10 soruda piyasaların yönü

Mustafa Özen’le 10 soruda piyasa beklentilerini ve yatırımcıya tavsiyelerini konuştuk.

1.09.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
10 soruda piyasaların yönü
İMKB, yılın ilk sekiz ayında gösterdiği güçlü performansla yatırımcıların yüzünü güldürmeyi başardı. ATIG Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özen, beklentisinin 71.000 zirvesi olduğunu söylüyor. Yatırımcılara uzun vadeli düşünmelerini öneren Özen, “Portföylerde muhakkak hisse, sabit getirili TL enstrüman ve altın öneriyoruz” diye konuşuyor. ATIG Menkul Değerler, 2012 Şubat ayında kuruldu ve mayıs ayında işlemlere başladı. Yılın ilk sekiz ayında, İMKB’nin gösterdiği performansın, Türkiye’ye yatırım yapma kararında ne derece isabetli davranıldığının bir göstergesi olduğunu söyleyen ATIG Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özen, “Türkiye’de piyasaların gösterdiği bu performansı oluşturan faktörler, yurtdışında yaşanan olumsuz ortamdan ayrışmayı beraberinde getirdi ve yabancı yatırımcıların ilgisi artarak devam etti” diyor. Bundan sonraki süreçte İMKB’de 71.000 tarihi zirvesinin görülmesini olası gören Mustafa Özen’le 10 soruda piyasa beklentilerini ve yatırımcıya tavsiyelerini konuştuk.

1- İMKB'Yİ ÖNE ÇIKARAN FAKTÖRLER NELER?

İMKB’nin ayrışmasında rol alan faktörler arasında, Türkiye’de kamu sektörünün borç yükünün son derece makul seviyelerde tutulması, bütçe disiplininden taviz verilmemesi, Merkez Bankası’nın cari açığı ve enflasyon beklentilerini kontrol altında tutan duruşu ve hepsinden önemlisi, siyasi otoritenin ekonominin yapısal dönüşümüne verdiği destek ve önem sayılabilir. Bütün bunların etkisiyle ortaya çıkan dinamik ve hızlı büyüyen ekonomi, Türkiye’nin global piyasalar gözünde uzun süredir “yatırım yapılabilir” bir ülke olarak değerlendirilmesi gerçeğini ortaya çıkardı. İMKB de bu ortam içinde yıl başından bu yana yüzde 26’lık bir performans gösterdi ve ağustos ayının ortaları itibarıyla hem yıl başından bu yana yüzde 6 getiri sağlayan MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’ni, hem de yüzde 8 yükselen MSCI Dünya Endeksi’ni geride bıraktı.

2- OLUMLU VE OLUMSUZ BEKLENTİLER NELER?
İçinde bulunduğumuz son derece karışık bölgede ortaya çıkabilecek alevlenmeler, yakın gelecekte Türkiye açısından sıkıntı yaratabilecek yurtdışı gelişmeler arasında yer alıyor. İran-İsrail gerginliği ve Suriye kaynaklı gelişmeler mevcut. Gelişmiş ekonomilerdeki sıkıntılı tabloya rağmen güçlü şekilde ayakta duran Türkiye ekonomisi, bölgede ortaya çıkabilecek sıcak çatışmalardan petrol fiyatları yoluyla geçici de olsa olumsuz etkilenebilir.

3- ENDEKS 71.000'İ GÖRÜR MÜ?

İMKB yıl başından bu yana en fazla getiri sağlayan borsalar arasında yer alıyor. Türkiye’nin “yatırım yapılabilir” seviyeye gelmesi temasının borsayı 2012 yılının kalan bölümünde dalgalı da olsa yukarı yönde etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Son aylardaki güçlü performans sonrası bir hazmetme ve kâr satış dönemi normal, fakat yıl içinde makroekonomik tablodaki gelişme devam ederse zirvenin test edilmesi şaşırtıcı olmaz.~

4- İMKB'YE YABANCI İLGİSİ SÜRER Mİ?

Yatırım yapılabilecek temaların bu kadar sınırlı olduğu dünya tablosunda, İMKB’de yabancı yatırımcı ilgisinin devamını bekliyoruz. İMKB’nin bu seviyelerde gelişen piyasalara göre ucuz olduğunu belki söyleyemeyiz. Ancak net bir teması olan ender piyasalardan biri.

5- DÖVİZE YATIRIM ZAMANI MI?
Dövizi bir yatırım aracı anlamında hiçbir zaman önermedik. Önermek de teknik anlamda doğru olmaz. Öte yandan dövize dayalı sabit getirili enstrümanlar, örneğin Türkiye’nin ihraç etmiş olduğu Eurobond araçları, dövize yatırım yapanlar için önerilebilir; fakat Türkiye’de artık TL’ye bağlı yatırım yapma alışkanlığının gittikçe yerleşmesini savunan bir kurum olarak TL araçları öncelikli tercihimiz olur. Dövizde desteğin uzun vadede 1,721,75 aralığında, direncin ise 1,85-87 civarında olduğu söylenebilir.

6- "YATIRIM YAPILABİLİR NOTUNU HAK EDİYORUZ"
PERFORMANS YÜKSEK

ATIG’nin uzun süredir ifade ettiği görüş, Türk ekonomisinin global piyasaların sıkıntılı tablosunun aksine ortaya koyduğu performansın çoktan “yatırım yapılabilir” notunu hak ettiğidir.
CİDDİ İLERLEME VAR
Türkiye’nin bu notu elde etmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen cari açık konusunda hem Merkez Bankası gözetimindeki kontrollü yavaşlama hem de siyasi otorite tarafından ortaya konan yapısal önlemler aracılığıyla ciddi bir ilerleme sağlandı.
2013’TE AKSİYON BEKLİYORUZ
Bu şartlar altında piyasaların ciddi anlamda gerisinde kalan kredi derecelendirme kuruluşlarından bu yılın sonundan önce ya da en geç 2013’ün ilk çeyreğinde bir aksiyon beklemek bizce yanlış olmaz.

7- FAİZDE BEKLENTİ NE YÖNDE?

Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi sürecinde faizlerde de aşağı yönde baskının sürmesini normal olarak değerlendiriyoruz. Gösterge tahvil faizlerinde yüzde 7’lerin görüldüğü ilk hareketi yaz aylarında yaşadık. Merkez Bankası’nın 2013 yılı enflasyon beklenti aralığının orta noktasının yüzde 5 civarında olduğu düşünülürse bono faizlerinde önümüzdeki dönemde de sıfıra yakın reel faizlerin hakim olduğu global piyasalara paralel aşağı yönlü potansiyelin devam ettiği düşünülebilir. Fakat bu hareketin önümüzdeki dönemde daha yavaş seyretmesi doğal olacaktır.~

8- ALTIN NEREYE KADAR?
Altın, son yıllardaki ciddi performansı sonrası uzun bir konsolidasyon dönemine girdi. ABD Merkez Bankası’nın (FED) parasal genişleme konusunda diğer global merkez bankalarına oranla daha istekli davranması, doların değerini düşürücü bir rol oynuyor. Altın da bu gelişmelere paralel olarak 1.500 dolar/ons seviyelerini aşağı kıramadı. Kısa vadede sıkışık seyrin devamı olası. Eğer önümüzdeki 12 aylık süre içinde Avrupa Bölgesindeki sorunlar ve Asya’da, özellikle de son zamanlarda Çin ekonomisinden gelen soğuma sinyalleri ile kısa vadede yön tayin etmekte zorlansak bile bahsettiğim konularda bir miktar daha belirginlik yaşanır ve aynı zamanda FED genişlemeci tutumunu sürdürürse, altında bu kez yukarı yönlü baskı oluşabilir.

9- MODEL PORTFÖY NASIL OLMALI?
Yatırım yaklaşımımız her zaman uzun vadeli portföy çeşitlendirme mantığına dayalı oldu. Doğru bir yatırımın her zaman en az birkaç yıllık bir perspektifte düşünülmesi gerekir. Bu açıdan maalesef Türk yatırımcılarının yaklaşımı daha kısa vadeli, hatta bazen günler ve haftalarla ölçülecek kadar kısa olabiliyor. Bu anlayışı kırmayı ve yatırımcıları doğru yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu açıdan bakıldığında Türkiye gibi yüksek gelişme gösteren bir ülkede uzun vadeli düşünen bir yatırımcının portföyünde hisse senetleri, sabit getirili menkul kıymetler ve altının özellikle iyi bir kombinasyon oluşturduğunu düşünüyoruz. Yatırım araçları arasındaki korelasyonlar ve uzun vadeli risk getiri istatistikleri ile ilgili yaptığımız çalışmalar da bunu destekliyor. Günlük hisse tavsiyesi yerine hisse senedi seçerken her zaman dikkat edilmesi gereken faktörlerin altını çiziyoruz. Bunlar arasında en önemlisi bir şirketin uzun vadede sektör, sektördeki pozisyonu ve stratejisi açısından rekabet edebilir olup olmadığının değerlendirilmesi. Daha sonra hissenin yakın zamandaki performansı, hisseye özel haber akışı ve değerlemesini gözden geçiriyoruz. Mevcut durumda, banka kağıtları borsaya liderlik yapıyor. Yine finansal yapısı iyi ve kârlılığı olan sanayi ve bilişim hisseleri alınabilir.

10 DÖVİZ, FAİZ VE ALTINDA BEKLENTİLER
TL, SEPETE KARŞI KONTROLLÜ DEĞERLENECEK

Merkez Bankası’nın yılın başında Türk Lirası’nın güçlü seyri konusunda yaptığı uyarının yılın geri kalan bölümünde de geçerliliğini koruyacağını düşünüyoruz. Fakat bu arada dikkat edilmesi gereken bir konu cari açık olacak. Çünkü Türkiye yeterince tasarruf etmiyor ve tüketim çok fazla. Yani ihracat ve ithalat dengesinin iyi korunması ve tasarrufun teşvik edilmesi gerekiyor. Bu çerçevede Ortadoğu’da bir sıcak gelişme olması gibi dış etkenler, TL’nin aşırı değerlenmesinden kaynaklanan şikayetler haricinde TL’nin sepete karşı kontrollü bir değerlenme trendi içinde olacağını düşünüyoruz.~
REEL FAİZ SIFIRA YAKIN
Yurtiçindeki TL bono faizleri açısından bakıldığında, yukarıda anlatılan olumlu ekonomik tablonun etkisiyle yaşanan hızlı faiz düşüşünün, mevcut enflasyon beklentileriyle karşılaştırıldığında reel faizleri son derece düşük, hatta sıfır seviyelerine yakın bir hale getirdiğini gördük. Yılın sonuna kadar geçecek dönemde, yine dış siyasi şoklar kaynaklı dönemler dışında, bu trendin devamını öngörüyoruz.
ALTINDA YUKARI TREND OLABİLİR
Altın piyasasında son yıllardaki hızlı artışın konsolidasyonu devam ediyor. Avrupa’daki ciddi ekonomik sorunların güçsüzleştirdiği Euro’nun paralelinde başlayan konsolidasyonun, daha sıkı bir düşüşe dönmesini engelleyen ise başta ABD kaynaklı parasal genişleme trendinin verdiği destek. Bu desteğin devamı ve 2013 yılına doğru Euro Bölgesi’ndeki sorunların yavaş ve sıkıntılı da olsa bir miktar düzelmesi, altında tekrar bir yükseliş dönemini tetikleyebilir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz