yükselten iki önemli neden var. Bunlar, giderek
küçülen dünya ve artan rekabet. Capital'in bu konuda Yenibiris.com'la
yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 30,7'si baskıya neden olarak ilk
sıraya rekabeti koyuyor. Rekabeti yüzde 21,5 ile satış, yüzde 19,7 ile
patron/yönetici hırsı, yüzde 15,6 ile de kârlılık izliyor. Uzmanlara
göre de hedeflerin yükselme nedenleri anket sonuçlarıyla paralellik
gösteriyor. Pazarlama ve yönetim uzmanı Al Ries, "Yükselen hedefler
konusu son yıllarda tüm şirketlerde kendini gösteriyor. Çünkü iş dünyası
tamamen global hale geldi. Her şirket kendini potansiyel bir global
şirket olarak görmeli. Global bir şirket için ise hedeflere odaklanmak
değil doğru istikamete odaklanmak çok daha önemli" diyor. Bir diğer
yönetim uzmanı Dave Ulrich ise hedeflerin ve baskının giderek artmasını
şu şekilde açıklıyor: "Giderek şeffaflaşan teknoloji, yükselen tüketici
beklentileri ve global rekabet, iş hayatını her zamankinden daha
rekabetçi ve talepkâr hale dönüştürdü. CEO'lar artık dahayaratıcı olmak,
yeni stratejiler geliştirmek konusunda her zamankinden fazla stres
altında. Performanstaki standartlar gelecekte daha da yükselecek ve tüm
bu talepler doğrultusunda yöneticilerin yetenekleri ve taahhütleri
artmak zorunda kalacak." Yönetim Danışmanı Saide Kuzeyli de baskıyı
artıran en önemli nedenin rekabet olduğunu vurguluyor ve ekliyor: "20
yıl öncesinde çalışanın ortaya koyduğu performansın ve yetkinliklerin
yeterli görülmesi işte kalabilmeye yetiyordu. Günümüzdeki global
boyuttaki rekabet, şirket birleşmeleri ve artan maliyet odaklılıkla
artık çalışanın tabiri caizse şapkadan tavşan değil tavşanın kulağından
şapka çıkarması bekleniyor."