Yeni CEO'nun 10 yıl planı

Kayabaşı ile Kibar Holding’in büyüme stratejisini ve orta vadeli planlarını konuştuk...

20.03.2019 16:10:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yeni CEO'nun 10 yıl planı

Aslı Sözbilir

Türkiye’nin dev şirketlerinden Kibar Holding, sanayiye ilk adımını 1972 yılında Kartal Sac İşletme Ünitesi ile attı. Bugün ise otomotiv, ambalaj, yapı malzemeleri, gayrimenkul, lojistik, enerji, gıda ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren 22 şirketi ve 7 bin 500’e yakın çalışanıyla hizmet veriyor. Her yıl istikrarlı bir büyüme kaydeden Kibar Holding’in grup şirketlerinin 2017 yılı kombine cirosu, 6 milyar 400 milyon dolar iken 2018 yılında yüzde 8 artışla 6 milyar 900 milyon dolar olarak gerçekleşti. Satışlarının yüzde 60’ı ihracata yönelik olan Kibar Holding’in toplam ihracatı 2018’de 2,5 milyar dolar civarında. Köklü bir aile şirketi olan holdingin direksiyonunda Nisan 2018’den beri grubun içinden bir isim var. 38 yıl önce ithalat uzman yardımcısı olarak işe başladığı grupta özellikle metal iş kolunda üst düzey yönetim kademelerinde görev yapan Haluk Kayabaşı, Nisan 2014’te COO, 4 yıl sonra ise CEO koltuğuna oturdu. Kayabaşı grubun 2019’da yatırımlarını metal, otomotiv ve servis gibi stratejik işlerine yoğunlaştıracağını anlatıyor. Otomotiv yan sanayi de bir dış satın almanın yanı sıra enerji alanınında yeni fırsatları kovalayacaklarını da ekliyor. Yeni dönemde şirketin odağının yeni pazarlara açılmak olduğunu anlatan Kayabaşı, Afrika başta olmak üzere Orta Doğu, ABD ve Doğu Avrupa’da arayışlara başladıklarını anlatıyor. “Yeni dönemde yeni pazarlar arayıp yeni ürünler geliştireceğiz” diyen Kayabaşı ile Kibar Holding’in büyüme stratejisini ve orta vadeli planlarını konuştuk: 

 Şu anda Kibar Holding’in profili nedir? 

 Grup yaklaşık 22 şirketten oluşuyor. 2018 sonu itibarıyla 7 bin 350 çalışanı var. Geçen yılı bütün grup olarak yaklaşık 6 milyar 900 milyon dolar kombine ciroyla kapattık. Metal sektöründe Korelilerle ortak bir paslanmaz yatırımımız var, yassı paslanmaz çelik üretiyoruz, 300 bin ton kapasitesi var. Alüminyum sektöründe 300 bin ton kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın da 3’üncü büyük alüminyum şirketiyiz. Ana pazarımız da Batı Avrupa’dır, 2018’de ona Amerika’yı ekledik. Amerika pazarı büyük ihtimal 2019 sonunda bizim sırasıyla Türkiye ve Almanya’dan sonra 3’üncü büyük pazarımız olacak. Daha önce İngiltere 3’üncü, Fransa 4’üncü büyük pazardı. Bunlar dışında bir de gıda sektöründeyiz, Ege Assan’da küçük bir tesisimiz var. Oradan özellikle Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika ülkelerine, Birleşik Arap Emirlikleri’ne, Rusya’ya ihracat yapıyoruz. Bugünlerde Çin’e bile ürün göndermeye başladık, Walmart’la yeni bir anlaşma imzaladık. İlk defa Walmart’a kendi markamızla giriyoruz. O işimizde de 2019 bütçelerini tutturarak kapattık ve ihracata odaklandık. Daha önce yüzde 20 ihracata yüzde 80 iç piyasaya çalışıyorduk; şimdi hedefimiz bunu yüzde 50-50 paylaştırmak. Otomotiv sektöründe de (Hyundai Assan) bütçelediğimiz hedefleri tutturduk. İç piyasanın biraz sıkışmasından dolayı iç piyasaya satamadığımız ürünleri ihraç ettik. Orada da ana pazarımız yine Batı Avrupa’dır, ürettiğimiz ürünlerin yüzde 90-95’ini ihraç ediyoruz. Yine otomotiv yan sanayi şirketimiz Assan Hanil, Hyundai’nin ana tedarikçilerinden. Otomotiv içinde direksiyon ve vites dışında ne görüyorsanız tampon dahil Hyundai’ye biz veriyoruz. Bunun dışında Ford’a hizmet veriyoruz, Mercedes kamyonun işini aldık, Aksaray’da yeni bir fabrika kuruyoruz. 2018 bütçelerimizi orada da tutturarak kapattık, 2019’da büyüme hedefimiz var. Aksaray’da yatırımımız devam ediyor ama bir de Avrupa’da bu sektörde bir satın alma yapıp daha global hale gelmeyi planlıyoruz. 

 CEO olduktan sonra odaklandığınız ana başlıklar neler oldu? 

 Ben grubun acemisi değilim, 40 yıldır grupta çalışıyorum. Grubun her zaman kendi kurumsal planları oldu. Grubun sahibi her ne kadar yüzde 100 aile olsa da aile kurumsal kültüre çok uygun. Ve bizde patron çalışan ilişkisi yoktur. Sermayedarlar, çalışanlar, tedarikçiler hepimiz burada paydaşız. Dolayısıyla grubun zaten tüm paydaşların memnuniyetini iyileştirme odaklı kendi kurumsal planları vardı, ben o planları devraldım, devam ettiriyorum. 

Holding olarak faaliyet gösterdiğiniz sektörlerde 2018’i nasıl kapattınız?

 2018’de ülkede yapay bir sıkıntı oluşturuldu, o sıkıntılar yaşandı. Biz grup olarak risklerimizi iyi yöneten bir grubuz. Sadece tek pazar için tek ürün üretmiyoruz. Birincisi hangi işteysek ilk 3’te olmayı hedefliyoruz. Birçok işimizde bir numarayız. İkincisi ürettiğimiz malın dünyanın her yerinde satılabilir olması bizim için çok önemli. Dünyanın her yerinde satılabilir kalitede ve maliyette bir ürün üretebiliyor olmamız lazım. Bu önemli bir stratejimizdir. Dolayısıyla biz bütün şirketlerin ortalamasını hesaplarsak yüzde 60-40 oranında ihracata ve iç piyasaya ürün üreten sanayici bir grubuz. Hyundai gibi bazı şirketlerimiz yüzde 95 ihracat yapar, yüzde 5 iç piyasaya ürün verir. Örneğin alüminyumda ihracat oranı 2017’de yüzde 70 iken, bunu bu yıl iç piyasadaki daralmadan dolayı yüzde 82’ye çıkardık. Bizim dışarıda yıllardır oluşturduğumuz pazarlarımız, müşterilerimiz var. En yeni müşterimiz 10 yıllıktır. Dolayısıyla iç piyasadaki herhangi bir sıkışıklıkta piyasadaki gelişmeleri takip edip daha erken öngörülerde bulunarak bazı ürünlerimizi yurt dışına çok rahat yönlendiriyoruz. Bu nedenle çok az etkilendik ve tüm şirketlerimizde bütçelerimizi tutturduk.

2018 hedeflerinizi ne ölçüde tutturdunuz? 

 Toplam üretim olarak alüminyumda 285 bin ton bütçeledik, 283 bin 500 ton tutturduk ve hedeflediğimiz kârlılığı yakaladık. Hyundai’de hedeflediğimiz miktarı yakaladık, iç piyasaya veremediğimiz ürünleri Avrupa’ya verdik. Paslanmaz işimizde yüzde 70 iç piyasaya, yüzde 30 ihracata çalışıyorduk, bu neredeyse 50-50’lere çıktı. Orada da yaklaşık 220 bin ton bütçelemiştik, 220 bin ton gerçekleşti. Metal sektöründe Assan Panel diye büyük bir sandviç panel şirketimiz var. Orada 6 milyon metrekare bütçeledik ve 2018’i 5 milyon 800 bin metrekareyle kapattık. Assan Gıda’da hedeflediğimiz bütçeyi miktar olarak yüzde 100 tutturduk. Miktar olarak tutturmadığımız hiçbir şirketimiz yok. Ciro olarak da 6 milyar 900 milyonla kapattık, hedefimiz de buydu. 2019’u da 7 milyar 100 milyon dolar olarak bütçeledik. Yüzde 3 büyüme koyduk. 

 Holding olarak kur hareketlerinden nasıl etkileniyorsunuz? 

 Kur hareketleri bizi çok az etkiledi. Biz 47 yıldır risklerimizi çok iyi yöneten bir grubuz. Kur risklerimizi, yatırım risklerimizi, pazar risklerimizi iyi yönetiyoruz. Mesela bir müşteri var, ürettiğimizin yüzde 30’unu yüksek fiyatla almaya hevesli. Biz onun yüzde 30 riskini almıyoruz, yüzde 10 verip, geri kalan yüzde 20’yi başka müşterilere paylaştırıyoruz. Çünkü bir gün o yüzde 30’u almaz olursa yüzde 30’un yerine benim yüzlerce müşteri koymam gerekiyor. 

 2019 için Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin genel beklentileriniz neler? 

 Avrupa’da bir sıkıntı yaşanacağını tahmin etmiyoruz, yüzde 2,4 büyüme öngörülüyor. Amerika’da ise büyük bir gelişme var, Assan Alüminyum olarak şu anda Amerika’da fuardayız mesela. Büyük de bir talep var. Trump gümrük vergilerini artırıp Çin’den ithalatı durdurunca içeride akıl almaz bir talep artışı olmaya başladı. O talep artışı da içerideki yatırımcıların iştahını kabarttı, içeride müthiş bir yatırım var. İşçilik maliyetleri de o yüzden arttı. Bu nedenle ben 2019’un keyifli geçeceğine inanıyorum. 2019 Türkiye için de bir toparlanma yılı olacaktır, yeter ki bu açıklanan ekonomik programlar taviz verilmeden uygulanmaya devam edilsin. 

 Bu koşullarda Kibar Holding olarak 2019’da nasıl davranmayı planlıyorsunuz? 

 Biz sanayici bir grup olduğumuz için üretim tesislerimizde verimlilik çalışmaları yapacağız. Dijitalleşmeye önem vereceğiz, daha teknolojik yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Pazar çeşitlendireceğiz ve verimlilik artışı sağlayacağız. 

 Farklı sektörlerde faaliyetleriniz var. Ciroda en büyük pay hangi alanlardan geliyor? 

 Grubun en büyük payı alüminyumdan ve otomotivden geliyor. 

Assan Alüminyum olarak şu andaki büyüklüğünüz, projeleriniz neler?

 Assan Alüminyum olarak bir Tuzla’da bir de Dilovası’nda iki büyük fabrikamız var. Yaklaşık 300 bin ton kapasiteyle çalışıyoruz. Bunun dışında Dilovası’nda çok modern 60 bin ton kapasiteli bir alüminyum boyama tesisimiz mevcut ve Avrupa’nın en modern boyama tesisidir. Ayrıca Dilovası’nda bir geri dönüşüm tesisimiz var. Türkiye’deki hurdaları toplatarak onları geri dönüştüren çok çevreci bir iştir. Orada 2019’da yaklaşık 50 bin ton civarında ürün üreteceğiz. Bir de ürünlerimizi temiz enerjiyle üretiyoruz. Manavgat Hidroelektrik Santrali’ni 2-3 yıl önce özelleştirmeden satın aldık ve Assan Alüminyum’da kendi enerjimizi kullanıyoruz. Bunu da Avrupa’da ürün sattığımız nihai kullanıcılara anlatarak ürünümüze daha fazla ücret talep ediyoruz. Ayrıca Karasu’daki yatırım projemizin çalışmalarına devam ediyoruz. Assan Alüminyum 2018’i 930 milyon dolar civarında ciroyla kapattı. 2019 ciro hedefi 1 milyar dolardır. 

 Vergi indirimleri otomotiv ayağında sizi nasıl etkiledi? Bu yıla dair beklentiniz ne? 

 Otomotivde bu yıl evvelki yıllar kadar keyifli olmayacak ama o vergi indiriminin piyasaya katkısı oldu, olmaya da devam ediyor. Piyasa toparlanmaya başlayınca Marttan sonra sektörün o vergi indirimine ihtiyacı olacak mı olmayacak mı onu yaşayarak göreceğiz. Öyle tahmin ediyorum ki 2018’deki satış hedefimizin yüzde 20 altında kapattık. O yüzde 20 bir şey değil, biz 200 bin araç üretiyoruz, iç piyasaya zaten bu ürettiğimizin 20 bin tanesini satıyoruz, 4 bin tane satmamış olmam çok da önemli değil. Bu yıl için de hedefimiz 2018’de fiili gerçekleşen kadardır. Bir toparlanma bekliyoruz, bu hedeflediğimiz sayının biraz üzerine çıkacağımızı umuyoruz. 

 Otomotiv sektöründe yeni yatırım planlıyor musunuz? 

 Hyundai’de ürün çeşitlendirme yatırımı yapacağız. Kapasiteyi artırmayacağız, yeni bir SUV üretmeyi planlıyoruz. 2019 sonu ya da 2020 başında üretime girecek. 

Enerji, lojistik ve liman işletmeleri alanlarında son durumunuz nedir?

 Limanda yaklaşık 240 bin TEU’yla kapattık 2018’i. Bu yıl da 260 bin TEU’lar bütçeledik. Limanın kapasitesi zaten 250 bin fakat biz yeni yatırımlarla yıl sonunda onu 400 bin TEU’ya getirmiş olacağız. İki katına çıkarıyoruz. Dolayısıyla Assan Port çok verimli çalışan bir işimiz ve büyümeye de devam edecek.Lojistikte ülkede sektörün yaşadığı bir sıkıntı var. Assan Lojistik de özellikle kurumsal firmalar tarafından tercih edilen ve grubun da işlerinin büyük kısmını yapan bir şirket. Günlük, spot, küçük işler yapmıyoruz. Dolayısıyla sektörün sıkıntı yaşadığı şu ortamdan yatırım yaparak, büyüyerek çıkmayı planladık. Enerjide yine sektörde yaşanan birtakım sorunlar var. Şu anda biz doğal gaz işindeyiz, o işimizi devam ettireceğiz, biraz geliştirebilirsek büyütmeye çalışacağız. Bir de Manavgat Hidroelektrik Santrali’nde bu yıl birtakım iyileştirme çalışmaları yaptık. Farklı birtakım yatırımlarla üretimi artırmaya, daha verimli hale getirmeye çalışacağız. Bir de etrafta karşımıza kârlı bir şey çıkarsa diye kulağımız açık olacak. 

 Kibar Holding olarak önümüzdeki dönemde hangi iş koluna ağırlık vereceksiniz? 

 Tamamına ağırlık vereceğiz. Stratejik işlerimiz zaten bellidir; metal, otomotiv ve servis… Yatırımı otomotivde, özellikle de yeni şirket satın alımı yoluyla Assan Hanil’le yan sanayide yapacağız. 

 Satın alma planını biraz açabilir misiniz? 

 Almanya ya da benzer bir Avrupa ülkesinde otomotiv sektöründeki büyük markalara hizmet veren bir sürü yan sanayi şirketi var. Bir yıl önce bir danışmanla anlaştık, araştırmaları yaptık. Yaklaşık 50 şirket önümüze geldi. Bir kısa liste yapıldı, 3 firmaya düşürdük. Önümüzdeki birkaç ay içinde birine teklif verip değerlendirme tespit (due diligence) sürecine gireceğiz. Son aşamalardayız. Bir de ürün geliştirme ve çeşitlendirme işlerimiz var. Alüminyumda çok önemli bir Ar- Ge’miz, kendimiz için geliştirdiğimiz alaşımlarımız bulunuyor. Örneğin, alüminyumdan buruşuk kap dediğimiz sütlaç kaseleri vardır. Bunlar 50 mikron kalınlıkla üretilir. Biz onu 35’e kadar düşürdük, bu, müşterinin maliyetini yüzde 25-30 aşağı düşürüyor. Bu çalışmalara devam edeceğiz. 

 Mevcut dışında girmeyi düşündüğünüz, takip ettiğiniz yeni alanlar var mı? 

 Teknoloji alanında araştırmalarımız bulunuyor. Bir de enerjide biraz daha büyüyebilir miyiz diye düşüncelerimiz var. 

 Peki dijital dönüşüm konusunda holding bünyesinde ne gibi çalışmalarınız var? 

 İspak adındaki ambalaj şirketimizde geçen yıl başında yatırımı bitirdik. Kelimenin tam anlamıyla Endüstri 4.0 kapsamında çalışan Türkiye’nin en modern ambalaj tesisini kurduk. Şimdi diğer tesislerimizi de Endüstri 4.0’a dönüştürmek için üretim hatlarında ne tür ilave yatırımlar gerekiyor, değişim ve tadilatlar gerekiyor onları projelendiriyoruz. Bu projelerin bir kısmını 2019’da bütçeledik. Bir kısmını 2020’de yaparak 2021’e kadar bu dijitalleşme 4.0 konusunda baya ilerlemiş olacağız. 

 Kibar Holding’de bundan bir sonraki adım ne olacak? 

 Bundan sonraki adımımız her zaman olduğu gibi risklerimizi iyi yönetmek olacak. Çalışan memnuniyetimiz, kapasite kullanımı bizim için çok önemlidir. Yıllardır her kriz yılında bile kapasitemizi maksimum kullandık. Dolayısıyla mevcut halimizi devam ettireceğiz. 

Kibar için nasıl bir gelecek hayaliniz var?

 3, 5 ve 10 yıllık planlarımız var. Yaklaşık 25 yıldır ortalama yüzde 10 büyüyerek ilerledik. Önümüzdeki 10 yılda da yine bu yüzde 10 büyümeyi devam ettirerek ilerleyeceğiz. O arada yeni sektörlere girebiliriz, ama şu anda net bir hedefimiz yok, araştırıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz