Çeşitlilik yoksa başarı gelmiyor

Kordsa Global CEO’su Cenk Alper’le basketbol hobisi hakkında yaptığımız keyifli sohbet şöyle...

25.07.2016 16:46:210
Paylaş Tweet Paylaş
Çeşitlilik yoksa başarı gelmiyor
Kordsa Global CEO’su Cenk Alper’in basketbol tutkusu, ortaokul yıllarında Beyaz Gölge dizisiyle başladı. Üniversite yıllarında ODTÜ’nün basketbol takımında oynayan Alper, bu sporu iş hayatına da taşıyarak 2008 yılında şirketinin basketbol takımının kurulmasına önayak oldu. Şimdi de şirketlerin rekabet ettiği CBL’de (Corporate Basketball League) Kordsa Global takımıyla aktif olarak basketbol oynamaya devam ediyor. Çocuklarını da basketbola yönlendiren iş insanı, onlarla birlikte vakit geçirirken aynı zamanda antrenman da yapmış oluyor. Basketbolun kişisel gelişimine çok önemli katkıları olduğunu ve takım oyunundan edindiği tecrübeleri profesyonel hayatına yansıttığını belirten Alper, “Basketbolda 24 saniye içerisinde karar verip uygulamak zorundasınız. İyi basketbol takımları, kendi kararını ve kendi stratejisini sahaya yansıtan ekipler olur. İş yaşamında da böyle” diyor. Emeklilik hayalinin ise bir basketbol okulu açarak yoksul çocukları bu konuda eğitmek olduğunu söyleyen Kordsa Global CEO’su Cenk Alper’le basketbol hobisi hakkında yaptığımız keyifli sohbet şöyle:
* Basketbol tutkunuz nasıl başladı?
 Bence basketbol, dünyanın en güzel sporlarından bir tanesi. Hem fiziksel hem zihinsel olarak insanı çok geliştiriyor. Benim tutkum da ortaokul yıllarında başladı. Ortaokula yeni başladığımda Türkiye’de televizyon tek kanallıyken Beyaz Gölge adında bir basketbol dizisi vardı. Dizinin hayranlığıyla Ankara’da, Mülkiye Spor’da oynamaya başladım. Ancak babamın mesleği nedeniyle sürekli şehir değiştirmek zorunda kaldım. Bu nedenle bir takımda oynayıp profesyonelleşme şansım olmadı ama gittiğim her okulun takımında oynadım. Üniversitede ODTÜ’nün basketbol takımındaydım. İş hayatında da Kordsa’da kurduğumuz takımla devam ediyorum. Herhalde basketbola İstanbul’da başlasaydım ve aynı yerde devam edebilseydim milli olurdum.Şutlarım oldukça iyi. Genelde 3 numarada oynuyorum. Forvet ya da sooting guard olarak da oynadığımda oluyor.
* Kordsa takımının kurulmasında sizin bir katkınız oldu mu?
 Kordsa’nın takımı 2008 yılında kuruldu. Kordsa Global’de ben önayak oldum diyebilirim. 4 yıl üst üste oynadıktan sonra 2 yıl ara verdik. Bu yılın başında tekrar başladık ve devam etmeyi düşünüyoruz. Şu anda Corporate Basketball League’de (CBL) oynuyoruz. Koçumuz Gürkan Zeroğlu, Türkiye’nin ilk A sertifikalı antrenörlerinden.
* CBL’de oynayan diğer şirketler arasında nasıl bir yerdesiniz?
 CBL’de şu an 50 şirket var. Lig eylül-ekim gibi başlıyor. Önce sınıflama turları oluyor. Toplamda en az 15 maç yapıyorsunuz. Bu yıl kendi grubumuzda 3’üncü olduk. Playoff’larda ise turnuvaya veda ettik. Kordsa takımı olarak 3 yıl aradan sonra başladığımız için bu yılı bir alışma süreci olarak gördük. Şampiyon olma iddiasında değildik.
* Unutamadığınız maç var mı?
 Bu yıl bir maç oldu. İlk iki yarı, 10-15 sayı farkla çok ciddi şekilde önde gittik. Koçumuz nasılsa bu yıl şampiyonluk iddiamız yok, takımı önümüzdeki yıla hazırlıyorum diye düşünerek 3’üncü çeyrekte yedeklerin hepsini oyuna aldı. 3’üncü çeyrekten sonra maçı verdik. Ancak bu maçtan sonra üst üste 3 maç alınca birden bire dereceye girer hale geldik. Koçumuz, o zaman bu maçı verdiğine pişman oldu.
* Yoğun iş temposunda antrenmanlara nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Yöneticilikte en önemli şey, zaman ve enerji planlaması. Takımımızın haftada iki akşam idmanı oluyor. Onlardan en azından bir tanesini yakalamaya çalışıyorum. Haftada 2-3 kere de çocuklarımla oynuyorum. Şu anda Kordsa’da basketbol oynarken profesyonel koçumuz sayesinde kendimi çok geliştirme fırsatım oldu. 40’ından sonra da öğreniliyormuş.
* Akşamları antrenmanlar için vakit bulduğunuzu belirttiniz. Bu durumda güne erken başladığınızı söyleyebilir miyiz?
 Günde ortalama 6 saat uyuyorum. 06:00’da kalkıp 7:30 gibi ofiste oluyorum. Ofisin kapısını ben açıyorum diyebilirim. Yoğun olduğum günlerde 4:30 gibi kalkıp evde sakin kafayla çalıştıktan sonra ofise gidiyorum. Dolayısıyla akşam saatlerini basketbola ayırabiliyorum. Yaz günlerinde hava geç karardığı için çocuklarımla yemekten sonra çıkıp oynuyoruz. Şimdi oğlumun oynadığı Fenerbahçe grubundaki velileri organize ediyorum. Çocuklar idmandayken biz de kendi aramızda basketbol oynamayı düşünüyoruz. İnsan yapmak istedikten sonra yer ve zaman önemli değil.
* Çocuklarınızın basketbola yönelmesi nasıl oldu?
 Biz 5 yıl yurtdışında yaşadık. Türkiye’ye döndüğümüzde büyük oğlum ilkokul 4’üncü sınıftaydı. Öncelikle okuluna daha iyi adapte olabilmesi ve arkadaşlarıyla kaynaşması için basketbola yönlendirdik. Sonra ikinci oğlum da ağabeyini takip etti. 5 yaşında da o başladı ama boynuz kulağı geçti diyebilirim. Şimdi büyük oğlum 17, küçük oğlum 13 yaşında. Büyük oğlum geçen yıl bir rahatsızlık geçirdi. Ondan sonra basketbola ilgisi azaldı. Kendini tamamen müziğe verdi. Küçük oğlum ise Fenerbahçe altyapısında oynuyor

~* Basketbolun iş yaşantınıza nasıl bir etkisi oluyor?
 İş yaşantısında da basketbolda da kaynaklarınız kısıtlı. O kısıtlı kaynaklarla bir hedefe ulaşmak ve en önemlisi karar vermek zorundasınız. İş dünyası da böyledir. Ya belli bir strateji doğrultusunda kararı biz vereceğiz ya da rakiplerimiz kararı bizim adımıza verecek. İyi basketbol takımları kendi kararını ve kendi stratejisini sahaya yansıtan ekipler olur. Bunun dışında basketbolda tek tip oyuncu yoktur. Her bir oyuncu ayrı karakteristik özelliğe sahip. Boyundan kilosuna, zekasından çabukluğuna, kuvvetine kadar değişen pek çok özellik var. İş yaşamında da öyle olmak zorunda. Çeşitlilik olmadığında başarı da gelmiyor.
* Başka hobileriniz var mı?
 Takım sporu dışında bireysel spor olarak en çok yüzmeyi seviyorum. 2009 yılında Boğaz’ı yüzerek geçtim. Bu yıl bir grup arkadaş olarak Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’na tekrar katılmayı düşünüyoruz. Ben bir Bozcaada hayranıyım. Bozcaada’da düzenli olarak hem şnorkel dalma hem yüzme yapıyoruz. Eşim de aynı zamanda yüzücü ve su topçu.
* Ailenizle ve çocuklarınızla nasıl vakit geçiriyorsunuz?
 Var olan zamanı olabildiğince iyi değerlendirmeye çalışıyoruz. Spor ve spor aktiviteleri alanlarında ciddi bir sosyal camiamız oluştu. Özellikle basketbol velileri, 15-16 aile, birbirimizle iyi anlaşır durumdayız. İstanbul’da olduğumuz zaman birlikte sosyal faaliyetler yapıyoruz. Bunun dışında aileyle birlikte sinemaya gitmeyi seviyoruz. Ailemle olabildiğince fazla vakit geçirmek için yollar arıyorum. Çocuklarımın da basketbola ilgili olması, hem onlarla vakit geçirmemi hem antrenman yapmamı sağlıyor. İki oğlumla beraber 8 yıldır hemen hemen her hafta sonu basketbol oynuyorum. Çocuklar öğrenirken benim de daha önce alaylı olarak öğrendiğim bilgiler belli bir metodolojiye oturuyor.
* Yaz tatillerinizde genellikle nereye gidiyorsunuz? Klasik bir rotanız var mı?
 6 yıldır düzenli olarak Bozcaada’ya gidiyoruz. Ben Bozcaada’nın mevsim dışı zamanını daha çok seviyorum. Sakinken Bozcaada gerçekten çok güzel oluyor. Eğer 2-3 aileyi denk getirebilirsek de 1-2 haftalık tekne turları yapıyoruz. Eski okul arkadaşlarımızdan oluşan bir grubumuz var. Bunun dışında bizi en mutlu eden şeylerden biri, yazın plansız tatile çıkmak. Arabaya binip hiçbir plan olmadan kasaba kasaba, şehir şehir dolaşmayı seviyoruz. Nerede ne zaman kaç gün duracağımıza o an karar veriyoruz. Yurtdışına ise genellikle eşimle birlikte kaçamak yapıyoruz. En çok Tayland ve Endonezya’yı sevdik. Çocuklarla en çok keyif aldığımız tatil ise 3 yıl önce yaptığımız Güney Afrika turu oldu.
~“HER İKİSİNDE DE İŞİN UCUNU BIRAKAMAZSINIZ”
KARARSIZ OLAMAZSIN

Basketbolda 24 saniye içinde karar verip kararınızı uygulamak zorundasınız. Eğer kararı siz vermezseniz rakibinizin kararını uygulamak zorunda kalırsınız. İş yaşamında da böyle... Arkadaşlar hızlı karar verdiğimi ve enerjik olduğumu söylüyor. Bunun basketboldan gelen bir etki olduğunu düşünüyorum.
SONUNA KADAR DEVAM
Basketbolda bırakın saniyeyi, saliseler kalsa bile oyun bitmiyor. Oyunun sonuna kadar kazandığınızdan emin olamadığınız için işin ucunu bırakmamalısınız. İş yaşamında da en ufak bir gevşemede rakipler önünüze geçebilir. Var olan durumu iyi değerlendirip kendi stratejimizi uygulamaya çalışmak, basketboldan alıp iş yaşamında uygulamaya çalıştığım özelliklerden biri.

BASKETBOL OKULU PROJESİ
KOÇLUK YAPACAĞIM

Emekli olduğumda yapmayı düşündüğüm bir basketbol okulu projesi var. Özellikle yoksul bir bölgede basketbol takımı yaratmak hayalim. Çocuklara koçluk yapmak istiyorum. Basketbolun, ülkenin kaynaşması için bir araç olacağını düşünüyorum.
İLHAM KAYNAĞIM
Bu hayalde oğlumun okulunun bir projesi etkili oldu. Koç Lisesi 3 yıldır “Doğudan Batıya Basketbol” diye bir faaliyet düzenleniyor. Doğu Anadolu’dan ve Avrupa’dan takımlar her yıl basketbol festivalinde bir araya geliyor. Çocuklar bu etkinlikte kaynaşıyor. SOSYAL SORUMLULUK
Bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçireceğim. Çocukların hayatında bir fark yaratmak istiyorum. Bugün cesaret edemememin sebebi ayıracak vaktimin olmaması.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz