"Küresel milli şirket olmak istiyoruz"

Aselsan, Türkiye’nin savunma sanayisindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kuruldu. AR-GE’ye yaptığı yatırımlar ve global açılımlarla hızla büyüdü, milyar dolarlık şirket haline geldi. Savunma sanayisinin yanına yeni sektörler ekleyen şirketin genel müdürü Dr. FAİK EKEN, dünyanın en büyük 67’nci savunma sanayisi şirketi haline geldiklerini, hedeflerinin ilk 50 olduğunu söylüyor. Bunun için ihracata ve yurtdışı yatırımlara önem vereceklerine dikkat çekiyor. “Hedefimiz ciroyu 2015’te 1,2 milyar dolara taşımak” diye konuşuyor ve ekliyor: “Bunu gerçekleştirirken küresel pazarda söz sahibi olan bir milli teknoloji şirketi olmak istiyoruz."

3.02.2015 16:12:410
Paylaş Tweet Paylaş
"Küresel milli şirket olmak istiyoruz"

Önümüzdeki yıl 40’ıncı yaşına basacak olan Aselsan, teknoloji anlamında Türkiye’nin en güçlü kurumlarından.Şirket, yeni dönemde asıl amacı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dıŞa bağımlılığını en aza indirmenin dışında ülkenin ihtiyacı olan teknolojik altyapıları sağlama politikasına da yöneldi. Ulaşım, Güvenlik, Enerji ve Otomasyon Sistemleri adı altında yeni bir sektör başkanlığı kurdu. Bu yeni sektör çatısı kapsamında akıllı otoyollar, raylı iletişim, enerjinin daha akıllı bir şekilde kullanılması, İstanbul’a yapılan 3. havalimanı gibi dev tesislerin güvenliği ve daha birçok alanda çalışmalara başladı. Uzun bir süredir Aselsan’da farklı görevlerde bulunan Dr. Faik Eken, geçtiğimiz mayıs sonunda şirketin başına getirildi. ABD’de elektronik mühendisliği eğitimi alan Dr. Faik Eken, 28 yıldır Aselsan bünyesinde her kademede görev yaptı. Şirketi ve sektörü yakından tanıyan, çok deneyimli bir yönetici… 
Göreve geldiğinden sonra şirket bünyesinde değişim başlatan ve gelecek için büyük hedefler koyan Dr. Faik Eken, “Amacımız küresel pazarda rekabet eden bir teknoloji şirketi yaratmak” diye konuşuyor.
Dr. Eken, uzun süredir Aselsan’ı ve hedeflerini ilk defa Capital Dergisi’ne anlattı: 
*Günümüzde Aselsan hangi sektörlerde faaliyet gösteriyor?
Organizasyon yapımızı bu yıl yeniledik. Aselsan’ın daha önceki yapılanması grup başkanlıkları şeklindeydi. Bu grup başkanlıklarının kendine ait AR-GE, proje yönetimi ve diğer fonksiyonel ekipleri bulunuyordu. Şimdi bu grup başkanlıklarının sayısını artırıp yeteneklerini genişlettik ve “sektör başkanlıkları” altında toplayarak yeniden organize ettik.
* Şirketin uzmanlık yapısı kapsamında kaç farklı sektör bulunuyor?
*Beş farklı sektör bulunuyor. Bunlardan bir tanesi “Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri”. Bu sektör başkanlığımız üç ana alana odaklanıyor: İlki haberleşme, Aselsan’ın en eski faaliyet alanı. Aselsan’da çok büyük bilgi birikimi olan bir alan. Onun yanında uydu ve uzay teknoloji diğer bir alan ve önümüzdeki dönemde bu alana önemli AR-GE yatırımları yapmayı planlıyoruz. Bu sektör başkanlığı altında ayrıca bilgi teknolojileri ve Siber güvenlik grubu bulunuyor. 
Bir diğer sektör başkanlığı ise “Mikroelektronik Güdüm ve Elektro-Optik”. Bu sektör başkanlığının altında aviyonik, elektro-optik, güdüm ve insansız sistemler ile mikroelektronik grupları yer alıyor. Elektro-optikte özgün ürünler geliştirip üreten Türkiye’deki tek firmayız. Bunun yanı sıra insansız sistemlerdeki ekiplerimizi de burada bir grup başkanlığı altında topladık. Bizim zaten insansız sistemler alanında önemli faaliyetlerimiz vardı. Kara ve deniz platformlarına yönelik insansız sistem çözümlerimiz mevcut, hava platformları için de TAİ ile birlikte çalışıyoruz. 
Üçüncü sektör başkanlığımız “Radar ve Elektronik Harp”. Bu sektör başkanlığımız, çok yakın bir gelecekte Gölbaşı’na taşınacak. 
Dördüncü sektör başkanlığımız olan “Savunma Sistemleri Teknolojileri” çatısı altında “hava ve füze savunma”, “kara silah sistemleri”, “komuta kontrol ve deniz sistemleri” olmak üzere üç grup başkanlığımız var. Bizim son yıllarda çok önemli görevler üstlendiğimiz bir alan hava savunma. Alçak ve orta irtifa hava savunma projelerini ana yüklenici olarak biz yönetiyoruz. 
*Yeni kurduğunuz birimi ve hedeflerini anlatır mısınız?
* Bu dört sektör başkanlığı Aselsan’ın kuruluşundan bu yana savunma tarafında yoğunlaştığı ve üzerinde çalıştığı alanları kapsıyor. Bunun yanı sıra “Ulaşım, Güvenlik, Enerji ve Otomasyon Sistemleri” isimli yeni bir sektör başkanlığı kurduk. Bunun içinde güvenlik, ulaşım, trafik, otomasyon ve enerji grupları bulunuyor. Bu sektör başkanl ığı ağırlıklı olarak savunma dışındaki alanlara yönelik olarak kuruldu. 
Savunma projelerinden edindiğimiz teknoloji ve bilgi birikimini farklı alanlarda değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Ulaşım, savunma tarafında oluşturduğumuz birtakım teknolojik altyapıyı raylı taşımaya uygulayabileceğimiz bir alan. Sahip olduğumuz elektrikli çekiş ve sürüş sistemlerini milli tren projesi gibi projelerde uygulayabiliriz. 
Bunun yanı sıra güvenlik sistemleri de bizim uzun zamandır çalıştığımız bir alan. Bu konudaki faaliyetlerimizi bir grup başkanlığı altında topladık. Şu anda yürüttüğümüz güvenlik projelerinin yanı sıra yapımı devam eden 3’üncü havaalanı, boru hatları gibi projelerin güvenlik çözümlerini oluşturabilecek yeni ekipler kurduk. 
Burada ayrıca enerji sistemlerine de yoğunlaşmayı hedefliyoruz. OGS ve KGS gibi trafik sistemleri de bizim yoğun faaliyetlerimizin olduğu bir alan. Bu faaliyetleri daha da akıllı sistemler haline getiriyoruz.

~
Bu sivil sektör neden oluştu? 
* Bakıldığı zaman savunma sektöründe uygulanan politikalarla çok önemli bir birikim sağlandı. Ancak, başka sektörlerde de milli teknolojiye ihtiyaç var. Aselsan’ın yıllar içinde oluşturduğu teknolojik birikimini, bu ihtiyaç duyulan alanlarda hizmete sunmak istiyoruz. Yerli teknolojik katkıyı artırmak ve ülkemizi dışarıya daha az bağımlı hale getirmek istiyoruz. 
Şirket olarak bizim de güçlü bir savunma şirketi olmanın yanı sıra farklı sektörlerde de faaliyet gösteren bir yapıya geçme hedefimiz hep var. Türkiye’nin de buna ihtiyacı var. Raylı ulaşımda çok büyük yatırımlar var. Enerji yatırımları, otoyollar, yeni tesisler yapılıyor. Bunlar için de milli teknoloji lazım.
*Sahip olduğunuz teknoloji bu saydığınız alanlara uygulanabilir teknolojiler mi? 
*Evet, gerekli temel teknolojilere sahibiz. Biz yepyeni bir teknoloji çalışmasına girmeyeceğiz. Aselsan savunma sektörünü bırakıyor değil, aksine sahip olduğumuz teknolojiyi başka alanlarda da kullanmak istiyoruz. Bizim tabii ki esas görevimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dışa bağımlılığını en aza indirmek. Bu yüzden savunma sanayisindeki etkinliğimizi güçlendirmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Sadece bu süreçte edindiğimiz teknolojiyi başka alanlara da uygulamak istiyoruz. 
*Saydığınız beş sektör içinde sizin en çok önem verdiğiniz hangisi? 
*Savunmaya odaklı ilk dört sektör başkanlığı büyüklük olarak birbirine çok yakın. Yeni kurduğumuz ve ağırlıklı olarak savunma dışındaki alanlara odaklanan sektör başkanlığı ise bir gelişme sürecini yaşamak zorunda. Ama uzun vadede diğer sektörleri geçebilecek bir potansiyeli var. 

~

*Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dışa bağımlılığını azaltmak mümkün mü?
*“Her Deyi tamamen sıfırdan biz yapıyoruz” gibi bir hedef koymamak lazım. Her ürünün ve donanımının içinde farklı kritiklikte komponentler var. O ürünü rekabetçi kılan ve performansını belirleyen komponentleri, “kritik komponentler” olarak değerlendirebiliriz. Bunları yapamazsak dışa bağımlıyız. 
Bizim asıl amacımız, bu kritik komponetlerde dışa bağımlı olmamak. Tabii bunlar donanımla ilgili konular. Bir de ürünlerin yazılım kısmı var. Yazılımı kendiniz yapmak zorundasınız. Biz zaten tüm ürünlerimizin yazılımını kendimiz yapıyoruz ve güvenilir çözümler sunuyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvenle kullanacağı ürünler gerçekleştiriyoruz.
* Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının ne kadarını yerli üreticiler sağlıyor? 
*Yüzde 54 oranla yerli üreticiyle karşılayabilecek konuma geldik. Yüzde 10’lardan buraya geldik. Bunu artırmayı hedefliyoruz. Bu gelişmeyi önümüzdeki 10 yıla yayarsanız ihtiyacın yüzde 80-90’ını karşılayabilecek konuma geleceğiz. Biz de Aselsan olarak “hava savunma” gibi çok önemli projelere talip olduk. Dünyada çok az firmanın yapabildiği çözümler sunuyoruz. Bu gelişimin devam ettirilebilmesi için hem ihtiyaç ve tedarik makamlarının uygulamakta oldukları kararlı politikaların devam ettirilmesi hem de savunma sanayisinin yeteneklerini geliştirmeye devam etmesine ihtiyaç duyuluyor. *Kısa, orta ve uzun vadede ulaşmak istediniz hedefleriniz neler? 
* Temel var oluş sebebimiz Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin dışa bağımlılığını en aza indirmek. Ancak, bunu gerçekleştirirken küresel pazarda söz sahibi olan milli bir teknoloji şirketi olmak istiyoruz. Bunu gerçekleştirmek için birçok şeyi aynı anda başarmak gerekiyor. İnovatif, rekabetçi ve yenilikçi teknolojiye sahip ürünler geliştirmek bunun bir parçası. Kritik komponentlere yönelmek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak ayrı bir gereklilik. Bunun yanı sıra çözümlerinizin mutlaka maliyet etkin olması lazım. 
İhracatımızı da artırmalıyız. İhracatımızı artırdığımızda bize olan güven hem içeride hem dışarda artıyor. Bunu da yapmanın yolu, dış pazarlara önem vermekten geçiyor. 
Yurtdışında kalıcılığımızı artırmalıyız. Bu konuda bölge ve ülke ofisleri açmak gibi planlarımız var. Bu yönde de dünyadaki bazı noktalarda kalıcı çalışmalar yapıyoruz. Uluslararası pazarlama, dünya şirketi olmanın önemli bir ayağıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ürün verirken, dünyadaki en rekabetçi ürünü vermek zorundayız. Sadece yerli ürün argümanına dayanamayız. En iyisi biz olduğumuz için tercih edilmemiz gerekiyor. 
*Yurtdışı yatırımlarınızdan bahseder misiniz? 
* Son dönemlerde yurtdışında önemli ülkelerde ülkelerde ortaklıklar şeklinde gelişmelerimiz var. Kazakistan’da bir tesis kurduk. Ülkenin en modern tesislerinden biri oldu. Elektro-optik, gece görüş sistemleri üretiliyor. Ürdün Amman’da bir tesis kurduk. Yine elektro- optik ve gece görüş sistemleri üretiyoruz. Abu Dabi’de bir ortaklığımız var. Orada stabilize silah sistemleri imalatı yapıyoruz. Güney Afrika’da bir şirketimiz var. Teknoloji geliştirme faaliyetleri yapıyoruz. Yine Azerbaycan’da da bir şirketimiz bulunuyor. Suudi Arabistan ve Pakistan gibi ülkelerde de devletle yürüttüğümüz lisanslı üretim ve satışlarımız var. 5 ayrı ülkede oradaki kullanıcılar için ürün üretiyoruz. Endonezya’da teknoloji transferi yaptığımız bir ortağımız var. 

~

*Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? 
*47 ülkeye ihracat yapıyoruz. Savunma sektöründe bu tür satın alımlar dost ve güvenilir ülkelerle yapılıyor. Bunlar içinde Pakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Suudi Arabistan en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında. ABD’ye kamu güvenliği haberleşmesi alanında 30 binden fazla telsiz ihraç ettik. Orman işletmeleri, itfaiye gibi işletmeler kullanıyor. Uruguay’a, Endonezya’ya taktik telsiz ihraç ettik.
* Daha çok hangi ürünler tercih ediliyor? 
*Elektro-optik, gece görüş sistemleri, haberleşme ve stabilize silah sistemlerini daha çok satıyoruz. Büyük sistem teknolojileri ihraç etmek amacındayız. Bu tür büyük sistemlerle modern ordular yetenek kazanıyor. Hollanda’ya hava savunma sistemi satışı gerçekleştirmiştik. Geçmiş dönemlerdeki çok önemli bir başarıydı.
* İhracat satışınızın ne kadarını oluşturuyor? 
* Toplamda ihracatta önemli bir artış var. 2010 yılında 57 milyon dolarken, 2013 yılında 214 milyon dolara çıktı. 2014 yılında bu rakamın üstüne çıkmayı bekliyoruz. Yurtdışındaki pazarlara sadece ürünü satma değil aynı zamanda yetenek kazandırma anlayışıyla yaklaşıyoruz. Bu yaklaşımla yeni pazarlar elde ediyoruz. Bu sayede bir sıçrama yaptık. İhracat genel satışlarımızın yüzde 20’sini geçti. Bu küresel rekabet etme gücümüzü de açıkça gösteriyor.
*Aselsan’ın dünya savunma sektöründeki büyüklüğü nedir?
* Cirolara göre bir sıralama var. Biz 67’nci sıradayız. Kısa vadede hedefimiz 50’li seviyelere gelmek. Satışımızı artırarak üst sıralara yükselmeyi hedefliyoruz. 
* Savunma sektörü son yıllarda büyük bir gelişme gösterdi. Bunun nedeni nedir? 
*İki faktör var. Birincisi gerek ihtiyaç gerekse tedarik makamlarının yerli katkının artırılması yönündeki kararlılığı. İkincisi ise yerli sanayinin de göstermiş olduğu yetenek artışı. Bunlar ikisi birbiriyle etkileşen ancak ikisi bir arada olunca sonuç oluşturan hususlar. Aselsan olarak bizim sektördeki diğer firmalardan daha önce başlamış olmamız ve teknolojiye çok yatırım yapmış olduğumuz için öncü bir rolümüz var.
*AR-GE harcamalarından bahsedebilir misiniz? 
*Bugün dört AR-GE merkezimizde, 2 bin 233 AR-GE mühendisimiz var. Aselsan, tek başına savunma sanayindeki AR-GE harcamalarının yüzde 43’ünü yapıyor. Giderlerimizin yüzde 35-40’nı oluşturuyor. 307 milyon dolar dış kaynaklı, 76 milyon dolar kendi kaynaklarımızdan kullandığımız 383 milyon dolarlık AR-GE yatırımı yaptık. Şirket olarak yapmak istediğimiz işler artık daha iddialı. Savunma sanayi de öyle. Baktığımızda milli tankımızı yapıyoruz. Atak helikopterimiz kendi yazılım ve donanımlarımızla uçuyor. Gemiler çok büyük oranda yerli katkıyla yapılıyor. Uzun menzilli radarlar da geliştiriyoruz. Kendi muharip uçağımız olan FX projesi var. İhtiyaçların neredeyse tümünü karşılamaya yönelik bir teknolojik gelişim görüyoruz. 
* Enerji sektörüne yönelik çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? 
*Biz şebekelerin daha akıllı hale getirilmesi ve yönetilmesi için çalışıyoruz. Güneş enerjisini daha etkin kullanabileceğimiz enerji çözümleri üretmek istiyoruz. 
* 2014 için ciro hedefleriniz tutacak mı? 
*2014 için hedeflerimizi büyük oranda tutturacağız. Rekor teslimat hedefliyoruz. Aselsan’ın son 8-9 yıldır süregelen büyüme trendini devam ettiriyoruz. Aynı trendi 2015’te de sürdüreceğiz. Hedef 2015’te 1,2 milyar doların üzerinde bir ciroya ulaşmak. Bunun en az yüzde 20’sinin de ihracat olmasını hedefliyoruz. 

~

Aselsan'ın yeni global vizyonu
1- Dünyada savunma şirketleri arasında 67’nci sıradayız. Hedefimiz bunu 50’li seviyelere çekmek.
2 -Esas görevimiz Silahlı Kuvvetler’in dışa bağımlılığını azaltmak ama teknolojimizi başka alanlarda da kullanmak istiyoruz. 
3 -Yeni dönemde savunma sanayinin yanında Raylı Sistemler, enerji, otoyollar ve yeni teknolojiler alanlarına da odaklanacağız.
4 -Enerjide özellikle güneş enerjisini daha etkin kullanabileceğimiz teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. 
5 -Silahlı Kuvvetlerimizin, ihtiyaçlarının yüzde 54’ünü karşılar duruma geldik. Yüzde 10’lardan buraya geldik, hedef yüzde 80-90’ı yakalamak. 
6 -Bunu gerçekleştirirken küresel pazarda söz sahibi olan bir teknoloji şirketi olmak istiyoruz. 
7 -57 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2010’da 57 milyon dolardı, 2013’te 214 milyon dolara ulaştı. Satışlarımızın yüzde 20’si ihracat. Bunu yukarı çekeceğiz. 
8 -İhracatımızı ve yurtdışında kalıcılığımızı artırmalıyız. Bunun için de bölge ve ülke ofisleri açmak istiyoruz.
9 -Kazakistan, Abu Dabi, Ürdün, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Endonezya ve Azerbaycan’da tesislerimiz var. Yenileri de eklenecek. 
10- 2015’te 1,2 milyar doların üzerinde bir ciroya ulaşmayı ve bunun en az yüzde 20’sinin de ihracat olmasını hedefliyoruz. 

"SAVUNMA SEKTÖRÜ 18 MİLYAR DOLARI GEÇTİ"
Diğer başka sektörlere göre çok büyük değil. Türkiye’nin 18 milyar dolar tutarında bir savunma harcaması var. Bunun 5 milyar dolarını yerli sanayiden tedarik olarak düşünebiliriz. Buna sadece ekonomik değer olarak bakmamak lazım.
Ülkemizi savunacağımız sistemleri yapıyoruz. Bunların stratejik değeri, mali değerinin çok çok üstündedir. Ülke açısından önemi mali değerinden çok daha fazla. Bu sistemlerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin getirdiği avantaj çok daha önemli. Geçen yıl savunma sektöründe 1,5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirildi. Enerji ya da otomotiv sektörüyle kıyaslayınca daha küçük kalıyor. 

EN YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİ NELER?

TELSİZ TEKNOLOJİSİNDE İLK 3’TE Haberleşme tarafından dünyada ilk üç firma içinde olduğumuz yazılım tabanlı telsiz teknolojimiz var. Çok talep alıyor. Bunun yanı sıra çok yüksek hızlarda iletişim yapan yeni bir radyolink geliştirdik.

HAVA SAVUNMA VE E-HARP SİSTEMLERİ Ülkemiz için çok önemli bir alçak orta irtifa hava savunma sistemi geliştiriyoruz. Ülkemizde birçok ihtiyaca yönelik radar çözümleri geliştirdik, bunun yanı sıra çok geniş bir frekans spektrumunda etkili olan elektronik harp sistemlerimiz kullanıma girdi. 

HELİKOPTERDE AKILLI GÖSTERGE Genel maksat helikopteri projesi kapsamında Skorsky’nin de çok beğenisini alan akıllı gösterge çözümünü geliştirdik. AVCI kaskı geliştirdik. Helikopter pilotunun baktığı istikamete silahın yönlenmesini sağlayan bir teknolojidir. 

ALTAY TANKI Altay tankında çok önemli bir görevimiz var. Gece görüş, atış kontrol, kendini koruma sistemlerini gerçekleştiriyoruz. 

KRİTİK KOMPONENTLER Bu konu üzerinde teknoloji geliştirmeye çalışıyoruz. Galyum Nitrat teknolojisi ilk olarak öne çıkıyor. Bu yeni yarı iletken teknolojisi yüksek frekanslarda çok büyük teknolojik avantaj sağlıyor. Bu alanda uzun yıllardır AR-GE yürütüyoruz. Bunu seri üretim girişimiyle çok sayıda üretebilmek istiyoruz. Bu amaçla yeni bir şirketin kurulumunu gerçekleştirdik. 

ASELSAN’IN PROFİLİ

PERSONEL SAYISI
Şirkette toplam 4 bin 623 personel çalışıyor. Çalışanların yüzde 59’unu mühendisler, yüzde 28’ini teknik elemanlar oluşturuyor. Çalışanlar arasında 1.523 lisans, 1.551 yüksek lisans ve 148 doktora mezunu bulunuyor. 

İHRACAT DÖRT KAT ARTTI Aselsan’ An ihracat rakamları, dört yıl içinde yaklaşık dört kat arttı. 2010 yılına 57 milyon dolar olan ihracat, 2011 yılında 66 milyona, 2012 yılında 175 milyona yükseldi. Bu rakam 2013 yılında ise 214 milyon dolar oldu.
EN BÜYÜK ALICI TSK Aselsan’ın en büyük alıcısı Türk Silahlı Kuvvetleri. 2014’te satışların yüzde 61’i Türk Silahı Kuvvetleri’ne, yüzde 17’si kamu ve özel kuruluşlara yapılırken, yüzde 22’lik payı ise ihracat oluşturdu. Cirosu 2010’da 792 milyon dolardı, 2013’te 1 milyar 140 milyon dolara ulaştı. 2014 hedefiyse 1 milyar 250 milyon dolar. 
24 ÜNİVERSİTE İLE İŞBİRLİĞİ 24 Üniversite ile işbirliği kurulurken, üniversitelerle yürütülen proje sayısı 240. Üniversitelere verilen proje tutarı ise 132 milyon dolar.

“ELEKTRİKLİ ARAÇ PROJESİ KISA SÜREDE DEVREYE GİREBİLİR”


YERLİ OTOMOBİL PROJESİ Biz elektrikli araç tarafındayız. Türkiye’de elektrikli araç çözümü oluşturulması için faaliyet içindeyiz. Bunun motoru, çekiş sistemi, bataryası gibi bizim uzmanlık alanımız olan kısımlarda birikim ve çözümlerimiz var; bununla ilgili ortaklık arayışı içindeyiz. Bizim yapı taşları olarak çok ciddi bir hazırlığımız var. Çok kısa bir zamanda hayata geçirebiliriz. 

NEDEN ELEKTRİKLİ ARAÇ? Bakıldığı zaman elektrikli araçların çok önemli avantajları var. Artan bir pazar payları var. Bu teknolojinin gelecekte yaygın kullanılacağı çok açık. Çevre duyarlılığı da oraya götürüyor. Biz bu konuda tedarikçi olma hazırlığı içindeyiz. Bunları yakın bir dönemde somut bir ürün şeklinde sunabiliriz. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz