Hayalim Jaguar fotoğraflamak

En büyük hayali Amazonlar'a gidip jaguarları çekmek.

1.03.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hayalim Jaguar fotoğraflamak


Deha Orhan, 37 yaşında. Ten Çamaşır Sanayi'nin başkan yardımcısı. Şirketin ikinci kuşak temsilcisi. Son dönemde babası, yeni iş alanları olan özel yurtlarla o da 55 yıllık Ten markasını yeniden canlandırmakla meşgul. En büyük hedefi, Ten'i dış giyimi de içine alacak şekilde büyütmek. Bunun için geçtiğimiz yıl Deniz Akkaya'nın tasarımlarıyla hazır giyim sektörüne giren, Türkiye'nin en lüks AVM'lerinde kendi mağazalarını açan Orhan, tüm bu koşuşturmanın içinde hobilerinden vazgeçmiyor. Seyahat etmeyi çok seviyor. 3 yıldır da vahşi kedi fotoğrafları çekmek için dünyayı dolaşıyor. Bugüne dek binlerce leopar, kaplan ve puma fotoğrafı çektiğini söyleyen Orhan, "Eskiden kedilerden nefret ederdim. Artık en büyük zevkim kediler oldu" diyor. Orhan'ın, Arnavutköy'deki Boğaz'a nazır evini paylaştığı son kedisi Paçi himalayan cinsi. Oldukça uysal bir sarman. Ancak evin duvarları Paçi'nin aksine puma, leopar ve kaplan fotoğraflarıyla süslü. Orhan'ın bunlar arasında en sevdiği fotoğraf, Kenya'da çektiği ve oldukça nadir rastlanan leopar portresi. Orhan, Kenya'da kuru devasa bir ağacın dalında uzanan leopar için "Benim için çok büyük şans oldu. Kolay kolay kendilerini göstermezler" diye konuşuyor. Bir günlük işi 3 günde yapan fotoğrafçılara kızdığı için özel ders alıp Ten'in tüm katalog çekimlerini kendi yapmaya başlayan daha sonra da dünyanın en tehlikeli ve vahşi kedilerine merak salan Deha Orhan ile sıra dışı tutkusunu konuştuk:

ŞİRKETTE STÜDYO KURDU

Fotoğrafçılık merakım vardı ancak bu düzeye geleceğini tahmin etmiyordum. Önceleri katalog çekimlerinde sıkıntıdan kamera arkası görüntüleri çekmeye başladım. Sonra fotoğrafçılarla kavga ettik. Birbirimizle hiç anlaşamıyorduk. Günlük ücretle çalıştıkları için çok yavaş çalışıyorlardı. Hepsi bir gün lük işi 3 güne nasıl sarkıtabilirim diye düşünüyordu. Bize de hem dünya kadar zaman kaybettiriyor hem de ciddi maliyet kalemi oluşturuyorlardı. En son Amerikalı bir fotoğrafçıyla çalışıyordum. Bir gün iyice tepem attı. "Atla deve değil ya ben de yapabilirim" deyip çekimleri kendim yapmaya karar verdim. 6-7 ay Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü'nden bir hocadan ders aldım. Şirketin yukarısındaki boş bir odayı stüdyo yaptık. "Şansımızı deneyelim" deyip katalog çekimlerine başladık. İlk katalog çekimini pijama modellerimiz için yaptım.

"TEK ŞARTLA SPONSOR OLDUM"

Bir gün doğa fotoğrafçısı Süha Derbent geldi. Doğaya düşkün olduğumu bildiği için sponsorluk projesi getirdi. Ben de ona, "Tek şartım var. Beni de yanında götürsen projene sponsor olurum" dedim. O da "Tamam" dedi. Böylece vahşi kedi fotoğrafları maceramız başladı. İlk seyahatimizi ABD'nin Montana Eyaleti'ne yaptık. Burada pumaları görüntüledik. Ondan 8 ay sonra Kenya'ya leopar çekmeye gittik. Daha sonra kutup ayısı fotoğrafı çekmek için Kuzey Kutbu'na gittim.~
 En son da Hindistan'a seyahat yaptık. Nagpur'da kaplan fotoğrafları çektik.

SAFARİDE EN İYİ KENYA

Çekim yaparken sadece Amerika'da pumalara çok yaklaştık. Aramızda 2 metre mesafe vardı. Arkamızda doğalparkın korumaları ellerinde uyuşturucu spreylerle bekliyordu. Ancak hayvanlar da sizin çok yakınıza gelmiyor. Keşke gelseler de daha güzel fotoğraflar çeksek. Onlara yaklaşmak için biz uğraşıyoruz. Afrika ve Hindistan'daki doğal parklarda araçtan inip çekim yapmak dahi yasak. Sonuçta bunlar vahşi kedi sağı solu belli olmuyor.

LEOPAR ÇEKMEK ZOR

En rahat aslan fotoğrafı çekiliyor. Özellikle Afrika'da her tarafta aslan var. Çektiğim fotoğraflar arasında en nadir, en zor görüleni ise leopar. Önünüzden geçse de fark edemiyorsunuz. Gözünüz bir süre sonra sürekli leopar aramaya başlıyor. Ancak leoparı görmek çok zor. Rehberler bile göremiyor. Şans eseri ilk Kenya seyahatimde leopar çekmeyi başardım. Bu yıl özellikle leopar için tekrar Kenya'ya gitmeyi planlıyoruz. Diğer
ülkelerde doğa ve vahşi kedi fotoğrafları çekmek Kenya kadar rahat değil. Kenya safari konusunda kendini geliştirmiş. Vahşi kedi fotoğrafları çekmek için yaptığımız gezilerin maliyeti kamp, uçak, rehber parası derken 25 ila 30 bin doları buluyor. 10-15 gün kamplarda kalıyoruz. Kamplar da sefalet çekilen yerler değil. Özellikle Afrika'daki kamplar yedi yıldızlı otel ayarında. Bir tek Hindistan'da zorlandık. Kaldığımız otel çok iyiydi ama odadan bayağı büyük zehirli bir yılan çıktı. Bundan sonraki en büyük hedefim Amazon'a gidip jaguar fotoğrafları çekmek. Giden birkaç kişiyle konuştum. "Gidilmez, değmez" diyorlar. İklim bizim gibi insanların yaşamasına uygun değil. Korkunç bir nem ve sıcaklık var. Ayrıca çok tehlikeli. Jaguar da su içmeye inerse fotoğrafını çekebiliyorsunuz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz