Yatırım değil trading yılı

Mevduatı kısa vadede cazip bulmakla birlikte, uzun vadeli bono yatırımının da yapılabileceğini söyleyen ING Menkul Değerler Genel Müdürü Bülent Altınel, sorularımızı yanıtladı.

8.06.2014 00:43:460
Paylaş Tweet Paylaş
Yatırım değil trading yılı
Türkiye, yerel seçimleri geride bıraktı. Seçimden çıkacak sonuçların, kısa vadede piyasalar üzerinde etkili olması bekleniyor. Ardından yaz aylarında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olacağını kaydeden ING Menkul Değerler Genel Müdürü  Bülent Altınel, yılın genelinde piyasalarda volatilitenin hakim olacağını söylüyor.

Altınel, endekste düşüşlerin kalıcı olmayacağını ancak 2014’ün yatırım değil trading yılı olduğunu kaydediyor. Piyasalar, kritik bir süreçten geçiyor. Bu süreçte belirleyici temel faktör ise iç siyaset. Yerel seçimlerin ardından çıkacak sonuçlar, piyasalar üzerinde kısa vadede belirleyici olacak.

Yerel seçimlerin ardından gündeme cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek. Hükümetin Twitter hesaplarına girilmesini engelleme girişimleri de siyasi tansiyonun yüksek seyretmesine neden olan bir diğer faktör.

Bunun yanında FED’den gelen faiz artırımını öne çekme sinyalleri, gelişen piyasalar üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Kırım ve Suriye’de yaşanan bölgesel riskler, henüz piyasalar üzerinde ciddi bir etki yapmasa bile izlenmeye devam ediliyor. Moody’s’in banka görünümlerini aşağı çekebileceğine yönelik verdiği mesajlar da piyasalar üzerinde baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor.

İşte bu kritik süreci ING dönemi olarak değerlendiren Altınel, risk alabilenlere yüzde 40’a kadar hisse senedi, alamayanlara ise yüzde 20’ye kadar hisse senedi tavsiyesinde bulunuyor.  Mevduatı kısa vadede cazip bulmakla birlikte, uzun vadeli bono yatırımının da yapılabileceğini kaydediyor. Bülent Altınel’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

17 Aralık’tan bugüne hem iç hem dış faktörlerin etkisinde nasıl bir süreç yaşandı?
Küresel ekonominin gündemi ve veri akışı çok fazla. Profesyonel yatırımcı, işadamı veya bireysel yatırımcı için gelen veriyi süzgeçten geçirmek ve karar almak çok zor. Temelde FED’in varlık alımlarını azaltmasıyla birlikte uzun süredir devam eden bol likidite ve düşük faiz döneminin sona ereceği az çok belli oldu.~
Bunun sonucunda da gelişmiş ülke borsaları rekor kırmaya devam ediyor. Gelişmekte olan borsa ve para birimleri satış baskısı altında. FED haberinin üzerinden neredeyse 9-10 ay geçti ve GOP içinde de ayrışmalar oluşmaya başladı. Benim tahminim, 2014’ün yatırım yılından daha çok trade yılı olacağı yönünde.

Türkiye piyasaları, bu süreçte neden daha fazla etkilendi? Kırılgan 5’linin tamamında ve birçok gelişen piyasalarda seçim yılı...
Seçim dönemine artan siyasi gerginlikle giriliyor. Dolayısıyla gelişmekte olan piyasalar (GOP) içinde son bir yıldır devam eden aşağı trendden bir miktar daha fazla etkilendiğimizi söyleyebiliriz.

Ancak GOP’ların genelinde son bir yıl içinde kendilerine özgü yaşanan sıkıntılar mevcut. Özellikle para birimlerinde ciddi değer kayıpları hemen hemen tüm GOP’larda söz konusu.

FED politikasının etkileri dışında Türkiye’de ardı ardına seçim dönemine girilecek olmasının TL ve BİST üzerinde bir miktar daha etkili olduğunu görüyoruz. Bu yıl içinde artan faiz oranlarının toplam kredi büyümesini negatif etkilemesi ve mevcut gerginliğin tüketici üzerindeki etkisi, büyümeyi yavaşlatacak.

Gelinen seviyelerde Türkiye piyasaları ne kadar iskontolu?
MSCI endekslerine ve kendi içindeki ortalamalara bakmak fikir verebilir. MSCI Türkiye ortalamasının son 10 yıllık fiyat/kazanç ortalamalarına göre yaklaşık 11 seviyelerinde, beklenen fiyat/kazanç seviyelerine göre yaklaşık yüzde 20 seviyelerinde iskontolu işlem görüyoruz.

Ancak bu dönem zarfında tüm gelişmekte olan ülkeler, mevcut rüzgardan olumsuz etkilendi ve genel ortalamalar düştü. Beklenen fiyat/kazanç düzeylerine göre Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelere göre iskontolu olmakla birlikte iskonto oranı, yaklaşık yüzde 7-8 civarında.~
Bu iskonto oranıyla yabancı yatırımcının tavrı nasıl? Yavaş yavaş alıma dönmeye başladılar mı?
BİST, yabancı yatırımcı ağırlıklı bir piyasa. Şu anda herkes beklemede. Çoğunluk, seçimlerin sonucunu ve gelişmeleri bekliyor. Önceden de belirttiğim üzere önümüzdeki aylarda gerek global gerekse de iç meseleler sebebiyle yatırım amaçlı işlemlerden ziyade trade amaçlı işlemler olacak. 

Bu yabancılar için de geçerli, genel havaya bakarak dönem dönem para girişleri yaşayıp hayli hareketli günler göreceğimizi bekliyorum.

Bundan sonra piyasaları etkileyecek ana dinamikler neler olacak? En dibi gördük mü?
Bundan sonra GOP’taki her ülkenin kendi iç dinamikleri bir miktar daha öne çıkacak. Çünkü, tapering başlığı altında oluşan negatif algının fiyatlara yansımış olduğunu düşünebiliriz. Piyasalar o gelişmeye karşılık gerekli tepkiyi verdi.

GOP’larda baz seviyeleri arttı. Bundan sonra GOP ve Türkiye içinde oluşacak ekonomik ve siyasi gelişmeler, genel dengeleri belirler. BİST, yabancı ağırlığı yüksek ve nispeten likit piyasa.

Dolayısıyla mevcut gerginlikler devam ettiği sürece daha düşük seviyeler görülebilir. Borsa da yeni dipler görülse dahi, kalıcı olmaz. Çünkü Türkiye’nin kendi dinamikleri ve büyüme odaklı stratejisi, borsaları her zaman canlı tutar.

30 Mart seçimlerinin ardından bahar aylarını nasıl geçireceğiz? Borsa açısından değerlendirir misiniz? 60.000 altı mümkün mü? Yukarıda nereler görülür?
Yerel seçimlerden çıkacak sonuca bağlı. Ancak, piyasanın vereceği tepkilerin kalıcı olmayacağını biliyorum. Çünkü, akabinde cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Benim düşüncem piyasalarda bu yıl boyunca oynaklığın çok yüksek olacağı yönünde.~
Endeks 60.000’in altına 55.000’lere gelebilir, Ancak bu düşüşler anlık olur. Tepki alımları gelir. Bu yıl 90.000’li zirve seviyelerini ise öngörmüyoruz. Bu yılın geneline bakıldığında büyüme beklentisinin yüzde 2 civarlarına çekildiğini görüyoruz.

2015 beklentileri 3,5-4 seviyelerinde. Aslında Türkiye ekonomisi çok hızlı hareket eder, bunca yıldır tecrübe ediyoruz. Pazarın pozitif beklentisi oluştuğu anda hızla ivme kazanır. 2014’ün seçim yılı olmasıyla birlikte global rüzgarın ne hızda ve yönde eseceği bir o kadar önemli. Dolayısıyla altını çizerek belirtmem gerekirse, bu yıl yatırım yılından ziyade daha çok trading yılı olacak.

2013 sonu itibarıyla BİST’te bilançolar nasıl geldi? 2014 nasıl gelir?
2013 yılında BİST’te işlem gören hisselerin kârlarında genel olarak büyüme gerçekleşmedi. Toplam 2013 yılı net kârları önceki yıla paralel olarak 66 milyar TL seviyesinde geldi. Bankacılık sektörü ve sanayi sektörlerine ayrı ayrı baktığımızda bankacılıkta bir önceki yıla oranla yüzde 5’e yakın bir büyüme oldu.

Sanayide ise küçük de olsa bir küçülme var. 2014 yılında büyüme hız kesecek. Ayrıca BİST içinde bankacılık sektörünün kârlılıkları azalmaya devam edecek. Dolayısıyla 2014 yılı oldukça zor ve hareketli geçecek.

Kredi maliyetlerinin arttığı, iç talebin nispeten daraldığı, TL’nin değer kaybettiği bir dönemde, özkaynaklarına göre borçları dengeli, döviz cinsi borçları düşük, ihracat gelirleri yüksek olan şirketler, daha avantajlı olacak.

Temettü verimi yüksek şirketler cazibesini yitirdi mi?
BİST’teki şirketlerin dağıttıkları kâr payı ve ortalama verimliliği oldukça düşük ve bu süregelen bir sıkıntı. Piyasada mevduat ve sabit getirili enstrümanların getirisi çift haneye ulaştı. Dolasıyla temettü verimi nispeten yüzde 10’lar civarındaki hisselerin bile verimi yüksek değil.~
Gelişmekte olan piyasalarda büyüyen şirketler, kâr payını içeride tutarak kaynağı daha etkin kullanmayı amaçlar, yatırımcı da profiline göre tercihini yapar. Ancak bugüne kadar bu süreç henüz oturmadı.

Dolarda sular duruldu mu? Yeniden 2,40 seviyelerine hareket olur mu? 2,10 seviyeleri görülür mü?
Dövizde sular faizlerin artışıyla birlikte durulmuş gözüküyor. Ancak geri çekilmelerin sınırlı olması negatif haberlerin hızla fiyatlanacağı izlenimi veriyor. Bu noktadan sonra bir miktar fiyat hareketleri, teknik analize dikkat etmekte fayda olabilir.

2,10 seviyeleri doların orta vadeli destek noktaları, 2,33 ve 2,40 seviyeleri direnç noktaları olarak göze çarpıyor. Bu seviyeler içinde dalgalanmalar görebiliriz.

Faizde beklentiniz nedir? MB’den yeni faiz artırımları gelir mi? Faizde mevduat mı, ÖST mi, tahvil bono mu daha cazip?
Faiz seviyesinin, enflasyon beklentisine paralel, mevcut seviyelerde yatay seyredeceğini bekliyorum. MB’nin ocak ayı içinde yaptığı faiz artırımlarının yeterli olduğunu görüyorum. Enflasyon kur etkisi, mevsimsel etkiler ve enerji fiyatlarına gelebilecek olası zamlarla birlikte hedefin üzerinde kalacağı tahmin ediliyor.

Dolayısıyla 11,30-11,40 seviyesinde faiz oranları mevcut enflasyonu fiyatlıyor. Bugünlerde mevduat faizleri bireysel yatırımcı acısından cazip gözüküyor. Ancak mevduatlar kısa vadeli, piyasanın oynaklığının yüksek olduğu bir döneme denk gelirse yatırımcının uzun vadeli bonolara yatırım yaparak reel getiri elde edebileceğini düşünüyorum.

Bülent Altmel’den 7 kritik saptama

1- Türkiye'de ardı ardına seçim dönemine girilmiş olmasının TL ve BİST üzerinde bir miktar daha etkili olduğunu görüyoruz.
2- Türkiye diğer gelişmekte olan ülkelere göre iskontolu olmakla birlikte iskonto oranı, yaklaşık yüzde 7-8 civarında.~
3- Borsada yeni dipler görülse dahi kalıcı olmaz. Çünkü Türkiye'nin kendi dinamikleri ve büyüme odaklı stratejisi, borsaları canlı tutar.
4- Altını çizerek belirtmem gerekirse, bu yıl yatırım yılından ziyade daha çok trading yılı olacak.5- Borsada 60.000 altında 55.000'ler görülebilir ama kalıcı olmaz. Bu yıl yeniden 90.000 zirve seviyeleri de beklemiyoruz.
6- Mevduat kısa vadede cazip. Ama yatırımcının uzun vadeli bonolara yatırım yaparak reel getiri elde edebileceğini düşünüyorum.
7- Özkaynaklarına göre borçları dengeli, döviz cinsi borçları düşük, ihracat gelirleri yüksek olan şirketler, daha avantajlı olacak.

ÜÇ RİSK GRUBUNA GÖRE YATIRIM ÖNERİLERİ
1- Model portföylerde, risk derecesi düşük bir yatırımcı için yüzde 20 hisse senedi, yüzde 80 sabit getirili enstrümanlar tercih edilebilir.
2- Orta risk derecesine sahip bir yatırımcıya yüzde 40 hisse, yüzde 60 sabit getirili ürünlerde yatırım yapmasını önerebilirim.
3- Döviz yatırımcıları için ise TL’nin orta ve uzun vadede daha cazip olacağını tahminle, TL’ye kademeli geçiş yapmasını öneririm.

"BES FONLAR HİSSE AĞIRLIKLI OLSUN"
Öncelikle bireysel yatırımcılar, emeklilik fonlarına yatırım yapsın. Çok sayıda kişinin hala bireysel emeklilik sistemine girmediğini görüyorum. Halbuki mevcut devlet katkısıyla sisteme katılmak son derece avantajlı.

Bu fonlar, uzun vadeli ve kademeli yapılan yatırımlar. Dolayısıyla hisse senedi ağırlıklı bir emeklilik planına girmek için en uygun zaman. Mevcut emeklilik sisteminde olanlar için ise hisse senedi ağırlıklı bir plana geçmelerini öneririm.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz