Şirketim benim önümde gidebilmeli

Ali Sabancı büyük bir ailenin parçasıydı,ancak ablasıyla ayrılıp girişimci olmayı tercih etti.

1.01.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Şirketim benim önümde gidebilmeli

 

Hep kendi işini yapmak istedi. Çocuklukta ilk işi olta satmaktı. Aile şirketinde çalıştığı  zamanlarda da aileden bağımsız  yatırımlar yapmayı sürdürdü. Kurucuları arasında yer aldığı  internet sitesiyle Türkiye’de internetten para kazanan birkaç kişiden biri oldu. Girişimci olarak karar almayı değil, alınan kararı onaylamayı seviyor. Risk alırken cesur. Yeni alanlara girme konusunda iştahlı. Ancak beklentileri karşılamayan işten hemen çıkacak kadar da sonuç odaklı. Sözünü ettiğimiz kişi Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı  Ali Sabancı. 5 yıl önce Sabancı  Holding’den ayrılarak kendi hikayesini yazma kararı alan Sabancı, bugün gelinen noktada Avrupa’nın 7’nci, dünyanın 17’nci büyük havacılık yatırımcısı.

Sektörde 20’nci yılını kutlayan Pegasus, ilk 15 yılında 15 milyon yolcu taşırken Sabancı’nın yönetiminde son 5 yılda 26 milyon yolcu taşıyarak rekor bir büyüme kaydetti.Sadece Pegasus değil, Esas Holding de yine onun katkılarıyla hızlı bir yolculuk içinde. Önümüzdeki dönemde sinema, sağlık ve gayrimenkulde fırsatlara bakacaklarını söyleyen Sabancı, “Sağlıkta büyümek için projelerimiz var. Hizmet sektöründe misafire yakın olan çoğu işe bakıyoruz. Bir de gayrimenkul işimiz var. Ama gayrimenkulü üreten değil finanse eden tarafta olmak istiyoruz. 100 milyon Euro’luk bir fon ayıracağız. Bunu 2 kata kadar büyütme ihtimalimiz var” diyor. Son yıllarda girişimcilikte çizdiği farklı profille ön planda olan Ali Sabancı, fırsatlara bakış  açısını, değerlendirme kriterlerini ve odaklandığı  işleri  Capital’e  şöyle anlattı…

Capital: Kendinizi nasıl bir girişimci olarak görüyorsunuz?

-  Karar almasını değil, alınan kararları teyit etmeyi seviyorum. En iyi meziyetim, doğru ekiple çalışmak ve onlara yetki vermek. işin içine egomu sokmuyorum. Bana göre girişimci olmak için gereken en önemli faktörlerden biri, yatırım yaptığın  şirketin senden daha önde gidebilmesine izin vermek. Doğru ekibi kurup kimyayı  tutturduğun zaman önünde durmayacaksın. Türkiye’de, sandalye egosu çok yoğun. Bir evvelki dünyamda, yani Sabancı’da çektiğim en büyük sıkıntılardan biri buydu. Bir sürü patronum vardı ve bu patronlarımın geneli emekliye ayrılsa ertesi gün ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü hayatları  işti. Bu çok olumlu bir şey değil, hayatın iş olması yetmiyor. işi yapabilmek için dünyanın farkında olmak lazım. Seyahat etmek, Şarabı bilmek, resmi bilmek, network oluşturabilmek gerekiyor. Oysa beni bıraksalar, ertesi gün ne yapacağımı biliyorum, çünkü hobilerim var.

Capital: Birlikte çalıştığınız ekiple nasıl bir iletişiminiz var?

-  Ben içimde fazla bir şey tutamam, ekibimdeki arkadaşlarımla kavga da ederiz. “Sen bana bunu dedin, hoşuma gitmedi kardeşim” derim. Aynı şekilde onlar da bana der.Şeffaf olmak çok önemli. Şeffaflıktan kastım, işlerin nasıl gittiğiyle ilgili insanların da farkında olduğu bir ortam yaratmak. Benim girişimciliğim de bana göre bundan ibaret.

Capital: Gerek çocukluk gerek öğrencilik yıllarınızda yaşadıklarınız girişimciliğinizi nasıl etkiledi ve şekillendirdi?~

_ Girişimcilik genlerle alakalı bir durum değil. Bunu yolda giderken öğreniyorsun. Öğrenme ailenin içinde başlıyor, ama orda bitmiyor. Mesela benim yurtdışında yaşamam bana çok faydalı oldu. Çünkü orada hiç kimseydim, burada hiç kimse olamıyorsunuz.

Capital: Riske bakış açınız nedir?

- En kötü ihtimalle ne kaybederiz diyerek yola çıkıyorum. Kaybedersek hazmedebilir miyiz, hazmedemez miyiz? şirket olarak finansal ve moral açısından hazmedebilir miyiz? 3 yıl evvel Sabiha Gökçen’e uçak indiğinde gürültü kopmuştu. Şimdi bu bir risk mi? Şimdi baktığımız zaman bu bir girişimcilik örneği. Oysa o zaman büyük bir riskti, iyi olduğu zaman adı girişimcilik oluyor. Dolayısıyla neyi risk aldığın da önemli.

Capital: Pegasus’la geldiğiniz noktayı önceden tahmin edebilmiş miydiniz?

Bugünü göreceğimizi düşünmüyorduk. Biz Pegasus’u 5 yıl önce 12 milyon Euro’ya aldık. Şimdi 3,2 milyar dolarlık liste fiyatlı uçak siparişimiz var. Sabiha Gökçen’e yakın bir merkez binası  yapıyoruz. Muhtemelen bize maliyeti 12 milyon Euro’dan fazla olur.

Capital: Havayolu taşımacılığındaki  gücünüz nedir?

- Esas Holding ailesinin etki ettiği havayollarının  uçak sayısı 201. Pegasus’un 32 uçağı  var. En büyük hissedarı olduğumuz Air Berlin’in 150 tane uçağı bulunuyor. 2009 yılında 35 milyon misafir taşıdık. Türk Hava Yolları, bizden bir 10 milyon daha eksik taşımış. Boeing’in en önemli 5 müşterisinden biriyiz. Bizim Avusturya’da bile havayolu şirketimiz var. Bu bir ekosistem. Boeing’le pazarlık yapılacağı  zaman Air Berlin ve Pegasus aynı anda gidiyor. Air Berlin’in şu anda 100 uçak siparişi var. Los Angeles’da bir leasing şirketine ortağız. Vietnem’a, Güney Afrika’ya uçak leasingi yapıyor. Dolayısıyla bizim için Güney Afrika’nın kuru da önemli. Uçak kiralamak istediğim zaman pazarın ne olduğunu biliyorum, çünkü masanın öbür tarafında da hissedarım. Credit Suisse’e göre Avrupa’nın 7’nci, dünyanın 17’nci büyük havacılık yatırımcısıyız. Pegasus, ilk 15 yılda 15 milyon misafir taşırken son 5 yılda 26 milyon misafir taşıdı. Bizim model yanlış deniliyor. Peki nasıl şirketimiz, sektörün 3 katı hızla büyüyor? İnsanlar, alışkanlıklarını kırmakta zorluk çekiyor, ama kırıp bizimle uçuyor. Biz sektörde pahalılık kavramını ve algıyı değiştirdik.

Capital: İş fırsatlarını değerlendirirken sıradan insanlardan farklı olarak nasıl bir bakış açınız var? Para getirecek işi nasıl kokluyorsunuz?

- İki ay önce AFM’yi 8 liraya aldık, şimdi 16 lira oldu. Bu başarı mı? Hayır değil. Bizim amacımız, 2-3 ay sonra bunu halka arz edip çıkmak değil. Kriterlerimizi kısa vadeli ölçmüyoruz. Yatırım komitesine AFM’yi sunarken sağ olsun babam, “Bu sinemaların mülkleri kimin, kötü gelirse buraya bina yapılır mı” dedi. Adamı kınayamazsın, çünkü adamcağız, belki 70’lerin ortasında gittiği Adana’daki sinemadan başka hiç sinemaya gitmedi. Sabancı’dayken bir çağrı merkezi işine girmeye çalıştık. “Restoranın telefonunu bulmak için kim arar 118’i” dediler. Çünkü, böyle bir durumda onların sekreterleri arıyordu. Onun için ilgili tecrübe de çok önemli.

Capital: Son dönemde Esas Holding olarak çıktğınız işler oldu mu?

Organik işine girdik ve anladık ki bunun Türkiye’deki pazarı 50 milyon dolar. Buna ihracat da dahil. Onun için o işten çıktık. Böyle meziyetlerimiz de var. Kan fazla akmadan, “Biz bu işle uğraşmayalım” deriz. Olmuyorsa zorlamayacaksın.~

Capital: Size ortaklık ya da “Bizi alın” diye gelenlerin sayısı çok mu?

Esas Holding’e çok yoğun teklifler geliyor. Gelen teklifler, ayda 100’ü bulabilir. Mesela AFM’yi 8 TL’den aldık, 2 ay sonra 16 TL’ye çıktı.Şirketle ilgili herhangi bir geliştirme yapmadık. Sektörde de herhangi bir iyileştirme olmadı. Hadi yarısı borsadan diyelim, peki diğer yarısı? Diğer yarısı perakende yatırımcının bize olan inancını  gösteriyor. “Bunlar, bunu aldığına göre bunun ederi 8’den daha yüksek, zaten bunlar da bu işi burada bırakmaz” diye düşünüyorlar. Bu bana cesaret veriyor. Türkiye’deki perakende yatırımı çok önemli. Bunun dışında bizim Türkiye’deki diğer risk sermayelerine kıyasla soy ismimizden gelen önemli bir itibarımız var. İnsanlar onlara haksızlık yapmayacağımızı biliyor. Finansman kaynaklarımız çok bol. Çoğu insandan daha kolay iyi insan bulup ailemize katabiliyoruz. Bu üç özellikten dolayı  Anadolu’dan da İstanbul’dan da yoğun talep geliyor. Zaten Esas Holding’in şu andaki çalışma yapısında bu teklifleri filtre eden bir ekip var. Filtrelemek gün geçtikçe zorlaştığı  için yatırım yaparken kriterler koyduk.

Capital: 2011 hedefleriniz neler, nasıl bir büyüme planlıyorsunuz?

-  2011’de Pegasus’un büyümesi için kuzeyde, güneyde ve doğudaki komşularımızda yeni hatlar açmak istiyoruz. Şu anda komşularımız arasında tek Gürcistan ve Beyrut’a uçabiliyoruz. Bu coğrafyaya daha fazla odaklanmak istiyoruz. İran’a ve Suriye’ye uçabilmek istiyoruz. Elimizi kolumuzu bağlayan ikili anlaşmalar var. Bu anlaşmalara göre Türkiye’den Suriye’ye Türklere ait tek bir havayolu uçabiliyor. Bu durum McDonald’s’a, “Sadece Ankara ve doğusunda restoran açabilirsin” denirken Burger King’e, “Türkiye’nin her yerinde açabilirsin” denilmesi gibi… Bizim sektörün liberalizasyonu geriden geliyor.

Capital:  Hangi sektörleri yakın markaja alacaksınız?

- Sağlık sektörünü. Bundan 4-5 ay öncesine kadar sinemaya girmek nasıl projeyse sağlık sektöründe büyümek için de projelerimiz var. Hizmet sektöründe misafire yakın olan çoğu işe bakıyoruz. Bu yüzden AFM’nin sahibiyiz. Gıdada fırsat var gibi görünüyor ama ölçek önemli. Gıdım gıdım yapmayacağız bu işi, yaparsak büyük yapacağız. Şu anda iki arada bir deredeyiz. Havacılıkla ilgili Türkiye’de ve yurtdışında her önemli insanı tanıyoruz. Bir de şimdi gayrimenkul işimiz var. Ama gayrimenkulü üreten değil finanse eden tarafta olmak istiyoruz. Burada ağırlıklı olarak yapı üzerinde çalışıyoruz, oraya 100 milyon Euro’luk bir fon ayıracağız. Bunu 2 kata kadar büyütme ihtimalimiz var. Paranın yüzde 50’sini Türkiye’de yüzde 50’sini yurtdışında harcamak istiyoruz. Son 3 yılda dünya, krizden Türkiye’den daha fazla etkilendi. Dolayısıyla Londra’da, New York’ta, Singapur’da alacağım ticari gayrimenkulün değeri, Türkiye’ye kıyasla daha alt seviyede. Oralarda daha düşük getiriler olsa bile projelere bakmak istiyoruz.

Capital: Çıkabileceğimiz başka işler olabilir mi?

- Şu anda başka bir şey yok.

 


İLK İŞİM OLTA SATMAKTI”

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz