Geçen hafta profesyonel bir hizmet tedarikçisinin iş yerindeydim. Şirket binasında etrafıma bakınırken bekleme odasını süsleyen fotoğrafların seçimine hayran kaldım. Fotoğraflardan birinde altı kişilik bir kürek takımı vardı. Yani resimde altı tane ekip üyesi ve bir de talimatlar yağdıran ve kayığın düzgün gitmesini sağlayan dümencibaşı vardı.
Kayığı suda sıklıkla görülen gün sonu durgunluğunu bir bıçak misali keserek gidermiş gibi gösteren harika bir fotoğraftı. Her biri suda milimi milimine hesaplanmış bir şekilde bir öncekinin girdiği yere dalıp çıkan kürekler suda yuvarlak daireler oluşturuyordu. Her şey kelimenin tam anlamıyla birbiriyle uyumluymuş gibi görünüyordu. Tıkır tıkır işleyen bu düzenek gerçekten de muhteşem bir manzaraydı.
Bu resim beni dümencibaşı hakkında internette bir arama yapmaya yöneltti. Wikipedia’da aşağıda yazdıklarımı buldum: Bir ekipteki dümencibaşının rolü:
? Kayığın dümenini düzgün bir şekilde yönlendirerek daima kayığı ve kürekçileri emniyette tutmak (su ve kürek yarışları kurallarına uyarak)
? Daima kayığın kumandasını üstlenmek
? Antrenör olmadığı zaman takıma antrenörlük yapmak
? Ekibe motivasyon ve cesaret vermek
? Hem yarış hem yarış dışı zamanlarda ekibe kendi performansı hakkında geri beslemeler sunmak
? Gerekli tüm taktiksel önerilerde bulunmak
? Kayığı kıyıya çekerken bile her zaman ekibi organize etmek ve yönlendirmek.
AİLE ŞİRKETLERİYLE İLGİSİ
Tüm bunların aile şirketleriyle ne alakası olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Cevabım ise aynı hizada durmaktır! Bir başka köşe yazımda dümencibaşının rolünün aile şirketindeki bir liderle nasıl çakıştığını tartışacağım. Bugünkü odak konumuz aile üyelerinin aynı hizada durmasıyla ilgili.
Bir aile şirketindeki tüm ortakların aynı hizada duruyor olmaları elzemdir. Bu iş, paylaşılan bir şirket vizyonu ve şirketin geleceğinin ne olacağının gayet iyi bilinmesiyle başlar. Bu noktaya gelinebilmesi için ailenin şirketin nasıl faaliyet göstereceği konusunda uzun uzadıya tartışmış olması gerekir.
Aile şirketleri, bu gibi sorulara cevaplar bulmak ve maaş ödeme günleri de dahil olmak üzere çalışanlara karşı nasıl davranacaklarını belirlemiş olmak zorundadır. Müşterilerimden biri şu politikayı benimsemişti: “Biz çalışanlarımıza adil bir piyasa ücreti sunmanın yanı sıra istikrarlı ve öngörülebilir bir çalışma ortamı da vaad edeceğiz.”
Bu gibi bir taahhütle çalışanlara ne kadar çok saygı duyulduğu ve onların şirketin başarısında ne kadar önemli görüldükleri ifade edilmiş olmaktadır. Bir başka aile şirketinde kârın nasıl dağıtılacağı konusunda önemli farklılıklar vardı.
Bu örnekte aile üyelerinden birisi sürekli olarak hep daha fazlasının dağıtılmasını ve hatta makul endüstri standartlarından bile daha fazla kâr payı almayı talep ediyordu. Bu gibi talepler aslında aynı hizada durulmadığının bir göstergesidir ve şirketi neredeyse “batmaya” kadar götürebilecek derin kargaşaların işaretidir.
Bu aile yoğun, gürültülü, asabi ve üzücü tartışmalardan sonra kazanılan kârların belirli bir yüzdesinin ortaklara dağıtılacağı ve geri kalanın şirketin büyümesi ve zenginleşmesi için şirket içinde kalacağı yönünde bir uzlaşmaya vardı. Evet orada aynı hizaya geldiler ancak şirketin başarısı konusunda halen almaları gereken çok yolları var.
1 DESTE ÇUBUK ÖRNEĞİ
Aesop’un M.Ö. 560 ile 620 yılları arasında yaşadığına ve benim aynı hizada durmakla ilgili düşüncelerimi özetleyen aşağıdaki özeti yazmış olduğuna inanılır: “Bir babanın sürekli olarak kendi aralarında didişen erkek çocuklardan oluşan bir ailesi vardı.
Bu baba bu anlaşmazlıklara çözüm bulamayınca onlardan kendisine bir deste çubuk getirmelerini söylemişti. Çocuklar babalarının istediğini yaptıklarında ise her birinin eline sırasıyla bu çubuk destesini vermiş ve onlardan ellerindeki bu çubuk destesini kırmalarını istemişti.
Çocuklar bütün güçleriyle çubukları kırmayı denemişler ancak bir türlü başaramamışlardı. Baba sonrasında desteyi açmış ve çubukları birbirlerinden ayırarak tek tek çocuklarını ellerine vermişti ve onlar da bu çubukları kolaylıkla kırmışlardı. Ardından onlara şu nasihatte bulunmuştu:
“Eğer fikir birliği yapar ve birbirinize destek olacak şekilde birleşirseniz tıpkı bu çubuk destesi gibi düşmanlarınızın hamlelerinden zarar görmezsiniz. Ancak eğer kendi aranızda bölünürseniz işte o zaman bu çubuklar gibi kolaylıkla kırılırsınız.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?