İlk ava ben çıkarım.

Yıldırım Holding, Türkiye’nin sınır ötesinde büyüyen önemli gruplarından biri. Başında YÜKSEL YILDIRIM bulunuyor. Son 12 yılda cirosunu 6,5 kat büyüterek 1,3 milyar dolara taşıyan grup, bunu inorganik büyümeyle gerçekleştirdi. Satın almanın kendisi için bir hobi olduğunu söyleyen patron Yüksel Yıldırım, “İlk ava ben çıkarım, sonra ekibim bakar” diyor. Global olmak için odaklandıkları alanlarda şirket alarak büyüyeceklerini söyleyen Yıldırım, yakında sıçratan hamleler yapacaklarına dikkat çekiyor.

8.07.2015 11:34:000
Paylaş Tweet Paylaş
İlk ava ben çıkarım.
Yıldırım Holding, sessiz ama derinden büyüyen, yurtdışındaki önemli Türk gruplardan. Holdingin icra kurulu başkanı Yüksel Yıldırım ise günde 18 saat çalışan, bulunduğu birçok ülkede “Pazardaki en büyük Türk yatırımcı” unvanını taşıyan başarılı bir işadamı. Sadece endüstriyel alanda değil girişim sermayesi ve finansal yatırımcı olarak da farklı pazarlarda bulunan Yıldırım Holding’in en önemli stratejisi, inorganik büyümek. Satın alma ve birleşme operasyonları için “Artık benim için hobi gibi bir şey” diyen Yüksel Yıldırım, “İlk avcılığı bizzat kendim yaparım. Bir satın alma olacaksa mutlaka kendim gider incelerim” şeklinde konuşuyor. Yaklaşık 30 kişilik bir beyin takımıyla adeta yatırım bankası gibi çalıştıklarını söyleyen Yıldırım, şöyle devam ediyor:
“Fokus olduğumuz belli sektörler var. Bu alanlarda, belli ülkelerde, belli ölçek ve kriterlere sahip tüm şirketleri sürekli tarıyoruz.” Şu anda 11 sektörde bulunan grubun yeni vizyonunda 4 sektöre odaklanmak var. Yıldırım Holding İcra Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım ile grubun gelecek planlarını ve büyüme stratejisini konuştuk: l Son dönemde hızlı büyüyen bir grupsunuz. Hikayeniz nasıl başladı? n 11 sektörde faaliyet gösteriyoruz. Ancak bunlardan biri sadece grup içine hizmet veriyor. Dışarıya hizmet veren 10 sektördeyiz. Aslında 1963’te tüccar olarak başlayan işlerimiz, zamanla belli bir boyuta geldi. Ama grubumuz adına asıl değişim 1993’te ABD’den dönmemle başladı. 1993’te şirkete girdiğimde demir, çimento ve kömür işimiz vardı. Kömürün üzerine başka hangi sektörlerde iş yapabiliriz diye araştırdım. Daha sonra farklı sektörlere girerek bugün 11 sektöre çıktık.
* Yurtdışı deneyimleriniz yöneticiliğinize ve kariyerinize neler kattı? 
* ABD’den gelir gelmez 1994 kriziyle tanıştık. Rusya’ya ağırlık vermeye başladığımız dönemde de 1997’de Rusya krizi çıktı. Bu krizler, bana muazzam bir deneyim kattı. Çünkü krizlere karşı bağışıklık sistemimiz güçlendi. Krizi yönetmeyi öğrendim. Bu deneyimler sayesinde 1994 haricindeki tüm krizlerden büyüyerek çıktık. Grubun bu kadar hızlı büyümesindeki en önemli etkenlerden biri bu oldu. 
~
* Grup olarak çok göz önünde değilsiniz. Hızlı büyümenin ardındaki dinamikler neler? 
*Evet, hep sessiz biçimde işimize yöneldik. O yüzden çok tanınmıyoruz. Bu biraz benim yapımdan da kaynaklanıyor. Sadece yaptığımız işe odaklanıyoruz. Mesela insanlar, “Bu grubun arkasında kim var, sermaye nedir” diye soruyorlar. Kimse yok. Sermaye sadece Türk bankacılık sistemidir. Tüm büyümelerimizde, yatırımlarımızda Türk bankalarıyla ilerledik. Benim sunduğum modellere, projelere inandılar, güvendiler. İş yapış biçimimiz de rakiplerimizden farklı. Örneğin devamlı canlı bilançolarla çalışıyoruz. “Yılda 1-2 kez bütçe yap, sonra bekle” gibi bir şey hiçbir zaman yok. Bütçeleri aylık hatta haftalığa kadar hep masaya yatırıyoruz. Çok disiplinli çalışıyorum ve bu da tüm şirkete yansıyor. Böylece çok hızlı ve çevik davranıyoruz. Zaten şu andaki en büyük sıkıntım, giderek büyüyen bir grupta bu esnekliği ve çevikliği koruyabilmek. Kocaman bir fil gibisiniz. Ama hem bir fil gibi büyük hem bir kaplan gibi çevik olmak çok zor. Tabiata da aykırı. Ben bunu becermeye çalışıyorum. 
* Büyümenizi hangi sektör sırtlıyor? 
* 2003-2012 arasındaki dönemde yatay büyüdük. Yani 3 sektörden 11 sektöre çıktık. Yelpazemizi genişlettik. Daha sonra 2008’deki krizin ardından gördük ki daha konsantre olmalıyız. Odaklanma stratejisine karar verdik. Yatay büyümeyi tamamen durdurduk, dikey büyüme başladık. 11 sektörden en güçlü olduğumuz 4 ana sektörü seçtik. Bunlar liman, metal-maden, enerji ve gübre-kimyasal. Bir de bunların tamamına destek veren lojistik olarak denizcilik alanımız var. Bu alanlarda büyüyerek global oyuncu olma hedefiyle ilerleyeceğiz. Diğer yan sektörler de ise küçülme yoluna gidiyoruz. l Çıkacağınız sektörler olacak mı? n Henüz yok ama bahsettiğim ana sektörler dışındakilerde küçülmeler ve kendi içlerinde konsolidasyonlar olacak. İleride sektör sayımız 7-8’e düşecek. 
~
* 2014’te nasıl bir yıl geçirdiniz? 
* 2014 sonu ciromuz, 1,3 milyar dolar oldu. Bir önceki yıla göre yüzde 19 büyüdük. Bu cironun 410,6 milyon doları metal ve maden, 396,6 milyon doları gübre-kimyasal, 239,7 milyon doları liman, 126 milyon doları gemi inşa ve 121 milyon doları da kömürden geldi. Kalanı ise diğer alanlardan oluştu. 
* Yurtdışında özellikle satın almalarla büyüyorsunuz. Nasıl bir strateji izliyorsunuz? 
* Benim ödün vermediğim prensiplerim var. İlk avcılığı, bizzat kendim yaparım. Bu benim için artık hobi gibi bir şey. Bir satın alma olacaksa mutlaka kendim gider, incelerim. Her detaya bakarım. Eğer doğru iş olduğunu hissedersem proje finansman ekibimiz devreye girer. Daha sonra diğer aşamalar başlar. İkinci prensibim ise ana sektörlerimde yaptığım satın almalarda asla küçük ortak olmam. Çok büyük kısmında yüzde 100 satın alma yaptım. Ortaklık olacaksa da mutlaka yüzde 51 de olsa yönetici ve büyük ortak oluyorum. Tabii bu sektöre ve pazara göre değişiyor. Örneğin Afrika’daki yatırımı, yüzde 40 lokal ortakla kurduk. Sadece girişim sermayesi işlerinde küçük ortak olarak girerim. Üçüncü olarak da inanmadığım, bilmediğim hiçbir işe girmem.
* Bir şirketi gözünüze kestirdikten sonra bu işlemin sonuçlanması genelde kaç yıl sürüyor? Bu nasıl bir süreç? 
* 3-4 yıl sürebiliyor. Örneğin 4 yıldır radarımda olan, defalarca görüştüğüm, hayır cevabı aldığım ama peşini bırakmadığım bir iş var. Şimdi yine görüştüm, ciddi bir aşamaya geldik. Türkiye’de bir iş olduğu için gizlilik prensibi nedeniyle daha fazla bilgi veremem. Bir başka iş olarak Fransa’da bir metal şirketi var. O da 3 yıldır radarımızda. Devamlı olarak finansallarını inceliyoruz. Nisan sonunda CEO’su ile Türkiye’de bir görüşmemiz olacak.Odaklandığımız belli sektörler var. Metal, liman, gübre gibi. Bu alanlarda, belli ülkelerde, belli ölçek ve kriterlere sahip tüm şirketleri sürekli tarıyoruz. O şirketlerin piyasasını, finansallarını izliyoruz. Hastalanmaya başlayanları çok net fark edebiliyoruz. Örneğin satışları düşüyor, hissesi düşüyor, haberleri çıkıyor… Çok güvendiğim bir ekibim var. Bu ekipteki arkadaşlarımız düzenli analizler yapıyor. 
~
* Bahsettiğiniz ekip kaç kişilik? 
* Metal ve madencilik, liman, gübre gibi farklı sektörlerde mutfağın içinde olan 15-20 kişilik bir ekibim var. Bir de proje finansman ekibimiz var. Onlar yatırım bankalarıyla birebir çalışıyor. Orada da 8-10 kişi var. Toplamda sadece satın alma işlemleriyle ilgilenen yaklaşık 25-30 kişilik bir takımım var denebilir. Ayrıca ben de patron olarak işlerin çok içindeyim. Çok iddialı bir şey söyleyeyim: Türkiye’de “Ben yatırım bankasıyım” diyen, “Şu kadar satın alma işlemi yapıyorum” diyen bir numaralı bankanın en az 2 katı işleme bakıyoruz. İddia ediyorum ki Yıldırım Grubu’nun satın alma portföyünde birçok yatırım bankasından daha fazla sayıda şirket aynı anda bulunuyordur. Buna çok eminim. 
* Önümüzdeki döneme dair yatırım ajandanızda neler var? 
* Limancılıkta bazı projelerimiz var. Türkiye’deki 4 limanımız da Marmara Bölgesi’nde. Gemlik’te 2 limanımız var. Biri Gemport, diğeri Gemlik Gübre’nin önündeki liman. İkisi yan yana. Bu ikisini birleştirip Marmara’daki en büyük liman projesine imza atacağız ve 2 milyon TEU’luk bir liman olacak. Projenin birinci fazı bitti. İkinci faz devam ediyor. Yarımca’daki limanı da genişleteceğiz. 2018-2019 gibi Marmara tersanemizi kapatarak orada bir yeniden bir yatırım projemiz olacak. Yaklaşık 300 milyon dolarlık bir yatırım planlıyoruz. Tamamlandığında İzmit Körfezi’nde üçüncü şahıslara hizmet veren en büyük genel kargo limanı olacak. Enerjide ise şu anda 4.400 MW’ye yakın lisans var. Hidroelektrik ve rüzgarda satın almalar yapıyoruz. Portföyümüzü genişleteceğiz.
* Farklı sektörlere girme planınız var mı? 
* Endüstriyel olarak değil ama finansal yatırımcı olarak farklı ve yeni sektörlere girebiliriz. Ama endüstriyel anlamda bahsettiğim gibi 4 ana sektörde dikey büyümeye odaklanacağız. 
* 2015 için ciro hedefiniz nedir? 
* Ciro odaklı bir şirket değiliz. Kâr odaklıyız. Eğer kâr etmiyorsam çalışmak istemiyorum. Örneğin kromda üretimimi yüzde 50 kapasiteyle çalıştırıyorum ve sektörün en kârlı firmalarından biriyim. 550 bin ton üretim kapasitem var ama 250-260 bin ton üretiyorum. Neden? Satmayacağım, kâr etmeyeceğim şeyi üretmiyorum. Bunu hesaplayarak üretiyorum. Tüm işlerimizde böyle. Hedefte tabii ki ciroyu büyütmek var. Ama asıl hedefimiz kârlılığı büyütmek. Bu yıl FAVÖK’ü 500 milyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Yani yaklaşık yüzde 20’lik bir artış. 2014 yılında FAVÖK 414 milyon dolardı ve kârlılığımız bir önceki yıla göre 34,3 artmıştı. Zaten kârlılıkta kolay kolay yüzde 20’nin altına inmiyoruz.
~
* Limancılıktaki büyüme planınız nedir? Bu büyüme nereden gelecek? 
* 2025’te dünyanın en büyük 10 operatöründen biri olmayı hedefliyoruz. Yaptığımız projeksiyona göre bu hedefe ulaşmak için her yıl ortalama 2 veya daha üstü sayıda liman satın almamız gerekiyor. Bir limanı sıfırdan yapmak çok zahmetli ve uzun süreçler gerektiriyor. İzinler, yatırımlar derken en az 5 yıl sürüyor. O yüzden liman işinde inorganik büyümeye odaklanıyoruz. Şu anda konteyner ve terminal sıralamasında dünya 32’ncisiyiz. Devam eden işlemlerden biri Avrupa’daki çok büyük bir şirketi kapsıyor. Eğer olumlu sonuçlanırsa bizi dünya sıralamasında 20- 22’nci sıraya sıçratacak. Çünkü bünyesinde 7-8 liman var ve 500 milyon Euro’luk çok büyük bir işlem olacak. Bu satın alma tamamlanırsa bir üst lige çıkmış olacağız. Bir sonraki hedef de zaten ilk 10. Onun için de çok daha büyük satın almalar yapmak gerekiyor. Bunları da takip ediyoruz ama tabii çok büyük lokmalar. Ama zor lokmaları seviyorum. 
* Diğer sektörlerdeki gelecek planlarınız ne? 
* Gübrede, zaten Türkiye’de ilk 3’teyiz. 2015’i gübrede yurtdışında büyüme yılı olarak ilan ettik. Farklı ülkelerde toplam 8 satın alma projesine bakıyoruz. Bunlardan birkaçı muhakkak gerçekleşecek. Enerjide 2023 yılında 5.000 MW’ye ulaşma hedefimiz var. 2023’e kadar enerjide önemli bir oyuncu olacağız. Madende çok büyüdük. Eti Krom’u 2004’te özelleştirmeden aldığımızda 120 milyon dolar zarar etmiş, bütün madenleri kapalı, maaşları ödeyemeyen bir işletmeydi. Aldıktan sonra iyileştirdik, 2008’de rakibini aldık. Şu anda kromda dünyada 4’üncü büyük oyuncuyuz.
* 10 yıl sonra nerede olacaksınız? 
* Şimdiye kadar global arenada kazandığımız başarılar bize daha çok özgüven getiriyor. Yeni başarılar için bize cesaret veriyor. O yüzden yurtdışında Türkiye’den daha hızlı büyüyoruz. Çünkü Türkiye’de bürokrasi nedeniyle, hantallık nedeniyle o hızı yakalayamıyoruz. Şu anda yapılan değerlendirmelere göre grubumuzun piyasa değeri 9,6 milyar dolar civarında. Tüm bu planlarımız gerçekleştiğinde, 2025 yılında bu piyasa değerinin 25-30 milyar dolara çıkmaması için hiçbir neden yok. Geleceğe çok ciddi bakıyoruz. Grup olarak doğru yoldayız, çünkü doğru projelere odaklanmış durumdayız.
~
Türkiye'de henüz gerçek fırsatlar oluşmadı
10 YILDIR İHALE ALAMADIM
Yurtdışında tam anlamıyla satın alma sihirbazıyım. Ama bakarsanız Türkiye’de 2004’ten beri yapılan hiçbir ihalede başarılı olamadım. Neden? Çünkü Türkiye’de yaptığınız hiçbir fiyatlama, hiçbir hesap ihale odasında tutmuyor. İnsanlar da alıp sonradan “Ben ne yaptım” diyorlar. Böyle çok örnek var. Fiyatlar tamamen rasyonellikten uzak bir noktaya geliyor.
DÖKÜLMELER OLACAK Dışarıda şu an çok kelepir şirketler var. Türkiye’de pahalı bir şirket alacağıma, yurtdışında çok daha düşük fiyata alıp büyütürüm daha iyi. Çünkü bunu yönetebilen bir işadamıyım. Bence Türkiye’de henüz gerçek fırsatlar oluşmadı. 3 yıl içinde her sektörde epey bir dökülme olacağını öngörüyorum. Asıl fırsatlar o zaman doğacak. İnsanlar ayakta durmasını öğrenecek. Duramayanlar da piyasadan çekilecek. 
DIŞA AÇILMALIYIZ Eğer “Türkiye 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak” diyorsak, global oyuncu olmak zorundayız. Çünkü sadece yabancı yatırımcının buraya gelmesiyle bu kadar büyüyemezsiniz. Sizin de yurtdışına gidip global yatırımcı olmanız gerekiyor. Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisine bakarsanız, her ülkede yatırımları olduğunu görürsünüz. Türkiye’nin de böyle olması gerekiyor. 

"Birkaç ülkede daha varolacağız"
SIRADAKİ ÜLKELER
Türkiye dahil 19 ülkedeyiz. Bulunduğumuz birçok ülkede oradaki en büyük Türk yatırımcı sıfatını taşıyoruz. Örneğin Malta, İsveç ve Norveç’te 3 limanımız var. O 3 ülkedeki en büyük Türk yatırımcısıyız. Kazakistan’da yine öyle. Yakın zamanda Fildişi Sahilleri’ne yatırımımız oldu ve orada da en büyük Türk yatırımcı olduk. Yurtdışında madencilik, liman ve gübre ağırlıklı satın alma fırsatlarına bakıyoruz. Şu an Meksika, Ekvador, Peru var. Latin Amerika’da Kolombiya’nın yanında birkaç ülkede daha olacağız. Yurtdışı sayısı artacak. Avrupa’da radarımızda İspanya, Portekiz, Litvanya var. 
İLK 100 GÜN PROGRAMI Bizim “İlk 100 Gün” (First 100 Days) adında bir programımız var. Bu standart bir sistem. Yaptığımız tüm yatırımlara, nerede olursa olsun bu yönetim sistemimizi uyguluyoruz. Satışından üretimine, lojistiğinden muhasebesine kadar bu sistemi kalıp gibi koyuyoruz. Bu uyum ve standardizasyon yüzde 80’e kadar çıkıyor. Kalan yüzde 20 ise lokalizasyon oluyor. O da olmak zorunda. Sonuçta yerel gümrük, yerel mevzuatlar, vergisel düzenlemeler var. Bir kez kurduktan sonra çok rahat bir kontrol oluyor.
~
SATIN ALMA AJANDASI
Liman, metal-maden, enerji, kimya ve gübrede global oyuncu olma hedefimiz var. 
Belli ülkelerde, belli ölçek ve kriterlere sahip tüm şirketleri sürekli tarıyoruz. 
Bu sektörlerde her ölçekten satın alma fırsatlarına bakıyoruz. 
Türkiye’de 4 yıldır radarımda olan, hayır cevabı aldığım bir iş var. Ciddi bir aşamaya geldik. 
Fransa’daki bir metal şirketi 3 yıldır radarımızda. Onu da almayı hedefliyoruz. 
Liman işinde 2025’te dünyanın en büyük 10 operatöründen biri olmayı hedefliyoruz. 
Konteyner ve terminal sıralamasında dünya 32’ncisiyiz. Takip ettiğimiz satın almayla sıçrama yapacağız. 
Gübrede, farklı ülkelerde toplam 8 satın alma projesine bakıyoruz. 
Enerjide 2023 yılında 5.000 MW’ye ulaşma hedefimiz var. Önemli bir oyuncu olacağız.
Grubumuzun piyasa değeri 9.6 milyar dolar. 2025’te 25-30 milyar dolara ulaşacağız. 

"Her yıl 100 şirkete bakarız"
4-5 PROJE BEKLİYORUZ
Her yıl onlarca satın alma ve birleşme bize gelir. Örneğin 2015 ilk çeyrekte 50’den fazla satın alma ve birleşme projesine baktık. Bunların 5’i ile veri odasına giriş için imza attık. Henüz veri odasına girmeyip teklif verdiğimiz ve değerlendirme beklediğimiz 4-5 proje var. Hepsi birden olur mu? Olmaz tabii. Ama en az birkaçı olacak. 
NASIL BİR SÜREÇ? Genel olarak bize her yıl 100’ün üzerinde işlem bilgisi mutlaka geliyor. Onlara bakıyoruz. Bir süzgeçten geçiriyoruz. 40-50’ye düşüyor. Bunları daha detaylı izliyoruz. Onların içinden de elemeler oluyor. Sayı 10-15’e iniyor. Bazen ihalede kaybediyoruz, bazen verilerini inceleyince vazgeçiyoruz. Açıkçası her yıl bu süreçlere ciddi bir para harcıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz