Bim'in başarısı sektördeki boşluğu gösterdi

Metro Dünya CEO'su Jovel Saveusse, grubun Türkiye performansını ve pazardaki rekabeti değerlendirdi.

1.02.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bim'in başarısı sektördeki boşluğu gösterdi
Metro Group, 2010'da Türkiye'de 1,7 milyar Euro ciro yaptı. Yükselen pazarlara odaklanan şirket, Türkiye'yi gelecek vaat eden en önemli pazar olarak görüyor. Metro Dünya CEO'su JOVEL SAVEUSSE, "Bu şu anlama geliyor: Daha çok mağaza açacağız ve daha çok yatırım yapacağız. İstanbul dolduğunda İstanbul dışında da mağazalar açmaya devam edeceğiz" diyor. Türkiye'de perakendecilik alanında büyük gelişimler olduğuna dikkat çeken yönetici, BİM'in sektörü değiştirdiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: "BİM yokken yeni oyuncuya ihtiyaç var mı deseydiniz, yok derdim. Ama BİM öyle bir geldi ki şu anda başka oyuncuya gerek varmış diyebiliyoruz." Almanya merkezli Metro, bugüne kadar ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinde operasyonlar gerçekleştirdi. Şirket şimdiyse yükselen pazarları radarına almış durumda. Bu ülkeler arasında Türkiye de ön sıralarda... Türkiye'deki performanslarından ve rekabetten memnun olduklarını belirten Metro Dünya CEO'su Jovel Saveusse, "Türkiye çok daha stabil bir ekonomi. Enflasyonu çok görürdük, şimdi görmüyoruz. 5 yıldır çok daha büyüyen bir pazara sahibiz. Bu açıdan yatırımcıları çekiyor. Bu bizim iş yapış şeklimizi de çok pozitif yönde etkiliyor" diyor. Metro Cash&Carry'nin 30 ülkede faaliyet gösterdiğini hatırlatan Saveusse, Türkiye'yi Avrupa'da gelecek vaat eden en önemli pazar olarak gördüklerinin altını çiziyor. Hemen ardından da şöyle konuşuyor: "Bu şu anlama geliyor, daha çok mağaza açacağız ve daha çok yatırım yapacağız. Burası kesinlikle var olmak istediğimiz ve mutlu olduğumuz bir pazar. İstanbul dolduğunda İstanbul dışında da mağazalar açmaya devam edeceğiz."
Metro Dünya CEO'su Jovel Saveusse, grubun Türkiye performansını ve pazardaki rekabeti şöyle değerlendirdi:

Capital:
Metro'nun perakendecilik sektöründe çok özel bir iş modeli var. Bu modelden biraz bahsedebilir misiniz?
- Metro'nun bu modeli 1964 yılında kuruldu. Bugün "cash&carry" dediğimiz bu model, B2B (işten işe) müşterilerine cevap verecek şekilde oluşturuldu. Bunun anlamı, müşterilerimizin profesyonel olmasıdır. 3 büyük müşteri hedef kitlemiz var: Birinci grupta oteller, restoranlar ve catering şirketleri yer alıyor. İkinci grupta perakendeciler, bakkallar, büfeler ve kiosk'lar mevcut. Üçüncü grupta ise küçük şirketler bulunuyor. Bu daha çok ofis ihtiyaçlarını karşılayan bir kategoriden oluşuyor. Bu iş modelimiz, dünyanın her yerinde aynı. Bunu korumaya çalışıyoruz. Bu kategorilerden en çok birinci grupta büyüyoruz. Örneğin, Türkiye'nin en büyük balık satıcısıyız. Ofis malzemeleri açısından da bir numarayız. Mağazalarımız genellikle 8 ila 16 bin metrekareden oluşuyor. Yüzde 70 gıda, yüzde 30 da gıda dışı ürünlere ağırlık veriyoruz.~

"ORGANİK BÜYÜMEYİ TERCİH EDİYORUZ"
İLGİLENDİĞİ ŞİRKET VAR MI?
İlgilendiğimiz şirket yok. Çünkü biz organik büyümeyi tercih ediyoruz. Bizimle aynı iş modeline sahip şirket bulmamız çok zor. Organik büyümeyi mağaza açarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
TÜRKİYE NASIL BİR PAZAR?
Geçen yıl Metro Cash&Carry 38 mağaza açtı. Aynı zamanda Metro Group dünyada 100'üncü mağaza açılışını yaptı. Türkiye, Avrupa'da canlanan bir pazar. Dünyada Cash&Carry'nin 700'üncü mağazasını Kağıthane'de açmaktan mutluyuz.
NASIL BİR POTANSİYEL VAR?
Çin, Rusya ve Asya gibi pazarlarda Türkiye'de gördüğümüz gibi büyük iş potansiyeli görüyoruz. Buralar çok büyük ekonomiler. Hindistan da bizim için çok önemli. Japonya'da... Daha da önemlisi 2012 yılında Endonezya pazarına gireceğiz.

Capital: Peki bu model, perakendecilikte yaşanan trendler sonrasında değişim yaşayacak mı?
- Hayır, çünkü dünyada bizimle aynı işi yapan doğrudan bir rakibimiz yok. Ancak, ülkelere ve o ülkenin yaşadığı şartlara göre bazı özel değişimler gerçekleştirebiliyoruz. Örneğin, Fransa'daki mağazamızı sadece oteller ve restoranlar için tasarladık ve sadece yiyecek kategorisine odaklandık. Çünkü, sadece birinci kategorideki müşterimizde potansiyel gördük. Aynı zamanda biz orada metrekare açısından yeterli büyüklükte mağazaları her zaman bulamayabiliyoruz. Dünyanın her yerinde müşterilere teslimat konusu gelişiyor. İkincisi e-ticareti geliştiriyoruz. Her kategoride değil bazı kategoriler için bunu yapmaya karar verdik. Ülkeden ülkeye e-ticareti yapma şeklimiz değişebiliyor. Örneğin bir ülkede gıdaya, diğerinde ofis malzemelerine ve mobilyaya odaklanabiliyoruz. 2012 sonu itibarıyla Türkiye'de başlayacak.

Capital: Türkiye'de Metro'nun iş modelini benchmark etmek isteyen birçok şirket duyuyoruz. Öte yandan siz ise rakibiniz olmadığını söylüyorsunuz...
- Bizim iş modeline sahip rakibimiz yok ama aynı zamanda çok rakibimiz var. Rakibimiz olmaya çalışan marketler,hipermarketler var, Kapalıçarşı var. Bu açıdan herkes rakibimiz diyebiliriz. Doğrudan üreticiler de bizim rakibimiz aslında. Ama bizim gibi know-how'ları yok. Bir şeyleri nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Biz 40 küsur yıllık bilgi ve deneyimimizle hareket ediyoruz.

Capital: Nerelere yatırım yaptınız? Bu yıl hangi alanlara yatırım yapmayı planlıyorsunuz?
- Son 3 yılda aynı oranda yatırım yaptık. 2010 ve 2011'de yılda 6 mağaza açtık. Bu yıl da 6 mağaza açmayı planlıyoruz. Yıllık yatırım miktarımız 120 milyon Euro civarında. Bu da çok büyük bir yatırım demek. Ürünlerimizin yüzde 70'ini gıda oluşturuyor. Ülkelere göre ürün geliştirme ihtiyacı artıyor. Türkiye için iki ürün geliştirdik. Bunlardan biri, suyunu bırakmayan domates, diğeri çekirdeksiz karpuz. Antalya'da özel bir ofisimiz var, burada sebze ve meyve yetiştirip Avrupa'nın birçok noktasına gönderebiliyoruz~

PERAKENDEDEKİ TRENDLER
FIRSATIMIZ OLACAK
Global olarak daha çok organik ürün göreceğiz. Müşteriler bunu talep ediyor olacak. Sürdürülebilirlik konusu çok daha önemli hale geliyor. Bu konu bizim için fırsat yaratacak. Üretimde çok önemli değişimler yaşanacak.
YENİ ÜRETİM
Örneğin mobilya üretimimiz için bazen Asya'da üretim gerçekleştirebiliyoruz. Üretimimizi sadece geri dönüştürülebilir şekilde hayata geçiriyoruz. Sadece üretimde değil, ürünlerimizde de sürdürülebilirlik konusuna daha çok değineceğiz. Zaten totalde perakende sektöründe bu trendlerin önemli olacağını görebilirsiniz.

Capital:
Organize perakendecilikte genelde liderler pek değişmez. Siz Türkiye'de sektöre öncülük edenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye'de dünyadan daha özel bir durum var. Perakendecilik alanında büyük gelişimler söz konusu. Örneğin BİM sektörü değiştirdi. Bu, çok yeni bir durum. A101 de sektörü değiştiren yapılardan bir diğeri oldu.

Capital: Türkiye'de rekabeti nasıl görüyorsunuz? Rekabetin yönü nedir?
- Açıkçası perakende sektöründeki bu değişim çok iyi ve kaliteli. Çok profesyonel bir yapı oluşuyor. Pazarda Carrefour, Migros ve Tesco gibi devler var. Ancak, tüm bu değişimin ve gelişimin içinde Metro'nun konumunu bu tip rakiplerle kıyaslamak çok zor. Öncelikle aynı kategoride değiliz. Dünyada da farklı bir rekabetin içindeyiz. B2B müşteri kitlesine sahibiz. Carrefour, Tesco gibi değiliz. Hiçbir perakende noktasının bizim sunduğumuz ürün sayısı ve portföye sahip olduğunu düşünmüyorum.

Capital: Gelişmiş ülkelerde rekabet 3-4 ülke arasında gerçekleşiyor. Türkiye'de küçük oyuncular da var... İleride Türkiye pazarı aynı konuma gelir mi? Küçüklerin olması pazarı nasıl etkiliyor?
- Her zaman büyük şirketler küçük şirketleri satın alıyor gibi bir durum söz konusu değil. Yaklaşık her ülkede 5 oyuncu var diyebiliriz. Zaten bu konsolidasyon Türkiye'de yaşandı. Biliyorsunuz Tansaş satın alındı, Kipa'da da aynı şey söz konusu oldu. Ülke başına 5 oyuncu var diyebiliriz. Türkiye'de bu anlamda çok büyük değişimler yaşanmaz. Yerel oyuncular çok önemli ve Türkiye'de önemli paylara sahip. BİM'in yaptığını hiçbir rakip oyuncu yapamadı. Ülkede yerel ve uluslararası oyuncuların olması Türkiye'nin perakendecilik gücünü artırır.

YENİ OYUNCUYA İHTİYAÇ VAR MI?

BİM ETKİSİ
Türkiye gelişmekte olan bir pazar. Örneğin BİM yokken pazarda yeni oyuncuya ihtiyaç var mı deseydiniz, yok derdim. Ama BİM öyle bir geldi ki, şu anda başka oyuncuya gerek varmış diyebiliyoruz.
YER VAR
Bu pazarda yer alan biri olarak bence artık yeni bir oyuncuya gerek yok. Ama dışarıdan baksaydım ve buraya girmeye çalışan bir şirket olsaydım, kesinlikle yatırım yapmak isterdim. Yani bu pazarda aslında yer var.
FARK İHTİYACI
Yeni oyunculara hangi taraftan baktığınıza bağlı... Buraya aynı tip perakendecilik sistemiyle gelmemeleri lazım. Pazarda gerçekten farklılık yaratmaları gerekiyor. Pazarın ihtiyacı olan şey bu.~

Capital:
Özellikle uzmanlar perakende noktasındaki tüketici davranışlarının ve tüketim özelliklerinin değiştiğini vurguluyor. Siz nasıl değişimler gözlemliyorsunuz?
- Krizden sonra bir şeyler değişti, değişmedi değil... Ama biz Metro olarak tüketicinin davranışlarında, isteklerinde, ihtiyaçlarında ne değişti konusuna odaklanıyoruz. Daha iyi ürün, daha iyi kalite ve daha iyi fiyatla müşterilerimizin karşısına çıkıyoruz. Sadece kriz nedeniyle değil genel olarak tüketicinin tercihi sürekli değişiyor. Amacımız sürekli değişen bu müşteri kitlesine uyum sağlamak. Müşterilerimiz profesyonel olduğu için mağazamıza sürekli gelmeye zamanları yok. Bunun için ulaştırma gücümüze yatırım yapıp geliştiriyoruz.

Capital: Sizce Türkiye pazarının güçlü ve zayıf yönleri neler?
- Son 10 yılda çok büyük değişimler yaşandı. Ekonomik ve politik durumlarda Türkiye büyük bir değişim içinde. Türkiye, çok daha istikrarlı bir ekonomi. Sıklıkla enflasyon olduğunu görürdük, şimdi görmüyoruz. Son 5 yıldır çok daha büyüyen bir pazara sahibiz. Politik açıdan da öyle... Bu açıdan yatırımcıları çekiyor. Bu bizim iş yapış şeklimizi de çok pozitif yönde etkiliyor.

Capital:
Peki Metro için Türkiye'nin önemi nedir?
- Metro Cash&Carry 30 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye'yi Avrupa'da gelecek vaat eden en önemli pazar olarak görüyoruz. Bu şu anlama geliyor: Daha çok mağaza açacağız ve daha çok yatırım yapacağız. Burası kesinlikle var olmak istediğimiz ve mutlu olduğumuz bir pazar. Bizim bir numaralı pazarlarımız hala Almanya, Fransa ve Rusya.

Capital: Türkiye'deki mağazalarınızda da Fransa'da olduğu gibi farklı bir mağazacılık geliştirecek misiniz?
- En önemli şey, mağaza açmak olacak. İstanbul dolduğunda, başka yerlere mağaza açmayı planlıyoruz. Türkiye, özellikle meyve sebze konusunda taze ürünlerin olduğu bir ülke. Bu konuda Türklerin de bilgisi çok olduğu için onlardan yararlanabiliyoruz. Restoranlar da taze ürün konusunda çok titiz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz